2. İBRAZ MECBURİYETİ:
Madde 112 - Mahkeme, taraflar arasında çıkan bir davaya ait hususların ispatı için veya diğer her hangi bir dava zımnında bordro, suret ve diğer ispat edici vesikaların karşılaştırılması maksadiyle yevmiye defterinin ibrazını tellala emir ve ondan gereken izahları talebedebilir.
3. MESULİYET:
Madde 113 - Yevmiye defterinin tutulması ve saklanmasiyle ilgili hükümlere aykırı hareket eden tellal hakkında 67 nci madde hükmü tatbik olunur.
4. TEVDİ MÜKELLEFİYETİ:
Madde 114 - Ölen veya işten çekilen tellalın yevmiye defterleri, bulunduğu yerin noterine tevdi edilir.
C - ESNAF ARASINDA ARACILIK:
Madde 115 - Esnaf arasında aracılık yapan kimseler hakkında, bu faslın hükümleri tatbik olunmaz.
SEKİZİNCİ FASIL : ACENTELİK
A - UMUMİ OLARAK:
I - TARİFİ:
Madde 116 - Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi tabi bir sıfat olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimi bir surette ticari bir işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
Bu fasılda hüküm bulunmıyan hallerde aracılık eden acenteler hakkında tellallık hükümleri, akit yapan acenteler hakkında komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmıyan hallerde vekalet hükümleri tatbik olunur.
II - TATBİK SAHASI:
Madde 117 - Hususi kanunlardaki hükümler mahfuz olmak üzere bu fasıl hükümleri şunlar hakkında da tatbik olunur:
1. Mukaveleleri yerli veya yabancı bir işletme hesabına ve kendi adına akdetmeye daimi olarak salahiyetli bulunanlar,
2. Sigorta mukavelelerinin akdi hususunda aracılık edenler,
3. Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi olmıyan ecnebi ticari işletmeleri nam ve hesabına memleket içinde muamelelerde bulunanlar.
III - İNHİSAR:
Madde 118 - Aksi yazılı olarak kararlaştırılmış olmadıkça, müvekkil, aynı zamanda ve aynı yer veya bölge içinde aynı ticaret dalı için birden fazla acente tayin edemiyeceği gibi; acente dahi aynı yer veya bölge içinde, birbirleriyle rekabette bulunan mütaaddit ticari işletmeler hesabına aracılık yapamaz.
B - ACENTENİN SALAHİYETLERİ:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 119 - Acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetlidir.
Bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acente müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir.
Bu hükümlere aykırı olan şartlar muteber değildir.
II - KABZA SALAHİYETİ:
Madde 120 - Müvekkilinin hususi ve yazılı muvafakati veya vekaleti olmadan acente, bizzat teslim etmediği malların bedelini kabza ve bedelini bizzat ödemediği malları teslim almaya mezun olmadığı gibi bu muamelelerden doğan alacağı tecil veya miktarını tenzil dahi edemez.
III - AKİT YAPMA SALAHİYETİ:
Madde 121 - Hususi ve yazılı bir muvafakat olmadan acente, mütevekkili namına mukavele akdine salahiyetli değildir.
Acentelere müvekkilleri adına akit yapma salahiyetini veren vesikaların acente tarafından tescil ve ilan ettirilmesi mecburidir.
IV- SALAHİYETSİZLİK:
Madde 122 - Acente, salahiyetli olmaksızın veya salahiyeti sınırlarını aşarak müvekkili namına bir mukavele yaparsa müvekkili mukavelenin akdini haber alır almaz üçüncü şahsa, akde icazet vermediğini derhal bildirmediği takdirde, icazet vermiş sayılır. İcazet verilmediği halde acente akitten bizzat mesul olur.
C - ACENTENİN BORÇLARI:
I - UMUMİ OLARAK:
Madde 123 - Acente, kendisine bırakılan bölge ve ticaret dalı içinde mukavele uyarınca, müvekkilinin işlerini görmeye ve menfaatlerini korumaya mecburdur.
Acente, bilhassa, müvekkili hesabına saklamakta bulunduğu emtia veya eşyaya arız olan hasarlardan kusursuz olduğunu ispat etmedikçe mesuldür.
II- HABER VERME BORCU:
Madde 124 - Acente, üçüncü şahısların kabule salahiyetli olduğu beyanlarını, bölgesindeki piyasanın durum ve şartlarını, müşterilerin mali durumunu ve bu durumda vukubulan değişiklikleri ve yapılan muamalelere mütaallik müvekkilini ilgilendiren bütün hususları ona vaktinde bildirmeye mecburdur.
