Yine de sönmeyecek tüm bedenini sarmış terkedilmenin dayanılmaz ateşi. Genç yaşta ihtiyarlayacaksın, Gün gelecek aynalara bakamayacaksın, Boşa geçecek zaman dediğin her an, Verem eder aşk denilen şey, Aldığın her nefes sonrası akacaktır damla damla kan. Ya kurtulmalısın dönüşü olmayan bu sevdadan, Yokedebilmelisin hâlâ yüreğini kemireni, Ya da vazgeçip yaşamın tüm güzelliklerinden, umutlardan gelecekten, Gömeceksin kendi kendine ruhunu ebediyen. Hayat bir kişi için yaşanmaz, Dünya senin yalnızlığın uğruna durmaz. (aposözü)
Gidenler sadece bir noktadır, yaşanmışların sonuna konulan, Gelen ise başlangıcıdır yeni yazılacak hikayenin ilk harfleri gibi. En güzeli nedir bilirmisin: Noktasız bir ömürde alfabenin tüm harfleriyle coşkuyla dans edebilmektir. (aposözü)
Umurumda değildir elalemin sahip olduğu helalmiş harammış, paralar, Benim derdim kimsesizin, yoksulun, garibin, terkedilmişin gönlündeki yaralar. (aposözü)
Belki tanımazsınız beni, Belki de biraz, Olsun. Sevebilirsiniz, Ya da uzaksınızdır bana, Benim iç dünyamı bilmediğinizden. Lakin öylesine insan sevdası yüklüdür ki yüreğimde, Bendeki insan aşkı, hepinize olan sevgim, Sizin yerinize de sevmeye yeter. Ben Allah’ın sevgi için yaratılmış bir kulu, Kalp duru, düşünceler duru, İlahi aşkın yoktur sonu. (aposözü)
Irzına geçilmiş sevdalar arasında, Namuslu sevgileri arar dururuz. Oysa bu yolda kimbilir kaç cana kıyılmış, Kimbilir kaç kalp sökülüp çalınmıştır. Sessiz ve derinden aşklar çığlıklara dönüşmüş, Güzelim insanlar iyi ya da kötü diye bölünmüş. Kendi ellerimizle boğarız aşkı sevgiyi, Ardından gelen yalnızlıklar mubahtır bize. Kolay gelir birilerine seveni katletmek, Bilmez ki günü geldiğinde mümkün değil onları affetmek. Sevda lakabıyla girilmiştir masumların kanına, Sözde o adı güzel kendisi olmayan aşk adına. Sonrası malum, Kudurmuş arzuların ardı arkası gelmez, Gün olur terkeder ve der ki, Hergün aynı yemek yenmez. Sevdanın en güzel anıları, bir yatak köşesinde yanmışsa şehvetler uğruna, Nerede kaldı sözde değil özde olan doğrusuna, Aşkların iğfal edildiği günleri yaşıyoruz, Göz göre göre, cinayetlere şahit oluyoruz. Yüreksiz duyguların namusu yitirilmiş, Bir anlık zevkler adına insanlık çoktan bitirilmiş. Sevdiğine mahkum köleler arasında, Yalan sözlerin vardığı yer yatak odasında. (aposözü)
Bugünlerde yine çok acıktım, çok susadım sana. Bir vakit gelsen, Ruhumu dinlendirsen, Tutsam ellerini yüreğimde seni hissetsem. Gözlerin doyursa güzelliklere hasretimi, Bir çift sözün yoketse aşka olan susuzluğumu, Sen konuşsan, ben seyretsem seni, eşsiz bir manzara misali, Biliyorum an gibi geçecek zaman, Sana daha doyamadan, Tek tesellim, Geldiğin andaki gibi, ayrılırken de sımsıkı sarılman Çok açım sana çok, Gelmene muhtacım, Gel desem, Aynı vakitte bir umut beklesem. (aposözü)
Tanem, Evet eşi benzeri olmayan tanem. Yaradan hep gülümsemeyi bahsetmiş ona, Güzelim gamzeleri uğruna. Gözleri sormayın, Gökkuşağı ondan almış renklerini, Mevsimlere uyumlu,, Bakışlara duyarlı, Sanki rengi günün her vaktine ayarlı. Hayal değil tümüyle gerçek, O gözleri yaratmış yaradan her yağmur sonrasındaki gökkuşağından esinlenerek. Elbette bakılası gözler, Altından geçip gidilesi değil dilek tutarak. Aşık olunası gözler. Tanrının onca lütfuna rağmen, Acıları da yaşamış, yaşamakta tanem, Göğüs gererek tüm kötülüklere, Hayırlara hasret, dayanmış her türlü şerre, Yine de eksik etmeden yüzündeki gülümsemeyi, Unutmuş olsa da gönülden ve çıkarsız sevilmeyi. Evet tanem, Yazdıklarım sana dair doğrular, Meleklere sorsam onlar da doğrular. Sol yanımdaki tek korku nedir bilirmisin tanem, Birgün bırakıp gidersen beni, gideceğin yere TA denir, Senden bana kalacak olan, sonsuza dek gözlerimdeki NEM'dir. (aposözü)
Özlediğinde ara, O an ara ki, özlediğini bileyim. Söz verdiğinde gel, Gel ki sözünün eri diyeyim, Bana bir yer göster, Göster ki sendeki yerim neresiyse onu senden dileyeyim. Ne umut, ne de hayaller sun bana, Gerçekleri söyle, Söyle ki, ya temelli sende kalayım, ya da sensizliğe gideyim. (aposözü)
Bir ömür neler çözülmedi ki, Neleri çözmedim ki ben. Okul yıllarında derslere dair, Günlük hayatında yaşama ait, Nice problemler çözülmedi ki. Kış oldu nice ayazlarda buz kesti heryer, Güneşle birlikte buzlar çözüldü. Bir tek insanoğlunu çözemedim ben. Sevmemezlik edemedim asla dostu ya da düşmanı, Sevgiden sıkıldılar, Diğer yanda sevgiden mahrum kalmışlar, Onlar da sevgisizlikten yakındılar. Hiçbir şey mutlu etmedi, çözemedim nedenini. Elinden tuttuğun olur, Kolunu alamazsın, İhtiyacı vardır bir el uzatana, Güvenmez uzatmaz elini sana. İyilikler çabuk unutulur, İstediğini alamazsa düşman olur. Hep seversin yine de ayırtetmeksizin, Düşersin üzerine, Yüreğin titrer ona zarar gelmesin diye, İlgiden sıkılır, alâkadan bıkılır. Terkeden makbuldür, onu silemez asla, Lâkin göremez en yakınındakini bağlanmış olsa da büyük aşkla. Hepsi de birer birer sol yanımın canı, kanı, Bir ömür yetmedi, herşey çözülse de çözemedim insanı. (aposözü)
Sevmek, Sevdiğinin gözlerinde yüreğindeki seni görmekse eğer, Aşk, onun bedenine sahip olmasan da bir ömür sevebilmektir. (aposözü)
Önemimi var, şu ya da buymuş adın, Bendeki aşk olmasa beş para etmeyecek kadın, Sen git yolunda doğru sandığın lakin gün gelip kaybolacağın, İzin kalacak elbet ama gönüllerde değil, Dağınık yataklarda ve bilmem kaç kişinin ağzında tadın. (aposözü)
Ezelden beridir hep tek kişilik yaşanmıştır gerçek aşklar, Rüzgarlarla savrulup her bir yüreğe saplanmıştır en acıtan oklar, Almışlardır istediklerini her daim yalancılar sahtekarlar, Yosun tutmuş kalpleriyle onlaradır lâyık olmadıkları alkışlar. Sevme boş yere, ateşler içinde kavrulacak olan sensin, Heves etme aşka, Asla kıymeti bilinmeyensin, Beceremiyorsan üç kağıtçı sevdaları, harcanıp gidersin, Bilinmez değerin bugün ezel olur, yarın ebedsin. Üç beş kuruş etmeyecek kişilikler arasında, Yaran gün be gün büyür gönlünün ortasında, Takılıp kalırsın bir kahpenin oltasında, Yaşarken ölmektir birbaşına sevmek, Verseler dünyaları, istemezsin aleme bir daha gelmek, Gözler artık kalplerin aynası değil, Her insanda ayrı bir arzu, her tebessüm aynı değil, İster diz çök önünde, istersen yalvarırcasına eğil, Değmiyor sevdana, zincire vuruyorlar aşkını, Çok görürler sana o içten ve masumca bakışını. İki bedenin buluşmasında son bulur aşklar, Şimdi sen varsındır yarın yerine birbaşkasına aşk başlar. Uzak dur aşk denen şeyden, Anlayanmı kaldı hiç kirlenmemiş, bedenden ve sevgiden. (aposözü)
Mecburdur aslında herkes birbirine, Sevdiğine sevmediğine, Ya gönül verdiğine, Sevdana karşılık vermeyene, Evet mecburdur her kim yaşıyorsa, isterse ayrı dünyalarda, ayrı kalplerde, O gün anlayacaksın, seni taşıyan tabuta omuz verildiğinde, Sana açılmış yere, kürek kürek toprak serildiğinde, Herkes mecburdur birbirine. (aposözü)
O liman artık boş, Bekleyenler yitirmiş umudunu, Kaptanın seyir defteri kayıp, Unutmuş gidilecek yolculuğu, Ne karşılanacak sevgili, Ne de sallanacak mendil, Yok artık o limanda bir nefes yaşama dair. Belki diyen martılar terketmemiş sadece, Kimbilir ne ayrılıklara, ne kavuşmalara şahit olmuşlardır yıllar boyu gündüz ve gece. Eser yok cana canana ait bu limanda, Sevdayı, vedayı, hasreti de unutturdular ya insanoğluna, sonunda. (aposözü)
Yokum artık zamanı meçhul vakte kadar, Olur ya belki özlenir ya da yokluğum hissedilirse, sadece yürekten sevenler bilir yerimi ve canları çekerse, isterlerse bulurlar, Silin beni bir dahaki özleme kadar. Silin sanalsam, Doğru değil, yalansam, Yokluğumda içinizden atılansam, Silin beni unutmanız kolay anılarınızdan, Varlığımla yokluğum farketmiyorsa aranızdan. Silin, Dönüşüm olurmu, Onu da siz bilin. (aposözü)
Önce sevmeyi öğrenmelisin çocuk, Sevgiye yola çıkabilmen için ise saygıyı ezberlemelisin. Yoksa yapayalnız hissedersin kendini, Çakma insanların çıkarcı yalan sevdaları arasında. Şimdilerde elalemin acelesi var, Saygıya sevgiye uğramadan aşka geçiş yapıyorlar, Etraf saf enayi dolu, iki çift söze kanıyorlar, Gözler, Eller derken ardından bedenler kirleniyor, Üç günlük aşka kanıp, çekip gidenin peşinden yanıyorlar. Kimi gönülden veriyor kendini, Kimi geç anlıyor nelerini kaybettiğini. Takılıp kalıyorlar, geçmişin acı izi silinmiyor, Yeni bir sevgiliye bir daha izin verilmiyor. Kötü, çok kötüye gitmekte milletin huyu suyu, Asla örnek alayım deme, sonları kör kuyu. Önce sevgi nedir, yaşayıp öğreneceksin, Herkesi kendin sanma, yaşadıkça iğreneceksin. Sen, Sen ol çıkma doğru olan yoldan, İlişkiler uğruna sen de olma onlardan. (aposözü)
Onlara hayvan diyemiyorum, Hayvanlara hakaret olur. Canını alabildiler, Sen bizde kaldın Özge. Tanrının laneti, Hepimizin öfkesi, kini, nefreti, Onların üzerinde, Hak yerini bulana dek,her gün ve her gece. (aposözü)
Anlayamadınız beni, Tanıdım sanan oldu, Oysa tanıyamadınız, Bir selama gözlerim doldu, Onu bile kavrayamadınız. Yalanlara köle olmuşlara sevdadan sözettim, Sıkıldılar birer birer, Mazimde hepsi de gününden önce soldu. Çok şeyler söyledim, Dinlediler lakin duyamadılar, Güzel sözde bile bir anlam bulamadılar. Herkes kendi yolunun yolcusu olmuş, Ne yazık ki yanlışlardan cayamadılar. Yapacak birşey yok, İnsanoğlu kendi kaderinin kaptanı olur, Pusulasını kaybetmişler gemi karaya oturunca durur. Yazdım olmadı, Yazılacak kalmadı. Kimbilir gün gelip anlayanlar çıkacak, Ama o gün, üzerime attığınız topraklar beni size anlatacak. (aposözü)
Güneş utancından karardı, Yıldızlara kıydılar bir bir, Ay saklanır oldu, insan denilenin korkusundan, Sular isyan edecek ânı bekliyor. Yüzsüzler diyarında aynalar göstermiyor artık, Doğarken ölüyor insanlık, Yürek denilen yerlerde ot çimen bitmez olmuş, Aydınlıktan sözetmeyin bana, Ülkem kapkara, Düşünceler karanlık, düşler karanlık. (aposözü)
Yalnızlık Allah'a mahsus denir, Lakin melekleri var, İnsan yalnız değil derler, Bir bak iyice etrafına, nice kelekleri var. (aposözü)
Derdim zamanı tutmak değil, Aksine koyvermek kendi haline, Olmuyor be gülüm, Bırakmıyor yakamı, Dünü, bugünü, olası yarını. Çevirmiş dörtbir yanımı, Kovsam gitmiyor anılar, Yaşadıkça hergün yeni acılar, Umudun şimdiden yitirildiği yarınlar. Sana emanet ediyorum zamanı, İster tut, ister hiç düşünme unut, Bence zaman artık kayıplara karışmış bulut. Git diyorum, geçip gitmiyor, Kalsa ne faydaki, Bir an mutlu olayım desen, Ardından gelen acılar bitmiyor. Geçti sandığımızda ise, Delip de geçiyor. (aposözü)
Herhangi bir gündü, Ama hiç beklenmediklerin yaşanacağını bilemediğim. O'na rastladım, Belki tesadüf, Belki de yazılmışımdı. Hani o yıllardır her an gözümün önüne gelen hayal, Lakin ismin bile meçhul, Gözümü her açışımda gördüğüm, Ve her defasında değişen rengiyle gözler, Ve bakıp bakıp söylenemeyen sözler. Evet o idi, Gerçeğini görmeye hasret kaldığım, Geceleri uykulara onunla daldığım.. Tatlı bir muhabbetle başladık kırk yıllık dost misali, Onun da tüm yaşadıklarımı bilircesine sözleri, Sanki o da yaşamış aynı hayalleri. Öyle bir kaynaştık ki, bir an gibi, Fakat benim takvim yapraklarım onu çok geçmiş, Ben sonbahara yaklaşmışken o henüz gençmiş. Yine de sevgisinden birkaç damla esirgemedi, Bana ne senin aşkından sevdandan demedi. Üzerine titredim tek hayalimin, Geleceği olmayan geçmişimin. Usul usul uzaklaşmak isterken, Anladım ki rahatsız onca ilgimden. Birden uyandırdı melekler, O yüreğinin harcı değil, Heveslenme boşyere o gerçek, Sendeki sadece hayale meyil. Günler akıp gitti, Onca yılın hayalleri bitti. Bendeki delilikmiş, O, sen değilmiş. (aposözü)
Kimi zaman kelebek, Kimi zaman uğur böceği, Seviyor sandığım sevdiklerime kondum, Onlara şans ve mutluluk verecek. Kimi darbeleriyle, Kimi sözleriyle, Kimi ise göremeyen gözleriyle öldürdü beni. Yaranamadım, yoksayıldım, yokedildim. Yılandı, çıyandı, eşek arısıydı kendilerine layık gördükleri. Oysa ben onlar için çırpınan kelebektim.