İstanbul’un 100 KİLİsesi



Yüklə 466,95 Kb.
səhifə2/10
tarix03.01.2019
ölçüsü466,95 Kb.
#89471
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10
Bizans yapısı olmasına rağmen çan kulesi ve içteki tezniyat tamamen değiştirilerek ondokuzuncu yüzyıl özellikleri taşır. Özellikle ikonostasionda barok üslup ön plana çıkmaktadır. Panayia Mouhliotissa kilisesi Bizans döneminden kalan Rum Fener Ortodoks Patrikhanesine bağlı Rum Ortodoks halkının ibadetlerini gerçekleştirmeye halen devam ettikleri İstanbul’daki tek yapıdır.

6.KOİMİSİS THEOTOKOU KOUMARİOTİSSA KİLİSESİ

Yeniköy, Köybaşı Caddesinde bulunmaktadır. Meryem Ana’nın Ölüm’üne atfedilmiş bir kilisedir. Eremya Çelebi Yeniköy’den sözederken halkının bir kısmını Türkler’in teşkil ettiğini söyler. Ermeni az bulunur fakat Rum çok vardır. Rumların çoğunun kayıkçı, kaptan ve zengin adamlar olduğunu ifade eder. Bir kişinin sermaye olarak iki üç gemisi olduğunu ve bu gemilerle Karadeniz’e Kefe’ye sefer yaparak arpa, darı ve buğday getirdiklerini belirtir. Bağ ve bahçelerin yoğun olduğu köyde üç Rum kilisesinden söz eder. Bu kiliselerden biri de Panaia olduğu anlaşılmaktadır. Günümüzdeki yapı 1831 tarihinde inşaa edilmiştir. Mimarı anonimdir.

Kilise yüksek bir arazi üzerine kurulmuş olup, geniş bir avlu içinde yer alır. Avluya giriş kuzey doğusundaki kapıdan gerçekleşmekte ve bu kapıdan merdivenle kiliseye ulaşılmaktadır. Kilisenin kuzey batısındaki diğer bir kapıdan avluya girilmektedir. Avlunun kuzey batısında kilise bekçisinin oturma mekanı yer alır. Kilisenin kuzey batısında üç katlı ahşap kubbeli sivri kemerli çan kulesi görülmektedir. Kilise üç nefli bazilikal plan şeması özelliklerini taşır. Doğu- batı ekseninde olup, batısında "U" seklinde narteks, doğuda tek bölümlü apsis ile sınırlıdır. Kilise doğu ve batı cephelerde ortası kırma çatı sahip olup yanlardaki örtü sistemi düzdür. Narteks içte düz çatı, naos ortada beşik tonoz yan nefler düz çatı, doğudaki apsis yarım kubbe ile örtülmüstür. Yarım yuvarlak apsise dışta konik çatı uygulanmıştır. Kilisenin dıştan güney doğu ve kuzey doğusuna birer kare mekan eklenmiştir. Bu mekanlardan bemaya geçiş sağlanmaktadır.

Tüm kiliseyi saçak altında kademeli bir silme dolaşır. Kilisede yapı malzemesi olarak kaba yonu taş, köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Yapı dış cephesinde haç motifleri yer almaktadır. Pencere ve kapı dıştan düzgün kesme blok taşlarla çerçevelendirilmistir.
Ana naosu yan neflerden beşer sütun ayırmaktadır. Sütunlar mermer kaide üzerine oturmakta ve ikonostasionun kuzey ve güneyinde yarım gömme sütunlarla devam etmektedir. Sütunlar birbirlerine arsitravla bağlanır. Sütun başlıkları ion volütlü ve yaprak motiflidir. Narteks güney doğu ve kuzey doğu köşeleri depo olarak kullanılan mekanlara açılır. Narteksin batısı dört sütunla bölümlere aynlmış olup ortadaki avludan nartekse giriş kapısı yer almaktadır. Batıdaki kapıdan giriş sağlanan cam bir mekan oluşturulmuştur. Bu bölümün batısından kiliseye bitişik bir kare bölüme bir kapı ile geçilmekte ve buradaki güney batısındaki ahşap merdivenle gynekeiona ulaşılmaktadır. Apsis yarım yuvarlağında yuvarlak kemerli niş içinde pencere yer alır. Apsisin üst bölümünde yarım yuvarlak kemerli üç pencere daha görülür. Apsisin iki yanında yer alan bölümlerde ise kuzeyinde doğu duvarında iki niş ve kuzeyinde bir yarım yuvarlak kemerli pencere daha görülmektedir. Kuzeyde avluya açılan bir kapı mevcuttur. Bu pencere kompozisyonu bemanın güneyinde tekrarlanır.

