Yarın sabah uyandığında, Yanında olmayacağım, Ani bir hüzün kaplayacak içini, Yanındaki yastıkça benden bir iz, Ağlamaklı olacak, Etrafa koşuşturup bırakılan bir mektup varmı, heryerde arayacaksın. Anılar bir bir geçecek gözünün önünden, Birbirimize verdiğimiz sözleri hatırlayacaksın. Bir koltuğa oturup, Geçmişe dalacaksın. Neden niçin diye, düşündükçe için için kahrolacaksın. Haketmedim dercesine haykıracaksın. Üzülme be birtanem, Hiçbir şey sandığın gibi değil, Sen terkedilmeyi bırak, Alnından öpülesi sevdasın. Yokluğummu? Onu sormasan, Vaadetmedim fakat, Kendimi tutamadım, tüm geceboyu evimizin bahçesini güllerle donatıp, Sana sunmaya çalıştım, Hakettiğin sadece çiçekmi, Senin hakkın en büyük sadakat. (aposözü)
"Söz gümüşse sükut altındır "derler, Derler ama: Bozarlar gümüş parasına, Harcarlar sessizliğini, Ve yine sana satarlar gümüşü altın fiyatına. (aposözü)
Yorma be kendini, O güzelim gönlünü, Yaşadıkça sevda diye atacak olan kalbini, Yorma, Kimseye de sorma, "Beni seviyormusun" Gelen sözüyle değil, özüyle gelsin. Kaşını gözünü değil ruhunu sevsin, Tek kişilik olmasın, Adına aşk densin. Çıkar mutlak karşına kaderin, Yeter ki yanlışı düşmesin kısmetine, Acı çekmeyesin. Gelmeyen olursa üzme kendini, Yaradan kavuşturacaktır nasibini, Sen hep hoş tut kalbini, Yanlış sokaklara sapma sakın, Kaybedersin yolunu, Öyleleri vardır ki, Şaşırtırlar sağını solunu. Gidene de dur deme, Durdukça kahrolursun, Giden paşam gelen ağam, Elbet dosdoğrusunu bulursun. Yorma ve üzme kendini, Sevda denen şey gerçekse eğer, Arar bulur seni, aşarak bendini. (aposözü)
Körden şoför, Dilsizden şarkıcı, Düşüncesizden politikacı, Olursa bir ülkede, Sağırdan sultan neden olmasın. (aposözü)
Bencilliktir yaşamak. Kendin için nefes almak, Kazanmak hırsla, arzularını satın almak uğruna, Sevmek, aşık olmak, kendi mutluluğun için, Başkalarını düşünmeden, Kendince yaşamak, Kaybedersin üzülürsün, Kendin için, Her daim isteklerin yerine gelsin istersin, Bitmek tükenmek bilmeyen arzuyla, Kendin için yarattığın dünyada, Figürandır diğerleri, Farkında değilsindir lakin, Kendin için mutlu eder, Yine kendin için üzersin birilerini. Ve filmin sonunda, Tüm bu bencilliklerinin bedelidir, Kendin için ölürsün. Becerebilmek başkaları için yaşamayı, Aldığın nefesi dahi paylaşmayı. Asıl huzur mutluluk orada, Kalabalıklar arasında yapayalnız kalsan da. (aposözü)
Duygudan yoksun insanlar arasında, Kendimi hayvan gibi hissediyorum, Dört ayaklı yalan dolanla yaşayanları, Ben yine iki ayak üzerinde, arınmış bir ruhla hayretler içinde seyrediyorum. Varsın onlar insan bilinsinler, Tüm güzel hislerden mahrum, bir bir silinsinler. Yaradanın ayırdığı çukura, Sevap nedir bilmeden, Günahı ayırtedemeden, Azrailin lanetiyle girsinler. (aposözü)
Ne güneşin batışını, Ne de her sabah yeniden doğuşunu izlemek isterim. Güneşin hep içimde olmasıdır dileğim. (aposözü)
Çocuklara gülmek yaraşır, Yeterki uçurtmayı vurmasınlar, İnsana mutluluk yakışır, Özgürlüğünü ellerinden almasınlar. Meftaya birtek kefen yeter, Saf ve bembeyaz, Yeter ki günahlarıyla sarmasınlar. (aposözü)
Bugün benim için başka dostlarını harcayanlar, Gün gelir başkaları uğruna beni satabilirler, Hayatın tek gerçeği, İnsanoğlu kişilik kaybına uğramadığı sürece insan kalabilirler. (aposözü)
"İnsanoğlu çiğ süt emmiş" Ya birilerinin yanlışında, Ya harama göz koyduğunda, İhanette, vefasızlık, hayırsızlıkta, Birdenbire gözlerden gönüllerden düştüğünde, Tek cümle: İNSANOĞLU ÇİĞ SÜT EMMİŞ. En faydalı sütün anne sütü olduğu, Bu sütle çocukların en faydalı vitaminlere kavuştuğu gerçeği ortadayken,, Mesele çiğ sütte değil, Mesele söz konusu olanların kişiliklerinin dezenfekte ya da pastörize olmayışında. Mesele insanlıktan nasibini almayışlarında. (aposözü)
Aşk aslında ortalıkta bir yerde olmalı, Gönlü olan iki tane kanatlı kalp üzerine konmalı. Kötülerden, kötülüklerden uzak, Başladığı gibi saf ve tertemiz kalmalı. İşte o zaman adına aşk koymalı. (aposözü)
Günaydın diyebilmeyi çok isterdim, Gün onların günleri, Aydınlık dersen, Çoktan kararttılar, Bize kalan mum ışığında mutluluk, Olsun varsın be gülüm, Biz zaten karanlıklarda kavuşmadıkmı birbirimize, Onlar yanarken aydınlıklarında, Biz yine mutluluk dansımızı yaparız kör karanlıklarda. Biliyoruz ki, aydınlık yarınlar da hayal, Umudu sana ışıl ışıl bakışlarımdan al. (aposözü)
Geçenlerde seni hatırladım, Yok, yok içim acırcasına değil, Öylesine. Issız bir adada bir başına kurtarıcı bekleyeni umursamadan geçen gemi misali, Tekerlekli sandalyeye mahkuma el uzatmayan birisi gibi, Kanadı kırık, uçamayan, kedilerin göz koyduğu güvercinvari, Ölüme çeyrek kala kaderine terkedilen ama haketmeyen bir genç benzeri, Yanmadan kül olmuş eski mektupların yalancı sahibi, Kaderimi değiştiren şeytana uymamın bedeli. Geçenlerde seni andım, Bu yazdıklarımın hangisi sana en uyanı, en insafsızı bilemem. Sen kendini benden iyi tanırsın,bilirsin layığını. Bir zamanlar saf ya da çok aptalmışım, İşte öylesine geçenlerde seni hatırladım. (aposözü)
Sen boşver dostum, Atanı, satanı, vefasızı, hayırsızı, Yalanı, dolanı, Boşver tek kurşunluk ihanetleri, Sen bana başka şeylerden haber ver, Mesela bahar geldi, Ilık ılık sevda rüzgarları esiyormu dışarda, Aşıkların elele, bile bile ıslandığı Nisan yağmurlarından düştümü birkaç da olsa damla, Bir zamanlar çiçeklerin açısıyla kıpır kıpır eden yürekler hâlâ sağmı, Koşuşturan insanlar vardır, sen yine de yaklaş ve bir bak, Onlar gerçekten hayattamı. Niye ben der gibisin, kendince görsene misali, Ne bakabilir, ne de görmek isterim dostum, Ben bu yüzden içime gömülmüşüm, Bu yüzdendir faili meçhul öldürülüşüm. (aposözü)
Henüz kavuşamadım. Ama birgün mutlaka. Her sabah erkenden başlarım duaya, Dilenirim adeta, Gün boyu aklımda fikrimde yüreğimde, Gittiğim heryerde, Olmadığın yer yok, An be an sana muhtacım çok ama çok. Kimbilir varmıdır, Benim gibi içinde yaşatan, Yolundan ayrılmayan, Senden vazgeçmek uğruna şeytana uymayan. Ruhumla yaşıyorum seni, Senin yanında para pul ne ki, Günü geldiğinde al beni yanına yeter ki. O vakti bir sen biliyorsun, Lâyık olan neyse o kadar hayat veriyorsun. Evet Tanrım, Sana yakarışlarla başlıyorum her yeni güne, Dualarım mahçup olmamak, huzuruna geldiğimde, Hayırlı bir kul olabilmek, emanet verdiğin nefesi son kez verdiğimde. (aposözü)
Gül be arkadaş, Herkese herşeye rağmen gül. Kötülere kötülüklere gül, Elbet birgün layıklarını bulacaklarından, Terkederse seni gül, Senden iyisini bulamayacağından, Satarsa dostluğunu yine gül, Karşılığında para alamayacağından, Yüzüne gülüp ardından dolaplar çevirene gül, Anlasın senin bildiğini, onun ne mal olduğundan. Yediğin kazıklara, Söylenen yazıklara, Sana çok görülen azıklara gül. Geçmişe gül, geleceğe gül, Gözyaşları çaresizlerin, zayıfların ilacıdır, Oysa gülmek, tüm densiz ve yüreksizlere karşı bir intikamdır. (aposözü)
Olmadığın, olamayacağın yerlerdeyim artık, Mesela sevdanın en tepesinde, Aşıkların ateş yaktığı bir kumsal köşesinde, Sevenimin her nefesinde, Ayrılıkların yaşanmayacağı bulutların üzerinde. Bazen arka mahallede, Kimi zaman çevremdekilerin gamzelerinde, Hayatın her neşesinde, Adaletin gerçek tarafsız kefesinde. Sıkmıyor beni, Sol yanımın sahibiyle birlikte olsak da muhabbet kafesinde, Olamayacağın yerlerdeyim, Bulduğum aşk yolunda duraksız seferdeyim. Buralarda olabilmeyi hayal etmekten bile vazgeç, Düştüğün çukurdan nasıl kurtulursun, sen onun çaresini seç. (aposözü)
Amma da abartmışız bir zamanlar, "sensiz asla", "yoksan ölürüm" vesaire vesaire, Nasıl da dalmışız hayallere. Nerede o yeminler, Verilen onca sözler, Havada uçuşan birer balonmuş, Sonrasında herkes kaderindeki dala konmuş. Kimi mutlu, mesut, bahtiyar, Kimi eh işte, buymuş kaderdeki yâr, Birileri, hayatımın en büyük hatası diye sayıklar, Diğeri zaten mantık evliliği, ne kadar şaşalı yaşarsa, yanına kâr, Ya arzu edilen, veya mecburi meyveler hayata doğar, Lakin hepsi de arasıra maziye bakar, Evlenmiş olsa da, ya da kalsa da bekar. Amma da atmışız bir zamanlar, Yerinde yeller esiyor, Çoktan ölmüş, ölümsüz denilen sevdalar. (aposözü)
Sahte saygıların, Yalan sevgilerin ardındaki, Gafleti, dalaleti, ihaneti göremiyorsan eğer, Kumsala atılmış bir izmarit gibi kaybolup gidersin, Her dalga sahile vurduğunda, Kum taneleriyle birlikte yokolduğunda. (aposözü)
Öyle cinayetler işlenmekte ki, Silahsız, Öylesine katillerin arasındayız ki, İnsafsız. Kan akmıyor bu katliamlarda, Görünmez yaralar, Bir ömür sürecek acılar bırakıyor, yaşayan ölülerde. Cezası yok, Herkes şahit olsa da, Sadece seyirci, Oysa söylenecek söz çok. Her yeni gün biryerlerde, Faili belli cinayetler işleniyor, Tek atımlık görünmez mermiyle, okla, bıçakla, Öldürülüyor birileri, Yüreklerinden. Katiller aramızda, yeni kalpler aramakta, Kendilerini tatmin edercesine, Körolası yalanlardan ibaret silahlarıyla. Öyle bir ölüm ki, Gömülmüyorsun, Son nefese kadar sol yanın sancılar içinde, Sürünüyorsun. Hergün katledilmiş masum bir kalbe rastlıyorum, Cezasız yaşayanlar için ilâhî adalet diye yalvarıyorum. Sonu yok bu cinayetlerin, Ne suçu var tertemiz yüreklerin. (aposözü)
Duamdın, bedduamsın, Neşemdin göşyaşımsın, Andımdın, artık ahımsın, Yarimdin cânimsin. Bir sevmelik canın varmış, Al götür onu da, ellerde kalsın. Melekler dahi kanmışken sana, Son nefesini Azrail, Yüreğini şeytan söküp alsın. Arka sokaklardan toplamıştım seni, İnsana dair bir bütün ol diye, Oysa benim neyime, Pusulasını yitirmiş, Çölde suya inlemiş, Her sözümü dinler gibiymiş, Neyime benim senin gibilerin elinden tutmak, Güçsüzlükten sürünen, Sayemde aşka sevdaya bürünen, Doydukça ruhu çekip giden, Neyime benim senin gibilerle uğraşmak, Temiz ellerimle çoktan kirlenmiş bedenine bulaşmak. Neyimesin sen benim, Neden, niçin oldum senle, Aldandım neyine. Biz bu oyunu oynamışız hiçbir şeyine. (aposözü)
Hoş şarkıların boş sözleri gibisin, Yüzün hoş, gülüşün hoş, cilven nazın hoş, Lakin sana yakışmayanı, Yaradanın sev diye yüreğine yerleştirdiği Süveyda bomboş. Melodi güzel, Beste ömre bedel, Yazık, sözlerin yalancılara özel. Ruhunu dinlemeden notalara dalmışım, Aşk kokan sesinin akışına aldanmışım, Ebedi düşünmeden hep ezelde kalmışım. Ne senfoni, ne tango, ne caz, ne de saz, Sendeki sevda aşk üzerine değil, O melodi benim ölüm marşım. Müzikten insan ölmez deme, Tüm enstrümanlar uyum halindeyken, Senin detoneliğini nasıl da anlamamışım. Şimdi ses seda yok, sustu bütün çalgılar, Melekler bir oldu, mikrofonu elinden aldılar. (aposözü)
Göreceli aşkların kurbanlarıyla, Yaşıyoruz birarada. Oysa bilinse ki tüm güzellikler, Varsa ya da yoksa, sadece ruhta, Gelip geçicidir gözlerin gördükleri, Gün gelir eskir, Veya bıkar birileri, Hep daha güzelini, Her an yenisini, Unutuverir geçmişteki bir tanesini. Bu yüzdendir adına aşk koyduklarının sonundaki hüsran, Şahit olmaktayız sönen sevda ateşlerine an be an. İnsan doyumsuz, İnsan nankör, Çünkü kalpler kör.