Müvekkilin açık talimatı olmıyan meselelerde acente, emir alıncaya kadar muameleyi geciktirebilir. Şu kadar ki; işin aceleliği müvekkilinden sormaya müsait olmaz veya acente en faydalı şartlar dairesinde harekete mezun bulunursa basiretli bir tacir gibi kendi görüşüne göre muameleyi yapar.
III - ÖNLEYİCİ TEDBİRLER:
Madde 125 - Acente, müvekkili hesabına teslim aldığı eşyanın taşınma sırasında hasara uğradığına dair emareler görecek olursa, müvekkilinin taşıcıya karşı dava hakkını emniyet altına almak üzere hasarı keşfettirmek ve gereken diğer tedbirleri almak, emtiayı mümkün olduğu kadar muhafaza eylemek veya büsbütün telef olması tehlikesi varsa, Borçlar Kanununun 92 nci maddesi gereğince salahiyetli mahkemenin izniyle sattırmak ve gecikmeksizin keyfiyeti müvekkiline haber vermekle mükelleftir. Aksi takdirde ihmali yüzünden doğacak zararı tazmine mecbur olur.
Satılmak üzere acenteye gönderilen emtia çabuk bozulacak cinsten olur veya değerini düşürecek değişikliklere maruz bulunur ve müvekkilden sormaya vakit müsait olmaz veya müvekkil izin vermede gecikirse, acenta salahiyetli mahkemenin izniyle Borçlar Kanununun 92 nci maddesi gereğince bu emtiayı sattırmaya salahiyetli ve müvekkilin menfaatleri bunu gerekli kılıyorsa mecburdur.
IV- ÖDEME BORCU:
Madde 126 - Acente müvekkiline ait olan paranın gönderilmesi veya teslim edilmesi lazım geldiği zaman bunu yapmazsa, o andan itibaren faiz ve gerekirse ayrıca tazminat vermeye mecburdur.
D - ACENTENİN HAKLARI:
I - FEVKALADE MASRAFLARIN TAZMİNİ:
Madde 127 - Acente, işlerini ifa için yaptığı masraflardan ancak fevkalade masrafların tazminini istiyebilir.
Avanslar hakkında 22 nci madde tatbik olunur.
II - ÜCRET:
1. ÜCRETE TABİ MUAMELELER:
Madde 128 - Acente fiilen aracılıkta bulunduğu veya akdettiği muamelelerden ve aracılıkta bulunmamakla beraber bölgesi içindeki şahıslarla müvekkili arasında doğrudan doğruya yapılan ve inhisar dalı içine giren muamelelerden dolayı bir ücret istemek hakkını haizdir.
Müvekkil, doğrudan doğruya yaptığı muameleleri derhal acenteye bildirmeye borçludur.
2. ÜCRETE HAK KAZANMA ZAMANI:
Madde 129 - Acente, mukavelenin yapıldığı tarihte, mukavele mevzuu bir malın satınalınması, imal edilmesi veya satılması ise, müvekkilinin malı veya bedeli yahut onun yerine diğer bir karşılığı aldığı tarihte ücrete hak kazanır. Bu hallerde müvekkile isnadedilebilecek bir sebepten dolayı mukavele yerine getirilmemiş olsa bile acente ücretin ödenmesini istiyebilir.
Mukavele kısım kısım yerine getirilecekse acente, yerine getirildiği veya yerine getirilmesi gerektiği nispette ücrete hak kazanır.
3. ÜCRETİN MİKTARI:
Madde 130 - Mukavelede hüküm bulunmadıkça ücretin miktarı acentenin bulunduğu yerdeki ticari teamüle, teamül yoksa halin icabına göre mahkemece tayin olunur.
4. ÜCRETİN ÖDEME ZAMANI:
Madde 131 - Müvekkil, acentenin ücrete hak kazanmış olduğu muamelelere ait defter kayıtlarının bir suretini hesap cetveli ile birlikte acenteye vermeye mecburdur.
Acenteye ait alacakların, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, her üç ayda bir defa ve her halde takvim yılının sonunda veya acentelik mukavelesi sona erdiği zaman, tesbit edilerek ödenmesi lazımdır.
III- HAPİS HAKKI:
Madde 132 - Acente, müvekkilindeki bütün alacakları ödeninceye kadar acentelik mukavelesi dolayısiyle alıp da gerek kendi yedinde gerek hususi bir sebebe binaen zilyed olmakta devam eden bir üçüncü şahıs yedinde bulunan menkul şeyler ve kıymetli evrak ile emtia senedi vasıtasiyle tasarruf edebildiği emtia üzerinde hapis hakkına maliktir.
Müvekkile ait mallar acente tarafından mukavele veya kanun icabı satıldığı takdirde acente satılan malların bedelini ödemekten kaçınma salahiyetini haiz olur.
Müvekkil aciz halinde bulunduğu takdirde acentanın henüz muaccel olmamış alacakları hakkında da yukarki fıkralar tatbik olunur.
Medeni Kanununun 864 üncü maddesinin ikinci fıkrasiyle 865, 866, 867 nci maddeleri mahfuzdur.
E - ACENTELİK MUKAVELESİNİN SONA ERMESİ:
I- SEBEPLERİ:
Madde 133 - Muayyen olmıyan bir müddet için aktedilmiş olan acentelik mukavelesini, taraflardan her biri üç ay önce ihbar etmek şartiyle feshedebilir; mukavele ile bir müddet tayin edilmiş olsa dahi muhik sebeplerden dolayı akit her zaman fesih olunabilir.
Müvekkilin veya acentenin iflas veya ölümü yahut hacir altına alınması halinde Borçlar Kanununun 397 nci maddesi tatbik olunur.
II - TAZMİNAT BORCU:
Madde 134 - Muhik bir sebep olmadan ve üç aylık ihbar müddetine riayet etmeksizin akdi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden diğer tarafın uğradığı zararı tazmine mecburdur.
Müvekkilin veya acentenin iflas veya ölümü yahut hacir altına alınması sebebiyle acentelik mukavelesi sona ererse, işlerin tamamen görülmesi halinde acenteye verilmesi gereken ücret miktarına nispetle tayin olunacak münasip bir tazminat acenteye yahut yukardaki hallere göre onun yerine geçenlere verilir.
DOKUZUNCU FASIL : TİCARETE MAHSUS YERLER
Madde 135 - Borsalar, sergi, panayır ve pazar yerleri, antrepo ve ticarete mahsus diğer yerler hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur.
İKİNCİ KİTAP : TİCARET ŞİRKETLERİ
BİRİNCİ FASIL : UMUMİ HÜKÜMLER
A - NEVİLERİ:
Madde 136 - Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerinden ibarettir.
B - HÜKMİ ŞAHISLARIN EHLİYETİ:
Madde 137 - Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartiyle bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur.
C - TATBİK OLUNACAK KANUN HÜKÜMLERİ:
Madde 138 - Her şirket nevine mahsus hükümler mahfuz kalmak şartiyle Medeni Kanunun 45,47,48,49 uncu maddeleri ve bu fasılda hüküm bulunmayan hususlar hakkında Borçlar Kanununun 520-541 inci maddeleri her şirket nevinin mahiyetine uygun olduğu nispette, ticaret şirketleri hakkında da tatbik olunur.
D - SERMAYE KOYMA BORCU:
I- KONUSU:
Madde 139 - Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak:
1. Para, alacak, kıymetli evrak ve menkul şeyler;
2. İmtiyaz ve ihtira beratları alameti farika ruhsatnameleri gibi sınai haklar;
3. Her nevi gayrimenkuller;
4. Menkul ve garimenkullerin faydalanma ve kullanma hakları;
5. Şahsi emek;
6. Ticari itibar;
7. Ticari işletmeler;
8. Telif hakları, maden ruhsatnameleri gibi iktisadi değeri olan sair haklar konabilir.
II - HÜKMÜ:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 140 - Her ortak, usulüne göre tanzim ve imza edilmiş şirket mukavelesiyle koymayı taahhüt eylediği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.
Sermaye olarak gayrimenkul mülkiyeti veya gayrimenkul üzerinde mevcut veya tesis edilecek ayni bir hakkın konulması taahhüdünü ihtiva eden şirket mukavelesi hükümleri, resmi şekil aranmaksızın muteberdir.
Sermaye olarak konulması taahhüt edilen diğer hakların devri kanunen hususi şekilleri tabi olsa dahi şirket mukavelesi, devredecek ortağın ayrıca rızasına bakılmaksızın, şirkete alakalı mercilerden bu hakların devrini istemek salahiyetini verir.
Şirket, her ortağın sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmesine talep ve dava edebileceği gibi ifada gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de istiyebilir. Tazminat talebi için ihtar şarttır.
Ortaklarca sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların muhafazası için kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir talebedilebilir. Tedbir üzerine açılacak davalar için Usul Kanununda derpiş edilen müddet ancak şirketin tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlar.
2. GECİKME FAİZİ:
Madde 141 - Vaktinde konulmıyan sermaye para ise, 140 ıncı madde gereğince tazminat hakkına halel gelmemek şartiyle, sermayenin ödenmesi gereken günden itibaren kanuni faizin de verilmesi lazımdır.
3. TEKEFFÜL:
Madde 142 - Sermaye olarak şirkete alacaklarını devretmiş olan bir ortak alacakları, şirketçe tahsil edilmiş olmadıkça sermaye koyma borcundan kurtulmuş olmaz.
Alacak müeccel ise, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vade gününden, muaccel ise şirket mukavelesi tarihinden itibaren bir ay içinde şirketçe tahsil edilmek lazımdır.
Her ne sebeple olursa olsun bu müddet içinde tahsil edilemediği takdirde, gecikmeden dolayı şirketin tazminat hakkına halel gelmemek şartiyle, ortak, müddetin bitiminden itibaren geçecek günlerin kanuni faizini dahi vermiye mecburdur.
Alacak kısmen tahsil edilmişse yukarki hükümler tahsil edilmemiş olan kısım hakkında caridir.
4. KARİNELER:
Madde 143 - Sermaye olarak konulan ayınların değerleri şirket mukavelesinde tesbit edilmemişse konuldukları zamandaki borsa veya piyasada cari fiyatları, bunlar bulunmadığı takdirde ehlivukuf tarafından biçilecek değerleri, ilgililerce kabul edilmiş sayılır.
Mukavelede aksi kararlaştırılmış olmadıkça, sermaye olarak konan malların mülkiyeti şirkete ait ve haklar şirkete temlik edilmiş olur.
Hizmet karşılığı olarak verilecek ücretin kısmen veya tamamen kara iştirak suretiyle ifası kararlaştırıldığı takdirde bu kayıt memur ve müstahdemlere ortak sıfatını vermez.
5. FAİZ VE ÜCRET ALMA HAKKI:
Madde 144 - Kanunda aksine hüküm olmadıkça, ortakların koydukları sermayeler için faiz ve şirketteki hizmetleri dolayısiyle kendilerine ücret verilmesi şirket mukavelesiyle kabul olunabilir.
E - ORTAKLARIN ŞAHSİ ALACAKLARI:
Madde 145 - Bir şirket devam ettiği müddetçe ortaklardan birinin şahsi alacaklıları, haklarını ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilirler. Henüz bilanço tanzim edilmemişse alacaklı bilançonun tanzimi neticesinde borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine ihtiyati haciz koydurabilir.
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerle anonim şirketlerde alacaklılar, borçlularına ait bulunan hisse senetlerini haczettirebilirler.
Yukardaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların müracaat hakkını ihlal etmez.
F - ŞİRKETLERİN BİRLEŞMESİ:
I - TARİFİ:
Madde 146 - Birleşme, iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbiriyle birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir.
Çeşitli ticaret şirketlerine ait hususi hükümler mahfuz kalmak şartiyle birleşme hakkında mütaakıp maddelerdeki hükümler tatbik olunur.
II - ŞARTLAR:
1. NEVİLERİN AYNI OLMASI:
Madde 147 - Birleşme, yalnız aynı neviden olan şirketler arasında caizdir.
Şu kadar ki, birleşme bakımından kollektif ile komandit şirketler ve anonim ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler, aynı neviden sayılır.
2. KARAR:
Madde 148 - Birleşme için ilgili şirketlerin, mukavalelerinin değişmesi hakkındaki usul ve şartlar dairesinde, ayrı ayrı karar vermeleri ve bu kararın tescil ve ilan olunması gerekir.
3. BİLANÇO:
Madde 149 - Birleşen şirketlerin her biri, aralarında tesbit edilecek bir örneğe göre tanzim edilmiş olan bilançosunu ilan eylemeye ve birleşme sebebiyle varlıkları sona eren şirketler ise ayrıca kendilerine ait borçların ne suretle ödeneceğine dair tanzim edecekleri beyannameyi bilanço ile birlikte ilana mecburdurlar.
III - HÜKÜMLERİ:
1. ALACAKLILARIN İTİRAZ HAKKI:
Madde 150 - Birleşme kararı, ilan gününden itibaren üç ay sonra hüküm ifade eder. Şu kadar ki; ilandan önce birleşen şirketler borçlarını ifa yahut borca tekabül eden parayı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına yahut muteber diğer bir bankaya tevdi etmiş veyahut alacaklılar şirketlerin birleşmesine razı olmuş ise birleşme kararı ilan gününden itibaren hüküm ifade eder.
Borç karşılığının bankaya tevdi keyfiyetinin ilanı lazımdır.
Birleşen şirketlerin alacaklılarından her biri ilandan itibaren üç ay içinde salahiyetli mahkemeye müracaatla birleşmeye itiraz edebilir. İtiraz hakkından vazgeçilmedikçe yahut bu husustaki itirazın reddine dair mahkemece verilen karar katileşmedikçe veyahut mahkemece takdir edilecek teminat şirket tarafından verilmedikçe birleşme hüküm ifade etmez.
2. KÜLLİ HALEFİYET:
Madde 151 - Yukarıdaki maddede tayin olunan müddet içinde itiraz edilmemişse, birleşme muamelesi katileşir ve kalan yahut yeni kurulan şirket, ortadan kalkan şirketlerin yerine geçer. Bunların bütün hak ve borçları, kalan veya yeni kurulan şirkete intikal eder.
Şirketlerin birleşmesinden yeni bir şirket meydana gelmişse, keyfiyetin ayrıca tescil ve ilanı zaruridir.
G - NEVİ DEĞİŞTİRME:
Madde 152 - Bir ticaret şirketinin nevinin diğer bir ticaret şirketi nevine çevrilmesi kanunda aksine hüküm olmadıkça, yeni nev'e ait kuruluş merasimine tabidir; Böylece yeni nev'e çevrilen şirket eskisinin devamıdır.
İKİNCİ FASIL : KOLLEKTİF ŞİRKET
BİRİNCİ KISIM : ŞİRKETİN MAHİYET VE KURULUŞU
A - TARİFİ:
Madde 153 - Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek maksadiyle hakiki şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin mesuliyeti şirket alacaklarına karşı tahdid edilmemiş olan şirket, kollektif şirkettir.
B - MUKAVELE:
I - ŞEKLİ:
Madde 154 - Kollektif şirket mukavelesi yazılı şekle tabidir; Şu kadar ki; mukaveledeki imzaların noterce tasdiki da şarttır.
II - İHTİVA EDECEĞİ MECBURİ KAYITLAR:
Madde 155 - Kollektif şirket mukavelesine aşağıda sayılan hususların yazılması mecburidir.
1. Ortakların ad ve soyadlariyle ikametgahları ve tabiiyetleri;
2. Şirketin kollektif olduğu;
3. Şirketin ticaret ünvanı ve merkezi;
4. Şirketin mevzuu;
5. Her ortağın sermaye olarak koymayı taahhüt ettiği para miktarı, para mayetinde olmıyan sermayenin değeri ve bu değerin ne suretle biçilmiş olduğu, eğer şahsi emek bahis konusu ise bu emeğin mahiyet ve şümulü;
6. Şirketi temsile salahiyetli kimselerin ad ve soyadları, bunların yalnız başına mı, yoksa birlikte mi imza koymaya mezun oldukları.
Ortaklar emredici hükümlere aykırı olmamak şartiyle şirket mukavelesine diledikleri kayıtları koyabilirler. Şu kadar ki; şirket mukavelesinde şirket mevzuunun hudutlarının açıkça gösterilmiş olması şarttır.
III - NOKSANLIKLAR:
Madde 156 - Mukavelesi kanuni şekilde yapılmamış veya mukaveleye konması mecburi olan kayıtlardan biri veya bazıları eksik yahut hükümsüz olan bir kollektif şirket, adi şirket hükmünde olup hakkında 158 inci madde hükmü mahfuz kalmak şartiyle Borçlar Kanununun 520 - 541 inci maddeleri tatbik olunur.
14 üncü madde hükmü mahfuzdur.
C - TESCİL:
I - MÜKELLEFİYET:
Madde 157 - Kollektif şirketi kuranlar buna ait şirket mukavelesinin noterlikçe tasdikli bir suretini tasdik tarihinden itibaren on beş gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline tevdi ile şirketin tescilini talebetmiye mecburdurlar. Suret, sicil dairesince saklanır ve 155 inci madde gereğince mukaveleye konması mecburi olan kayıtlar ile kanunun emreylediği diğer hususlar ticaret siciline tescil ve ilan olunur.
II - MÜKELLEFİYETİN YERİNE GETİRİLMEMESİ:
Madde 158 - Tescil mükellefiyeti yerine getirilmeksizin şirket namına işlere başlanmış olduğu takdirde ortaklar giriştikleri işlerden dolayı üçüncü şahıslara karşı müteselsilen mesuldürler.
Bir kollektif şirket mukavelesi akdolunmaksızın, şirketin nevini gösterir bir kaydı ihtiva etmese bile müşterek bir unvan altında üçüncü şahıslarla muameleye girişilmesi veya onlara karşı haksız bir fiil işlenmesi halinde de aynı hüküm caridir.
İKİNCİ KISIM : ORTAKLAR ARASINDAKİ MÜNASEBET
A - MUKAVELE SERBESTLİĞİ:
Madde 159 - Ortakların birbiriyle olan münasebetlerinde, mukaveledeki hükümler ve mukavelede hüküm olmıyan hallerde, bu kısımdaki maddeler mahfuz kalmak şartiyle, 136 ila 145 inci maddeler tatbik olunur.
B - ŞİRKETİN İDARESİ:
I - İDARE İŞLERİNİN KİME AİT OLDUĞU:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 160 - Ortaklardan her biri ayrı ayrı şirketi idare hak ve vazifesini haizdir. Şu kadar ki; Şirket mukavelesiyle veya ortakların ekseriyeti ile idare işleri, ortaklardan birine veya birkaçına yahut hepsine verilebilir.
Ticari mümessiller ve diğer ticari vekiller hakkındaki hükümler mahfuzdur.
2. AZİL:
A - MUKAVELE İLE TAYİN HALİNDE:
Madde 161 - İdare işleri mukavele ile bir ortağa verilmiş ise, onun idare, hak ve vazifesi diğer ortaklar tarafından tahdit olunamıyacağı gibi kendisi azil dahi olunamaz. Ancak, muhik sebepler mevcutsa, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile idare hak ve vazifesi tahdit veya nez'olunabilir. Vazifenin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya idarede iktidarsızlık gibi haller, muhik sebep sayılır.
B - ORTAKLAR KARARI İLE TAYİN HALİNDE:
Madde 162 - İdare işleri, şirket mukavelesi yapıldıktan sonra ittihaz edilen bir kararla bir ortağa verilmişse o ortak, ortakların ekseriyeti ile azledilebilir. Ekseriyet hasıl olmadığı takdirde, idare işlerine bakan ortağın şirket mukavelesi hükümlerini ihlal ettiği iddiasıyla her bir ortak azil için mahkemeye müracaat edebilir.
3. İDARE İŞLERİNDE YALNIZ BAŞINA VEYA BİRLİKTE HAREKET:
Madde 163 - Şirket işlerinin idaresi, ortaklıkların hepsine veya birkaçına verilmiş ise bunların herbiri yalnız başına salahiyetlidir. Bununla beraber şirketi idare ile mükellef olan ortaklardan bazısı, yapılacak bir işin, şirketin menfaatlerine uygun olmadığını beyan edecek olursa idare hak ve vazifesini haiz diğer ortaklar ekseriyetle o işi yapabilirler.
Şirket işlerinin idaresi kendilerine verilmiş ortakların birlikte hareket etmeleri şirket mukavelesinde yazılı ise, ortakların gecikmede tehlike görülen haller müstesna olmak üzere her işte anlaşmaları gerekir. Anlaşamadıkları takdirde keyfiyet ortaklar umumi heyetine tevdi ve heyetçe verilecek karara göre hareket edilir.
4. DİĞER ORTAKLARIN İTİRAZI:
Madde 164 - İdare işleri şirket mukavelesiyle bir ortağa verilmişse bu ortak, diğer ortakların itiraz ve muhalefeti vakı olsa bile, hileye müstenit olmamak şartiyle şirketin idaresi için gereken muameleleri yapabilir.
II - İDARE İŞLERİNİN ŞÜMULÜ:
Dostları ilə paylaş: |