Organ Transplantasyonları
Christian Barnard ilk kalp transplantasyonunu 1967 yılında gerçekleştirdi. Bu tüm dünya için oldukça önemli bir tıp alanı kilometre taşı idi. O ana kadar gerçekleşen böbrek transplantasyonlarından belki herkes o kadar haberdar değildi, ancak medya aracılığı ile güçlü bir şekilde duyurulan kalp transplantasyonu, büyük bir yankı uyandırdı.
1923 yılında Carlos Williamson’un çalışmaları transplantasyon girişimleri için geçerli olan büyük bir problemi aydınlattı. Reddetme olayını ilk defa tanımladı. Daha sonra bunun spesifik doku antijenlerine karşı alıcıda gelişen bir antikor aracılığı ile olduğu ortaya kondu. Aynı zamanlarda (1950’ler), Avusturalya’dan MacFarlane Burnet ve İngiltere’den Peter Medawar, yenidoğan bir hayvanın yabancı bir proteini tolere edebileceğini göstererek 1960 yılında Nobel ödülünü kazandılar.
1954 yılında aynı yumurta ikizleri arasındaki böbrek transplantasyonu Boston’da Peter Bent Brigham hastanesinde başarı ile gerçekleştirildi. Ancak farklı insan gurupları arasındaki transplantasyonlar ancak, alıcının immun cevabını zayıflatan ilaçların keşfinden sonra yaygın bir şekilde uygulanır hale geldi.
20. yüzyıl yukarıda sözü edilen gelişmeler ve insanlık tarihinde yaşam biçimini etkileyebilecek uygulamaların keşfinin yanısıra yeni başka kavramları gündeme getirmiştir. Bunlardan önemli olan bir gurup da hücrenin iç dinamiklerinin üzerindeki çalışmalardır. Vücudun temel ünitelerinin incelenmeye başlayışı, organizmadaki fizyolojik ve kimyasal mekanizmalara büyük ışık tutmuştur.
Dostları ilə paylaş: |