İZMİR : 30. 03. 2009 GÜNÜ : Pazartesi



Yüklə 1,41 Mb.
səhifə2/5
tarix15.09.2018
ölçüsü1,41 Mb.
#82417
1   2   3   4   5

İZMİR : 23.02.2009


GÜNÜ : Pazartesi

SAAT : 16.00

TOP.NO : 2009-2012/2
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclisi, 2009-2012 dönemi 2. toplantısı 23.02.2009 Pazartesi günü, saat 16.00’da Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Toplantı Salonu’nda Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki başkanlığında yapılmıştır.
Toplantıya Katılanlar :

Atınç Abay, Reşat Akçakır, Metin Akdaş, Mehmet Akdede, Ekrem Akgün, Ufuk Akgün, Necati Atıl Akkan, Şükrü Akkan, Güray Aktaş, Tansu Alper, Muin Altın, Cemal Altıntaş, Arzu Amirak , Musa Nedim Anbar, Hüseyin Arıcı, Mustafa Sezai Aslanlı, Mehmet Kamil Atik , Hakkı Attaroğlu, Mehmet Attila, Kani Aydoğdu, Savaş Başnak, İbrahim Baylan, Levent Baysak, İsmail Bilgi, Mustafa Cem, Kadir Çakar, Arif Çakmak, Soner Çelik, Erdoğan Çiçekçi, Faik Dalgıç, Adil Demirelli, Mehmet Sayıl Dinçsoy, Melih Dirin, Mustafa Rebil Dirin, Muhsin Dönmez, Hayri Dursunoğlu, Mustafa Egi, Gürcan Ekler, Hüsamettin Ekmekçioğlu, Nazmi Eraslan, Hasan Onur Ercan, Nadir Erdir, Osman Atalay Ermiş, Fuat Eroğlu, Şükrü Eroğlu, Salih Esen, Berkay Eskinazi, Zekai Fidan, Hasan Garipler, Şener Gençer, Hasan Girenes, Halil İbrahim Gökçüoğlu, Ahmet Bilge Göksan, Mustafa Güçlü, Hakem Gülşen, İbrahim Deniz Gündüz, Mehmet Güran, Kazım İlter Gürel, Noyan Kazım Gürel, Kosat Gürler, Mustafa Güven, Zeki Ilgaz, Caner İlhan, Mustafa Mesut İlter, H. Muhittin İşçimenler, Nedim Kalpaklıoğlu, Mesut Kanat, Ömer Kaplan, Eşref Yavuz Kaptanoğlu, Nazım Karaçalı, Ertaç Karagözlü, Mehmet Karahaliloğlu, Ümit Karakaş, Mehmet Katmerci, Mevlüt Kaya, Mustafa Kepi, Muhittin Keskin, Cevat Kırkpınar, Cengiz Kocagil,Murat Kurtalan, Hasan Küçükkurt, Kenan Lider, Yılmaz Odabaş, Enver Olgunsoy, Osman Öz, Mehmet Atilla Özbek, Tuncer Özçoban, Yakup Özdanon, Nejat Özduran, Alaattin Özışık, Ümit Özkan, Serkan Özkul, Aytekin Öztaş, Vedat Özyavru, Erol Paksu, Remzi Peköz, Kamil Porsuk, Vedat Sabırlı, Halim Sarıtoprak, Fahrettin Selçik, Recep Burak Sertbaş, Eftal Serter, Semih Seval, Eyüp Sevimli, Hüseyin Şairoğlu, Ali Şemsioğlu, Ali Şemsioğlu, Yusuf Atıl Şenkahya, Atila Şensoy, Bayram Talay, Ahmet Taşpınar, Recep Taşyanar,Ahmet Telek, Necip Terzibaşıoğlu, Haluk Tezcan, Mehmet Tiryaki, Bilgin Türkay, Hüseyin Uğur, Hasan Uğurluoğlu, Hilmi Uğurtaş, Metin Ümit Ural, Musa Uygul, Nedim Uysal, Atilla Üner, Hakan Ürün, Tuncer Vardarcı, Hüseyin Vatansever, Yıldıray Yalınız, Davut Yanık, Oktay Yar, Kenan Yavuz, Işın Yılmaz, Coşkun Yolgörmez, Ender Yorgancılar, Mehmet Pınar Yurdun, Kürşad Yuvgun ve Türker Zorlubaş


Mazeretliler :

Bülent Akgerman, Hüseyin Cahit Çetin, Ateş İlyas Demirkalkan ve Coşkun Güner.


Gelmeyenler:

Gülfem Perçin, Yılmaz Şahin ve Ayhan Yıldırım.



G Ü N D E M :

  1. Açılış ve Başkanlık Sunuşları,

  2. Mazeret Talepleri,

  3. Toplantı gün ve saatinin belirlenmesi hk.,

  4. Ekonomik ve Güncel Konular,

  5. Odamız 2009 Ocak ayı mizanı,

  6. Meclis İhtisas Komisyonlarına üye seçimi hk.,

a) Hesapları İnceleme Komisyonu,

b) Mevzuat Komisyonu,

c) Sicil Komisyonu,

7. Odamız’ın üyesi olduğu Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) Genel Kurulu’na temsilci belirlenmesi hk.,

8. a) Organize Sanayi Bölgeleri,

b) İzmir Dökümcüler İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne Odamız’ın iştiraki hk.,

c) Aliağa Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti’ne temsilci belirlenmesi hk.

9. Önergeler,

10. Dilekler.
Çoğunluk bulunduğundan, oturum Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki tarafından açıldı. Gündemle ilgili olarak Yönetim Kurulu Başkanlığının, Odamız İZFAŞ temsilcisinin belirlenmesi konusunun gündeme alınmasına ilişkin tezkeresini okutan Tiryaki, başka söz alan olmadığından konunun gündemin “7-b” maddesinde görüşülmesini oylamaya sundu.



Yapılan oylama neticesinde; Odamız İZFAŞ temsilcisinin belirlenmesi konusunun gündemin 7-b maddesinde görüşülmesine,


1-Açılış ve Başkanlık Sunuşlarında Meclis Başkanı Mehmet TİRYAKİ:

Sözlerine başlarken, öncelikle Odamızda bugüne kadar görev yapmış tüm meclis başkanlarına, yönetim kurulu başkanlarına, yönetim kurulu üyelerine, meclis ve meslek komitesi üyelerine Odamıza sağladıkları katkılar için teşekkür etmek istediğini söyledi.


11 Şubat 2009 Çarşamba günü başlayan oda seçimlerini Egeli sanayicilere yakışır şekilde sonuçlandırdıklarını, meclise seçilen 144 meclis üyesini, Meclis Başkan Yardımcılarını ve Katip Üyeyi ayrıca Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar’ın şahsında tüm Yönetim Kurulu üyelerini tebrik ederek, her birlikte hayırlı ve güzel işlere imza atmayı temenni ettiğini belirtti.Tiryaki, ayrıca kendisini meclis başkanlığı görevine layık gören herkese teşekkür ederek, bu göreve layık olabilmek için elinden gelen gayreti göstereceğini söyledi.
Tiryaki, seçim sürecinden önce Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar’ın heyecanlı bir süreç daha yaşadığını ve ilk kez dede olduğunu belirterek, kendisini tebrik etti.
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın kurulduğu günden bugüne ülkemizin ekonomik ve sosyal sorunlarıyla çok yakından ilgilendiğini, bu misyonun bundan sonra da devam edeceğine olan inancının tam olduğunu dile getiren Tiryaki, meslek komitelerinin çalışmalarını dikkatli ve devamlılık gösterecek bir şekilde yapmaları gerektiğinin ilk günden altını çizmek istediğini, çünkü meslek komitelerinin meclisin ve Odanın kalbi olduğunu, ne kadar etkin ve düzenli çalışırlarsa, o kadar katılımcı ve üretken bir çalışma dönemi sergileyebileceklerini ifade etti.
Bilindiği üzere ülkemizde işini kaybeden çalışana devletin 9 aya varan süre boyunca işsizlik ücreti ödediğini, oysa Alman Hükümetinin, krizde işini kaybedenleri bir yıl süre ile eğitime gönderip, daha nitelikli bir çalışan haline gelmesini sağladığını ki bu örneğin ülkelerin krize bakış açılarını gösterdiğini ifade etti. Tiryaki sancılı bu sürecin birlikte hareketle aşılacağına inandığını, zira ülkemizin kahramanca mücadele ettiği kurtuluş savaşında, TBMM kürsüsünden en zor günlerde birlik ve beraberlik mesajı vererek düzlüğe çıktığının unutulmaması gerektiğini belirtti.
2- “Seyahatleri, ve toplantıları nedeniyle; Bülent Akgerman, Hüseyin Cahit Çetin, Ateş İlyas Demirkalkan, Coşkun Güner’in yazılı / telefonla vaki mazeretlerinin kabulüne,”
3- Meclis Başkanı Mehmet TİRYAKİ :

Meclis Toplantısının gün ve saatinin belirlenmesi konusunda, önceki dönemlerde toplantının her ayın son Pazartesi günü saat 16.00’da gerçekleştirildiğini, bu dönemde yine aynı uygulamanın devam ettirilmesini önerdiğini söyleyen Tiryaki, söz isteyen olup olmadığını sordu.


Hakkı ATTAROĞLU :

Toplantı saatinin 16.00 yerine 17.00 olmasını önerdi.


Nejat ÖZDURAN :

Meclis üyelerinin konuşma sürelerinin 10’ar dakika olduğunu, meclis üye sayısının artmasıyla konuşmak isteyenlerin sayısının da artacağından toplantı süresinin uzayacağını dile getirerek, toplantı saatinin 16.00 yerine 15.00 olmasının uygun olacağını belirtti.


M. Sayıl DİNÇSOY:

“Ekonomik ve Güncel Konular” gündem maddesinde; birincisinin 1-2 dakikalık yerinden konuşmalar, ikincisinin 5’er, 10’ar dakikalık kürsüden konuşmalar şeklinde, iki kısma ayrılmasıyla, Meclisimize ciddi aktivasyon geleceğini belirtti.


Meclis Başkanı Mehmet TİRYAKİ :

Geçen dönemde de yerinden konuşma yapmak isteyenlere söz verildiğini bu dönemde de aynı uygulamayı devam ettirebileceklerini ifade etti.


Başka söz alan olmadığından meclis toplantısının her ayın son Pazartesi günü saat 16.00’da yapılmasını oylamaya sundu.


Yapılan oylama neticesinde; “Odamız aylık olağan Meclis toplantılarının her ayın son Pazartesi günü saat 16.00’da

yapılmasına,”


4- Ekonomik ve Güncel Konular maddesine geçmeden önce aylık faaliyetlerle ilgili bir sinevizyon sunumu olduğunu söyleyen Tiryaki, sunuma geçmeden önce iki hususu hatırlatmak istediğini, Meclis toplantılarında; Meclis üyelerinin konuşması sonrasında alkışlama geleneğinin bulunmadığını, ayrıca kürsüdeki konuşma süresinin 10 dakika ile sınırlı olduğunu belirtti.
Cengiz KOCAGİL :

Sinevizyon sunumunda “EBSO’da Yorgancılar ve Tiryaki dönemi” diye ifade edilen haberin “Tiryaki ve Yorgancılar” dönemi diye düzeltilmesi gerektiğini, zira meclis Başkanlığı’nın en üst makam olduğunu ifade etti.




Meclis Başkanı Mehmet TİRYAKİ :

Gerekli düzeltmenin yapılacağını ifadeyle Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar’a söz verdi.


Yönetim Kurulu Başkanı Ender YORGANCILAR :

Seçim sürecini EBSO’ya yakışan bir şekilde sonuçlandırdıklarını, geçen dönem mecliste bayanların da yer almasını ümit ettiğini söylediğini ve bunun gerçekleştiğini, şu an biri Yönetim Kurulu’nda olmak üzere 4 bayanla EBSO meclisinin çalışmalarını sürdüreceğini ifadeyle, Allah’tan öncelikle sağlık, akabinde huzurlu ve başarılı bir meclis süreci geçirmelerini temenni ettiğini söyleyen Yorgancılar, üyelerimizden gelen her türlü dileği, şikayeti, sorunu çözmenin birinci derecedeki görevleri olacağını, çözüm odaklı, ulaşılabilir ve her zaman için uzlaşmacı bir tavır sergileyeceklerinden hiç kimsenin şüphe duymamasını söyleyerek, başarılı bir seçim çalışması yürüten geçmiş dönem Yönetim Kurulu’na, Genel Sekretere ve nezdinde tüm Oda çalışanlarına teşekkür etti.


Yorgancılar, 2008 yılının ilk yarısının belirsizlik, ikinci yarısının reel sektörün haklı isyanları ile geride bırakıldığını, son çeyrekte sektörlerimizdeki küçülmeye ve piyasanın kilitlenmesine tanık olduklarını, dış talebe müdahale gücümüz olmasa da iç talebin yönetilebilineceğini, ancak Hükümetimizin para ve maliye politikalarını kullanarak iç piyasayı canlandırma girişiminde bulunulması gerekirken, bugün herkesin kendi yağıyla kavrulmaya çalıştığını, iç talepteki daralmanın en önemli sebeplerinden birinin de güven kaybı olduğunu söyledi.
2008 Ocak ayından Aralık ayına reel kesimin güven endeksinin 104’den 52’ye, tüketici güven endeksinin de 92’den 70’e düştüğünü, ihracatın Ocak ayından Aralık ayına yaklaşık %30 kayıpla geldiğini ve 10.6 milyar dolardan 77 milyar dolara gerilediğini dile getiren Yorgancılar, gıdanın %8, tekstilin %27, giyimin %33, motorlu kara taşıtlarının %55 ihracatlarında azalma yaşandığını belirtti. Hedefleri olan ülkemizin özel sektörü çok zor durumda iken, sistemi düzeltmek sorumluluğunda olanların “duruma hakim” olduklarını söylemekten öteye gidemediklerini, özel sektörde işler iyi gittiği sürece büyüme rakamımızın olumlu olduğunu, son 5 yılda bunun çok net gözlemlenebileceğini, yaşanan kötü gidişatın ancak, işletmelerin faaliyetlerini devam ettirmesi ve istihdamın korunmasına yönelik tedbirlerle aşılabilineceğini vurguladı.
Yorgancılar, 2008 yılı Ocak ayında toplam sanayi üretimi %1 azalırken, Aralık ayında %15’e gerilediğini, imalat sanayindeki azalışın %2’den, %18’e fırladığını, sanayi üretimindeki sektörel değişimlere bakıldığında Aralık ayında; motorlu kara taşıtlarının %29, deri işlemenin %30, tütünün %29, plastiğin %26, tekstilin %26 ve gıdanın %24 oranında üretim düşüşü ile karşı karşıya kaldığını, ortalama % 85 kapasite ile çalışabilen sanayinin son 18 yılın en düşük düzeyi olan %63’e gerilediğini, 2008 yılının Ocak ayında %80,3 olan kapasite kullanım oranının, Aralık ayını %64,7 ile kapadığını söyledi.
Odamız tarafından her üç ayda bir yapılan imalat sanayi eğilim anketine göre; 2008 yılının ilk çeyreğinde %58 olan kapasite kullanım oranının son çeyreğinde %55’e gerilediğini, üyelerimizin 2009 yılı ile ilgili umutsuz bir görünüm içerisinde olduğunu, üretimin, satışların azalacağını, hammadde fiyatlarının ve birim maliyetlerin artacağını ifade ettiklerini söyleyen Yorgancılar, üretimini düşüren ve hatta ara veren sektörlerin bir bir işçi çıkarmak zorunda kaldığını, gerek iç, gerekse dış talep daraldıkça stokların arttığını, üretim azaldıkça maliyetlerin yükseldiğini ve mevcut istihdamı korumanın imkansız hale geldiğini ki, 2008 yılı Ocak ayından Aralık ayına kadar geçen sürede İŞKUR’a yapılan işsizlik başvurularının %125 artmış olmasından bunun çok net görülebilineceğini dile getirdi.
Yorgancılar, 2008 yılı Ocak ayında %11,3 olan işsizlik oranının Aralık ayında %12,3 olarak gerçekleştiğini, ancak gerçek işsizlik rakamının %20’leri aştığını, her 4 gençten birinin işsiz olduğunu, sadece 1 ayda 630 bin kişinin işini kaybettiğini, ki bunun 120 bininin imalat sanayindeki çalışanlardan oluştuğunu, bu fotoğraftan sanayicinin düştüğü durumun çok iyi şekilde analiz edilmesi, acil şekilde önleyici tedbirlerin alınması gerektiğinin görüldüğünü söyledi.
Ülkemizin bugün 247 milyar dolarlık toplam dış borç stokuyla dünya sıralamasında 23. sırada yerini aldığını, kamunun dış borcundan ziyade özel sektörün bir yıl içinde 50 milyar dolara yakın dış borç ödeyecek olmasının endişe verici bir durum arz ettiğini, kasım, aralık, ocak aylarında özel bankaların tüm sendikasyon kredilerinin geri ödendiğini ve bunlarla ilgili yeni kredilendirmenin yapıldığını bilmelerine rağmen, bankacılık sektörünün sanayiciye hala güven ortamı oluşturmadığı için, kredi musluklarını açmadığını, kredileri yenilemediğini ve sanayicimizi zor durumda bıraktığını belirtti. Yorgancılar, bu noktada IMF’den gelecek kaynağın büyük önem taşıdığını, ancak hala netlik sağlanamadığını, böyle bir ortamda Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanımızın IMF ile görüşmeler sırasında Avustralya’ya gitmesine anlam veremediğini ifade etti.
Tüm sivil toplum kuruluşlarının her platformda olumsuzlukları anlatmaya çalışır-ken ve iç piyasanın canlandırılması zaruriyetini defalarca ifade ederken, hükümet tara-fından tedbirlerin açıklanmamasının düşündürücü olduğunu vurgulayan Yorgancılar, müdahalenin gecikmesinin bedelinin yine kendilerinden çıkacağını, 2009 yılını kurtarmak istediklerini, ancak alınamayan tedbirlerin 2010 yılını bile riske soktuğunu söyledi. Sanayiciler olarak çok somut adımlar atılmasını, radikal tedbirler alınmasını ve bugünün derdine çare olunurken, geleceğin de altyapısının oluşturulmasını istediklerini, kısa sürede ekonomiyi canlandıracak kamu yatırımlarına başlanması, SSK primlerinde çalışan sayısına göre SSK prim sistemi getirilmesi, primini gününde ödeyenlere prim iskontosu verilerek, işçi çıkarmaların önüne geçilmesi, elektrik faturalarını yükselten TRT payının mutlaka kaldırılması, vadeli ithalatı pahalandıran %3’lük KKDF uygulamasının kaldırılması, KDV ve ÖTV oranlarında indirim yapılması, turizm, otomotiv, tekstil ve gıda sektörlerinin acilen desteklenmesi, finansal kaynak akışının sağlanması, kamu alımlarında yerli ürünlerin tercih edilmesi ve toplumun yerli malı konusunda bilinçlendirilmesi, yatırım ve istihdamı artırıcı vergi politikalarının bu sürecin atlatılmasına imkan verecek düzenlemelerin hayata geçirilmesinin acilen sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Yorgancılar, yaşanan küresel kriz sonrasında kendilerini toparlayan ülkelerin kriz öncesi dünyaya geri dönüşlerinin çok zor olacağını, o nedenle herkesin yeni koşullara ayak uydurmanın ve krizi en az hasarla atlatmanın yollarını araması gerektiğini, sanayiciler olarak da rekabet güçlerini arttırıcı her türlü çabayı sarf etmeleri gerektiğini ifadeyle, Ar-Ge, teknoloji geliştirme, inovasyon ve markanın öneminin burada bir kez daha ortaya çıktığını, bu çabalarına destek vermeleri yönünde, hükümet nezdinde de girişimlerini kararlılıkla ifade edeceklerini, ayrıca 4 yıllık çalışma dönemleri boyunca Ankara ile ilişkileri daima sıcak tutmak ve sorunları birebir çözüme kavuşturmak için gayret sarf edeceklerini vurguladı.
4700 üyemizin “bizi sadece seçim zamanı ziyaret ediyorsunuz” eleştirilerine son vermek için bir çalışma başlattıklarını, 67 tane olan meslek komitelerinin her biri için “01unyemsanayimeslekkomitesi@ebso.org.tr” gibi bir mail adresi alındığını, bu mail adresine düşen her mailin komite üyelerine ve grupta bulunan tüm sanayicilere ulaşacağını, böylece grup içerisinde bir bütünlük ve ortak çalışma alanı sağlanarak komitede veya yönetimde görüşülmesi istenilen konuların kendilerine çok daha rahat ulaşacağını, konuyla ilgili yapılan çalışma sonlandırıldıktan sonra tüm sanayicilere bilgi yazısının gönderileceğini belirtti.
Kani AYDOĞDU :

Meclis üyeleri olarak meslek gruplarını temsil etmek üzere, mücadeleli bir seçim sürecinden geçtiklerini, bu nedenle tüm Meclis üyesi arkadaşlarını seçilmelerinden dolayı kutladığını, kanaat önderleri olarak büyük bir sorumluluk taşıdıklarını ifade etti. Meclis Başkanlığına seçilmesinden dolayı Tiryaki’yi tebrik ederek, Meclis Başkanlığı görevini adil bir şekilde yürüteceğinden emin olduğunu, kendisine her türlü desteğe vermeye hazır olduklarını belirten Aydoğdu, Meclis Başkanı olarak geçmişte yaşanan örneklerin aksine açılış konuşmasında ekonomik konulara değinmemesinden dolayı da kendisine ayrıca teşekkür etti.

Aydoğdu, Yönetim Kurulu’nu da tebrik ettiğini, Yorgancılar’ın konuşmasında ekonomik konularda gerekli, kısa ve öz bir konuşma yaptığını, bundan sonraki konuşmalarının da bu şekilde olmasını temenni ettiğini ifade ile Yönetim Kurulu Başkanı olarak Yorgancılar’dan herkese gönlünü açmasını, Meclis’ten gelebilecek tenkitleri hoşgörü ile karşılayarak, itibar etmesini istedi.
Ülkemizin 1 milyon 300 bine yakın üyesi ile en büyük ve en önemli sivil toplum örgütlerinden biri olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin özellikle son yıllarda sektörlerin içerisinde bulunduğu problemleri yeterince ifade edemediğini, TÜSİAD’ın çok güzel raporlar hazırlayarak gerek basın, gerek toplantılar vasıtasıyla bunları hükümete sunduğunu ve kamuoyu ile paylaştığını dile getiren Aydoğdu, Yorgancılar’dan sanayicilerin sıkıntılarını hiç çekinmeden TOBB’a iletmesini istediğini zira bu konuda meclis olarak yanında olduklarını, TOBB gibi güçlü bir kuruluşun artık sesinin çok gür çıkması gerektiğini dile getirdi.
TOBB’un ve Odamızın en büyük görevlerinden birinin üyelerinin menfaatini korumak olduğunu, bunun için öncelikle bürokrasinin kaldırılması gerektiğini dile getiren Aydoğdu, Yorgancılar’dan bugüne kadar gerçekleştirilemeyen “firmalarla kurumların karşı karşıya getirilmemesi” konusunda elinden gelen gayreti göstermesini, ayrıca 5174 sayılı kanunun 12. maddesinde; “üyelerle ilgili olan bütün konularda, idari konularda, hükümete ve kurumlara dilekte bulunabilir, yazı yazabilir ve gerekirse sektör ve aynı zamanda firma adına dava açabilir” denildiğini, dolayısıyla bu maddeyi dikkate alarak gereğini yapmasını istediğini çünkü, bazı kurumların yapılacak işi yokuşa sürerek sanayiciyi zor durumda bıraktığını, bunlara son vermek için bu tür bir iki kuruma dava açılırsa bugüne kadar hiç yapılmamış olan “bir müessesenin sektörüne, üyelerine sahip çıkıyor” imajının yerleşmiş olacağını ki aynı zamanda sanayicilere çok büyük bir iyilik yapılmış olunacağını, sektörlerin önünün açılacağını belirtti.
Şener GENÇER :

Her şeyden önce EBSO gibi bir kurumun Meclisine seçilmiş olmanın, kendisi için büyük önem taşıdığını ifade etmek istediğini söyleyen Gençer, seçilen tüm arkadaşlarını tebrik ettiğini belirterek, 4 yıllık görev sürelerinde Odamızın çeşitli organlarında görev alanlara başarılar diledi.


Gençer, kürsüde 10 dakikalık konuşma sürelerinin bulunduğunu, geçen mecliste 99 kişi oldukları halde çoğu zaman toplantıların uzadığını, şimdi 144 kişi olmuşken ve meclise meslek komiteleri ile konuk konuşmacıların da davet edileceğini düşündüğünde bir anda meclis toplantıların çok uzayacağı yönünde endişeye kapıldığını, ki ortalama yaş seviyesi 50 olduğu göz önüne alındığında verimin düşeceğinin bir gerçek olduğunu, onun için kürsüde konuşma yapacak tüm arkadaşlarının mümkün olduğunca kısa ve öz konuşmaya gayret ederlerse daha rahat bir toplantı gerçekleştirebileceklerini söyledi. Ayrıca geçen sene 99 meclis üyesinin birbirlerini çok iyi tanıyamadıklarını, bunun için gerekli ortamların yeterince sağlanamadığını, onun için bu dönemde Yönetim Kurulu Başkanı’ndan meclis üyelerinin birbirlerini daha iyi tanımaları açısından aktivitelerin arttırılmasını talep etti.
Mart ayında yerel seçimlerin yapılacak olması nedeniyle başkanlarımızca da uygun görülürse İzmirli bakanları, milletvekillerini, İzmir’de görev yapmış ve İzmir’e yakın olan bürokratları çağırarak, sanayicinin yaşadığı sıkıntıların, sorunların ve çözüm önerilerinin ifade edileceği bir toplantı yapılmasını önerdi. Gençer, bilindiği üzere ilk Kalkınma Ajansları’nın İzmir ve Adana’da kurulduğunu, şu an da 20 bin ile 400 bin lira arasında yapılacak yatırımlara Kalkınma Ajansınca hibe verildiğini, bundan mutlaka faydalanılması gerektiğini, konuyla ilgili seminerler de düzenlendiğini ifadeyle konuya herkesin dikkatini çekmek istediğini belirtti.
Gençer, geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmet Barutçugil’in anlatımıyla “Durgunluk ve Durgunluk Dönemlerinde Etkin Yönetim Tarzları” seminerine katıldığını, kendisi için çok faydalı olduğunu, zaman darlığı nedeniyle bu tür seminerlere vakit ayıramadıklarını, ancak bu seminerin notlarının uygun görülmesi halinde tüm meclis üyeleri ile paylaşılmasını rica etti.
Ufuk AKGÜN :

Seçim sürecinde kendisini destekleyen ve desteklemeyen herkese teşekkür eden Akgün, sinevizyon sunumunda ocak ve şubat ayıyla ilgili geçen Yönetim Kurulu’nca yapılan çalışmalara yer verilmediğini, sadece seçim süreci yaşanmış gibi bir sunum hazırlanmış olduğunu, daha ilk mecliste bu şekilde eleştiri yapmak istemediğini, ancak geçen dönem Yönetim Kurulu’na yapılan eleştirilerin de unutulmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Meclisçe yapılacak seçimlerde adama göre iş değil, işe göre adam seçilmesi mantığının izlenmesini ümit ettiğini dile getirdi.



Mustafa DİRİN :

Kürsüdeki konuşma süresinin 10 dakika ile sınırlandırılmaması gerektiğine inananlardan olduğunu ancak, imkanların buna izin vermediğini, aksi halde konuşmaların sabaha kadar devam edebileceğini söyledi.


Dirin, ülkemizin büyük bir kriz sürecinden geçtiğini, ancak hala gerekli ve yeterli tedbirlerin alınamadığını, hiç bir sanayicinin şu anki durumdan hoşnut olmadığını belirterek, hükümet tarafından kısa dönem çalışanın farkının ödeneceği söylense de bunun bir çözüm olmadığını, yatırım mallarındaki KDV oranının ise çok yüksek olduğunu, artık acilen sektörel bazda teşviklerin açıklanması, enerji fiyatları üzerindeki vergi fon ve payların kaldırılması, istihdam yüklerinin arttırılması, enflasyon ile mücadelenin gerçekleştirilmesi, işsizliğin önlenmesi, kamu ihalelerinin açılması gerektiğini dile getirdi. Dirin, IMF’ye karşı olmadığını, ancak ülkemize her geldiklerinde “yatırımları durdurun, memura para vermeyin, masrafları kısın” önerisinde bulunduklarını, oysa bu ülkenin yatırıma ihtiyacı olduğunu, yatırım yapmadan kalkınmanın mümkün olamayacağını söyledi ve yeni dönemde Yönetim Kurulu’na başarılar diledi.
Fahrettin SELÇİK :

Yorgancılar’ın da bahsettiği elektrikteki TRT payının kaldırılması konusuna bir ilave yapmak istediğini söyleyen Selçik, elektrik faturalarında görünmeyen, ancak abonelerden tahsil edilen bir ücret bulunduğunu, trafo kaybı adı altında %4 oranında alınan ücretin, KESİAD olarak yaptıkları itiraz sonucunda %3,5’e çekildiğini belirterek, trafo üreticisi olarak bir açıklama yapmak istediğini, TEDAŞ’ın veya kurumların alımlarının %98’den aşağı olması durumunda trafo kayıplarının alınamayacağını, çünkü buradaki trafo kaybının azami %2 olduğunu ki bunun %1.5 oranla sanayiciye fatura edildiğini, eğer Oda olarak müracaat edilirse bu oranın daha da aşağılara çekilebileceğini, böylece bütün sanayicilere avantaj sağlanacağını, bahsi geçen tarifeleri EPDK’nın hazırladığını ve her yıl yenilediğini belirtti.


Selçik, kriz gibi zorlu bir dönemde mücadele verirken bir de bürokrasiyle uğraşmak durumunda kaldıklarını, son dönemde elektrik cihazları sektöründe TEDAŞ ve TEİAŞ tarafından yapılan alımlarda Akredite laboratuar belgesi istendiğini, ancak Türkiye genelinde akreditasyonun sadece gıdacılar tarafından gerçekleştirildiğini ki bunun da zorunluluk sonucu oluştuğunu, diğer sektörlerde henüz böyle bir çalışmanın yapılmadığını, çünkü bunun için ciddi bir çalışma, zaman ve maliyet gerektiğini ifadeyle, zaten kriz döneminde sıkıntılar yaşarken bu tarz bir bürokrasi işleminin geçici bir süre ertelenmesi konusunda Odamızca önlem alınmasını istedi.
Metin AKDAŞ :

Geçmiş dönemde Odamız için çalışan, katkıda bulunan herkese teşekkür ederek, seçimleri kazanarak, EBSO’da görev alanları tebrik etti. Akdaş meclise yeni katıldığını, ancak daha önce Odamızın çeşitli komisyonlarında görev aldığını, bunun yanında çeşitli sivil toplum örgütlerinde edindiği tecrübeler ile önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarda faydalı olmayı ümit ettiğini dile getirdi.


Akdaş, EBSO seçimlerini yakından takip ettiğini, ancak özellikle 40. grup Soğutma Sanayi Komitesinde seçim sonucunu etkilemeye yönelik, yasal olmasına rağmen etik dışı davranışları gördükten sonra, bu dönemde EBSO üyelerine yönelik “Sanayici Etiği” konusunda çalışma yapmaları, etik ilkelerin bir deklarasyon olarak kamuoyuyla paylaşılması, Meclis Üyelerimizden başlamak üzere EBSO’nun 4700 sanayicisinin imzasına açılması ve bu çalışmanın TOBB aracılığı ile tüm Sanayi ve Ticaret odalarına yayılması gerektiğini düşündüğünü, ayrıca, etik deklarasyon metnini oluşturacak ilkelerin saptanması, kurum etiğinin oluşturulması ve tüm üyelerimize yönelik etik kültürün benimsetilmesi konusunda eğitim çalışmaları yapmak üzere de Yönetim Kurulumuzca “Etik Değerler Komisyonu” adı altında bir komisyon kurulmasını önerdiğini söyledi. Akdaş, ekonomik kriz nedeni ile istihdamın azalarak işsizliğin arttığı, iş hacmimizin daraldığı, insanların iş ve aş derdine düştüğü bugünlerde, insanların yarın ve gelecek endişelerinin had safhaya ulaştığını, etik değerlere karşı ilgisizlik daha da arttığı için yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet gibi davranışların arttığını, onun için böyle bir ortamda etik değerler üstüne çalışma yapılmasının önemli olduğunu söyledi.
Bilindiği üzere tüm dünyada merkezi yönetim yerine, yerinden, yerel yönetim anlayışının benimsendiğini, çünkü bölgesel sorunları en iyi orada yaşayanların bilip, daha etkin çözümler üretebileceğini ifade eden Akdaş, organize sanayi bölgelerimizin yönetimlerinde de OSB’lerde yeri olan sanayicilerimizin yer almasının daha etkin yönetim sağlayacağı kanaatini taşıdığını, bunun yanında elbette yerinden yönetim modelinin etkin bir merkezi denetimi de şart kıldığını, bu bağlamda OSB Yönetim Organları ile ilgili ilkesel bir karar alınması gerektiğini, “Yerinden Yönetim, Etkin Merkezi Denetim” ilkesinin bu dönemde hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
İbrahim BAYLAN:

Dünyadaki ekonomik krizin yansımaları neticesinde ülkemizde ortaya çıkan en temel sorunun işsizlik olduğunu, ki dünya bu konuda 3. sırada yer aldığımızı, şu anda ülkemizdeki işsizlik oranının %20 olduğunu, şimdiye kadar uygulanan ekonomik politikaların istihdama yönelik olmaması nedeniyle toplumumuzun içerisindeki işsiz sayısının daha fazla arttığını söyleyen Baylan, işsiz kalan insanların ekonomik kriz ve özellikle işsizlikten dolayı aileleri, korumak zorunda oldukları sevdikleri için tereddütleri bulunduğunu, zira insanların kendilerine nasıl zarar vermeye başladığını yazılı ve görsel basından takip ettiklerini belirtti.


Baylan, 2007 yılında yapılan istatistiklerle; nüfusumuzun %1,5 oranında artarken, sadece binde 5 oranında istihdam sağlanabildiğinin ortaya konduğunu, bu bağlamda Başbakan tarafından “çocuk yapın” söylemini dile getirilmesinin bu ülkenin realitesiyle çeliştiğini, çocuklarımızın geleceğini güven altına alacak ekonomik politikaların üretilmedikten sonra bu söylemin yoksulluğu arttırmaktan başka faydasının bulunmayacağını ifadeyle, “Türk sanayicisinin zulasında iki yıl yetecek kadar para var” söyleminin ise olsa olsa bu ekonomik politikalardan faydalanan kesim tarafından ifade edilmiş olabileceğini söyledi. Baylan, ulusal istihdam stratejisi oluşturulmadıktan sonra hiçbir ülkenin kalkınmasının mümkün olamayacağını, girişimciler olarak, işletmeleri, fabrikaları ile üretim yaptıkları, katma değer yarattıkları, istihdam sağladıklarını ve Türk ekonomisine katkıda bulunduklarını bu nedenle özellikle devlet tarafından korunup, kollanmalarını, sanayicinin devletin vazgeçilmez bir parçası olarak gören, bu anlayışa sahip bir yönetimin iş başında olmasını istediklerini dile getirdi.
Sanayicinin hak ettiği itibarı bulabilmesi için sivil toplum örgütlerine çok büyük görev düştüğünü, bu bağlamda sanayicinin yaşadığı sorunların sürekli gündeme taşınması, çözümü için elden gelen gayretin gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, bu konuda meclis olarak Yönetim Kurulu’nun arkasında ve her türlü desteğe hazır olduklarını söyledi. Baylan, ihracatı koruyabilmek için en azından Eximbank kredilerinin vadelerinin uzatılması, faizlerinin düşürülmesi, istihdamdan kesilen vergilerin ekonomik kriz sona erinceye kadar dondurulması, bölgesel teşvik yerine, ulusal teşvik yasa ve kanunlarının uygulanması için gerekli ivedi tedbirlerin alınması, hazine bonolarına ve devlet tahvillerine vergi getirilmesi, ABD’de uygulanan milli sermayenin ve milli sanayinin ekonomik kriz karşısında koruyucu politikalar ile korunması konusunun ülkemizde de uygulanması, mili sanayiye, sermayeye devlet tarafından destek verilmesi, yerli malı kullanımının özendirilmesi, ülkemizde üretilen mamullerin yurt dışından ithalatına gerekli gümrük duvarlarının konulması, seçime endekslenmiş politikalardan vazgeçilerek, uygun ekonomik politikaların üretilmesi yönünde gerekli tedbirlerin alınmasını beklediklerini ifadeyle EBSO’nun üyelerinin ve sanayicilerinin haklarını sonuna kadar savunacağına inançlarının tam olduğunu belirtti.
Kürşad YUVGUN:

Göreve yeni seçilen tüm arkadaşlarını tebrik eden Yuvgun, yakın bir geçmişe kadar ithal ikameye dayalı, yarattığı katma değeri fazla yüksek olmayan, önemli büyüklükte istihdam yaratmayan bir çok sanayi iş kolunun baş tacı yapılırken, ne yazık ki tarım ve tarıma dayalı sanayinin kenara itildiğini belirterek, son günlerde tarım ve tarıma dayalı sanayinin önemsenmeye başlandığını, bunun çok önemli olduğunu çünkü neredeyse yaratacağı katma değerin %100’e yakın, istihdam oranının ise son derece yüksek olduğunu dile getirdi.


Yuvgun, tarım ve tarıma dayalı sanayinin kapasite kullanım oranlarını yüksek tutabilmek için çoğu zaman alivre iş bağlantıları yaparak yüksek riskler üstlendiğini, bununla ilgili sanayicinin alabileceği tedbirlerin son derece sınırlı olsa da bazı yolların bulunduğunu, örneğin sözleşmeli üretim yapabildiklerini ifadeyle, sözleşmeli üretimle ilgili olarak yeni bir yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini, buna göre; sözleşmelerin damga vergisine tabi tutulduğunu ancak sonunda ne olacağı belli olmayan bir sözleşmenin, üstelik teşvik edilen bir uygulamanın damga vergisine tabi olmasını doğru bulmadıklarını, katma değer vergisinin 2 numaralı listede tütün alım ve satımlarıyla ilgili KDV istisnasının mevcut olduğunu, dolayısıyla bu kapsamın içine sözleşmeli üretimle yapılacak tarımsal sözleşmelerin de dahil edilerek konunun çözülebileceğini belirtti ve konuyla ilgili olarak daha önce bir takım girişimler yapıldığını, şu anda ne durumda olduğu ve çözümü için Yönetim Kurulunca takibini rica etti.
Ekonomik krize etkin müdahalede daha fazla geç kalınmasının tedavi edici niteliğini yitirebileceğini, bu konuda Merkez Bankası’nın %1,5’luk indirimini çok anlamlı ve doğru bulduğunu, devam etmesini dilediğini söyleyen Yuvgun, birçok ülkede, dünyada yaşanan ekonomik krizle ilgili gayri safi milli hâsılalarının ne kadarını bu mücadeleye ayıracaklarının aşağı yukarı belli olduğunu, ancak ülkemizde krizle mücadele için ayrılan kaynağın boyutunun belli olmadığını, miktarı belli olmayan bir konuda etkin bir proje üretilemeyeceğini belirtti. Yuvgun, Amerika’da 11 Eylül olayının ardından Amerikan vatandaşlarına “satın almaya devam edin” çağrısı yapıldığını, oysa bizde ekonomik kriz çıkınca bilir bilmez herkesin tasarruf edin, satın almadan kaçının açıklamalarını yaptığını ifadeyle, herkesin tasarruf ettiği, satın almanın yapılmadığı bir konumda üretimin biteceğini, bunun işçilere, işverene, ekonomiye yansıyacağını dile getirdi. Bir çok ülkede yerli malı kullanımının özendirilmeye çalışıldığını, bizim de bu konuda kararlı davranmamız gerektiğini, katma değer vergilerinde yapılacak indirimin satın almayı olumlu yönde etkileyebileceğini söyledi.
Yuvgun, büyük mağazalar ile ilgili yasa tasarısının bir türlü meclise indirilemediğini, ancak konunun sanayicilerimiz için büyük önem taşıdığını, dolayısıyla konunun bir an önce çözüme ulaştırılması gerektiğini belirtti.
Yönetim Kurulu Başkanı Ender YORGANCILAR:

Aydoğdu’nun, Meclis Başkanı olarak Tiryaki’nin açılış sunuşlarında geçmişte yapılanın aksine ekonomik konulara değinmemesini olumlu karşılıyorum görüşüne katılmadığını, çünkü Meclis Başkanlarının kürsüden konuşma şansları bulunmadığı için ayda bir kere yapılan meclis toplantılarında düşüncelerini ifade etmelerinin eksikliklerin tamamlanması anlamında önemli olduğunu belirtti. Yorgancılar, Yönetim Kurulu Başkanı’nın ise ekonomik konularda kısa konuşması gerektiğini, bunun da kendisinin tarzı olduğunu, doğru zamanda, doğru kişilere, doğru konuları aktararak konuların çözüme çok daha rahat ulaştırılabilineceğini, bağırıp çağırmaya gerek olmadığını söyledi.


Yorgancılar, saygı çerçevesinde, kişilik haklarına dokunmadan yapılan her türlü tenkite açık olduğunu, Meclis Başkanlığı görevinde de bunu açıkça ifade ettiğini söyleyerek, TOBB Yönetimine girmenin sus payı olduğu düşüncesine katılmadığını, üstelik bunun çok ağır bir itham olduğunu, geçmiş dönem Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın’ın, TOBB Yönetim kurulu’nda yer alarak, imkanları nispetince buradaki bilgileri oraya, oradaki bilgileri buraya aktararak arada bağ kurmaya çalıştığını belirtti.

Gençer’in fikirlerine aynen katıldığını, meclis üyelerimizin kaynaşması açısından mutlaka sosyal faaliyetlerimizin arttırılmasında fayda bulunduğunu, gerekli çalışmaların yapılacağını, özellikle e-oda sisteminde çalışmayı başarabilmeleri durumunda birbirlerinden haberdar olma imkanına çok daha rahat ulaşabileceklerini dile getirdi. Akgün’e katkılarından dolayı teşekkür eden Yorgancılar, seçim bittikten sonra Yönetim Kurulu Başkanlığı’na aday olan Akkan ve Akgün’ü ziyaret etmek istediğini, Akkan ile görüştüklerini, ancak programı uygun olmadığı için Akgün ile görüşemediklerini, fırsat bulur bulmaz kendisini de ziyaret edeceğini belirterek, sinevizyon sunumu konusunda Ocak ayında yapılan faaliyetlerin Ocak meclisinde meclis üyelerine aktarıldığını, bu mecliste şubat ayında yapılan faaliyetlerin işlendiğini ki bilindiği üzere 11 Şubattan itibaren seçim sürecine girdiklerini söyleyen Yorgancılar, eğer eksik kalan bir konu varsa Mart ayı meclisinde sinevizyon sunumuna ilave edileceğini ifade etti.


Yorgancılar, Dirin’in düşüncelerine aynen katıldığını, yaşanan kriz sürecinin bir an önce neticelendirilmesi için birinci derecede yoksulluğa ve işsizliğe çare bulunması gerektiğini söyledi. Baylan’ın ifade ettiği halk tarafından satın almanın arttırılması konusuna katıldığını, zira kendi konuşmasında da bu konuya yer verdiğini, Yuvgun’un dile getirdiği, KDV’nin indirilmesi konusunun hükümetimizin yapması gereken en önemli uygulama olduğunu ki, 2009 ve 2010 yıllarında neler yapılmalı konusunun ele alınması, öncelikle sektör izleme komitelerinin oluşturulması, dünyadaki kriz sistemini izleyecek sistemin geliştirilmesi, satın alma gücünün arttırılabilmesi için bankalardaki tüketici, taşıt, konut kredilerinin ve kredi kartı borçlarının yeni baştan yapılandırılması gerektiğini vurguladı.
Selçik’in ifade ettiği akreditasyon laboratuvarı belgesinin kriz dönemi atlatılıncaya kadar istenmemesi konusunu araştırıp, üzerinde çalışacaklarını ifade eden Yorgancılar, Akdaş’ın etik değerler komisyonu kurulması yönündeki düşüncesiyle ilgili olarak, etik ahlaka aslında herkesin sahip olması gerektiğini, EBSO’nun da böyle bir konuya öncelik etmesine olumlu baktığını, Yönetim Kurulu’nda değerlendireceklerini söyledi. Yuvgun’un bahsettiği süper marketler yasasının bir türlü çıkarılamaması konusunu takip ettiklerini, İzmir Milletvekili Susam’ın da konuyu takip ettiğini belirterek, sözleşmeli üretimde damga vergisi uygulamasının kaldırılması konusunda önceki dönemde Maliye Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde gerekli yazışmaların yapıldığını, ancak neticesinin tarafımıza iletilmediğini ifadeyle konuyu takip edeceklerini dile getirdi.
Kani AYDOĞDU :

Meclis Başkanı’nın ekonomik güncel konular hakkında başkanlık sunuşlarında konuşma yapmasının şimdiye kadar süre gelen bir yanlış olduğunu, eğer Meclis Başkanı konuşma yapmak istiyorsa, bilindiği gibi görevini Meclis Başkan Yardımcısına devrederek kürsüye çıkıp konuşabileceğini belirtti.


Enver OLGUNSOY :

Selçik’in akreditasyon belgesinin ertelenmesi için girişimde bulunulması temennisine katılmadığını, çünkü akreditasyonun zorunlu olmadığı için ertelenmesinin düşünülemeyeceğini, zorunluluğun müşterinin talebinden kaynaklandığını, ancak akreditasyonun bir anlamda ürünün dünyada engelsiz dolaşması için pasaportu olduğunun unutulmaması gerektiğini, dolayısıyla ertelenme isteğinin ihracat açısından uygun olmadığını söyledi.




Mustafa DİRİN :

Akdaş’ın etik değerler konusundaki sözlerine ve temennisine katıldığını, Yönetim Kurulu’nun bu konuda bir çalışma yapacağına inandığını dile getirdi.


5- Odamız 2009 Ocak ayı mizanına ilişkin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın 23 Şubat 2009 tarih, 2137 sayılı yazısı ile Hesapları İnceleme Komisyonu Kararı okundu.


Yüklə 1,41 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin