İYİLİĞİ emredip köTÜLÜkten sakindirmak (Emr bi'l Maruf ve Nehy-i An'il Münker) muhsin kiraatî


Beşinci Bölüm: KURAN-I KERİM'DE MARUF VE MÜNKERLER



Yüklə 0,94 Mb.
səhifə11/21
tarix28.10.2017
ölçüsü0,94 Mb.
#17886
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   21

Beşinci Bölüm:

KURAN-I KERİM'DE MARUF VE MÜNKERLER


330

KUR'AN-I KERİM'DE MARUFLARDAN BİR ÖRNEK

Kur'an-ı Kerim her yerde nur ve hidayet olduğu için maruf ve münkeri tanımada da onu buyruklarını dinlememiz gerekiyor; bu nedenle Kur'an-ı Kerim ayetlerini gözden geçirerek maruflar için örnekler bulacağız.

1- Din Merkezleri ve Camileri İhya Etmek:

Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: Allah'a tapan yiğitlerin mezarları üzerine anıt ve bina yapmayı önerenler arasında bazıları, neden hedefsiz bir anıt olsun ki, zalimlerden kaçarak inançlarını korumak için hicret edip ömürlerini mağarada tüketen bu insanlann mezarları üzerine bir anıt yapacaksak, onu mescit etmemiz daha uygun olur dediler;1 böylece "Ashab-ı Kehf' diye bilinen

1 - "Mutlaka onlann üstüne bir mescid yapacağız, dediler." Kehf, 21.

331

yiğitlerin mezarları üzerine mescid yaptılar. Keşke şehir ve kasaba planlaması yapanlar da Kur'an-ı Kerim'den ders alıp1 bina yaparken ilk once caminin yerini belirleyip daha sonra caddeleri ve diğer planlamalarını o mescidin merkeziyetini gözeterek yapsaydılar.



Müslümanların genel kültürü camileri olmalıdır ve başka yerlere yapılan bütün süslemeler ve diğer imkanları camiye ve onun etrafına yapılmalıdır; çünkü aksi durumda diğer yerlerin çekiciliği artacak ve camiler ise boşaldıkça boşalacaktır. Özellikle Kur'an-ı Kerim'in buyurduğu gibi başından beri takva üzerine temeli atılan mescidlerin şenlendirilmesine2 daha fazla önem verilmeli ve camiler bir merkez haline getirilmelidir. Camiyi ihya etmek Allah Teala'nın mümin, cesur ve ihlaslı kişilere verdiği bir muvaffakiyettir.3 Cami o kadar değerlidir ki Hz. Ibrahim (a.s), Hz. İsmail (a.s)4 ve Hz. Zekeriyya gibi peygamberler onun hizmetçisi olmuşlardır.

Cami o kadar değerlidir ki, Hz. Meryem'in (s.a) annesi hamileyken bebeğini Beytulmukaddes'e hizmet etmesi için her işten muaf görmeyi adıyor.5

1  - "Doğrusu insanlara (ma'bed olarak) ilk kurulan ev..." Âl-i İmran, 96.

2  - "Tâ ilk günden takvâ üzere kurulan mescid, elbette içinde namaza durmana daha uygundur." Tevbe, 108.

3  - "Allâh'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar şenlendirirler." Tevbe, 18.

4  - "İbrâhim ve İsmâ'il'e: "Tavaf edenler, ibâdete kapananlar, rükû ve secde edenler için Ev'imi temizleyin!" diye emretmiştik." Bakara, 125.

5  - "Rabbim, karnımdakini tam hür olarak sana adadım." Âl-i

332


Kur'an-ı Kerim Mescid-i Haram'ın yönetimini takvalı kişiler dışında hiç kimsenin üstlenmeye layık olmadığını vurguluyor.1 Caminin şenlenmesini etkileyen her iş Kur'an-i Kerim'de en büyük zulüm olarak nitelendirilmiştir;2 caminin şenlenmesini engelleyen etken ister yas merasimleri, ister kişiler için düzenlenen tarhim meclisleri ve diğer toplantılar olsun, ister cemaat imaminin sevilmeyişi veya düzensizliği veya cami bakıcısının sert ahlaki, veya dernek iiyelerinin ehliyetsizlikleri veya camide gereksiz şeylerin söz konusu edilişi veya konuşmanın uzun sürmesi veya gerekli temizlik ve güzelliğe sahip olmayışı veya caminin ad ve gelirinin kötüye kullanılması veya katılanların sayısını azaltan diğer şeyler olsun; en kötü zulümdür.

Ne yazık ki camilerimiz gam yurdu haline gelmiştir; oysa Hz. Zehra'nın nikahı camide gerçekleşmiştir. Biz her elbiseyle camilere gitmekteyiz; halbuki Kur'an-i Kerim, "Her camiye gittiğinde kendini süsle" buyurmaktadır.3 Islam dini, ilim, takva ve tecrübe bakımından eşit olan birkaç imam arasında onların en yakışıklısının imam olmasını emrediyor.

Islam dini, sesi diğerlerinden güzel olan müezzinin ezan vermesini buyuruyor.

İmran, 35.

1     - "Onun velileri, (bakıcılan, korayuculan) sadece (günâhlardan) korananlardır." Enfal, 34.

2  - "Allâh'ın mescidlerinde, Allâh'ın adının anilmasina engel olan ve onlann harâbolmasına çalışandan daha zâlim kim vardır?" Bakara, 114.

3  - "Her mesci(de gidişiniz)de süsünüzü (güzel giysilerinizi ve diğer ziynetierinizi) aim." A'raf, 31.

333


İslam dini camiyi müşavere, savaş meydanına seferberlik, yoksullara destek olmak, mahrumlann yardimina koşma ve mümin kişileri tanıma merkezi kılmıştır. Camiler işsiz, düzensiz, korkak ve fakir kişilerin yen olmamalidir. Günümüzdeki en büyük maruflardan biri camileri şenlendinnek, camileri fizikî ve kültürel bakımdan yapılandırmaktır.

Cami bakıcısı sevilen, taninan ve yiiksek makama sahip kişilerden olmalıdır. Her mahallede sesi giizel olan kişiler ezan okumak için camilere çekilmeli, her bölgenin tahsilli kişileri meslekleri doğrultusunda halka camilerde bir saat bedava hizmet sunmalıdırlar. Hiçbir tutanağı olmayan hasta, "Akşamleyin camiye giderek bedava olarak doktora muayene olacağım" demeli. Borçlu kişi caminin borç sandığından alacağı borçla ümitlenmelidir. Ve yine bir yolculuğa çıkmak isteyen, ailevî sorunu olan veya çocuğunun okul servisi sorunu olan veya evine barkına hırsız girmesinden endişelenen herkes cami halkı benim evimi barkımı gözetmekteler; bir sorunum olursa halk benim kardeşim, camideki mümin kişiler benim kolum-bileğimdirler, diyebilmelidir. Bu gibi programlarla camileri şenlendirmekten ibaret olan en büyük maruf yapılmış olur. İnşallah.

2- Bağımsızlık ve Evden Uzaklık:

Maruflardan biri de bağımsızlıktır. Her açıdan bağımsızlık ve bağımlılıklardan kurtuluş. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: İslam toplumu, kendi ayakları üzerinde durmak için günden güne gelişen ve

334

ilerleyen bir bitki gibidir.1



Büyük fakihlerimiz insanin kendisini kafirlere benzetmesini haram bilmiş, rivayetlerde de kafirlerin elbiselerinin giyilmesi ve kafirlerin örf ve adabına göre davranılması şiddetle eleştirilmiştir. Tarihte şöyle geçer: Resulullah (s.a.a), bir kafırin duvarına yaslandığını fark edince hemen uzaklaşarak bir ağaca yaslanıverdi ve, "Müslüman yabancının duvanna yaslanmaz" buyurdu.

3- Kurbet Kasti:2

Maruflardan bin de hatta yemek, giymek, ev, küsü, bans, tahsil dali veya meslek ya da dost ve eş seçimi gibi şeylerde bile ihlas, işlere ilahî bir görünüm vermek, en iyi hedef ve niyeti seçmektir. Temiz ve ilahî niyet, bayağı bir işte bile olsa onu paha biçilmez bir cevhere dönüştürür.

4- Teşvik:

Marufun yayılması için en iyi vesile marufa sahip olanlan övmek ve teşvik etmektir. Kur'an-i Kerim'de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: "İnsanlan karanlıklardan çıkanp aydınlığa yönlendirmenin yolu teşviktir."3

Başka bir yerde ise Resul-i Ekrem'e (s.a.a), zekat aldığı kişileri teşvik etmesini ve onlara dua etmesini

1  - "Onlann Tevrât'taki vasıfları ve İncil'deki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi." Fetih, 29.

2  - "Kim Allâh'ın nzâsını kazanmak amacıyla bunu yaparsa" Nisa, 114; "Yalnız Allâh'ın nzâsını kazanmak için." Bakara, 272.

3  - "O(Allâh)dır ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmet eder, melekleri de." Ahzab, 43.

335


emretmekte ve onun duasinin ona huzur vereceğini vurgulamaktadır.1

Allah Teala Kur'an-i Kerim'in çeşitli yerlerinde örnek erkek ve kadınları övmüştür.2

5- Tahsil:

Hiçbir mektebin ilk emri "oku" değildir. İslam dini bilimsel öncülüğü ilk şartı, tahsilin zamanim beşikten mezara ve mekanim ise Çin ve Süreyya olarak belirtmiş ve ilim tahsili için sadece "faydalı olma" şartını koşmuş, yararsız veya zararh bilimleri şiddetli bir şekilde eleştirmiştir.3 Tahsil metodu, onu yazma, yayinlama, öğretmene saygı, öğretmen ve öğrenci ilişkileri hakkında yüzlerce tavsiyelerde bulunmuştur.



Yüklə 0,94 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin