Avrupa’da Açılan Tıp Mektepleri:
Salerno Mektebi
Salerno İtalya’da Tyrene denizi sahilinde yer alan bir şehirdir. M.Ö. 2. yüzyılda da popüler bir sağlık merkeziydi ve bu özelliğini Roma İmparatorluğu zamanında da devam ettirdi. Coğrafi konumu nedeni ile Bizans, İslam ve İspanyol uygarlıkları ile teması olan bu şehirde Avrupa’nın ilk laik tıp okulu kurulmuştur.
IX. yüzyılda açılan bu okul ve yanındaki hastane XI. yüzyılda en parlak zirvesine yükseldi. 1811 yılında ise Napoleon’un emri ile kapatıldı. Düzenli bir eğitim sonunda diploma veren bu okul her din ve ırka açık olduğu gibi kadınlara da eğitim vermekte idi.
Resim 3: Salerno Okulu’nda 11. yüzyıla ait elyazması resimlerde hemoroit, burun polipi ve katarakt ameliyat teknikleri gösteriliyor. (E. Atabek: Ortaçağ Tababeti)
Öğrenciler 3 yıl mantık, 5 yıl tıp okuduktan sonra, bilgili bir hekimin yanında çalışır sonra da serbest çalışma izni alırdı.
Burada Avrupa’nın her tarafından gelen öğrenciler Yunanca’dan Arapça’ya, Arapça’dan Latince’ye tercüme edilen Hipokrat ve Galen’in eserlerini okurlardı. Anatomi hiç bilinmezdi, ancak birkaç domuz teşrih edilirdi. Okulda fizyoloji ve patoloji konusunda Galen’in görüşleri okutuluyordu. Nabız ve idrar muayenesi yapılıyordu. Perhize önem veriliyordu.
Hipokrat (M.Ö. 370-460), Galen (130-200) ve M.Ö 600 yıllarında yaşayan Empedocles’in dünyanın yani makrokozmozun ateş, toprak, su ve hava gibi dört unsurdan oluştuğu görüşüne dayanarak insanların da yani mikrokozmozun dört hılttan meydana geldiklerini iddia etmişlerdi. Kan: ateş’e, kara safra: su’ya, balgam: toprağa, sarı safra: havaya tekabül ediyordu. Sağlık bu dört hılt’ın vücutta dengeli bir şekilde bulunmasına bağlıydı, hastalık ise bu dengenin bozulmasından ileri gelmekteydi.
Salerno hekimleri her insanda bir hılt diğerinden fazla olduğundan kişinin dış görünüşünü ve iç duygularını etkilediği görüşündeydiler. Böylece dört mizaç nazariyesi ortaya atıldı. Humoral dengeyi korumak için perhize büyük önem verilirdi. Bu nedenle ateşli hastalara soğan gibi soğutucu, vücudu soğuk olana ise biber gibi ısıtıcı ve yakıcı gıdalar yedirilirdi.
İslam tıbbının Salerno’ya ulaşmasında Afrikalı Konstantin (1015-1067) önemli rol oynadı. Konstantin Hipokrat ve Galen’in Yunanca veya Süryanice’den Arapça’ya çevrilen eserlerini Arapça’dan Latince’ye tercüme etti. İslam tıbbını ve dolayısı ile eski Grek-Romen tıbbının klasiklerini Avrupa’ya tanıttı.
Dostları ilə paylaş: |