En Büyük Nasihat
Harun Reşid en tanınmış Abbasi halifesiydi.
Adaleti ve İslamin yayılması için gösterdiği gayreti ile meşhurdur.
786- 809 yılları arasında hüküm süren Harun Reşidin zamanında
Abbasiler çok büyük kültürel ve bilimsel gelişmeler kaydettiler.
Behlül Dana (k.s) da Halife Harun Reşidin zamanında yaşamış nasihatleri çile halifenin hep yanında olmuş büyük bir zat idi.
Rivayete göre Harun Reşidin annesi Behlül Danaya gelerek, Harun’a gel biraz nasihat et de adaletten ayrılmasın yoksa Ahirette işi çok zor olacak der.
Bunun üzerine Behlül bir gün Harun Reşide uygun görürseniz biraz dolaşalım der.
Ve alır onu mezarlığa götürür.
Tek tek mezarları göstererek, Bak bu filanca şu kadar malı vardı, şu kadar yıl yaşadı ve öldü.
Şurada yatan da filanca idi zamanın hükümdarı idi, şu kadar askeri vardı, şu kadar da hazinesinde malı vardı.
Şurada yatan kadın da, zamanın en güzeli idi, herkes ona sahip olmak için can atıyordu, sonunda biri ile evlendi şu kadar çocuğu oldu ve şu kadar yıl yaşadı der.
Eve döndüklerinde Harun Reşidin annesi, Behlül ile sohbet ettin mi sana neler anlattı diye sorar.
Harun Reşid hayır dercesine annesinin sorusuna cevap vermez.
Daha sonra annesi tekrar Behlil’e gelerek, Oğluma ne zaman nasihat edeceksin diye sorar,
O da şöyle cevap verir.
Ben ona nasihat ettim birlikte mezarlığa gittik.
Ona bazı gerçekleri hatırlattım.
Çünkü ölüm en büyük nasihattir.
Eğer bunu anlamadı ise diğer söyleyeceklerimin de hiç bir faydası olmaz.
Kalpteniman.
En Büyük Tehlike!
Hazreti ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
ALLAH büyüklük taslıyanların asla sevmez. Buyuruyor (Nahl-23)
Resulullah (s.a.v) Efendimiz buyuruyor ki,
Bir kimseye ilim olarak ALLAH’tan korkması yeterlidir.
Bir kimseye cehalet olarak da kendini beğenmesi nefsine mağrur
olması yeterlidir eğer siz hiç günah işlemeseydiniz daha büyük günaha
düşeceğinizden korkardım.
O da kişinin kendini beğenmesidir.(Camiüs-sağir)
Kişinin kendini beğenmesi en büyük tehlikedir neden?
Ey kendini beğenen fani ölüme mahkum insan.
Baki olan ölümsüz hazreti ALLAH tarafından yaratıldın, sana verilmiş
emanet bir beden ve ruh ile yaşıyorsun ve onları sana vereni unutuyor
sahipleniyor kendine mal ediniyor kendini beğeniyorsun sana verenin
malına tecavüz ediyorsun.
Bu başkasının evinde oturup da bu ev benim deyip övünmeye benzemiyor mu?
Veya başkasının otomobilini emanet alıp bu benim deyip kibir satmaya benzemiyor mu?
İşte biz insanlar emanet vücudumuzu benimseyip sahiplendiğimiz zaman hele kibire
kapıldığımız zaman en büyük tehlikeye düşmüş oluyoruz.
İlk yaratılışımızın kerih bir su, sonumuzun da kurtların yemi olan bir kürek gübre olduğunu
aklımızdan çıkarmamalı kendimizi
hiçbir zaman beğenmemeli başkasından üstün görmemeliyiz.
Kendini beğenecek biri varsa O da kâinatın tek sahibi ölümsüz ebedi baki olan hazreti ALLAHtır.
O'na bize verdiği emanet de olsa vücud nimetleri için daima şükür halinde olmamız gerekiyor.
Ey sonsuz kudret sahibimiz ALLAH’ımız verdiğiniz zahir batin bütün nimetleriniz için sonsuz şükürler.
Velhamdülillahi Rabbil alemin....
Kalpteniman
Eserden Müessire Geçmek
İnsan vücudunun yaratılışına dikkatle bakmak, yaratıcıyı bilmenin anahtarıdır.
Hadisi şerifte şöyle buyruluyor;
ALLAH’ın yarattıkları hakkında tefekkür ediniz , Zatı hakkında tefekkür etmeyiniz (Camius sağir)
İnsanın her yaratılan şeyde ALLAH’ü Teâlanın eserlerini görmeye çalışması gerekir.
Bu tefekkürler sayesinde iman tekamül etmiş olur.
ALLAH’ü Teâlanın yaratışındaki incelikler ne kadar çok bilinirse, Ululuk ve azameti de o nispette bilinmiş olur.
Dışta ve içte bulunan organların her birindeki faydalardan insanların çoğu habersizdir.
Sahip olduğu en kıymetli şeyleri dahi hiç karşılık vermeden üzerinde bulmuş olmasına rağmen, devamlı gördüğü bir çok şeylerin farkına varamamış ibret gözü ile bakamamıştır.
Meselâ, insan vücudunda yüzlerce kemik, sinir, damar ve, yüzlerce ihtiyari hareketler tertip olunmuştur.
Her biri bir başka hizmette, bir başka hizmettedirler.
Ayeti kerimelerde şöyle buyrulmaktadır;
O ALLAH ki seni yoktan yarattı, düzenledi bir biçim verdi. Dilediği şekilde seni terkip etti. (İnfitar 7_8)
Senin ise bunlardan hiç haberin yok. Sen ise el ve ayağını tutmak yürümek tutmak için, dilini te konuşmak için kullanıldığını bilirsin.
Halbuki insanın içindeki ve dışındaki bütün organlar her biri bir işle meşgul olurken se ise tatlı tatlı uykudasın.
Onlar sana hizmetten bir an bile geri durmuyorlar. Sen ise onları tanımıyorsun.
Aynı zamanda onları sana hizmet ettirene de şükretmiyorsun.
Ayeti kerimede:
Gerçekten insan çok nankördür. (Hacc 16)
Gaflete dalan dünyaya geliş sebebinin özünü bilmeyen insan Taşıdığı bedeninin sırlarını çözmeye çalışmıyor
yaratanına şükretmeyip Nankör bir hayat yaşıyor.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi gaflete düşenlerden eylemesin. Amin.
Hatemi veli Hz.
Eskimeyen Bedenimiz
EVET, BİZ YARATILMIŞ KULLARIN ESKİMEYEN YAŞLANMAYAN RUHİ
BEDENLERİMİZ VAR.
Hazreti ALLAH Celle Celâlehü biz kullarını yaratmayı kâinat düzenini kurmayı murad ettiği zaman
hepimizin bildiği üzre hazreti Adem peygamberi yarattı.
Adem Aleyhisselâmın bedeni yapısı tamamlanınca, hazreti ALLAH Celle Celâlehü onun harekete geçmesi için ona ruhundan üfürdü (Sad: 72 )
Üfürülen ruh ölümsüz olan bir olan hazreti ALLAH’ı temsil ediyordu çünkü O'ndan gelmiş ölü durumunda
ceset olan hazreti Adem aleyhisselâmı canlandırmıştı.
Hazreti ALLAH’ın şeytanı hazreti Ademe secdeye zorlaması, cesede değil hazreti Ademe üfürülen ölümsüz
ruha idi. Fakat şeytan çok bilgili olmasına rağmen bu gerçeği anlayamadı aklı çamura takıldı hazreti
ALLAH’a isyan etti kovulmuşlardan oldu.
Esasen her şey hazreti ALLAH’ın ezeli plânı dahilinde onun takdiri ile gerçekleşti.
Kardeşler: cesetler yaşlanır ruhlar yaşlanmaz derken kastetmek istediğimiz hepimizin içimizde hazreti Ademe
üfürülen ruh olduğudur. Hazreti Adem anasız özel yaratıldı biz kullar ise anne karnında inşa edildik bedenimizin
inşası bitince ezelden bizim için yaratılan ruhumuz bize tıpkı adem aleyhisselâma üfürüldüğü gibi bize üfürüldü.
İçimizde hiç yaşlanmayan eskimeyen ruhumuz her an eskimeye mahkum olan nefsani sufli bedenimizle beraber
belirli bir zamana kadar yaşamaya devam etmektedir.
Ruhlar her an yeni yaratılmış gibidir ölmezler ölen sufli nefsani bedenimizdir.
Esasen ruhlar dünyaya asker olarak gelirler elbiseleri onlara giydirilen sufli beş hisleri olan vücuttur.
Hazreti ALLAH Celle Celâlehü asker elbisesi giydirdiği dünyaya çıkardığı biz kullarına komutanlar tayin etti
Adem aleyhisselâm ile başlayan tayinler son peygamber Muhammed Mustafa Sallellahü
Aleyhivesellemle sona erdi.
Hazreti ALLAH (c.c) ete kemiğe bürünen kullarına gönderdiği elçileri ile kullarından beklediği emirlerini duyurdu.
Hazreti ALLAH’ın emirlerine uyan hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşuyor. Nefsine uyan ise felakete kavuşuyor.
Ve bu işler dünya askerliği bitmeden elbiseyi kabre bırakmadan gerçekleşiyor.
Netice dünyaya beden elbisesi ile gelen askerliğe başlayan ruh ona tanınan askerlik müddeti bitince elbisesini
dünyada bırakarak terhis olur meleklerin tuttuğu raporlar ile ruh olarak ahirete göçer.
Dünyada yaptığı mücadelede nereyi hangi bölgeyi kazandı ise görevli melekler onu oraya götürürler.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemize hazreti Zatıalisinin rızasını kazanmayı bize vadettiği cennetine girmeyi nasip etsin inşaALLAH.
Kardeşlerimiz bize düşen ruhumuzun ihtiyacı olan ibadet ve hayırlı işlerle meşgul olarak yaşamaktır.
Nefsani sufli bedenimizi helâl gıdalarla besleyeceğiz onu ruhumuza hizmet ettireceğiz onu ibadetlere alıştıracağız.
Dünya denizinde boğulmadan hayatımızı devam ettirmeye gayret edeceğiz.
Eğer dünya denizinde yüzerken nefsimizin esareti altına girersek bizi denizin dibine batırır. Nefs esasen
Hazreti ALLAH’a ibadet yaptırmaz içki, kumar, zina, madde bağımlısı yapar çünkü o hayırlı işlere değil zararlı işlere
meyillidir biz onu aklımızı kullanarak hazreti ALLAH’a sığınarak doğru yola çekeceğiz.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi şeytanın ve ona uymak için pusuda bekleyen nefsimizin şerrinden korusun Amin...
Kalpteniman Üzgün Dede
Esselamu Aleyküm Rahmetullahi Veberekatuhu
Hakikati arayan muhterem insan, bu eserin yazılma gayesi
Ol emriyle olduran.
Öl emriyle öldüren.
Yarattıklarını ayırt etmeden inanana ve inanmayana rızklar veren.
Ahirette ise yalnız inananlara sonsuz nimetler hazırlayan sonsuz kudret sahibimiz olan HAZRETİ ALLAH Celle Celalühünün azametini duyurmak ve sevgisinin kalplere dolması içindir.
Hepimiz biliyoruz ki, insanın yeme içme gıdalarına ihtiyacı olduğu gibi manevi gıdalara da ihtiyacı var.
Maalesef insanların çoğunun mideleri tok, ruhları ise aç olarak ömür sürüyorlar. Çaresini ise araştırmıyorlar. En değerli aklını nefsine kaptırmış yeme, içme, giyme, gezme ile ömürlerini bitiriyorlar. Dini menfaat aracı olarak kullanan sahte din âlimlerinin etkisi ile de her gördüğü din âlimine çıkarcı gözüyle baktığından içinde taşıdığı nefsinin de etkisiyle Kalpten iman etmiyor.
Doğru yolu arayan kişi:
HAZRETİ ALLAH (c.c) ayeti kerimede “Estaizübillah, Emrolunduğun gibi dosdoğru ol “Buyuruyor.
İnan ve itimat et. Biz doğru olursak Hz. ALLAH(c.c) bize doğru yolu buldurur.
Doğru olmak en büyük hazinedir. Öyle büyük hazine ki bitmeyen tükenmeyen bir hazine. O hazineye sahip olan bu dünyada ve ahirette rahat edecektir. Bu dünyadaki rahatının sebebi yalan söylemez, insanları kandırmaz ikiyüzlülük yapmaz. Herkes ona itimat eder. Sayılan sevilen insan olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadisi şerifinde,
“Doğruluk iyiliğe, iyilik ise cennete götürür.” Buyuruyor.( Buhari)
Hz. ALLAH cümlemize onun beğendiği şekilde olmamızı, dünya hayatımızı ve ahiret hayatımızı güzel yaşamamızı nasip etsin Amin.
Hz ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
“Sizden ücret istemeyenlere uyun onlar doğru yoldadır buyuruyor.” (Yasin/21)
Bize doğru yolu tarif ediyor bu ilahi emre göre dini menfaat aracı olarak kullanan bütün cemaatler yanlış yolda oluyorlar. Onun için insanlar ALLAH yolunda yalnız ve yalnız ALLAH rızası için çalışan cemaati arayıp bulmalıdır ki doğru istikamette olabilsin. Bu meselede mümin çok dikkatli olmalıdır.
Girdiği cemaati inceleyecek oradaki yöneticilerdeki çalışma sistemi madde temin etmek mi? Hz ALLAH’ın rızasını kazanmak için mi? çalışma yapılıyor. Bugün için ortalığı maddeciler istila etmesine rağmen yine de ALLAH rızası için çalışan cemaat bulunmaktadır. Hz. ALLAH(c.c) hulusi kalple arayan kullarına buldurur.
Hz. ALLAH(c.c) cümlemize razı olduğu topluluğu ve mürşidi kâmili buldursun.
Hazreti ALLAH (c.c) çirkini yarattığı gibi güzeli de yaratmıştır. Her şeyin hakikisi ve sahtesi olduğu gibi din âlimlerinin de hakikisi ve sahtesi vardır. Bir insan bilmelidir ki kalbi nereye meylediyorsa Hazreti ALLAH.(c.c) onu arzu ettiği tarafa yönlendirir. Sebebi ise, dünya imtihan yeridir. Kul istek ve arzuları ile imtihan olmaktadır. Dünyaya gelmekten maksat, Hazreti ALLAH'IN sevgisini bulmaktır.
Akıllı insanında yapacağı en hayırlı iş; kendisine Hazreti ALLAH'IN sevgisini kazandıracak olan cemaati bulmasıdır. Zaman su gibi akmaktadır.
Sahibimiz ise ayeti kerimede:
Estaizübillah, O hanginizin daha güzel kulluk yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı verendir.(Mülk/2) buyuruyor.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemize ahiret imtihanını kazanmamıza vesile olacak sevdiği cemaati bulmamızı nasip etsin Amin.
Resulullah (s.a.v) hadisi şeriflerinde:
“ALLAH’a inan ve dosdoğru ol.” Buyuruyor.
İnsan nasıl varlıktır ki kesinlikle öleceğini bildiği halde yeniden dirileceğini hesaba çekileceğini bildiği halde ahiret hayatının hazırlıklarını yaptıracak bir rehber aramıyor? O öyle bir tecrübeli rehber olmalı ki hem dünyada yanlış yapmaktan zarar görmekten korunmalı hem ahiret hayatında ateşte yanmaktan korunmalı. Fakat her işte tedbir alan insan bu en önemli konuda gaflete düşüyor tedbir almıyor.
Birileri tarafından malına veya canına zarar geldiği zaman onu düştüğü zor durumdan kurtaracak avukat peşine koşar. Çünkü inanır ki, avukat o işlerin adamıdır. Kanunları bilir. Ona yol gösterir. Onun vesilesi ile de mahkemeyi kazanır. Sıkıntıdan kurtulur. Aynı insan Dünya hayatının yaşamında şeytanın her an tuzağından kurtulma çarelerini öğretecek, ahirette kurulacak mahkemelerde kendisini haklı çıkaracak, ahiret kanunlarını bilen, o işlerin rehberini aramalı değil midir? Gerçektir mürşidi kâmili bulan dünya saadetine ahiret selametine kavuşmuştur.
Çünkü mürşidi kâmili bulan Hz. ALLAH'I bulur. ALLAH'I bulan ise her istediğine kavuşmuştur.
Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi zatına kul, habibine ümmet etsin. Rehberi sadık mürşidine de mürit yapsın.
Fakat nefsine tapan kulunu ne yapsın?
Dünya kurulalı beri insanların çoğu nefsini yaratan Hz. ALLAH'I bırakıp nefslerinin arzu ve isteklerine uymuşlar. Bilmeden şirke düşmüşlerdir. Çünkü nefsinin her dediğini yapan ona tapıyor demektir. Şu zamanda bile insanların durumları aynıdır. Nefis ise ibadeti sevmediği için onun isteğine uyup ibadet yapmayan nefsine ibadet yapıyor demektir.
Vücudu güzel olsun diye nice ağır sporlar yapar zor gelmez, namaz kılmaya gelince o nefsine ağır gelir.
Nice perhiz ve diyetlere katlanır zayıflasın diye, ramazan ayı gelince onda sıkıntı başlar. Oruç tutmamak için çeşitli bahaneler arar.
Hz. ALLAH'I zikretmek için toplanmış müminler “ALLAH, ALLAH…” diyerek coşarlar. Başlarını sallarlar. O ise onları dışlar ve alay eder. Kendisi nefsini dinler. Düğün ve müzik salonlarında başını ve her yerini sallar. Bunu güzel görür, nefsini dinler. Maça gider çılgınlar gibi tempo tutar, takımı için bağırmaktan sesi kısılır. Bunları normal görür. Aslında normal gösteren nefsidir. O ise bilmeden gizli şirke düşmüştür fakat farkına varamıyor. Hz. ALLAH'IN emir ve yasaklarına uymayıp nefsinin her dediğini yapan kimse tabidir nefsine tapıyor demektir.
Ne kadar derse desin ki, benim kalbim temiz, geçersizdir. Nice insanlar var; “Ben namaz kılmıyorum fakat kimsenin ne malında ne namusunda gözüm yok.” Diyor. Bu iyi niyeti ile övünüyor ve namaz kılandan hayırlı olduğunu zannediyor. Temiz diye övündüğü kalbi ile alnını secdeye koymasını arzu etmeyen nefsinin ve şeytanın oyununa geldiğini fark edemiyor.
Bilmiyor ki onu yaratan temiz kalp ile zatına secde etmesini bekliyor.
Hz. ALLAH(c.c) Ayeti kerimede buyuruyor ki:
“Hepiniz ALLAH’a yönelerek ona karşı gelmekten sakınınız, namazı kılınız. Müşriklerden olmayınız(Rum/31)
O, böyle emir ettiğine göre kılmayan zarar görecektir. Müslüman bir insanı diğer dinlerden ayıran özelliği namaz kılması ile oluyor.
Diğer bir ayeti kerimede ise, Hz. ALLAH(c.c):
“Huşu ile namaz kılan müminler ahiret azabından kurtuldular.” (Müminin/1,2) buyuruyor.
Diğer bir ayeti kerimede ise:
Ailene namaz kılmalarını emret. Kendin de onda sebat ile devamlı ol. (Taha/131)
Namaz bu kadar önemli bir emir iken çeşitli bahaneler ile kılmamak ne kadar büyük zarardır. Hele vücut güzelliğini korumak için çeşitli ağır sporlara katlanan insan, namaz kılmaya gelince üşenir ve kılmaz. Hâlbuki o formda tutmak istediği vücudu ne yaparsa yapsın bir gün gelecek formdan düşecektir.
Kabirde toprak olacaktır. Ruhu ise onu yaratanın huzuruna gidecek ona ikram ettiği vücudun hesabını verecektir. Spor yapsın, formunu korusun, namazını da kılsın. İman formunu da korusun. İbret ile görecek ki formda kalmasına namazın da faydası olacaktır. Namazı da form için değil ALLAH rızası için kılmayı unutmayacaktır. Yoksa niyeti zayıflamak için olursa ibadet değil de spor yapmış olur. Ahirette ise eli boş kalır.
Hz. ALLAH cümlemizi ahirette güzel ibadet zengini, kötü amel fakiri yapsın Amin.
Velhamdü Lillahi Rabbil Âlemin
ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Adede Ma Fi, İlmillahi Salaten Daimeten Bidevami Mülkillah.
Kalpteniman Üzgün dede
Evliya sohbeti
Ey oğul bu günkü halinle sen nasıl felah bulur kurtuluşa erersin ki,
Hevai arzularının, nefsinin, şeytanın ellerini kalbinin iki gözü üzerine
bırakmışsın.
O elleri kalp gözlerinin üzerinden kaldır o zaman ALLAH’ı bulacaksın.
İşte bu seviyeye geldiğin an, şanı mübarek ve yüce olan ALLAH (c.c)
seni kendisine yakın kılar.
Sana gözlerin görmediği kulakların işitmediği nimetler verir.
Kalbinin ve özünün işitme ve görme hassalarını keskinleştirir.
Onları sıhhatli görecek ve duyacak hale getirir seni kendisine dost edinir.
Sana yardım eder seni sultan yapar melekleri sana hizmet eder.
Peygamberlerinin ve resullerininim ervahını sana gösterir.
Sözün kısası mahlukattan hiçbir şey sana gizli kalmaz.
Ey oğul, bu dereceye talip ol ve oraya ulaşmaya murad et.
Tek emelin dünyalık toplamak olmasın. Zira o seni doyurmaz.
Aziz ve celil ALLAH’tan gayrı hiçbir şey seni doyurmaz.
Şüphe yok ki O seni doyurur tatmin eder.
Onun için sen Ona talip ol hem dünyevi hem de uhrevi zenginliğe kavuş..
ALLAH onları sever onlar da ALLAH’ı sever kelamına uymuş Dünya ve ahiret
selametine kavuşursun.
VEL HAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN
Evvela Kalbini Temizle Sonra Namazını Dilediğin Yerde Kıl.
ALLAH’ın rahmeti onun ve cümle mümin kulların üzerine olsun.
Bir defasında Beyazidi bestamiye bir adam gelmişti. Bir ara bu kişi Beyazidi bestaminin yanında dururken, sağa sola bakmaya başladı.
Onun böyle sağa sola bakındığını gören Beyazidi bestami kendisine sordu.
Ne var hayırdır? Adam dedi ki, Namaz kılacak temiz bir yer arıyorum! Onun bu sözü üzerine, Bestami de kendisine şu sözleri söyledi.
Kalbini temizle de namazı dilediğin yerde kıl.
Riya, uçup ve nifak, şeytanın okları cümlesindendir ki, onları kalplere atar.
Şeytanın sendeki kibir ve gurura aldanma, Nefsin okları ile hezimete uğrama. Zira hiç şüphe yok ki, Netsin seni şeytanın okları ile oklar.
Şeytan sana ancak Nefs tariki ile tesir edebilir, birşeyler yapabilir.
Cin şeytanları ise sana ancak insan şeytanları vasıtası ile tesir edebilir.
İnsan şeytanları ise şeytana uyan kötü arkadaşlardır.
Bu düşmanlara karşı, İzzet ve celal sahibi ALLAH’a sığın. Ondan yardım iste. Zira hiç şüphe yok ki O sana yardım edecektir.
ALLAH’ım senden kazasız belasız senin yakınlığını isteriz. Kaza-i İlahin ve Kader-i İlahin takdirinde bize lütfeyle. Sen bizim lehimize olmak üzere, şerlilerin şerrinin ve facirlerin hilesinin hakkından gel.
Nasıl dilersen ve dilediğin gibi sen bizi koru. Senden hem din hem dünya hem Ahiret hakkında af ve afiyet dileriz. Senden salih amellerde muvaffakıyet ve yine hayırlı amellerde ihlas dileriz.
AMİN.
FETHURRABBANİ. Abdülkadir Geylani Hz. yirmi yedinci sohbet sahife 204..
Ey ALLAH’ım Bizi Şeytan Ve Ordusundan Ancak Sen Korursun Başkası Koruyamaz.
Ey ALLAH’ım bizi şeytan ve ordusundan ancak sen korursun başkası koruyamaz. Ey ALLAH’ım bizi şeytan ve ordusundan ancak sen korursun başkası koruyamaz. Ne olur bizi ve devletimizi koru.
EY ALLAH’IM !
Bizi kan et ve kemikten yaratan insan sureti veren sensin.
Bize taktığın vücud kalıbıyla görünür ve biliniriz.
Ey ALLAH’ım bizi şeytan ve ordusundan ancak sen
korursun başkası koruyamaz.
Şeytanın tuzağına düşmüş bu durumda olan kullarını sen kurtar yarabbi.
Onları kışkırtan ateşe gönderen insan şeytanlarından onları kurtar yarabbi.
Yarabbi bizler aciz mücrim kullarız bir nefeslik vaktimiz var o da sizin emrinizde
bir an kesseniz hükmümüz kalmaz.
Yarabbi, ne olur bize sermaye olarak verdiğiniz
nefesleri şeytanın emrettiği işlerde değil de, Sizin istek ve arzunuza göre harcamayı nasip edin inşaALLAH.
Ülkemizi karıştırmayı gaye edinen hakk hukuk tanımayan zatısın takdirine isyan
eden kulların senin kullarındır.
Ne olur onları şeytanın ve askerlerinin tuzağından kurtar dosdoğru olan islâm dinin kalesine al.
Al ki kardeşlerimiz çoğalsın.
ALLAH’ümme salli Al seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Al Ali Muhammed.
Kalpteniman Üzgün dede
Ey ALLAH’ını Arayan İnsan
Az ye kalbini pakla, fazla uykuyu mezara sakla. Az uyumak nimettir, Çok uyumak gaflettir, gaflet ise zarardır kalbimizi karartır.
Fazla uykuyu at seherde dağılır murad. Seher ne kadar kutludur, uyanık olanlar mutludur.
Seherde rahmet kapıları açılır, uyanıklara nimet saçılır.
Çok uyku eziyettir, Az uyku meziyettir.
Az ye az uyu çok konuşma, çok yakında Evliya olursan şaşma.
Az ört yorganları çok uyku tembel yapar organları.
Uyku ölüme eştir, Gafletle uyuyanın sonu ateştir.
Arifler sehere hasrettir, Onlara çok uyku musibettir. Sanma çok yemek kan olur,
Çok uyuyan unutkan olur.
Çok uyumak ayıptır kıymetli vakitten kayıptır.
Evliyalığa böyle meziyetler ile girilir, sonra nimetler verilir.
Hz. ALLAH(c.c) cümlemize yukarıda geçen tavsiyelere uyanlardan olmamızı ve her anımızı değerlendirmemizi nasip etsin.
Hz. ALLAH(c.c) ayeti kelimesinde buyuruyor ki, Celalim hakkı için biz gökleri yeri ve aralarında olanları Altı günde yarattık Bize bir yorgunluk ta dokunmadı.
O halde Ey resulüm, onların dediklerine sabret.
Güneşin doğuşundan önce de, Batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
Gecenin bir bölümünde ve secdelerin arasında da onu tesbih et.
Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. O gün bütün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu çıkış günüdür.
Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş te ancak bizedir.
O gün yer onların üzerinden süratle yarılır açılır Bize göre kolay bir iştir bu.
Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz.
Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin tehdidimden korkanlara kuran ile öğüt ver.
(Zariyat/ 38,39,40,41,42,43,44,45,)
SadakALLAH’ül Azim.
Vel hamdü lillahi Rabbil Âlemin.
ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina ve Nebiyyina Muhammedin ve Ala Ali Muhammed.
Kalpteniman.
Ey Ademoğulları Ben Size Şeytana İbadet Etmeyin O Sizin Apaçık Bir Düşmanınızdır Diye Emretmedim Mi ? ( Yasin-60 )
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde !
Ey Adem oğulları, Ben size şeytana ibadet etmeyin o sizin apaçık bir
düşmanınızdır diye emretmedim mi ? (Yasin--60 )
Evet ettin Rabbimiz, gönderdiğin her elçin şeytanın bizim düşmanımız olduğunu
bize haber verdiler inananlar inandı şeytanı düşman bildi, inanmayan onun sinsice
hazırladığı çeşitli tuzaklarına düştüler bilmeden ona ibadet yaptılar yapmaya
devam ediyorlar hem kendilerini hem kendilerini sevenleri üzüyorlar kahrediyorlar.
Şeytan onlara alkolü, esrarı, eroini, kumarı, ve zinayı süslü gösteriyor onları esir alarak
kendine bağlıyor kendine ibadet yaptırıyor.
Çünkü bir kişi hazreti ALLAH’ın emrini bırakıp, ALLAH’ın düşmanı olan şeytanın emrine girer
onun dediğini yaparsa şeytana ibadet yapıyor demektir.
Bu durumda yaşayan ve ahirete böyle giden bir kimse cehennemi hak ettiği zaman yukarıda
geçen hazreti ALLAH’ın ilâhi hitabını işitecektir.
Ey bilmeden şeytanın emrine girip ona ibadet yapanlar bir an evvel tevbe edin hazreti ALLAH’a
kulluk yapın hem dünyanızı güzel yaşayın hem de ahiretinizi kazanın.
Hazreti ALLAH’ın düşmanına uyanalar bu dünyada rezil bir hayat sürüyorlar görüyoruz.
Ahirette ise akıbetlerinin ateş olduğunu sahibimiz haber veriyor.
Ateş olan şeytanın peşine gidenin hedefi ateşten başkası olur mu?
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi zatına kulluk yapmayı dünya ve ahirette O'nun yüce sevgisini
kazanan kullardan olmamızı nasip etsin inşaALLAH Amin.
Kalpteniman
Dostları ilə paylaş: |