Kalan zamanı, Bundan böyle geçecek her ânı



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə15/17
tarix24.07.2018
ölçüsü2,66 Mb.
#57475
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17
Siz bilirsiniz, açtığım kollarıma ister gelin, ister gelmeyin, 
Tükettim kendimi dost diye diye, 
Anlamak zor, bu hayırsızlıklar niye. 
Ben hâlâ buradayım, hani o dilekler dilediğiniz yerde, 
Beklemekteyim dileklerini yerine getirdiklerim nerde. 
(aposözü)

ZOR ÖLÜR KÖTÜLER, 
YAPTIKLARININ VEBALİNİ BU DÜNYADA ÇEKECEK, 
YALVARSA DA DE BİRDEN DEĞİL, AZAPLA CAN VERECEK, 
ETTİKLERİYLE DAHA ÖLMEDEN YÜZLEŞECEK, 
VE YARADAN İKİ DÜNYADA DA ADALETİNİ GÖSTECEK. 
ZOR ÖLÜR KÖTÜLER, 
İSTESELER YA DA İSTEMESELER. 
(aposözü)

Yılın ne önemi var, 
Mevsim desen zaten birbirine karışmış, 
Aylardan nisanın bir sonrası, 
Bugün günlerden, özgürlük, 
Bugün 1 MAYIS. 
Hasret kalsak da o gelmeyen bizim olacak yarınlara, 
Alışmış olsak da her yeni günle gelen yeni acılara, 
Duy sesimizi halden anlamayanlar, 
Aleme sahip çıkıp tek kişilik yaşayanlar, 
Ezildik sanmayın, bizde umut mücadele ve zaferler bitmez, 
Özgürlük belki yarın, belki yarından da yakın, 
İster yüreklerimizi, ister bedenlerimizi yakın, 
Biz tek yumruk ve tek yürek ayaktayız, 
Biz halkız, 
Bugün günlerden 1 MAYIS. 
(aposözü)

Zor ölürüm ben, 
Bizim yarınları görmeden, 
Zor ölürüm ben, 
Taksim'de güvercinler kanat çırpmadan, 
Zor ölürüm ben 1 MAYIS'ı özgürce kutlamadan. 
Benden selam olsun işçiye, emekçiye, 
Ölsek de bir kalsak da bir, 
Yürüyüşümüz geçmişe değil, varıncaya dek istediğimiz düzene. 
(aposözü)

Hani ne oldu bana gelmedin de, 
Sensiz de geçti bir ömür. 
Hangimiz nelerden mahrum kaldık bilinmez, 
Lakin vakit geç, o güzel geçmişe geri dönülmez. 
Önceleri içimdeki çocuğu katlettin sanmıştım, Dünyayı büyük sanıp sanki yapayalnız kalmıştım, 
Virane gönülde ölüm uykusuna dalmıştım, 
Yanılmışım be sevdalım, 
Yaşam senden ibaret değilmiş, 
Boşyere garipsenmişim, boynum eğilmiş. 
Çiçekler yine açıyor, 
Tüm sevgililer birlikte nefes alıyor, 
Yağmur herkesi eşitçe ıslatıyor, 
Gelmedin diye ne dünya durdu, 
Ne güneş küstü, 
Bineceğimiz molasız sonsuza yolculuk eden aşk dolu bir otobüsttü, 
Gelmemen ne hayra ne de şerre alametmiş, 
Ömür canevimde hergün yeniden doğan çocuktan ibaretmiş. 
(aposözü)

Ben, 
Beni unutup gideni, 
Gerektiğimde aklına geleni, 
Lafola diye an'anı, 
Karşılaştığında hatırlayanı, 
İyi günümde yanımda varolanı, 
İçinden gelmeyerek selam alanı, 
Değil, 
Gördüğünde yüzünde güller açanı, 
Uzak diyarlarda bile anımsayanı, 
Beni insan sevgisiyle sınamayanı, 
Arkadaş, Dost, sevgili her neysek, birlikteliğimize haram katmayanı, 
Özleyeni, 
Arayanı, soranı, 
Ne olursa olsun cesaretle yanımda duranı, 
Iraklardan selam yollayanı, 
İnsan eylemişem, 
Onlarla yaşanır, yaşanıyor bu hayat, 
Zaten diğerleri sadece teferruat. 
(aposözü)

Aslında ben herkesi çok severim, 
Bunu biliyormuydun, 
Sana olan biraz farklı, hepsi bu. 
Dil, din, mezhep, renk ayırtetmeksizin, 
Aşığıyım insanın insan olanına. 
Dili farklı diye konuşulmazmı, 
Dini farklı diye Yaradan sana hesap sormazmı, 
Mezhep diye, onlarda can bulunmazmı, 
Renkleri vermedimi Tanrı, 
O'na ihanet olmazmı, 
Seviyorum be, 
Sevmeyi beceremeyen bırak uzak dursun, 
Sev kardeşim yoksa sonunda pişman olursun. 
Kilitlenmiş yürekler arasında kaybolursun, 
Sevmediğim kimse yok, seninki biraz farklı, 
Çünkü bırakmadın bende, aldın fikri, aklı. 
(aposözü)

Her yeni gün birimiz için doğsaydı güneş, 
Umuda yolculuk misali bekleseydik sıramızı, 
Kıskanmasaydık, Gönül koymasaydık birbirimize, 
Eşit doğduğumuz gibi, 
Öyle yaşasaydık, 
Öylesine değil ölesiye sevseydik, 
Gözümüz ardımızda kalmadan ölseydik. 
Ve anlayabilseydik, parayla satın alınamayacak şeylere sahip olmanın, 
Yaşamın en yüce zenginliği olduğunu. 
Kin, hırs, doyumsuzluklar törpülendi, 
Ne arzu edilen hayatları paylaşabildik, 
Ne de bencilliğimizi aşabildik, 
Nafile dönüyor dünya, 
Gerçekler olmuşken rüya. 
Bugün yine günlerden pazar, 
İstemesek de tükeniyoruz azar azar. 
(aposözü)

Okunmayan şiirlerin, anlaşılmayan şairi gibiyim, 
Sanki havaya kurşun atan avcı misali, 
Ne yaşayarak anlatabildim, ne de yazarak kendimce doğruları, eğrileri, 
Övdüm gönülden seveni, 
Yerlebir ettim sebepsiz gideni. 
Lakin üç beş kuruşluk şiirler bunlar, 
Toplasan ne eder ki şu menfaat dünyasında, 
Yüreğim köreliyor, 
Gönlüm boşaldı, 
Onlar için yazdığımı, yine onlar anlamıyor. 
Dürüstün yanında, 
Namerdin karşısında, 
Garibin sofrasında, 
Çalanın boğazında, 
İnsan gibi yaşam için, 
Elalemin ortasında, 
Yazdım olmadı, 
Hak yerini bulmadı. 
Artık anladım ki bir anlamı yok, 
Şiirler yaramıyor bir işe ortalık bombok. 
Bende kalan ve her daim kalacak olan Süveyda, 
Zamanı geldi demenin, ya veda, ya da elveda. (aposözü)

Ben sonradan görme değil, 
Sonradan ölme'yim, 
Rahat bıraksınlar beni, 
Ne yitirilmiş kişiliklerini, 
Yalan gözlerini, 
Saçma sözlerini, 
Laçkalaşmış ruhlarını, 
Satılmış bedenlerini, 
Doğru diye şeytan yolunda gitmeleri, 
Görmeyim. 
Ben sonradan görmedim, 
Kimileri öldü sansalarda madden, 
Manen tepenizdeyim, sevinmeyin ölmedim. 
(aposözü)

Bir günde bu kadar şiir çok aslında, Lakin tutamıyorum kendimi, durduramıyorum düşüncelerimi ve parmaklarımı. 


Yarım asırlık kankam, dostum, arkadaşım Sevgili Cemil Özel'in dediği gibi frene basmalıyım fakat frenler patlamış bir kez, elden birşey gelmiyor ve diyorum ki:

Renk hayatta değil, 


Tüm renkler sende, 
Yaradan doğada sermiş gözlerinin önüne, 
Her çeşidini, 
Yaşamını renklendirmek senin elinde. 
İster beyazı seç, 
Tertemiz ve duru yaşa, 
İster siyahı, 
Kendin için ömür tüket, kal şeytanla başbaşa. Yeşil nurdur, 
Mavi sonsuzluk, 
Sarı sarılmaktır Tanrının sunduğu arpaya, buğdaya, ekmeğe, 
Kırmızı kandır, candır, damarında varolandır, 
Pembe: hayallerin, 
Kahverengi:yaşamda seni doyuran, sonunda mutlak seni sarıp sarmalayacak toprak, 
Ela gözlerdir, 
Gri anlaşılamayan sözler, 
Mor:Menekşe, 
Eflatun özlemdir. 
Diyorlar ya renkli hayatlar yaşanıyormuş biryerlerde, 
Aldırma, 
Renkler senin yüreğinde, 
Seç ve yaşa, 
Hayat senin, renk senin, Kalp senin, 
Yeterki mutlu etsin seni seçtiğin. 
(aposözü)

Bana yaz dedin, 
Hemen yazdım, 
Gönlünü alıncaya dek, 
Ve yaz geldi. 
Baharları hep birlikte yaşadık zaten, 
Açan çiçekleri sana derdim, 
Sana her daim çiçeğimsin derdim, 
Tüm renkler bizimdi, 
Doğa yalnız ikimizindi. 
Sonbaharlarda yapraklar hatırımız için geç dökülürdü, 
Yağmurlar üzerimize yağmaktan övünürdü. 
Kış dedin, 
Şaşırdım, 
Oysa sen soğuğu hiç sevmezdin, 
Bir daha sordum emin olmak adına, 
Kış kış demişsin, 
Ben daha anlayamadan bırakıp gitmişsin, 
Ve o mevsimle değil, 
O kelimeyle beni terketmişsin. 
(aposözü)
(ağlarken gülebilmek adına)

Sabahtan bir hastane yolculuğu yaptım, 
O ne ana baba günüdür öyle, 
Can pazarı sanki,
Sıralar karışmış, 
Hatta kim hangi doktoru bekliyor meçhul, 
İsimle çağırıyorlar, 
Aralardan süzülerek, büzülerek, ezilerek, 
Son nefesi vermeden polikiliniğe ulaşmakta insanlar, 
Sonrası malum kan, röntgen, tomografi maraton başlıyor, 
Merdivenler insan seli, 
Tanıdık simalara selam, koşuşturmaya devam, 
Biliyorum bunun öğleden sonrası da var, 
Sonuçlar vs bitene kadar. 
Hergün yeniden yaşanıyor tüm bunlar, 
İçerdeki kadro aynı, 
Değişen her yeni gün yeni oyuncular, 
Oynadıkları traje-komik tiyatrolar. 
İşte böyle, 
Bugün gitmiştim hastaneye, 
Morg'da da yer yokmuş döndüm şehire. 
(aposözü)

Sen hiç insan oldunmu? 
Mesela yüreğinde iyiliğe güzelliğe, Adı insan olana sevgiye yer buldunmu? 
Hadi bırakalım gözyaşını bir kenara, 
Boğazın düğümlendimi hiç, duygusallıklarda, acılarda. 
Hiç terkedildinmi sen, 
Sormam bile hata, 
Hayatın geçmişken habersiz vedalarla, 
İçin hiç yanmadı değilmi, 
Kahrettiğin insanlar ah ederken sana, 
Hâlâ hayret ederim utanmadan nefes aldığına. 
Sen, 
Ne bir ağaç dikmişsindir, 
Ne de bir tohum ekmiş, 
Sen ancak yeşillikleri katleden birisindir. 
Beklentiler çoktan tükendi sana dair, 
Adını yazmak istemez, ne yazar, ne şair. 
Sen hiç mi insan olamadın, 
Bir parça olsun nasibini alamadın. 
Akıllarda kalan sadece şeytanı andıran bakışların. 
Yahu gerçekten unuttum, bi söyle, neydi senin adın. 
(aposözü)

Önceleri herhangi bir histin benim için, 
Nadir de olsa rastlaşmalara dönüştüğümüzde adını duygu koydum. 
Sonra küçük küçük küçük yanmalar başladı sol yanımda, 
İsmini sevgi diye anmaya başladım. 
Göremediğimde içimde bir boşluk, 
Yokluğunda o küçük yanmalar kor alevlere dönüştü yüreğimde, 
Varlığın yaşamın nedeni, 
Aldığım her nefesti, 
Yoksa senin adın, aşkmıydı neydi. 
Kördüğüm kelimesi yetersiz kaldı, sana olan bağımda, 
Gün oldu neşe ile geçti, olmadı değil, yoksun diye ağladığımda. 
Tüm bunlardan habersizmisin bilmem, 
Birkez kazıdım kalbime ismini, 
Aylar, mevsimler, yıllar hatta şu ömür bitse silmem, silemem. 
Şimdi neler çektiğimi ah bir bilsen, 
His, duygu, sevgi, aşk veya aşktan da öte, 
Adın her neyse, 
Gönlümde hazırladığım cennete gelsen. 
Adımızı sen koy, ister sevda ya da aşk, istersen ismimiz bir ilk olsun, 
Lakin bunca yorgunluğuma, Onca verdiğim emeğe, çektiğim çileye rağmen gelmezsen, 
İsim bulamadığım, seyrine doyamadığım, sensiz kalamadığım, 
Aşkolsun sana aşkolsun, 
Alem duysun, dünya dursun, 
Ve sana aşkolsun. 
(aposözü)

Vaadetme hiç ama hiç bir şey, 
Bana aldıracağın nefes, 
Aç kalmayacağımız kadar aş, 
Birbirimizi anlayan iki gönül, 
Kırılmayacak kalpler, 
Bir tutam aşk, 
Üşüdüğümüzde sarılabilmek sımsıkı, içimize kadar ısınacak, 
Arzu ettiğinde tutman ellerimi, 
Yüreğinden koptuğunda bir öpücük, 
Yürüyebilmek birlikte özgürce ve ayrılmaksızın mutluluğun sonsuzluğuna, 
Yeter bana. 
Bırak sade ve gösterişsiz olsun, 
Yaşayalım, ne biz kimselere dokunalım, 
Ne de kimseler üzebilsin bizi. 
Vaadetme hiçbir şey bana, 
Yeter ki olduğun gibi yalın ve bir daha gitmemek üzere gel bana. 
(aposözü)

Ben Feleğin çemberini etmişken oyuncak, 
Birileri oturmuş koltuğa benzer sandalyeye, yapmış salıncak, 
Gelen sanki idamdan yargılanacak, 
Alt tarafı birkaç yere imza atacak. 
Umarım başımıza müdür falan olmayacak, 
Gelen pişman, 
Uğramayan bahtiyar, 
Selam falan verirse en büyük kâr. 
Her ortamda elbet mevcut bu çeşitlerden, 
Mecbur muhatabız isteyerek ya da istemeden, 
Valla ister fırtına, ister tsunami olsun, 
Esin veya esmeyin, 
Beni değiştiremezsiniz, 
Ben mülayim, ben uysal, ben hep böyleyim. 
(aposözü)

Her yeni gün, hemen aynı başlanır rüyalardan gerçek hayata, 
Sen işbaşı mahkumu, o ekmek teknesini erkenden açacak, 
Birilerinin mesai saati yok, 
Ekmek elden, su gölden. 
İşsiz yanadöne yine çalacak kapıları, aş davası, 
Emekli ne yapsın, 
Bazıları toplanır dost kıraathanesinde, 
Hepsinde aynı düşünce, maaş günü çabuk gelse, 
Bu şiirde dört çarpı dört yaşayanlara yer yok, 
Zaten okusalarda alınmazlar, öyleleri çok. 
Bu bizim hikayemiz, 
Yaşarken de bizbizeyiz. 
Çoğul olsak da yuvalarda, 
Tek dost vardır gerçek olan, 
Sen sarıldıkça sana bağrını açan. 
Yorgun ya da üzgünsündür, 
Veya çok mutlu, 
Uzanınca yatağına sımsıkı sarıl ona, 
Mutluysan gamzelerin iz bıraksın, 
Yorgunluğunu yine o alsın, 
Ağlıyorsan içine çeker ve siler gözyaşlarını, 
Seninle güler seninle ağlar, 
Pamuk misali sarar, 
Kalabalıklardan sonra kaldınmı yalnızlığa, 
Tek dostun, anlayanın O, 
Çekinme sarmala, sarıl yastığına. 
(aposözü)

Bugün yazmamalı, 
Yaşamalı insanları, 
Derin bir nefes alıp hayatın nedenlerini, niçinlerini anlamalı, 
Aynanın karşısına geçip özeleştiri yapabilmeli, 
Bir günlüğüne bile olsa, 
Günahlardan arınmanın, 
Yeni sevgiler kazanmanın, 
İnsan gibi yaşamanın, 
Muhasebesini yapıp, ruhunu terbiye edebilmeli, 
Özgürce alnı açık, başı dik kalabalıklar arasına karışabilmeli, 
Ömrü herkes ile paylaşabilmeli, 
Bugün olsun, 
Ben değil, biz olsun, 
Gözyaşı değil, gülücükler dolsun. 
Haydi eller kavuşmaya, 
Dostlarla, sevgililerle buluşmaya, 
İnsan gibi insan olmaya, 
Bugün başlayıversek, 
Neyinizi kaybedeceksiniz, 
Aksine feleğe karşı galip geleceksiniz, 

Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin