Kaliteyi kontrol altında tutabilmek ve onları desteklemek amacıyla yaygın olarak uyguladığımız verimlilik çalışmalarımız var. Bunlar arasında 6 Sigma, cip

BSH Teknik Grup Koordinatörü Kadri Erdir;
BSH'nin Türkiye'de ve Dünya'daki yaklaşımı 'kalite'dir
Kaliteyi kontrol altında tutabilmek ve onları desteklemek amacıyla yaygın olarak uyguladığımız verimlilik çalışmalarımız var. Bunlar arasında 6 Sigma, CIP (Sürekli İyileştirme Programı), CPK (Proses Yeterlilik Analizleri) ve FMEA (Failure Mode Effect Analysis) gibi bir takım standart araçlarımız var.
BSH'nin Dünya'da ve Türkiye'de aynı olan yaklaşımı kalitedir. Kalitede standardizasyon BSH için bir yaşam biçimidir. 2004 yılında Çerkezköy'deki üç fabrikamızda buzdolabı, çamaşır makinesi ve fırın kategorilerinde 2 milyon birim üretim gerçekleştirdik. Her biri üstün kalite standardında 2 milyon ürün.

'BSH uluslararası bir şirket... Dolayısıyla uluslararası bir şirketin Türkiye'de üretim yapmasından elde edilen avantajlardan bahsetmek isterim ilk olarak. Flexibilite yani esneklik bu toplumun sahip olduğu güzel bir avantaj. Bizler katı kuralları olan bir toplum değiliz. Yeniliğe, gelişmeye açık bir insan kaynağımız var Türkiye'de. Batı ile karşılaştırdığımızda görüyoruz ki bizlerin değişimi yönetmesi bazen daha rahat olabiliyor. Çünkü bilgiyi kolay alıp, adapte edebiliyoruz. Yeni işe girmiş bir kişi de on yıl çalışan bir kişide yeniliğe açık. Ekip çalışmasına yatkınız. Tabi iyi idare edilmek koşuluyla. Liderlik çok önemli bir rol oynuyor başarıda. Başarmayı arzuluyoruz. Fabrikalarımıza baktığımda görüyorum ki kişileri motive eden, mutlu eden en önemli unsur başarı.. Biz de bu bilgiden yola çıkarak başarı odaklı bir çalışma ortamını teşvik ediyoruz.

BSH'nin Çerkezköy fabrikalarında kalite bir hayat tarzı, bir düşünce tarzı haline getiriliyor.

Ilk başlarda şunu gördük, biz Türkler, aklımıza geldiği zaman işe hemen atılıyoruz, sonra gerekli görürsek planlamaya başlıyoruz. Ancak bu yaklaşımımız, çok sıkı kalite standartları ile işleyen ve Alman kökenli bir şirketin çalışma prensipleriyle bağdaşmadı. Bu nedenle kalite kavramının tüm çalışanlara benimsetilmesi birinci önceliğimiz oldu. Kalitenin süreklilik gerektirdiğini ve düşüncenin merkezine yerleştirilmesinin zorunlu olduğunu tüm çalışanlarımıza defalarca anlattık. Dünyanın üçüncü büyük beyaz eşya üreticisi olan BSH'nin 15 ülkede 43 fabrikası var, eğer bu yaklaşımı benimsemeseydik, BSH'nin uluslararası yapısı içerisinde görünmez olurduk. Ama biz Türkiye'nin BSH içinde önemli bir yeri olmasını istiyorduk. Böylece tatlı bir rekabet oluştu.

Daha kaliteli üretimi gerçekleştirmek, çalışanlar için birinci hedef haline geldiği zaman gördük ki, hızlı hareket tarzımız, improvizasyon, yani pratik ve çabuk çözüm bulma yeteneğimiz, en kaliteli üretimi gerçekleştirme hedefimizde, standartı yakalamak için gereken kararlılıkla çelişiyor. Çünkü sürekli hızlı ve pratik çözüme başvurmanın doğal sonucu istikrarsızlığı getiriyor; bütünü gözden kaçırıp, küçük iyileştirmelerle kalite sağlamaya çalışırsanız duvara toslarsınız. Buradan hareketle baştan plan yapmanın hedefimize ulaşmada ki önemini gösterdik ve bütün çalışanlarımız bunu anladı.

Burada “Büyük Teutonic Düşünme Piramidi” örneğini vermek isterim. Almanya Münih hava alanı taşınmasında uygulanan yönteme Büyük Teutonic Düşünme Piramidi denir. Almanlar bu proje için tam iki yıl plan yaptılar ve 8 saat içerisinde bu planı gerçekleştirdiler. Amerikalılar bunu görüyorlar ve diyorlar ki, biz de bu projeyi 2 sene de bitirirdik ama 6 ay planlar, 6 ayda gerçekleştirir, kalan bir sene de eksiklerini giderirdik. Bu bize farklı düşünce sistemlerinin farklı çalışma yöntemlerini benimsediğini gösteriyor. BSH Türkiye işte bu iki yaklaşımın ortasında olmayı istiyor.

Bugün BSH'nin Çerkezköy'deki fabrikaları dünyanın dört bir yanında bulunan 43 BSH fabrikası arasında benchmark durumunda. Bu büyük bir başarıdır. Hem çamaşır makinesi üretiminde, hem buzdolabı üretiminde hem de fırın üretiminde dünyanın en iyilerinden biriyiz. Bu nedenle Çerkezköy fabrikalarında ürettiğimiz ürünler başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Üretimden ihracat oranımız %43 ve her geçen gün büyüyor. Bu başarılarımız sayesinde uluslararası projelerde önceliğimiz de artıyor. BSH, Türkiye'de son onüç yılda 400 milyon euro yatırım yaptı.

Yatırım politikası açısından BSH Türkiye olarak benimsediğimiz bir stratejimiz var. Otomasyon seviyesini kalite odaklı belirliyoruz. Yani eğer geliştirdiğimiz bir otomasyon kalite üzerinde etkili olacaksa hemen harekete geçiyoruz. Eğer geliştirdiğimiz otomasyon eleman azaltma yönünden faydalı olacaksa bu tür projelere sıcak bakmıyoruz.

Yatırımlarımızı proje bazında değerlendiriyoruz. Yatırım kararı için projenin başından sonuna kadar bir bütünlük arz etmesi gerekiyor. Bütünlüğün dört dörtlük olması temel. Böyle bir çalışma düzeni geliştirdiğimizde projelerde verimlilik de otomatik olarak artıyor.

Üretim konusunda geniş düşünceli bir yaklaşımla ilerledik. Ihracatın düşük olduğu yıllarda Türkiye'deki dalgalanmalara uyum sağlayabilmek amacıyla, yüksek kapasiteli üretim sistemleri kurup, esnek hareket etmeyi amaçladık. Ihracatımızın her geçen gün daha da gelişiyor olması ve üretimimizin nerdeyse yarısına yaklaşması sebebiyle fabrikalar tam kapasiteye yakın çalışıyor. Bu da fabrikalarımıza stabilite getirmekle birlikte kalitenin standardizasyonu içinde çok önemli. Benchmark olan kalite standartlarımızı daha da iyi olmaya teşvik ediyor. Önümüzdeki yıllarda da fabrikalarımızın bu düzeyde çalışmaya devam etmesini amaçlıyoruz.

Üretimde kalite deyince yan sanayicilerimizle çalışmalarımızdan da bahsetmemiz gerekir. Genelde üretimin kalitesini güvenceye almak açısından kullanılan iki yöntem var. Birincisinde yan sanayiciden tedarik edeceğiniz parçanın denetlenmesini sağlarsınız. Ikincisinde de yan sanayicinin kullandığı sisteminin denetlemesini yaparsınız. Yani neyi nerede ve nasıl ürettiğinin denetlenmesinden bahsediyorum. BSH olarak çalıştığımız tüm yan sanayicilerimizi bir ortak olarak gören bir kurum kültürüne sahibiz. Kaliteyi kontrol altında tutabilmek ve onları desteklemek amacıyla yaygın olarak uyguladığımız verimlilik çalışmalarımız var. Bunlar arasında 6 sigma proje yönetim sistemi, CIP adını verdiğimi adını verdiğimiz Sürekli Iyileştirme Programı, yaygın olarak kullandığımız CPK proses yeterlilik analizleri ve Failure Mode Effect Analysis gibi bir takım standart araçlarımız var. Tedarikçilerle bu araçların kullanımında birlikte çalıştığımız gibi bu konularda geliştirici eğitimlerde onlara sağlıyoruz. Çerkezköy fabrikalarımızın yanısıra BSH'nin sahip olduğu tüm diğer fabrikaların da buradaki tedarikçilerden yararlanmalarını güvence altına almış oluyoruz. Tedarikçilerin uluslararası alanlarda işlem görmelerini destekliyoruz.

Yetenekli gençler arıyoruz.

BSH'nin uluslararası bir şirket olmasının sağladığı avantajlardan bir tanesi de uluslararası projelerde çalışma imkanı. Bu sayede öğrenme, farklı fikirleri görebilme ve gelişimi sağlayabilme olanağı... BSH olarak platform teknolojilerinden yararlanıyoruz. Platform teknolojisi bir ürünün toptan yeniden geliştirilmesi demek. Yani A'dan Z'ye yeni bir ürün yaratmak. Bu tür projeler uluslararası takımlardan oluşuyor. BSH Türkiye' den mühendislerimiz bu projelerde aktif rol alıyor. Ilk başlarda Türkiye'den katılım kısıtlı oluyordu. Şimdi ise geliştirme ekibimizi 50'den 150 kişilik bir takıma çıkartmayı amaçlıyoruz. Bunun içinse üniversitelerle ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Patent ofisi kurarak çalışmalarımızı bir adım ileri götürüyoruz.

Ayrıca BSH'nin Çerkezköydeki fabrikalarında Competence Center diye adlandırdığımız bir departmanı bulunuyor. Bu merkezde Türk mühendislerimiz, ilgili ürün ile ilgili tüm geliştirmeden sorumlu oluyor ve dünyanın dört bir yanında bulunan 43 fabrika bu geliştirmelerden yararlanıyor. Tüm bu somut hareketlerin sonucu olarak da daha fazla istihdam etme yönünde ilerliyoruz. Hedefimiz BSH fabrikalarında yenilik yaratacak, uluslararası takım çalışmalarına katılabilecek, vizyon sahibi gençleri aramıza katmak.

(Makalenin tamamını görselleri ile beraber basılı nüshada bulabilirsiniz.)