Eremya Çelebi’nin anlatımına bağlı refah düzeyi yüksek olan ailelerin burada bulunmasına rağmen burada bazilikal planda gerçekleştirip daha anıtsal ve kubbeli bir yapı planlamamaları ilginçtir. Koimisis tis Theotokou kilisesi, narteks dış cephesi neo-klasik sütunlar, naosta tonozda rönesans etkisinde motifler, neo-klasik naos sütunları, barok-rokoko etkisindeki ambon, ikonostasion, despot koltuğu eklektik üslup özellikleri taşır. Boğaz kiliseleri arasında bazilikal planda gerçekleştirilen ve içteki tezyinat açısından önemli bir konuma sahiptir.


7.PANAYİA TON İSODİON KİLİSESİ

Galatasaray, Eminnevruz çıkmazında bulunmaktadır. Kilise "Meryem'in Tapınağa Girişi"’ne adanmıştır. Kilise 18 Eylül 1804 yılında ibadete açılmıştır. Kilise kurucularından Dimitrios Muzuris, Hariciye Nazırı İzzet Efendi ile olan yakın arkadaşlıkları nedeniyle yapı bugünkü yerinde kurulabilmiştir. İnsaat için burada bir kilisenin varlığının ispatı gerektiğinden, Muzuris ve arsayı bağışlayan Hacopoulos birbirleriyle anlaşarak hileli bir kavgaya tutuşurlar. Bunun sonucunda Galata kadısının önüne çıkarak "Eski Roma tapınağının bulunduğu arsa" olarak söz ederler. Böylece tüm bu bilgi kayda geçirilir. Ill.Selim'e kilise yaptırabilmek için talepte bulunulurken bahsedilen yerde bir kilisenin bulunmuş olduğunun ve istediği takdirde bu bilginin Galata kadısından sorulabileceğini belirtirler. Böylece yeni kilise inşaatı için için belge sağlanır. Belgede inşaatın bitirilmesi için kısa bir süre verilir, Panayotis Komninos ve çalışanların üstün çabaları sonucunda Panayia kilisesi insaa edilir. Kilisenin yapımında Dimitris Muzusis dışında Dimitri Shinos, Skarlatos, Sevastopulos, Efstratios Petrokokkinos adlı kişilerin büyük yardımları olmuştur. Kilise ibadede açıldığında küçük bir yapı olduğu bildirilir. 1831 yılında Sultan II. Mahmut'un müsaadesi üzerine Panayia kilisesi kuzey ve güney bölümleri genişletilerek, ahşap çatısı yeniden yapılır. 1837 yılında kuzey doğusuna çan kulesi yapılmış, 1860 yılında yan nefler daha genişletilerek bugünkü halini almıştır. 1875, 1890, 1904, 1945 senelerinde kısmı tadilatlar geçirmistir. 1945 yılında ikonograf Harilaos Ksantopulos ile Nikolas Perof yapıda calışmışlardır.

Kilise bir avlu içinde yer alır. Etrafı yapılarla çevrelenmiştir. Avlunun kuzeyinde kilise cematinin yazıhane ve toplantı yerleri, batısında kilise görevlisinin yaşam mekanı yer alır. Güneyde kilise toplantı salonu bulunmaktadır. Yapı doğu -batı ekseninde beş nefli bir bazilikadır. Doğu ve batıda cephelerde çift meyilli kırma çatıya sahip olan kilise iç mekanda ana naosda örtü sistemi orta nef beşik tonoz yan nefler düzdür. Yapının kuzey doğu ve güney doğu köşelerinde iki kare kesitli kule bulunur. Bu kaidelerden kuzeydeki çan kulesi olup, baldaken seklindedir. Avludan batıdaki nartekse günümüzde kuzey batı kapısından girilmektedir. Kuzey batıdaki kapının simetrisi güney batıda yuvarlak kemerli penceredir. Narteks kaideler üzerindeki payeler ve payeleri birbirine bağlayan kemerlerle bir stoa seklindedir.

Naosda orta nef yan neflerin iki katıdır. Beş nefli naosun içteki yan nefleri yedişer sütunla, diger dış yan nefler kuzeyde ve güneyde beşer paye ile birbirinden ayrılmaktadır. Sütun ve paye dizileri birbirine kemerlerle bağlı olup, sütun başlıkları kompozit paye başlıkları düz kare kesitlidir.

Narteks dikdörtgen plana sahiptir. Tonoz kemerleri narteksin batısında kare kesitli sütunlara, doğusunda naosun batı duvarına gömme sütun başlıklarına oturmaktadır. Sütun başlıkları kare kesitli olup üzeri girland ve palmet motiflidir. Narteks kubbesinde Meryem Ana tasvir edilmiştir. Naosa giriş kapısının iki yanında 1937'ye tarihlenen Aziz Petrus ve Aziz Pavlos mozaik şeklinde Haris Ksanthopoulos tarafından üretilmiştir. Apsis üç bölümlü olup, ortadaki apsis iki, yan apsislerde ise birer pencere yer alır. İkonostasion ahşap işçiliklidir. Üzerinde çift başlı kartal, gül motifleri yivli uzun ince vazolar içinden sarkan asma yaprak ve üzümler, girland motifleri işlenmiştir. Ambon ahşap işçilikli kuzey batıdan üçüncü sütun üzerine oturur. Güneyde üçüncü sütun önünde oyma ve kabartma tekniğinde bitkisel motiflerle bezeli despot koltuğu yer alır. Eksendeki apsis yarım kubbesinde Meryem Ana tasvir edilmiştir.

Yapı ondokuzuncu yüzyıl mimari üslubuna bağlı yapının gerek kuruluş öyküsü gerekse içte yer alan tuval üzerine yapılmış mozaik görünümü veren ikonalarıyla dikkati çeker. İstanbul’da Panayia cemaat vakfının önemli dinsel yapılarından biri olarak bilinmektedir.

8.TAKSİARHİS KİLİSESİ

Arnavutköy, Satış Meydanında bulunmaktadır. Arnavutköy’de onaltıncı yüzyılda çok zengin Rumlar’ın oturduğu ve Baş Melek Mihail’e bir kilise atfedildiği bildirilir. Buradaki kilisenin Başmelek Mihail’e adamnasının sebebi herkesin onun iyileştirici gücüne bağlıdır. Bizans dönemindeki Asomaton ve Mikhaelion adlı bu köyde büyük Kostantin döneminde Ay Mihail Kilisesini yaptırmış ve daha geç devirlerde Justinianus tarafindan tamir edilmiştir. Kostantin dönemine ait kiliseya bağlı bilgilerimiz sınırlı olamakla birlikte İmparator Justinianus dönemi kilisesi konusunda Prokopius bilgi verir. Tarihçinin vermiş olduğu bilgiye bağlı olarak günümüzdeki kilisenin bulunduğu yerde dönemin konumlandığı düşünülmektedir. Kilisede bu döneme ait herhangi bir yazıt bulunamamamıştır. Yapının birçok kez tahrip olup yeniden onarıldığı bilinmektedir. Bugünkü kilise 1896 - 1899 yılları arasında inşaa edilmiştir. Yapıda yer alan kitabeden inşaatı Musuros Paşanın yaptırdığı anlaşılmaktadır. Naosun güney nefin batısında Musuros Paşa'ya ait aile mezarlığı yer alır.

Taksiarhis kilisesi geniş bir avlu içinde bulunmaktadır. Güney batısındaki girişle avluya ulaşılır. Yapının güney batısında "Ayia Paraskevi" parekklesionu yer alır. Avlunun güneyinde cemaate ait çalışma binaları ve yemekhane, güney doğuda oturma birimleri görülmektedir. Yapı malzeme tekniği kesme taş üzeri sıvadır. Kilise doğu - batı ekseninde kapalı Yunan haçı plan şemasındadır. Doğu ve batı cephelerinde çift meyilli çatı, kuzey ve güney cephelerde aksta kırma çatının daha yüksek olduğu çıkıntılı bir tasarım söz konusudur. Yan bölümler düz çatıyla örtülüdür.

Ana naosta orta mekan kubbeyle örtülüdür. Kubbe dört paye üzerine oturur ve pandantiflerle geçişi sağlar. Kuzey ve güney bölümlerin örtü sistemi ortada daha büyük, yandakiler daha küçük olmak üzere beşik tonozdur. Tonoza çapraz nervürler işlenmiştir. Kubbenin doğu ve batısında beşik tonozlu geçiş bölümleri mevcuttur. Doğudaki apsis dışta yarım konik çatıyla sona erer. Naosun doğusundaki apsis tek bölümlü, yarım yuvarlak üzeri yarım kubbeyle örtülüdür. Bemadaki diğer bölümlerin örtü sistemi beşik tonozdur. Narteksin kuzey ve güney bölümlerine iç mekanda düz çatı uygulanmıştır. Yapının dış batı cephesinde eksende çatı düzleştirilerek üzerinde baldaken şeklinde kare kesitli çan kulesi yer alır. Kuledeki sütunçeler korint ve düz ekinus olup üzerine haç motifleri yapılmıştır. Yapıyı saçak altında kademeli ve dişli bir silme dolanmaktadır. Pencere açıklıkları sütunceler ile sınırlanır. Kilisede sade bir süsleme tekniği göze çarpar. Kubbeyi taşıyan payelere iki cephede gömme sütunlar dayandırılarak adeta sütun paye demeti görünümü verilmiştir. Sütunlar kompozit başlıklıdır. Naos ana mekanının kuzey ve güneyindeki yan bölümleri, orta bölümden iki yanda kemer dizisi ile ayılır. Güney kilise duvarında biri batıda narteks başlangıcında, ikisi ikonostasiste olmak üzere yan gömme payeler yer alır.

Batı girişinde eksende sonradan eklenen narteks ahşaptır. Kiliye giriş batıdan üç kapıyla sağlanır. Bu kapılardan naosa eklenmiş olan iki bölümlü iç nartekse geçilir. Girişler yuvarlak kemerli olup ortadaki daha büyük boyutlardadır. Ortadaki ana kapının sağ ve solunda birer yuvarlak kemerli pencere mevcuttur. Kilise narteksi doğu - batı ekseninde ikiye, güney - kuzey ekseninde üçe ayrılır. Narteksin orta bölümü iki yanda daha küçük olmak üzere ortada kademeli ve daha büyük üç yuvarlak kemer ve bunları birbirine bağlayan iki kare kesitli dört sütun naosa geçis sağlar. Narteksin naosa geçiş bölümü daha basıktır. Her iki mermer merdivenden yukarı gynekeiona çıkılmaktadır. Bu çıkış bölümleri ayrı bir mekan oluşturur. İki bölüme ayrılan narteksin batı bölümünün kuzey ve güneyinde birer gömme sütunu birleştiren yuvarlak kemer çerçevesi içinde yuvarlak katlı ahşap kapı bulunmaktadır. Narteks bölümünün güneyinde merdivenlerin başlangıcında yerde yuvarlak kemerler içinde yuvarlak çerçeveli ve üstte eksende bir pencere açıklığı görülür. Bu pencere sistemi merdivenlerin çıkış kısmında tekrarlanır. Aynı kompozisyon narteksin kuzeyinde de uygulanmıştır.

Kilise ondokuzuncu yüzyıl mimari özelliklerini taşıyan iç ve dış ögelerde eklektik tezniyat uygulanmış batısındaki nartekste barok üslup uygulanmıştır. Arnavutköydeki Taksiarhis Kilisesi Boğaz’ın Avrupa yakasında konumlanan Rum Ortodoks kiliseleri arasında anıtsal boyutlara sahip olmasının yanısıra, üslüpsal özgünlüğü açısından ve ikonostasionda yer alan Severyan Krakovsky adlı ikonografın ikonalardaki Rusya Palais Des Armes Okulunun etkilerinin ön plana çıkarması açısından dikkati çekmektedir.

9.PANAYİA CİHANNUMA KİLİSESİ

Beşiktaş Çırağan caddesinde bulunan yapıdır. Meryem Ana’nın Doğumuna ithaf edilmiştir. Kilise aynı zamanda Meryem Ana Baniou diye anılmaktadır. Yapının ‘Baniou’ olarak anılmasının tarihselliğiyle ilişkili olması açısından önemlidir. Kilisenin bir dönem limanlarda kürekçi olarak çalışan esirlere hizmet ettiğinden dolayı bu isimle anıldığı ifade edilmektedir. Buna bağlı olarak tarihçi Skarlatos Byzantios kilisede çalışan din görevlilerin kabul görmeyen evlilikler için sığınan kişilere yardımcı olmaları açısından kilisenin farklı bir statüsü olması açısından ilgi çekmektedir. Kilise kitabesinde yapının 21 Ocak 1830 yılında inşaa edildiği yazılıdır. Miman anonimdir.

Kilise bir avlu içinde yer almaktadır. Güney- doğudaki merdivenle avluya ulaşılır. Yapının güneyinde kilise bekçisinin yaşam mekanı yer alır. Kilisede yapı malzemesi olarak kaba yonu taş üzeri sıva kullanılmıştır. Yapı doğu -batı ekseninde, bazilikal plan şemasında inşaa edilmiştir. Kilise doğu ve batı cephesinde kırma çatıya sahiptir. Ana mekanda naosta, ana nef beşik tonoz, yan nefler düz ahşap çatılıdır. Apsis yarım çıkıntısı dışta yarım konik, içte yarım kubbe ile örtülüdür. Kilisenin narteksine güneydeki dikdörtgen bir kapı açıklığından girilir. Kuzey - doğu köşesinde gynekeiona çıkılan merdivenle ulaşılan kapı mevcuttur. Narteks ile naos arasında "Ayia Paraskevi" ayazması bir iç narteks meydana getirir. Ayazmanın güney doğusundaki kapı ile ana kilise güneyindeki kapı ile naosa bitişik ikonostasion ve despot koltuğunun bulunduğu mekana girilmektedir. Bu ögeler önceki yapıya aittir. Ana naos asimetrik bir yapıya sahiptir. Batı duvarı kapalı, üstte kare kesitli gynekeion mevcuttur. Ana nefin kuzeyi ve güneyi, batıdaki kare kesitli sütunun gynekeionun taşıdığı toplam altı sütunla ayrılmıştır.

Kilisenin kuzeyindeki nefin doğu ucunda Ayios Haralambos pareklesionuna ait bir bölüm yer alır. Ana kilisenin ikonostasion duvarının kuzey ucunda, ortada kapı ve daha ufak boyutlardaki kapı ile Ayios Haralambosa ait apsise giriş mevcuttur. Beşiktaş’daki Rum Ortodoks Panayia Cihannuma kilisesi özellikle daha önce burada varlığı bilinen bir yapının litürjik malzemelerinin halen bu kilisede korunması açısından İstanbul için önem taşımaktadır.

10.PANAYİA KİLİSESİ

Beşiktaş, Köyiçi sokakta bulunan yapının tarihçesi Bizans dönemine dayanmaktadır. Meryem Ana’nın Ölümüne ithaf edilmiştir. Fetih döneminde var olan kilisenin yerine bugünkü kilisenin inşaa edildiği ifade edilir. Kilise onaltıncı yüzyılda tekrar inşaa edilmiş ve 1730 yılında onarımı gerçekleştirilmiştir. 1828- 1833 yıllarında bugünkü kilise büyük bir değişikliğe uğrayarak yeniden inşaa edilmiştir. Mimari anonimdir.

Kilise geniş bir avlu içinde yer alır. Avluya giriş kilisenin güney batısından gerçekleşmektedir. Kilisenin batısında kilise görevlisinin yaşam mekanı yer alır. Yapının kuzey batısındaki taş konstrüksyon bir merdivenle toplantı odasına ulaşılır. Kilise yapım tekniği kaba yonu taş üzeri sıvalıdır. Yapı doğu - batı ekseninde üç nefli bazilikal plan şemasındadır. Doğu ve batı cephesi kırma çatı, ana mekanda naos ortası beşik tonoz, yanlar eğimli ahşap çatıyla örtülmüştür. Yapının batısındaki dikdörtgen planlı narteks düz ahşap çatıyla, doğuda apsis dışta yarım konik, içte yarım kubbeyle örtülüdür. Ana mekanda orta nef, yan neflerin iki katıdır. Yan nefleri, orta neflerden beşer kare kesitli sütun ayırmaktadır. Sütun gömmelerin ortasında diş bükey yivler yer alır. Başlıklar ion volütlü olup üzerinde bir abakus ve ince abakus tabakasının üzerinde ortada bir çiçek motifi görülmektedir. Başlığın altında kare kesitli bir bilezik ve üstünde kare motifler içinde haçlar yer alır. Sütunlar birbirlerine arsitravla bağlıdır. Aşitravda çiçek motifleri madalyonlar ve azizler tasvir edilmiştir.Naos giriş kapısının üstünde uzun bir bant seklinde yerleştirilmis olan 1833 onarım kitabesi bulunmaktadır. Kitabe iki kısımdan meydana gelmiştir. Kare bir çerçeve içinde yer alan oval kompozisyonla ayrılır. Kompozisyonda Koimesis ‘Meryem’in Ölüm’ sahnesi tasvir edilmiştir. Ana giriş kapısının iki yanında dikdörtgen kapılar yer alır. Bemanın kuzey ve güneyinde nişler ve apsisin üst kısmında doğu duvarda üçlü pencere kompozisyonu görülmektedir. Suriye tipi alınlıkla sona eren ikonostasionda alınlıkta ortada ‘Kutsal Üçlü’ tasviri yer alır. Güney doğudaki ikinci sütun önünde despot koltuğu ahşap stilize bitki ve yaprak motiflerinden oluşur. Ahşap ambon kuzey batıdan ikinci sütun üstünde yer alır. Kabartma tekniğinde yaprak ve ciçek motifleri ile bezelidir. Ambonda ortada İsa ve yanında İncil yazarları tasviri yer alır. Gynekeion "U" plan şemasındadır.

Ondokuzuncu yuzyıldan önce inşaa edilmiş, olan kilise, son dönemlerde yapılan restorasyonlar sonucu degişikliklere uğramıştır. İkonostasion, ambon ve despot koltuğu neo-barok ve neo-rokoko özellikler taşımaktadır. Kilisenin eğitim birimlerinden oluşan bir kompleksi oluşturması ve çarşı içindeki konumu açısından dikkati çekmekle birlikte avlusunda yer alan çakıllı yer döşemesi diğer kiliselerin avlusundan farklılaşmaktadır.

11.AYiOS FOKAS KİLİSESi

Ortaköy, Muallim Naci Caddesinde bulunmaktadır. Ortaköy’ün ilk adının Argion olduğunu belirtilir. Buradaki ilk kilise Makedonyalı Basileos (867 -886) tarafından yaptırılmıştır. İmparatorluğu döneminde Ortaköy'deki Troullos köskünü yıktırmış ve yerine Ayios Fokas adına bir manastır ve kilise yaptırmıştır. Manastır kompleksine daha sonraları eklentiler yapılmıştır. Bizans'ın son dönemine dek faaliyete kalan yapı nedeniyle semtin adı da Ayios Fokas olarak anıldığı bilinmektedir. III. Ahmet döneminde (1703 -1730) 1719 semtte büyük bir yangın olmuş ve kilise yanmıştır. Bu nedenle Hristiyan halk tekrar bir kilise yapılabilmesi için izin istemiş ve III. Ahmet'in fermanıyla kilise tekrar inşaa edilmiştir. Fermanda yanan kilisenin eski biçim ve ölçüsünün aynı olarak yapılması emredilmiştir. 1853'de yörede tekrar bir yangın çıkmış, kilise ile birlikte kilisenin çok yakınında olan Ortaköy’deki camii ve çeşitli binalar yanmıştır. 28 Ağustos 1856 tarihli bir fermanla bugünkü kilisenin yapımına bu kez Abdülmecit izin vermistir. Kilisenin naosa giriş kapısının üzerindeki kitabede Abdülmecit'in adı ve yapım tarihi zikredilir. Çan kulesi demir konstrüksyon olup, kilisenin kuzeyinde bulunur. Mimarı Savvas Kalfas olarak belirtilmektedir.

