Kitabın Adı
|
Yazar(lar)
|
Yayın Evi
|
Sayfa Sayısı
|
|
Java
|
Numan Pekgöz
|
Pusula Yayıncılık
|
524
|
|
Java Çabuk Öğrenim Kılavuzu
|
Dori Smith
|
Alfa
|
215
|
|
Java 2
|
Herbert SCHILDT
|
Alfa
|
992
|
|
Java Server Pages ve Servlet
|
M.Morkoç - A.Sebuhyan
|
Alfa
|
391
|
Sırada bu kaynakları edinmek var. Bunu ertesi günde gerçekleştirebilirim. Çünkü dışarıda bir tipi var. Ama içimdeki öğrenme ve merak hisleri beni bu konuda harekete geçiriyor. O gün o tipide dışarı çıktım, Kadıköy'e gittim ve buradaki kitabevlerini, sahafları gezerek yukarıdaki kitapları aradım. Zaten bu kitaplar oldukça etkili ve iyi basımlar olduğu için her kitabevinde bulmak mümkün. Hepsi birbirinden değerli yazarlar ve yayınevlerince çıkartılmış.
Kitapların hepsini temin ettim. Oldukça fazla tuttu tabi. Ama öğrenmek için ilk başta verilecek bu tutar, öğrendiklerimiz ile yapabileceklerimiz düşünüldüğünde göze alınacak bir miktar gibi geldi. Eve döndüğümde bir buz kalıbından farksızdım. Sırt çantam Java dilinin ağırlığını taşıyan kitaplar ile bir kaç kart daha artmış bir halde neredeyse boyumu kısaltmıştı. Büyük bir heyecanla kitapları çalışma masamın üzerine serdim. Nasıl bir hızla ve hevesle başladım bilmiyorum ama hava karardığında, bu dil ile ilgili ilk izlenimlerimi edinmiş ve saygın bir görüşe sahip olmuştum.
Java daha önceden bahsettiğim gibi, 90lı yıllarda doğmuş bir dil idi. Üretici firma Sun. Java ile yazılan programların ilk ve en ayır edici özellikleri, platform bağımsız olmaları. Bunu nasıl sağladıklarını araştırdığımda, Virtual Java Machine ( Sanal Java Makinesi) kavramı ile karşılaştım. Bu aslında günümüz işletim sistemlerinin tümünde bulunuyor. Hatta kullandığımız web tarayıcılarının sistemimizde olması bile yeterli. Bu noktada kafam karışmıştı. Bu ara programın amacı neydi acaba? Çok geçmeden cevabı buldum. Biz java dili ile bir program yazdığımızda bunu Java Derleyicisi ile derliyoruz.
Derlenmiş olan bu dosyalar bytecode adı verilen bir hale geliyor. JVM ise, derlenmiş bir java uygulaması başlatıldığında, bu uygulamayı sisteme uygun bir halde yorumluyor ve çalıştırıyor. Dolayısıyla JVM ara programının yüklü olduğu her sistemde bu kodları değiştirmeden çalıştırabilme imkanına sahibiz. Sanıyorum ki bugünlerde mobil telefonlarda java ile yazılmış oyunların çokluğunun sebebi bu olsa gerek. İlk öğrendiğim bu kavram aslında bu programlama dilinin gücünü ve her programcının az da olsa gelmesi gerektiğini gösterdi bana. O halde koşmak lazım. Hedefimiz büyük.
Elbette kuru kuruya bunları yazmak kolay. Ama basit bir uygulamada geliştirmek ve bir yerden başlamak gerekli. Öncelikle benim Java programlarını yazmam için gereken bir takım şeyler var bundan eminim. Çünkü bu her zaman böyle olmuştur. İhtiyacım olan ilk ve hatta tek şeyin, JSDK (Java Software Developer Kit-Java Yazılım Geliştirme Kiti) olduğunu öğreniyorum. Bunu kitaplar ile birlikte gelen cd'lerden temin edebiliriz. Ama bence en güncel olan sürümü takip etmek ve kullanmak her zaman daha iyidir. Küçük bir araştırma sonucu aşağıdaki adrese giriyor ve JSDK'ların yayınlanmış tüm sürümlerine ulaşıyorum.
http://java.com/en/download/manual.jsp
Ben burada Offline Kurulum seçeneğini seçtim. J2SE için yaklaşık olarak 15 megabyte'lık bir dosya indirdi. Artık indirilen bu dosyayı sistemime kurabilirim. Kurulum adımları son derece kolay. Yazılım kitinin kurulması ile birlikte artık sistemim, java uygulamalarını geliştirmem için uygun bir yapıya sahip oldu. Evet, her şey şu ana kadar iyi gitti diyebilirim. Peki ama javayı nerde hangi editörde yazabilirim. Araştırmam sonucunda her zaman olduğu gibi en güçlü en yetenekli en karizmatik editör ile bu işleri halledebileceğim sonucuna vardım. NOTEPAD. Tek yapmam gereken, uygulamayı notepad ile yazıp, java uzantısı ile kaydetmek. Daha sonra yazılan bu uygulamayı bytecode'lara çevirmek için, javac (Java Compiler-Java Derleyicisi) programını kullanmak. Sonra ise, yazılmış olan uygulamayı başlatmak için java programı ile yazılan bytecode'ları çalıştırmak.
Aslında ilk uygulamamı yazmak için sabırsızlanıyorum. Kaynakların hemen hemen hepsi, yeni bir programlama dilini anlatırken ilk yazılan programı, Hello World yada Merhaba Dünya olarak adlandırırlar. Bende bu çizgide devam edeceğim. Çok sıradan olacak ama bir noktadan başlamam gerekiyor. Bu amaçla kendi bilgisayarımda java örneklerim için ayrı bir klasör açtım. Tüm örneklerimi burada yazıp geliştireceğim. Şimdi, aşağıdaki uygulama kodlarını notepad ile yazıp, JavaDunyam.java ismi ile kaydediyorum.
public class JavaDunyam
{
public static void main(String[] args)
{
System.out.println("Java Dunayasına ilk adımımı attım galiba...");
}
}
|
Şimdi bu yazdığım kodu java derleyicisi ile derlemem gerekiyor. Hım. Peki ama benim java derleyicimin adresi nerede? Bir aramadan sonra kurmuş olduğum jsdk1.3.1_01 in klasörü içinde yer alan bin klasöründe, javac derleyici dosyasını buluyorum. Uygulamayı derlemek için önce bu klasöre komut satırından gittim. Sonuç tam anlamıyla hüsran hem bir hata mesajım var hem de bir programı derlemek için acayip bir yol kat ettim.
Öncelikle hatayı araştırmam gerekiyor. Şimdi gidip kendime bir kahve almanın tam sırası. Anlaşılan bu kahve molamız çok uzun sürecek. Araştırmam sonucu kitapların vardığı en önemli ortak nokta şu oldu. Java, C dili ve türevleri gibi büyük küçük harf duyarlıklı bir dil. Dolayısıyla buradaki hata mesajından çıkan sonuç sınıf adı ile java uzantılı dosya adının bire bir aynı olması. Dikkat ediyorum da benim dosya adım javadunyam.java ama kullandığım sınıf adı JavaDunyam. Diğer taraftan bu kadar hassa bir noktayı iyice araştırmam gerektiğini düşünüyorum. Bu kez şöyle bir komut veriyorum.
Derleyiciye dosya adını sınıf adı ile aynı şekilde veriyorum Bu kez herhangi bir hataya maruz kalmadan uygulamanın derlendiğini düşünüyorum. Kontrol etmenin tek yolu var o da klasörün içine bakmak. Evet java uzantılı dosyam, java derleyicim sayesinde, class uzantılı bytecode dosyası haline getirilmiş. Dikkat ettim de, dosya adı JavaDunyam. Yani sınıf adım ile birebire aynı. Buradan bir ders aldım, sınıf adım ile dosya adını birebir yazacağım bundan sonra.
Ancak burada hoşuma gitmeyen bir nokta var. Ben her seferinde, bin klasörüne mi gideceğim? Bu çok saçma olur. Kaynak kitaplar, bu konu ile ilgili olarak, bin klasörünün systemdeki path tanımlamalarına eklenmesi gerektiğini söylüyorlar. Bunun nasıl yapıldığına baktığımda son derece kolay bir işlem olduğunu gördüm. Xp kullandığım için, windows'un bu versiyonu üzerinde, path tanımının nasıl girileceğini inceledim. Control Panel' den, System penceresine burada da Advanced kısmına burada da Environmet Variables kısmına girdim. Zaten sistemde yüklü olan programlar nedeni ile burada bir Path tanımlaması vardı. Bunu edit ederek sonuna, jsdk'in kurulduğu klasördeki bin dizinini girdim.
Artık aynı java uygulamamı bulunduğu klasör içinden rahatça derleyebiliyorum. Bununla birlikte kaynak kitaplar, birde CLASSPATH adı verilen bir değerin daha girilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu değeri, sisteme sonradan java uygulamalarını yüklediğimizde, gerekli sınıfların otomatik olarak aranıp bulunması için yapıyormuşuz. Doğruyu söylemek gerekirse ne demek istediklerini henüz tam olarak anlamış değilim ama sanıyorum ki ileride ortaya çıkacaktır. İstedikleri gibi olsun diyerek, bu tanımlamayı da aynı şekilde gerçekleştirdim.
Artık gerekli ayarlamaları yaptığıma ve uygulamayı başarılı bir şekilde derlediğime göre nasıl çalıştığına bakmakta yarar var elbette. Çünkü eski deneyimlerim, program kodunun başarılı bir şekilde derlenmesi ile doğru bir şekilde çalışmasının tamamen farklı kavramlar olduğun göstermiştir hep. Doğru şekilde derlendiği halde mantıksal programlama hataları nedeni ile pek çok istenmeyen sonuç doğduğunu çok iyi biliyorum.
Diğer yandan yazdığım bu bir kaç satırlık kod derlendiğine göre mantıksal olarak bir hata olmayacağından neredeyse eminim. Java ile yazılmış uygulamalara ait bytecode dosyalarını çalıştırmak için, yine bin dizininde bulunan java isimli programı kullanıyoruz. Ama bu sefer bin klasörüne gitmemize gerek yok neyse ki. Çünkü path tanımını bu iş için güncelledik. İşte sonuç. Mükemmel, olağanüstü bir program demeyi çok isterdim. Ama sadece A harfinin tabanındayız desem yerinde olur herhalde.
Artık program kodlarını inceleme zahmetine girebilirim. Kahvemim bitmesine de az kaldı. İlk satırdaki tanımlamamız aslında bana çok tanıdık geldi. Özellikle C# ile yazılan programlardan. Nitekim Java nesne yönelimli bir dil ve sınıf kavramının önemi bu basit kodda bile görünüyor. Bu dilde de her şey sınıflar üzerine kurulmuş durumda. Kaynaklarıma baktığımda, sınıflar ile ilgili detaylı anlatımların yer aldığını görüyorum. Sanıyorum ki, ilerleyen kahve molalarımda bu konulara değinebileceğim. Public tanımlaması anladığım kadarı ile bu sınıfın başka sınıflar içerisinden de çağırılabileceği anlamına geliyor ki öyle. Daha tanıdık gelen başka bir satır ise main yordamının olduğu satır. Main yordamı java dilinde de, programın başlangıç noktası olarak görülüyor. Nitekim kodumuzu buraya yazdık. Acaba kim kime benziyor bilemiyorum. Arada pek fark yokmuş gibi geliyor ama Microsoft her zamanki gibi benzerliği usta bir pazarlama stratejisi ile ortadan kaldırıyor. Lütfen M harfinin iki varyasyonda da kullanımına dikkat edelim.
Dostları ilə paylaş: |