D- Ailevî Münkerler
Aile fesat ve günah kaynağı olabileceği gibi terbiye ve takvanın temelini de oluşturabilir. İslam dini daha başından beri ailenin öneminden dolayı en dakik tavsiyelerde bulunmuştur. Onlardan bazılar şöyledir:
1- Eş seçerken onun inanç ve düşüncelerine dikkat edin.1
2- Kötü bir ailede yetişen güzel bir eş, çöplükte biten güzel bir gül gibidir.2
3- Evlilik törenini sade ve mehri az tutun.3
4- Cinsel yaratılıştan hedef, dünyada gözünüzün nuru4 ve ahirette ise zahireniz olacak bir soya sahip olmak
1 - "İnananbir cariye, ortak koşan (hür) kadından iyidir." Bakara, 221.
2 - "Çöplükte yetişen güllerden kaçının." Biharu'l - Envar, c. 103, s. 232.
3 - "Onlann en güzeli, mehri en az olanıdır." Biharu'l - Envar, c. 103, s. 237.
4 - "Ve çocuklarımızdan göz aydınlığı ver..." Furkan, 74.
383
olmalıdır.1
5- Ad koyma, sevgi, Kur'an talimi, yiizme, sanat ve ilim talimi, çocuklar arasında eşit davranma ve kiz - erkek arasında ayırım yapmamak, annenin hamile olduğu andan itibaren doğumdan sonra ve ölünceye kadar onlara helal rızık verme, meslek seçimi ve yüzlerce diğer tavsiyeler Islam dininin aile düzenine verdiği önemin göstergesidir. Eşin iffetli olması ve ailenin salih olması, Nehcu'l -Belaga'da Hz. Ali'nin (a.s) hatta büyük siyasi görevlere atama ve almalarda göz önünde bulundurduğu noktalardandır. Ailede ilk ayyaşlık, bulaşıklık ve aykırı girişimler gelecekte ve toplumda her türlü günah, fesad ve fuhuşun kaynağıdır.
Bir Örnek
Diyorlar ki, bir gün Şeytan fıtne ve fesat çıkarma konusunda bir haramzadeyle yarışmaya girdi. Akşam üstü girişimlerini raporlamak için bir araya geldiklerinde Şeytan, "Ben bugün sadece bir zina yaptırdım" dedi. Haremzade, "Ben bugün senden kat kat fazla fıtne çıkardım. Benim fıtnemle bazıları birbirlerine küfredip çirkin sözler söylediler; kötü zanlar, gıybet ve rüşvetler baş alıp gitti..." dedi.
Bunun üzerine Şeytan şöyle dedi: "Senin yaptıkların sayı bakımından benimkinden fazladır; fakat ben bir zina yaptırarak her gün senin gibi yüzlerce fıtne çıkaracak bir haramzade meydana getirdim. Evet! Ben bir günah yaptırdım; fakat benim yaptırdığım temel bir günahtır.
1 - "Kendiniz için ileriye hazırlık yapın." Bakara, 223.
384
Ailevî konular çok önemlidir ve ebeveynin günahları ve onların beslenme, ibadet ve konuşmalarındaki itinasızlıklan soylarından gelen çocuklannda yüzlerce fıtne ve fesada kaynak oluşturur.
Bir başka ailevî münker eşinin sermayesini kötüye kullanmak, haddinden fazla mehriyeler, teşrifat ve törenler düzenlenmesini beklemek, gelin ve damadın yakınlarının yersiz müdahaleleridir. Hz. Şuayb (a.s) kızını Hz. Musa'ya nikahlamak isteyince, "Önerdiğim mehriyelerden birini seçebilirsin; fakat ben sana sıkı tutup seni zor durumda bırakmak istemiyorum" dedi.1
Ailevî münkerlerden bir diğeri, çok kötü etkiler bırakan bazı evliliklerdir. Fıkıhta şöyle geçer: "Biri bir erkekle livata yaparsa onun kız kardeşiyle evlenemez. Böyle bir evlilik yapılırsa, üzerinden yıllar geçse ve çocukları olsa bile eşlerin hemen birbirinden ayrılması gerekir."
Ailevî münkerlerden biri de çocuklara karşı ilgisiz davranmak, aralarında fark gözetmek ve Kur'an-ı Kerim'in tayin ettiği süreden önce sütten kesmektir; nitekim ebeveynin çocuklar karşısında yersiz şakaları, doğru olmayan eleştirileri ve Allah göstermesin çirkin sözleri veya ebeveynin birbirlerine söyledikleri ve çocuklarının anladığı yalanlar, bunların her biri çocukların terbiyesinden ve geleceğinde kötü etkiler birakmaktadir.
Eşine Karşı Çirkin Ahlak Sergilemek...
Resul-i Ekrem'in (s.a.a) ashabından biri ölünce o
1 - "Ben sana zahmet vermek istemem." Kasas, 27.
385
hazret cenaze törenine yalın ayak katılarak, "Onun yanında binlerce melek hareket ediyordu ve özel bir törenle defnedildi" buyurdu.
Sahabenin annesi, "Ne mutlu sana! Bu kadar izzet ve ikramla öldün; Resulullah ve melekler seni defnetmek için geldiler" dedi.
Bunun iizerine Resulullah (s.a.a), "Anneciğim; o kadar acele hükmetme! Oğlun tüm güzel özelliklerine rağmen eşine kötü davranması nedeniyle kabir sıkmasıyla karşılaşacaktır" buyurdu.1
Mehriyeyi inkar etmek, özel günlerde eşiyle cinsel münasebette bulunmak, eşini korkutmak, bahane aramak, evladını öldürmek, çocuk düşürmek, eşinden yersiz bir beklentide bulunmak, eşine kötü bir isim bırakmak, eşinin doğal isteklerini önemsememek, eş ve çocuklarına karşı adaletsizlik, yersiz tahakküm ve bunun gibi onlarca şeyler ailevî münkerlerdendir.
Kur'an-ı Kerim ve rivayetlerde eşine itaatsizlik, eşlerin boşanma ve ayrılmasını önlemek ve onların karşılıklı haklarıyla ilgili yüzlerde emirler geçmiştir.
1 - "O, eşine kötü davranıyordu." Biharu'l - Envar, c. 6, s. 220.
386
E-Ahlakî Münkerler
Ahlakî münkerler oldukça fazladır; onlardan bazıları örnek olarak şöyledir:
- Bencillik ve egoistlik; Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "Yapmadıkları işler için kendilerini övmelerini sevenlerin asla kurtuluşa ereceklerini sanma."1
- Riya; riya bir nevi gizli şirk ve Allah'tan başkasına yöneliştir. Riya işin değerini düşürür. Kur'an-ı Kerim ve rivayetlerde riyakarlar ve riyanın kötü sonuçları hakkında bir takım uyarılara rastlamaktayız.
- Yalan, gıybet, söz gezdirmek, küfretmek, batıl bir şeyin etrafından toplanmak, kutsal şeylere saygısızlık yapmak, birbirine kötü isim takmak, minnet bırakma ve bunun gibi onlarca diğer girişimler ahlakî münkerler arasında yer almaktadır; eğer bunların her biri için bir ayet veya rivayet getirecek olursak asıl konumuzdan dışarı çıkmış oluruz (eğer şimdiye kadar çıkmadıysak tabii).
1 - "O ettiklerine sevinen, yapmadıklan şeylerle övülmeyi sevenlerin, azâbdan kurtulacaklannı sanma." Âl-i İmran, 188.
387
F- İktisadî Münkerler
İktisadi münkerler sayı bakımından diğer münkerlerden daha fazladır; onlardan bazıları örnek olarak şöyledir:
1- Allah'a karşı savaş ilan etme konumunda olan faiz.1 Yahudilikte bile yasaklanan faiz2 çok kınanan ve ne yazık ki dünyada yaygın olan haram gelirlerden biridir; öyle ki, bir dirhem faiz almak insanın kendi annesiyle zina etme mesabesindedir.3
2- Yalan yere yemin etmek, haksız yere tanıklık yapmak, karaborsacılık, malda hile yapma, kusurlu mal satma, kafırlere silah satmak, şarap imal edilmesi için üzüm ve benzeri şeyler satmak, fasit tellallık, yalan yere şahitlik yapmak, dalkavukluk, mal karşılığında fasit
1 - "Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Elçisiyle savaşa girdiğinizibilin." Bakara, 279.
2 - "Menedildikleri halde ribâ almalanndan" Nisa, 161.
3 - "Faiz yetmiş kısımdır; onun en basiti insanın kendi annesiyle zina etmesidir." Biharu'l - Envar, c. 103, s. 117.
388
kişileri övmek, beytülmali kötüye kullanmak ve mal stoklamak; bütün bunlar iktisadî münkerlerdendir.
3- Ölçü ve tartıda hile yapma
Kur'an-ı Kerim'de, "Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!" şeklinde başlayan "Mutaffıfın" diye bir sure vardır.
Hz. Şuayb'in (a.s) tevhide davetten sonra ilk sözü ölçü ve tartıda hile yapmaktan sakındırmaktı.1 Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "Kıyamete inanmıyorlar mı ki ölçü ve tartıda hile yapıyorlar?!"2
Memurların ve öğretmenlerin az çalışmaları, İslamî vergileri ödememek, yetimin malını yemek gibi şeyler de ölçü ve tartıda hile yapma gibidir.
4- Rüşvet
Bir hadiste şöyle geçer: "Rüşvet veren de, alan da ateştedir."3
Bazıları rüşvet yerine hediye, hesaplama hakkı ve teşvik gibi kelimeler kullanmakla gerçeğin değişeceğini sanıyorlar.
1 - "Ey kavmim, insanlann eşyasını eksik vermeyin." A'raf ve Hud, 85.
2 - Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?" Mutaffifin, 4 - 5.
3 - Resul-i Ekrem (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Rüşvet veren de, alan da cehennemdedir." Kenzu'l - Ummal, c. 15077.
389
G- Askerî Münkerler
1- Cepheden Kaçmak
Bazı münkerler cephe ve savaşla ilgilidir. Bunlardan biri cephe ve savaştan kaçmaktır. Kur'an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: "Kim yeniden yapılanıp dönmek veya başka bir grubun yardımına koşmak dışında düşmana sırtını dönerse Allah'ın gazabına uğrar ve yerin cehennemdir ve cehennem ne kötü varılacak yerdir!Mİ
Evet; savaştan kaçmak Allah Teala'nın, hakkında cehennem vaadında bulunduğu büyük günahlardan biridir. Ahzab suresinde şöyle geçer: Bazıları İslam düşmanlanyla savaşta kaçmayacaklanna dair Resul-i Ekrem'le (s.a.a) ahitleşmişlerdi. Bunun üzerine Kur'an-ı Kerim şöyle
1 - "Kim o gün savaşmak için bir tarafa çekilmek, ya da başka bir birliğe katılmak dışında arkasını döner(kaçar)sa o, Allah'tan bir gazaba uğrar, onun yeri cehennemdir, o ne kötü varılacak bir yerdir!" Enfal, 16.
390
buyuruyor: "Kaçmak size fay da vermez."
Savaştan Kaçma Bahaneleri...
Kur'an-ı Kerim'de münafıklarla korkakların savaştan kaçmaları ve bu hareketlerine getirdikleri mazeretler konusunda bazı nükteler sıralanmıştır; bu nükteler özetle şöyledir:
1- Önder ve komutandan yoksunluk:
Uhud savaşında bir grup Müslüman Resulullah'ın (s.a.a) şehid olduğunu sanarak savaştan kaçtılar. Kur'an-ı Kerim bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Peygamber ölse veya şehid olsaydı bile sizin kaçmanız ve geri dönmeniz mi gerekiyordu?!"2
2- Havanın sıcak oluşu:
Seferberlik emri verilince bir grup, "Şimdi hava sıcaktır" dediler. Kur'an-i Kerim, "Cehennem ateşi daha sıcaktır" buyuruyor.3
3- Düşmanın çokluğu:
Küfür ordusunu ve onların donanmasını görünce, "Bugün bizim bu tağutla savaşmaya gücümüz yok" dediler.4
Bedir savaşında, Allah Teala gaybî gücüyle Müslümanlara müşrikleri az gösterdi; aksi durumda gevşer
1 - Ahzab, 16.
2 - "Şimdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz?" Âl-i İmran, 144.
3 - "Sıcakta sefere çıkmayın." dediler. De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır!" Tevbe, 81.
4 - "Bugün Câlût'a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok." dediler. Bakara, 249.
391
ve düşmana saldırmaya cüret edemezlerdi.1
4- Muhtemel günahlar:
Refah talep Müslümanlar Tebuk savaşında, "Biz yolda gözümüz Rum kızlanna takılıp günah işlemekten endişeleniyoruz, dediler. Halbuki önderlerinin emrine itaatsizlik ve savaştan kaçmanın karı-kıza bakmak günahından daha kötü olduğundan gafıllerdi.2
5- Bazıları da evlerinin korunmasiz oluşunu bahane ederler.3
Savaştan Kaçanlara Tepki Göstermek
Kur'an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: "Cepheye gitmekten sakınanlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma, onun kabri başına da gitme!"4
Savaştan Kaçanları Cezalandırma
Resul-i Ekrem'in (s.a.a) umumi seferberlik emri verdiği bir savaşta, üç kişi savaşa katılmaktan çekindi. Bunun üzerine o hazret, "Hiç kimse bunlarla konuşmasın" buyurdu!
Resulullah (s.a.a) bu şekilde onlan şiddetli bir iktisadî
1 - "Allâh, sana onlan uykunda az gösteriyordu..." Enfal, 43.
2 - "İçlerinden öylesi var ki: "Bana izin ver, beni fitneye düşürme" der. İyi bilin ki, onlar zaten fitneye düşmüşlerdir." Tevbe, 49.
3 - "Onlardan bir topluluk da. "Evlerimiz (sağlam değil), açıktır" diyerek peygamberden izin istiyordu. Oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Sadecekaçmakistiyorlardı." Ahzab, 13.
4 - "Ve Onlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma, onun kabribaşında durma." Tevbe, 84.
392
kuşatmaya aldı; iş öyle bir yere vardı ki, hatta eşleri ve çocukları bile onlarla konuşmadılar. Bu üç kişi, "O halde biz de birbirimizle konuşmayalım" dediler.
Bu grev geniş yeryüzünü onlara daralttı; nihayet yaptıklan bu işten mahcubiyet duyarak tövbe ettiler ve tövbeleri kabul oldu.1
2- İhanet
Bazen cephedeki İslam askeri düşmana bir takım bilgiler vererek bazı gizli durumları ifşa eder. Bu hareket işaretle bile olsa ihanet ve büyük günahlardandır.
Bir Örnek
Sünnî ve Şiî tefsirlerinde, Enfal suresinin 27. ayetinin tefsirinde şöyle geçer: "Resulullah'ın (s.a.a) emriyle Müslümanlar Benî Kurza Yahudilerini kuşatınca, onlar banş yapıp Şam'a göçme önerisinde bulundular. Fakat Resul-i Ekrem (s.a.a) kabul etmeyerek Sa'd b. Muaz'ı bu işe hakem olarak görevlendirdi. Geçmişte Yahudilerle dostluk ilişkisi bulunan Ebu Lubaye isminde bir Müslüman, Yahudiler onunla müşavere ettiğinde, boğazına işaret ederek Sa'd b. Muaz'ın hakem oluşunun onlar için tehlikeli olduğunu bildir. Cebrail nazil olarak Sa'd'ın bu işaretini Resulullah'a (s.a.a) haber verdi. Ebu Lubaye bu ihanetinden mahcubiyet duyarak tövbe anlamında kendini mescidin sütununa bağlayıp birkaç gün
1 - "Ve (seferden) geri bırakılan o üç kişinin de tevbesini kabul buyurdu. Bütün genişliğiyle beraber dünyâ başlanna dar gelmiş ve canları sıkıldıkça sıkılmış." Tevbe, 118.
393
hiçbir şey yemedi. Sonunda Allah Teala onun tövbesini kabul etti. Evet! Bazen düşman lehine bir işaret bile ihanettir.
3- Komutana İtaatsizlik
Resul-i Ekrem (s.a.a) vefatının eşiğinde Usame isminde 18 yaşındaki bir genci bir bölgeye göndererek, "Usame'nin ordusundan ayrılana Allah lanet etsin" buyurdu.1
Nur suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: "Gerçek mü'minler Allah'a ve Elçisine (gönülden) inanan kimselerdir. Allâh'ın Elçisi ile bir işte toplu olarak beraber bulundukları zaman ondan izin almadan gitmezler."2
Evet; Komutandan izin almak imanın göstergesidir. Müslümanların Uhud savaşında yenilgiye uğramalarının nedenlerinden biri komutanlarına itaatsizlik etmeleriydi.3 İslam dini yüce hedeflerine ulaşmak için komutanda adalet, takva, güç ve düşünce; halkta ise aşk ve itaat ilkelerini gerekli görmektedir.
4- Ganimete Yöneliş
Cephe ve savaş münkerlerinden bir diğeri de ganimete yöneliştir.
1 - Biharu'l - Envar, c. 27, s. 324.
2 - "Toplumsal bir iş için Allâh'ın Elçisi ile beraber bulundukları zaman ondan izin almadan gitmezler." Nur, 62.
3 - "Nihâyet siz korktunuz, Allâh size sevdiğiniz(gâlibiyet)i gösterdikten sonra (verilen) emir hakkında (birbirinizle) çekişip isyân ettiniz..." Âl-iİmran, 152.
394
Dostları ilə paylaş: |