Bazıları başkasının yerine de ölür. Dünyayı yese doyamayanlar da vardır, Sofrasına ekmek koyamayan da. Zaman dediğin, hayat diye yaşadığın öyle bir hızlı geçer ki, Zira ömür dediğin gelip ve sonrasında gitmekten başka ne ki. Ve kimileri gözü arkada kalır, kapatamadan ölür, İnsan gibi yaşayan gerçek insanlar son nefeste dahi mutluluğu görür. Yaşar herkes bir şekilde, Kimi sevgi saygı dolu, Kimi ise Azrail geldiğinde hâlâ eli cebinde. (aposözü)
Ben değer veririm her insana, Ama sevgiden saygıdan anlayana, Bedeninin üzerine Yaradanın koyduğu kafa, Sadece çalışıyorsa bencilliğe, çıkarlara, O zaman kurban olayım,kediye köpeğe kurda kuşa. (aposözü)
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler, Birileri, Ateşi çıkaranları yerden yere vurmak, Ezmek, üzmek, şerre yormak uğruna, Sanki kendileri hiç duman tüttürmemiş, Masum, temiz rollerinde. Ve bunlar dost gözüküp dumanı göresiye körükle giderler. Herkese bir kulp takıp insanlığa ihanet ederler, Sırça köşklerinde tok ama kuyrukları yerlerde gezen beyefendiler. Nedense bir türlü kuyruğu dik gezmeyi beceremeyenler. (aposözü)
Yine akşam, Kendimi nereye saklasam, Ya da yoksa yağmur damlasımı olsam aksam. Yok ki hoş bir seda, Veya bir güleryüz, Niye, niçin, nereye baksam. Birbaşıma da kalsam, Çöktü yine akşam, Sen de yoksun ya, İçimden geçenleri kimse bilemez ki, Anlamazlar kime anlatsam. (aposözü)
Dönsem diyorum memlekete, Acaba dönsem. Öleceksem orada ölsem, Sevdalar diyarında, Aşkın her mevsim yaşandığında. Dönsemmi acaba, Yine cehennem ateşini andıran aşklarla yanarmıyım, Yoksa aslı olmayan sevgilere yine safça kanarmıyım, Dönsem diyorum, Lâkin sonumu bilemiyorum. (aposözü)
Sen cansın, Toprağım, güneşim, Mis kokulu çiçeğim, Bazen gözyaşım,yağmur misali Kimi zaman yanaklarımdaki gamzenin nedeni, Aldığım nefesteki yaşam sebebi, Özlemimsin yalnızlıklarımda, Kedersiz ve keyifliyim yanımda olduğunda, Sen cansın, Ekmeğini yediğim, Suyunu içtiğim, Dörtbir yanı cennet vatansın. Yüreğime ritmi veren, Hayat bu, birgün sona erecekse, Seninle eren, Sen bana meleklerin hediyesi olarak gelen, Cansın sen, Kimbilir belki bilsen ya da bilmesen. Başına gelebilecek en tatlı bela, ben. (aposözü)
Bir Tanrı'ya güven, Gerisi gün gelir olur elalem, Dostlar iyi gününde, Bir de müsaitlerse, ayıp olmasın diye cenazende, Sevgili, sevdandan bıkıncaya kadar yüreğinde, Arkadaş dediğin, yanında lakin, her vakit Cebinde varsa nakit, Herkes bedelini ister, hiçbir şey vermemiş olsa bile, Üzenler gözyaşlarını, Uzaklaşanlar bir an önce yokolmanı, Yoksulluğa düştüysen, onun içinde kaybolmanı. Herkes alır götürür senden bişeyler, Üstelik hiç de haketmeyenler. Birtek seni Yaradana güven, Alacağı bir can, Ama O'dur sana yaşamı veren. (aposözü)
Ne kaldı ki geriye, Hep birlikte olduğumuz, Birlikte kutlayıp, Birlikte lanet okuduğumuz. Atalarımızın zaferlerimi, Mehmet Feyzi Efendiyi anmamı, Şehitleri hain pusularda gencecik yaşlarda toprağa gönderenleri lanetlemek mi, On kasımlar, yirmi üç nisanlar, yirmi dokuz ekimler mi, Dinî bayramlarda bile kaçar olduk bayramlaşmalardan, Neyi birlikte elele kutluyoruz, Neye karşı hep birlikte kenetleniyoruz, Zengini fakiri, genci yaşlısı, kadını erkeği, Hani ne zaman, Mazide kalan hatıra bunlar, Bir de Allâh korkusundan yoksun olsalar, Mübârek gecelerde dahi yabancılaşırlar. Keşke her an, Ölüm de var diyebilseler, Keşke bir ömür Yaradanın emrettiği gibi yaşayabilseler, Elele, Gönül gönüle, insan sıfatına layık olabilseler. Keşke, Dünya malına kanıp değişmeseler. Doğdukları gibi tertemiz ölebilseler. (aposözü)
Önce sevgiyi içinde hissetmek lazım, Göreceli birşey değil ki, aynalar yansıtsın. Saklama kendine, egoizmin ayak izleri gibidir, Eşitçe paylaşman lazım. Biri ağır basarsa eğer, Adı sevgili olsun, Ona yüreğini cömertçe vermen lazım. Hissediyorsa aynı duyguları, Aşka yelken açmak lazım. Dünya bir yana, Sevdan bir yana, Yine de zor günlerinin dostlarını unutmamak lazım. Ölümsüzleştirmek aşkı, Üzerinize gelen dalgaları, Nedensiz kavgaları, Sizi çekemeyen leş kargalarını, Sevgiyle yoketmek lazım. Sarılmak bulutlara, Uçabilmek sonsuza, Uyabilmek aşkın kanununa, Tanrıdan sonra tapabilmek O'na, Bir kerelik hayatı adam gibi yaşamak lazım, Sol yanını sevda uğruna feda etmek lazım. (aposözü)
Aşk ayağa düştü biliyormusun, Her biri farklı numara, Kimi yüksek topuklu, Kimi spor, spor olsun diye, Bu yüzdendir eski mutlulukların kayboluşu, Bu yüzdendir her defasında taraflardan birinin kahroluşu. Aşk ayağa düştü, yakındır ayaklar altında ezilişi, Boynu büküklerin, satılmışların, Kirletilmiş bedenlerin sıra sıra dizilişi. Tanrı yürekleri boşa yaratmış, Yerini şehvet için varolmuş kişilikler almış. Lağıma karışmış aşklar arasında, İstemesek de seyreyliyoruz hepsi yaşanmakta karşımızda. Gördükçe midemiz bulansa da, Gittikçe iğrençleşenler akıllanmasa da. (aposözü)
Tek isteğim var: Dürüst ol bana. Adamsan adam gibi, Kadınsan kadın gibi ol. Her zaman yanımda olabileceksen dost ol. Paylaştığım sır ise eğer, saklamayı bil, Yüzüme gülüp ardımdan dedikoduyu kafandan sil. Bir ömür yüreğimin köşesinde olmak istiyorsan, Yalanı, riyayı bulundurma ne dilinde, ne gönlünde. Arkadaşsan güvenip yaslayabileyim sana sırtımı, Yoldaşsan ömür boyu tutayım yoluna ışığımı, Sevgiliysen sevmesini bilmelisin, Aklından maziyi ve bensiz geleceği silmelisin. Olacaksam bir ben olmalıyım, Boş yere uğruna solmamalıyım. Gözün de, gönlün de bende olacaksa, Ve sonsuz kalacaksa, Gel sol yanıma bağdaş kur. Bunlar büyük geliyorsa bedenine lütfen benden uzak dur. Tek isteğim var diye başladım, lakin çok oldu değilmi? Aslında hepsi bir bunların, Birer parçasıdır tavırların, hayatın. İşine geliyorsa buyur, bana inan, Bu yazdıklarım işine gelmeyenlere, ben diyemem insan. Şimdi beni tanıdın, bildin, Gelirsen, hoşgeldin safa geldin. (aposözü)
Bugün başladı diye dünü unutma, Dün, yarınlarının tecrübesidir. Unutmaki yarın da bugünün dünü olacak. Ya birşeyler yap gelecekte övün, Ya da boşa geçsin bir ömür, ne çabuk geçti diye dövün. (aposözü)
Umarım hâlâ aklındayımdır. Hatırlıyormusun, Hastane koridorlarında raslamıştık birbirimize. Sen bomboş yüreğine çare arıyordun, Ben ise kaybolmuş hayallerim için doktor doktor dolaşıyordum. Sıralarımızı beklerken oturmuştuk bahçede, Birer bardak çay, Hem anıları paylaşmaya, Hem yaşananları anlatmaya. Benim kaybettiklerim senin yüreğine merhem, Senin boş kalbin hayallere muhtaçtı. Zamanla yarışırcasına hayatlarımızı bölüştük, Çaylarımızı yudumlarken katık ettik, birbirimizle örtüştük. Ayrı diyarların ayrı insanlarıydık, Lakin dertlerimizden anlayanlardık. Sonrası sıralarımız geldi, Sen sol yanının tabibine, Ben, hayallerimi bulabileceğim kan tahliline. O günün ardından karşılaşmadık bir daha, Yüreğin ne alemdedir bilmiyorum, Beni sorma, bulmak uğruna hayallerimi gece gündüz şuursuzca bir yolda gidiyorum. Bende kaybetmenin acısı, Sende tükenmeyen kalp sancısı. Birgün yine karşılaşırsak koridorlarda, Olmayız oraların yabancısı. Dönülmez isteklerde, Bizler yolcu, ruhlarımız hancısı. (aposözü)
Şiir yazmak şair olma sevdasıyla değildir, Her şiirde laftan sözden, Aşktan sevgiden anlamayana, Vefasıza hayırsıza, Gönüldeki hırsıza, Sevip sevilmeyene, sevmeyi beceremeyene, Terkedilmişe, Garibe, yoksula, kimsesize, Ve de çaresize, Bir dirhem olsun birşeyleri paylaşabilmektir, Kimbilir kimlere yazması kolay gelir, Aslında üç beş kuruşluk şiirlerdir. Parayla değil, ruhla yazılır, Bazen yürek, bazen mezar kazılır. Maneviyatın en güçlü adıdır. Anlamsız gelse de birilerine, Şiirlere sebep olan bu yürek, benden zor alınır, Hiç duydunuzmu, şairin sol yanı parayla satılır. (aposözü)
Tanrı'nın lütfettiği hangi organlar layığıyla kullanılmakta ki? Gözler mi, Bahanesi hazır, güzele bakmak sevaptır, O nasıl bakışsa. Doğada onca güzellikler yaratmışken bize can veren, Nedense amaç belli, duygu belli, his belli. Ya da kemleşmiştir bakışlar, Elin parasına puluna, Kazandığı varlığına, Utanmadan namusuna. Eller, tutulası öpülesi eller, Uzanır hırsızlığa, Sarılır harama, Zor gelir vermek bir dosta selama, Kimin eli kimin cebinde göremezsin bakma. Yürekler sessize alınmış duyana aşkolsun, Akıl fikir nerede, onun adresi belli, Ya belden aşağı, ya da doldurmamta cepleri. Yüzlerden bahsetmesek, Bir zamanlar ikiyüzlü denileni vardı, Şimdilerde sayısı sonsuza vardı. İşte böyle bir bedenle, Sözde Allah'tan korkarcasına, Dimdik olabilmemiz için sunulmuş ayaklarla, Hiçbir şey değmezken kıymete, Durmaksızın koşuyoruz kıyamete. (aposözü)
Geçmişini inkâr edip, gelecek uğruna şahsiyet değiştirenler, Ne bir arpa boyu yol alırlar insanlık adına, Varsalarda fâni dünyanın tadına, Ne de verimli topraklar bekler onları, Günü geldiğinde almak için bağrına. Onlar azgınlardır yakışmadılar aramıza. (aposözü)
İnançlara,düşüncelere, paylaşımlara ve tanesi 3-5 kuruşa gelen gönülden herkes için yazdığın,Onca şiire yakınlarınca, ekmek yediklerince bile değer verilmiyorsa, Sanki sağlığa zarar veriyorsa okumak, Tercih ediliyorsa hiç okumamak, Yazık diyorum, Kapkara sayfalara layık insanlara, Sizler boşverin üç kuruşluk şiirleri, Bakın stoklarınızda bulunan banknotlardaki resimlere, Okuyun, siz rakamları okuyun, besmelelerinizle, Ve çoğaldıkça büyüyün, büyüdüğünüzü sanın, Hergün yeniden sayın. Çünkü sizlerin etiket ve isminizin başına yakıştırıyorlar bu yüzden, "SAYIN". (APOSÖZÜ)
Gülümse, Herkese, Herşeye rağmen gülümse. Hayatın cilvesine, Feleğin çemberine, Değerini bilmeyene gülümse. Öldür içindeki kini, nefreti, Boşver elalem ne haltederse etsin, Sana bir gülücük yetsin, Gülümse. Ağlamak çözüm değil ki, Haksızlığa, hırsızlığa, Kalabalıklar arasında yalnızlığa, Yakışan tek şey o, varlığına, Hadi gülümse. Bu film birgün bitecek, Bırak dramı isteyenler yaşasın, Senden en güzel hatıra kalsın, Bir fotoğraf ve bir çerçeve, Gülümse. (aposözü)
Ne yazabilirim ki artık, Neyi yazayım. İhanetin, vefasızlığın tavan yaptığınımı, Yoksa dostluğun dibe vurduğunumu? Yalancının mumunun hiç sönmediğinimi, En büyük aşkların menkul ya da gayrımenkuller olduğunumu. Atatürk’ün ancak banknotlarda değer bulduğunumu. Kuyu kazma mesleğinin mezarcılardan alınıp arkadaş geçinenlere mi verildiğini, İnsanların birbirinden uzaklaşıp birer robot olduğunumu, Neyi yazabilirim söyleyin bana, Ana babaya saygı kalmadıysa, Cebi şişkin olmayan, adam yerine konulmadıysa, Üstü başı düzgün olmayanın selamı alınmıyorsa, Kalpler satılık, Ruhlar şeytana emanet, Yaşayabilmek en büyük kumar olduysa, Hastalıklarda felaketlerde Allâh korkusu akla geliyorsa, Yolunu sapıtmış bir nesil yetiştiriliyorsa, Seviyorum demenin altından bir divan bir çekyat çıkıyorsa, Neyi yazabilirim, Geri gelmeyecek günlerin hayalinimi, Utanmadan insan içine çıkanların kepazeliğinimi. Ölenin dahi ardından geviş getirerek konuşup gülenlerimi, Hiç ölmeyecekmiş gibi hırsa bürünenlerimi, Aklında binbir tilkiyle camilerde görünenlerimi, Hem yazsam ne fayda, Millet artık bu huyda. Çoğu kendini okumuş olur, Göz göre göre, dünya böyle döner durur. (aposözü)
Bir de haddini bilmek, haddini bildirmek moda olmuş alemde. İnsanın haddini Yaradan belirler, Gereği düşünüldüğünde de yine Yaradan bildirir. Aksini düşünen varsa sırasını beklesin.