Kilise ana cadde üzerinde etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir avlu içinde yer alır. Avlunun güney batısında ve güney doğusunda kiliseye ait din görevlisinin ve bekçisinin oturduğu yerleşim birimleri bulunmaktadır. Kilisenin kuzey batısındaki kapıdan avluya giriş sağlanır. Batıda ve güney doğuda iki giriş daha görülmektedir. Kaba yonu taş olan yapı, doğu - batı ekseninde üç nefli bir bazilikadır. Doğu ve batı cephesi çift meyilli kırma çatıyla sona erer. Ana mekanda naos örtü sistemi beşik tonoz, yanlarda düzdür. Apsis yarım yuvarlağı dışta üzeri yarım konik içte yarım kubbeyle örtülüdür. Kilise dış cephesi tezyinatsızdır. Narteks kapısı iki yanda yivli, ion volütlu sütunlarla, ve kapının üzeri mermer blokla hareketlendirilmiştir. Naosta orta nef yan neflerden altışar sütunla ayrılır. Bema içinde sütun başlığı aynen uygulanmış, altına kare ahşap sütun eklenmiştir. Sütunlar yüksek kaideler üzerine oturtulmuş, stüko tekniği uygulanmıştır. Sütunların alt tabanı bilezikli, sütun başlıkları kompozit olup, birbirlerine arsitravla bağlıdır. Arsitravda dişli friz süsleme yer alır. Beşik tonoz ortasında Pantokrator İsa tasvir edilmiştir. Tonoz kalem işi ile bölümlere aynlmış içine melekler yerleştirilmiştir. Naosun batısında iki katlı gynekeion görülmektedir. Gynekeion zemini ahşaptır. Gynekeiona din görevlisinin yaşam mekanının yanında yer alan avludan çıkılır. Ortaköy'deki Ayios Fokas kilisesi erken dönem bazilikal plan şemasında inşaa edilmiş, narteks giriş kapısı neo-klasik sütunlarla çerçevelendirilmiş, naostaki sütunlar neo-klasik, tonozdaki süsleme, ambon, ikonostasion despot koltuğu, rokoko ve barok izler taşımaktadır. Yapı naosta eklektik etkide düzenlenmiştir.

İstanbul’da Sinop’lu Aziz Fokas’a adanmış tek yapı olması açısından önem taşır. Aynı zamanda Sinop Piskoposu olan Aziz Fokas bir çok Roma’lıyı Hristiyanlaştırmış, ancak Hristiyan karşıtı İmparator Traianus tarafından kaynar suya atılarak öldürülmüştür.

12.AYİOS DİMİTRİOS KİLİSESİ

Kurtuluş Ateşböceği Sokakda yer almaktadır. İstanbul’un en güzel yapılarından biri olan kilise Aziz Dimitrios’a atfedilmiştir. Kilisenin tarihçesi Bizans dönemine kadar inse de bu dönem hakkında elimizde bilgiler yoktur. Trifon Karabeynikov kiliseler kataloğu arasında Ayios Dimitrios kilisesinin adını bildirmektedir. 12 Haziran - 29 Ekim tarihlerinde Ayios Dimitrios kilisesini ziyaret eden Gerlach ayine katıldığında oldukça kalabalık bir cemaatle karşılaşmıştır. Yine Galland ve Chevalier adlı gezginlerden kilisenin bulunduğu bölgeye Ayios Dimitrios köyü olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Antonios Paterakisin listesinde de elli beş kilise içinde bu kiliseden bahseder. 1647 ve 1663 yılına ait kilise notlarında Megalomartis, Ayios Dimitrios adı bildirilmektedir. Kilisenin batısında yer alan kitabeden yapının 27 Aralık 1726 yılında büyük bir restorasyon gördüğü anlaşılır. Aynı zamanda kiliseye bir parekklesion inşaa edildiği bildirilir. Kiliseye 1798 yılında III. nolu kitabeden anlaşıldığı üzere bazı önemli eklere yapıldığı anlaşılmaktadır. Kilise duvarlarında yer alan yazıtlardan kilisede calışmış olan mimar kalfa ve işçi adlarını öğrenmekteyiz. İoannis Kalfa mimar Moyiatzotis olarak belirtilir.

Yapı geniş bir avlu içinde yer alır. 1865 yılına dek mezarlık olarak kullanılan avlunun günümüzde güney batısında toplantı yerleri, çalışma mekanları, toplantı salonları görülür. Doğusunda Ayios Haralambos parekklesionu, batıda ayazma yer alır. Avlunun kuzey-doğusunda çan kulesi mevcuttur.


Kilise doğu - batı ekseninde beş nefli bir bazilikadır. Kaba yonu taş, köşelerde düzgün kesme taş ile inşaa edilmiştir. Kilise dış cephesi doğu ve batıda çift meyilli kırma çatıya sahiptir. Kilise apsisi doğuda dışa doğru fazla derin olmayan bir çıkıntılı örtü sistemi düz, içte yarım kubbeyle örtülüdür. Yapı ana naosda orta nefte beşik tonoz yanlarda ise düz çatıya sahiptir. Narteks örtü sistemi düz çatıdır. Kiliseyi dışta saçak altında üç kademeli bir silme yapıyı dolanmaktadır. Kapı ve pencere kemerleri dıştan tuğlaya örülmüş ve belirgin hale getirilmiştir. Batı giriş cephesinde yer alan duvara gömülü kesme taş konstrüksyonlu kare sütunlar üzerinde kare abakusla bitmekte ve birbirlerine tuğla kesitli kemerle bağlanmıştır Tüm bu ögeler yapıya hareketlilik kazandırmaktadır.Nefleri birbirinden yedişer sütun dizisi ayırmaktadır. Mermer kaide üzerine oturan sütun başlıklan stilize korinttir. Başlıkların köşelerinde yer alan volütler girlandlıdır. Sütunlar birbirine yuvarlak kemerlerle bağlıdır. Kemerlerin birleştiği yerlerde madalyonlar içinde aziz resimleri tasvir edilmiştir. Beşik tonozun ortasında Pantokrator İsa tasviri yer alır. Kemerlerin üst bölümu bir arsitrav şeklinde doğu - batı yönünde devam eder. Bu bölüm ve tonoz geometrik motifler, cicek ve haç motifleriyle işlenmiştir.

Yapı ondokuzuncu yüzyıl önce inşaaedilmiş olmasına rağmen restorasyon sırasında degişikliklere uğramış, narteks dışında kullanılan dış tezniyat, naosda korint sütunlar neo-klasik, ikonostasion barok ve rokoko üslubunda olup iç tezniyat nedeniyle eklektik dönem izleri taşımaktadır. Özellikle içerde bulunan ikonostasion ahşap işçiliğin doruğuna ulaştığı bir görünüm sergiler.



13.AYİOS DİMİTRİOS KİLİSESİ

Kuruçeşme, Kırbağ sokakta eğimli bir arazi üzerine kurulmuştur. İstanbul’luların en çok bildiği yapılardan biridir. Bunun en önemli nedeni ise kilisede bulunan ayazmasının halk arasında mucizeler yarattığına, şifalar dağıttığına inanılmasıdır. Bu inançtan Eremya Çelebi de söz etmektedir: ‘Kuruçeşme köyüne çıkıp yüksek bir mahalde olan ayazmayı gezelim. Yeraltında hayli uzunca olan bu ayazma Aziz Dimitri adına ithaf edilmiştir. İmparator yapısı olan bu ayazmanın menbaına meşalelerle gidilir. Ayazma’nın mucizeler husule getirdiği aşikar bir şeydir ve kimse onun suyuna doymamıştır.’

Yapının Bizans'ın son devirlerinde varlığından bahsedilse de buna kaynak olacak bir kitabe veya yazıta rastlanmamaktadır. Kuruçeşme 'de 1798 yılında yıktırılıp yeniden yapılmış olan Surp Haç adlı Ermeni kilisesi ile birlikte Ayios Dimitrios Kilisesi inşaa edilmiştir. Fakat kilise inşaa edilirken mimarın tedbirsizliği nedeniyle kalıplar söküldüğünde, kubbe yıkılmış ve birçok işçi ölmüştür. III. Selim'in Sadrazamı Mehmet Paşa'nın emriyle yıkılan binanın çatısını Ermeni kilisesi gibi ahşap olmak üzere kiliselerini tekrar inşaa etmişlerdir. Giriş kapısının naosa bakan kısmında yer alan kitabede yapının 20 Ocak 1798 de inşaa edildiğini ve 18 Mart 1832 yılında restore edildiği yazılıdır. Kilisenin mimarı Saniotis'tir. Son restorasyon 1995 yılında gerçekleşmiştir.


Yüklə 466,95 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin