Kalan zamanı, Bundan böyle geçecek her ânı



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə8/17
tarix24.07.2018
ölçüsü2,66 Mb.
#57475
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   17
Belki yıllar sonra anlarlar, kimbilir, 
Lakin onların değer vermemeleriyle şimdiden ezildim. (aposözü)

Beni bir ben bilirim, 
Bir de beni Yaradan, 
Kimin umurundaki gönlümdeki yaradan. 
Hayırsızdır, vefasızdır yüreğimi kanatan, 
Bana insan gerek, 
Hayır beklemem asla puldan, paradan. 
Kalplerde bir yerim olsun, kuytu bir köşede, 
Medet ummam bir bardak meyde, şişede, 
Ha vakitli, ha vakitsiz azrail gelsede, 
Beni bir ben bilirim, 
Yaşarken bir ölür bin dirilirim, 
Kefen hazır, gel denir, çekinmeden giyinirim, 
Bana insanlık lazım gerisi hikaye, 
Bir odur her derde deva, çare. 
Bugün var, yarın yokuz selam olsun dostlara, 
SÜVEYDA'M olsa da her an biçare. 
Nefes alıp vermekse hayat, 
Öylesine yaşıyoruz, 
Haine, ihanete gün be gün alışıyoruz. 
Bana seni gerekti, olmadı kavuşamadım, 
Dışı insan içi şeytanlara bir türlü alışamadım. 
Yaradana sığınmış onca yıl bir an gibi geçti, 
Bu yürek aşk diye birtek Allahı'nı seçti. 
Alışamadım kimine göre cennet olan bu aleme, 
Sığmıyor yazılması gerekenler kağıda, yazık oluyor kaleme. (aposözü)

Sevmek için bir neden arama, 
Neden diye sorma kendine. 
Herşeyin bir nedeni varsa hayatta, 
Yaşam için birçok sebep arıyorsan eğer, 
Hepsi birarada sol yanında. 
Aldığın her nefeste, 
İçtiğin her yudumda, 
Tattığın tüm mutluluklarda, 
Olmalı, vardır mutlaka sevdadan bir parça. 
Yaşayan ölü değilsen, 
Tanrı'nın yarattığı bir nefissen, 
Her secde edişinde Yaradana eğilsen, 
Vardığın heryerde sevgiyi ara, 
Yeter ki iste, 
Sen bulamasan da, o sana gelecektir mutlaka. 
(aposözü)

Bir ömür hiçkimselerden verdiğimin karşılığını istemedim, isteyemedim, 
Zaten istesen de veren kim. 
Bir Yaradan var dualarımı kabul eden, 
Bana can veren, hayat veren, Sevmeyi SÜVEYDA'ma yerleştiren, 
Hem de ben istemeden, 
Şahidimdir ki, bağlıyımdır, yolundayımdır, şeytana uzağımdır. 
O bahşetti bana herşeyi, 
Günü geldiğinde yine ona vereceğim aldığım emanet nefesi. 
Bir O'nun uğruna ölünür, 
Işığı veren O, ve onun için sönülür. 
(aposözü)

Damla. 
Ne gözyaşı, 
Ne de yağmurun getirdiği, 
Ne üzen, kahreden, ağlatan, 
Ne de hasta edercesine ıslatan
Rengi kırmızı değil ki, kandan damlayan. 
Damla, 
Gözyaşlarını bile yokedecek güzellikle, 
Bereket için yağmasa da bulutlar, ondaki tertemiz ruh var, 
İnsana kan, gönüllere canan, 
Evet Damla, 
Sayısızca değil, 
Bir tek Damla, 
Yüreğe huzur, 
Gönül, kibir olmayan, 
Kişilik aranıyorsa, 
Uzaklarda değil onda. 
Damla, 
Yüreğindeki sonsuz ve gerçek imanla. 
Kimbilir belki de yüreğimin ortasındaki Süveyda. 
(aposözü)

Sana sevgiden sözetmiştim hatırlarmısın, 
Sen sev kısmını bıraktın bana, 
Giden sen oldun. 
Alıp götürdün ya, değeri ölçülemeyen, 
Yüreğine emanet sevdamı, 
Kimbilir yolunun üzerindeki hangi çöplüğe fırlatıp attın. 
Dileğim odur ki, 
Bir garip, bir aşk vurgunu yemiş, 
Terkedilmiş, kıymeti bilinmemiş, 
Sevgiye aç birisi bulsun o çöplükte, 
Beni tanımasa bilmese de olur, 
Avuçlarına alıp bağrına bassa, 
Sonsuzluğa götürse. 
Benim aşklarım çöplüklere dahi hayat verirken, 
Sen bambaşka kollarda eriyip giderken, 
Sevmek benim mesleğim hâlâ, 
Lakin ahım var, şikayetçiyim sebepsiz gidenlerden. (aposözü)

Önce iki kelimeden ibaret, 
Aslında değeri büyük, 
Lakin insanoğlunca yerle bir edilmiş bir söz duyarsın, seni seviyorum. 
Bir de görecesi alımlıysa, nasıl da kanıverirsin. 
Ardından aşk denen, 
Söylemesi kolay, 
Yaşanması imkansız, 
Yaşayanlara günü geldiğinde en büyük acıları çektiren o sureti var aslı yok kelime fısıldanır kulağına. 
O masum yüreğinde alevlenmeler başlamıştır, 
Arkasından gelecek depremlerin habercisi. 
Kalbin düğümlenmiştir, 
Farkına geç varacağın işkenceler öncesi. 
Sana tüm o güzelim cümleleri kuranın etrafında dönmeye başlamıştır dünyan. 
Heryerde o, herşeyde o. 
Yokluğunda nefesin daralır, 
Varlığı ömre bedel. 
Kör olur gözlerin ondan başkasını görmemecesine. 
Gönlünü çalan, 
Seni senden alan, 
Herbiri cana değer kelimeler azalır yavaş yavaş, Sen ise kapılmış giderken sol yanının rüzgarına, Varamazsın ki idrakine, 
Bedeninin çoktan teslim oluşunun, 
Onun gönlünde varmıydın, 
Ya da bir zamanlar var iken, şimdi kayboluşunun. 
İnsafsız acılara, 
Sessiz haykırışlara, 
Dinmeyecek gözyaşlarına, 
Hazırmısın? 
Alacağın bir haberle yerini başkası almış, 
Razımısın? 
Uzunca bir süre kendine gelemeyecek, yaşadığını dahi farkedemeyecek, 
Her yeni gün başlangıcında yavaş yavaş öleceksin, 
Dayanırmısın? 
Aşk ile meşk ile başlar, 
O meşhur seni seviyorumlar, 
Birilerinin zevk-i safası, 
Senin ise ızdırabın için, 
Böyle bir sevdaya varmısın. 
Hazırsan, razıysan koş durma, 
Sarıl seni bekleyen geleceğindeki pişmanlıklara, Adı aşk, 
Soyadı sevgi, 
Kimliği bu, 
Henüz yakalanamadı bu suçlu. 
(aposözü)

Gerçek insan nedir bilirmisin, 
Onca kötünün, kötülüklerin arasında, 
Bozmadan ne kendini, ne de kişiliğini, 
Alemdeki tüm pisliklere ve piçlere rağmen inadına yaşamaktır. 
Ne koltuğunun altı kalır, 
Ne de kulağının arkası düzülmedik, 
Bir an geçmez üzülmedik, 
Feleğin çemberinden bir değil, bin kez geçtik, 
Sonunda ölüm var malum, 
Ölüme bile meydan okurcasına inadına yaşamak. 
Elin, kolun, cebin bağlı, ama yüreğin özgürcesine. 
Yalnızca bugünü değil, 
Geleceği, geçmişi inadına yaşamak. 
Topu topu bir nefes, 
Ama o nefesin hakkını vererek, 
Emanet bedene ihanet etmeyerek, 
Bazen hayal, bazen kuru ekmek yiyerek, 
İnadına yaşamak. 
Yoksa cesaretin, 
Yoksa Yaradana inancın, ibadetin, 
Ne işin var şu fâni dünyada senin. 
Ya savaş, ya da korkaklar gibi kaç, 
Zor da olsa becermelisin, 
Gerçek insan işidir inadına yaşamak. 
(aposözü)

Hayatın değil, 
Gönlümün yorgunluğudur beni öldürecek. 
Fazlaca yıkama be hoca, 
Bende olsa olsa birkaç kendini bilmezin attığı çamurun kiri vardır. 
Yıkayabiliyorsan yüreğimdeki yaraları yıka, 
Vefasızın, insafsızın ihanetini yıka, 
İçimdeki nasırlaşmış yaraları yıka, 
Beden sana tertemiz gelecek, 
Sen ruhumdaki yalnızlığı yıka. 
Yoksa sığmayacak şu koskoca yürek beş metrelik beze, 
Naçiz beden sarılmışcasına Yaradana kefene sığsa da. (aposözü)

Yüreğinde derin izler bırakmış, 
Haketmediğin halde terkedip gitmiş birinin acılarını özlemini atamıyorsan içinden, 
Birlikte yaşanan en kötü, kalbini incitmiş, onurun ya da gururunu kırmış ânı ya da zamanları düşün, düşün ki hasretten vazgeçip yokluğuna sevinesin. 
Bunların hiçbirini yaşamadıysan, yaşatmadıysa sana, 
Zaten şu an yanındadır. (aposözü)

Pek vaktim yok, 
Çabuk sevmeliyiz, 
Çok tutmalıyız ellerimizi, 
Hiç ayırmadan bakmalıyız gözlerimizi. 
Geceleri uyumadan, 
Rüyalarda buluşmayı beklemeden, 
Tanrı dan başka birşey istemeden, 
Her an sevmeliyiz. 
İki kişilik bir dünya yeter bize, 
Sımsıkı sarılarak birbirimize, 
Eller ne derse desin, 
Beyaz güvercinlerden başka hiçbir şey değmemeli yüreklerimize. 
Biraz geciktin ama olsun, 
Değdi be gülüm beklediğime. 
Biliyorum ki artık çiçekler solmayacak, 
Hazan mevsimi diye kaldırımlar dökülen yapraklarla dolmayacak, 
Benzeri bir aşk bir daha yaşanmayacak, 
Çabuk sevmeliyiz ruhumun aydınlığı. 
Son yolculuğumuz olmalı aşka dair, 
Sevdamızdan gayrısı teferruat vesair, 
Bulaşamaz sevdamıza ne nazar ne de kir, 
Acele sevmeliyiz gül yüzlüm, 
Mutlu olmalı melekler bile, 
Kapımızda beklemekten vazgeçmeli ölüm. 
Sen ki, nefesim elim kolum herşeyim, 
Kararmayan gecelerim ve süveyamdaki gündüzüm. (aposözü)

Birara bir bak çantana, 
Ceplerine, defterlerinin arasına, 
Karıştır tüm eşyalarını, 
Yüreğine bir sor, 
Bende yok eminim, 
Aklım sende kaldı. 
(aposözü)

Yine hüsran, 
Yine isyan, 
Umut kalmadı insanlıktan. 
Yalan, dolan, 
Haberi varmı alemin ardan hayadan. 
Kopmalı artık kıyamet, 
Yeterki kadar olmadımı alamet, 
Namusların geçtiği yer zimmet. 
Başkaldırıyorum, 
İnsanım diye gezenlere, 
Safı masumu yüzünden seçenlere, 
Ardından adamım, kadınım diye gezenlere, 
Başkaldırıyorum. 
Artık aynaya baktığımda kendimden utanıyorum. (aposözü)

Bu gece son be süveydam, 
Evet bu gece son. 
Birtek sevmelere değil, 
Onlar değilmi seni vareden. 
Sevilmelere son, 
Hiç uğramayan, 
Kapını çalmayan, 
Senin halinden anlamayan, 
Bir kez olsun varolmayan sevilmelere son. 
Gülmelere, Sevince, 
Sana kendini yakıştıramayan mutluluğa son. 
Aldığım hiçbir nefes sana ulaşamayacak artık, 
Dağladılar seni be süveydam, 
Hem de güle oynaya. 
Bilirsin biz ölümü senin üzerindeki gömlek cebinde taşıdık, 
Nedir ki ölüm denilen, 
Bugün var, yarın yokuz. 
Yaş olsa da ha ondokuz ha kırkdokuz. 
Gelemeyecek sevdalara, 
Hep hüzünle geçmiş anılara, 
Haketmiş olsan da çok görülen aşklara, 
Bu gece son süveydam. 
Kimbilir kaç kişi anlayacak bu şiirden, 
Kimseler gocunmayacak kendinden. 
Onlar sahte sevgilileri beklerken, 
Bu gece bize son süveydam, 
Sonsuza dek içime gömdükleri derin yaram, 
SÜVEYDA'M. (APOSÖZÜ)

Olmadı be gülüm, 
Bu hallerin hiç yakışmadı. 
Baktım ki sevgi karın doyurmaz diyenlere karışmışsın, 
Sol yanında kumbara taşımaya alışmışsın. 
Derdin tasan çıkar, 
Aleme sahip olsan ne çıkar, 
Bilmezmisin, o can da gün olur çıkar. 
Olmadı be gülüm, 
Hani o tanıdık yüreğe, kumbara hiç uymadı. 
Yine de sen bilirsin, 
Sat dostlarını, 
Yığ paralarını, 
Boşyere bekleme aramalarını, 
Kimbilir gün gelir kişiliğini de satarsın, 
Daldan dala atlayıp hava atarsın. 
Bugün senin günün olsun, bize farketmez, 
Bildiğimiz yoldayız, senin gibilerin bizleri satın almaya gücü yetmez. 
Omuz da, toprak da atacak biziz, 
Sıkma canını kalmazsın son gününde kimsesiz. 
Bize sevdalar yetiyor, aç açık kalmadan, varsın olsun, 
Sen ve senin gibilere bir söz var bilirsin, GÖZÜNÜ TOPRAK DOYURSUN. 
(Aposözü)

Kalabalıkların rezaletinde değil, 
Yalnızlığın asaletindeyim. 
Sevmeler gönülde solmuş, 
Aşk desen sevişmek uğruna bahane olmuş. 
Çiçekler sevgiliye verilmek uğruna açmıyor artık, 
Değerlerimi kaldı, onlar bile farkında, yazık. 
Asla eskisi gibi kokmuyorlar, 
Bir zamanlar ellerinde tuttukları insanlar çoktan kokuşmuşlar. 
Söz gümüş sükut altındı ya bir zamanlar, 
Şimdilerde sözler yalan, sükut pusuda yatanlar. Kepazeliklerin ortasında, 
Bataklığın yarısında, 
Mahremlerin arasında, 
Hâlâ bekler dururuz, 
Kaçsa da uykumuz, 
Kalmasa da umudumuz. 
Yalnızlığın asaletiyle sevilmekten muaf, saygıdan ırak, 
Birileri diyor ki bana, 
Aptalmısın adam, sevmeyi bırak. 
Evet uzunca bir ömür her canı deliler gibi sevdim, 
Sorarım sizlere, eşeklik bendemi kötü mü ettim. (aposözü)

Bu memlekette:
Şair, yazar, ressam, fotoğrafçı, sanatkar olunmaz, 
Bu memlekette zengin olunur, 
Parası var ya adam yerine konulur. 
Diğerleri öylesine vatandaş olur. 
Kimilerine ses gelir, yön değiştirir, 
Kimi robotlaşmıştır sürü misali işine gider gelir. 
Elele tutuşmak olmaz bu memlekette, 
Bir ayağın çukura girse, gizli bir sevinç elalemde. 
Sahte selamlar, gösteriş meraklıları, 
Dedikodunun alası, 
Birkaç kişinin dediği olur, 
Allah’ın dediği unutulur. 
Bu memlekette hiçbir şey olunmaz, 
Eş dost olmasa başucuna mezar taşı dahi konulmaz. (aposözü)

Benim için son damlaydın, Sevgiye, inanca, güvene dair, 
Onca bulut bir oldu, seni bana ulaştırmaya, 
Hani derler ya, zamanlar farklı olsa da, Tanrı aşka layık olanları, 
Yıllar, yaşlar, yollar engel bile olsa, 
Birgün buluşturur mutlaka. 
Bu sözlerle gelmiştin bana. 
Bembeyaz bulutlar karardı bu uğurda, 
Sırf sen, 
Evet sen tek bir damla, 
Çıktın karşıma, 
Yüreğinden dökülen her sözde benden bir parça olacaktı gayrı, 
O gün kopmuştum alemden, dünya bir yana, sen ise apayrı. 
Keşke herşey o anki gibi kalsaydı. 
Elinden kalem düşene dek sürecek olan sevdanın sözünü verdiğin an gibi. 
Unutmuşum, 

Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin