Kalpteniman esselamu Aleyküm


Hazreti ALLAH’ın Dostlarını Düşman Gösteren Alimler



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə18/49
tarix20.11.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#32302
növüYazı
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   49

Hazreti ALLAH’ın Dostlarını Düşman Gösteren Alimler.

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM..



 

Varlığının başlangıcı ve sonu olmayan zatında ve sıfatlarında eşi ve benzeri bulunmayan kainatın HALIKI alemlerin RABBİ dilek makamının en yücesi merhametlilerin en merhametlisi olan ALLAH’Ü zül celal vel kemal hazretlerine onun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez tükenmez şekilde hamdü senalar olsun .

 

ALLAH’Ü Teâlanın yüce resulü ve biricik habibi dünyada  en büyük rehberimiz en güzel numunemiz peygamber efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimize, onun diğer peygamber kardeşlerine hepsinin ali ashabı kiramına ihsan duygusu ile kıyamete kadar onlara tabi olup izinden gidenlere sonsuz hamdü senalar olsun.



 

ALLAH’ÜMME SALLİ ALA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALİHİ VE SAHBİHİ ECMAİN.

 

Ey, Yüceliğinin sonu olmayan, görünen ve görünmeyen nimetleri ile kullarını doyuran, eşi ve benzeri bulunmayan, Ehad, Samed, zahir ve batin olan ALLAH’IM nasihatlarıma zatı alinin mübarek ismi şerifin ile başlıyorum.



 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.


Ayeti kerimende buyuruyorsun ki,
VE,ESIRRU KAVLİKÜM EVİCHERU BİH İNNEHU ALİMUN BİZATİSSUDUR ELÂ YEĞLEMU MEN HALEKA VEHÜVELLÂTİFÜL HABİR el mülk 13,14.

 

Ey , sonsuz kudret sahibi olan ALLAH’IM ayeti kerimende buyurduğun gibi biz aciz kulların zatı alinizden hiç bir şeyi gizleyemeyiz çünkü siz kalplerin özünü biliyorsunuz bizleri ve bütün mevcudatı var eden sizsiniz yarattığınız kulların ne düşündüklerini ancak siz bilirsiniz.



 

Ey bizim yüce Rabbimiz bizim de niyetimizi


biliyorsunuz bize duyurduğunuz hakikatleri kitaba dökmek, evlatlarıma ve torunlarıma miras bırakmak istiyorum.
Ayeti kerimenizde buyuruyorsunuz ki, VETTEKULLAHE VEYEKÜMULLAH . Takva sahibi olursanız öğretmeniniz ALLAH olur.
Bizde sizden bize yardımcı olmanızı istirham ediyoruz . yazdıracağınızı ümit ettiğim bu hatırayı yüce katında makbul kabul eyle ki, ahiret hayatımda faydasını göreyim.

 

Kibir ve gururdan zatı aline sığınıyorum bizi şeytan ve nefsin şerrinden muhafaza et.


Aklım ruhum bedenim zatı alinin eserleri , kendime ait hiç bir şeye sahip değilim .
Bizlere ikram ettiğiniz bütün nimetlere sonsuz hamdü senalar olsun .
Vel hamdü lillahi rabbilalemin..
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VENEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMED .
 
Ey ebedi diri ve sonsuz kudret sahibi olan yüce ALLAH’IMIZ bizi kendi akıl ve irademize değil, zatı celilinizin irade ve idarenize bağlayın ve çözmeyin sizin yüce zatı şerifinizin kontrolünde bulundurun sevdiklerinizi bize sevdirin sevmediklerinizi ise sevdirmeyin ki, biz doğru yolunuzu rahatça bulabilelim.

 

Eğer bizi kendi nefsimize bırakırsanız siz beğeniyorsunuz zannederek sizin beğenmediğiniz bir yola gideriz de kaybedenlerden oluruz ve ahirette eli boş kalırız.



 

Ya ilahi, bizi o duruma düşmekten muhafaza edin bizi hıfzı himaye edin. Zatınıza sığınıyoruz.

 

Yüce rabbimiz gözlerimiz gaflet perdesi ile kapalı gerçekleri tam olarak göremez aklımız ise nefsimizin tesirinde kalmış yanılabilir onun için kendimize güvenmiyoruz size sığınıyoruz tek güvencemiz sizsiniz .



 

Ey yüce ALLAH’IMIZ bize öyle bir nur verin ki, o nur ile önümüz aydınlansın görmeyen gözümüz görsün duymayan kulağımız duysun aklımız ise en doğru olanı bilebilsin.


Sevdiklerinin hürmetine dualarımızı kabul edin amin..

 

Ey bu nasihatleri okuyan , kesinlikle inan ki insan doğru yolu ancak ALLAH’ın yardımı ile bulur eğer ALLAH’a sığınmaz kendine güvenirse şeytanın kurduğu bir tuzağa düşmekten kurtulamaz hem dünya hayatını hem ahiret hayatını perişan eder.



 

İnsan namuslu ve şerefli yaşamak istiyor ise nefsinin idaresini kontrolü altına alması lazım bu imkana ise ancak Hz. ALLAH’ın yardımı ile kavuşabilir.

 

NEFS NEDİR.


Nefsin tam ifade anlamı ile izahı , yabani hayvan demektir. En sevdiği şeyler ise, yeme içme ve cinsi münasebet ne din ne kitap, ne helal ne haram tanır fırsat bulsun en adi işleri yapar işte her insanın içinde bu hayvan var onunla gezip dolaşıyor.

 

Nasıl ki hayvanın ipi bağlı olmadığı zaman sahibini dinlemeyip başkasına ait ekili yerlere zarar verir , nefs hayvanı da, serbest bırakılırsa insanların namusuna parasına saldırır yasak olan her şeye sahip olmak ister .



 

Her hayvanın sürücüsü olduğu gibi nefsin sürücüsü de ruh olması gerekiyor bu görevi yapması gereken ruh sürücüsü , eğer zayıf ve kuvvetsiz ise azgın nefsi kontrolün alamaz ve şaşkın şekilde onun peşinde koşar durur.


Onun ALLAH ile rabıta kurup kuvvetlenmesi gerekiyor.
İbadet ve zikirler ile kuvvetlendirilmiş ruh ise nefsin günah işlemesine müsaade etmez onu günaha çekecek yerlere yaklaştırmaz kendisi ibadet ve zikri sevdiği için kendisi ile beraber nefsi de ibadetlere çeker .

 

Onun için insanın en önemli görevi ruhunu ibadet ve zikirler ile kuvvetlendirmesidir bunu başardığı takdirde manevi kuvvet sahibi olur ve günahlardan uzak durur.



 

Nefs hayvanının ipini kaçıran insan da onu dizginlemesi için ruhunu kuvvetlendirmesi lazım bunun çaresi ise , ruhu Hz. ALLAH tarafından kuvvetlenmiş mürşidi kamile müracaat etmesi ile mümkün olur .

 

Mürşidi ona tevbe etmesini ve yüce ALLAH’I zikretmesini tavsiye eder kendisi de müridin ruhunu yükseltmesi için her şeyin kumandası elinde olan yüceler yücesi olan ALLAH’A sığınır.



 

Müride ise,  helal lokma yemesini şüpheli hiçbir lokma ağzına koymamasını gözlerini haram görüntülerden, dilini yalandan sakınmasını emir buyurur.


Bu onun hasta olan ruhu için perhiz reçetesidir.

 

Bu perhize uymadığı takdirde hasta olan ruhunun iyi olması mümkün değildir .


Nasıl ki vücudumuz hasta olduğu zaman doktora gittiğimizde bize ilaçlarımızı verirken onları nasıl kullanacağımızı tavsiye ederken midemize zarar verecek gıdaları almamamız için perhiz veriyor.
Perhizi bozar isek ilaçları sırası ile almazsak iyileşemeyeceğimizi hatırlattığı gibi, manevi hastalık olan azgın nefsin şerrinden de manevi doktor olan mürşidin tavsiyesine uymak ile mümkün olur.

 

Burada görülen odur ki, bizleri yoktan var eden Hz. ALLAH (c.c) Zahiri hastalıklara yakalananlara zahiri doktor , batini hastalıklara yakalananlara batini doktorlar hazırlamış ve bu güzel insanlar vazifelerini severek yapıyorlar.


Onlara müracaat edenleri ALLAH’IN izniyle manevi şifalara kavuşturuyorlar.

 

Ne gariptir ki, insanlar zahiri doktorları normal görüyor da, manevi doktorlara hak ettikleri ilgiyi göstermiyorlar ve bu ilahi şifalardan mahrum kalıyorlar.



 

Hatta bazı zahiri alimler tarikatları inkar ediyorlar ve daha ileri gidip tarikatlara girenlerin şirke düştüklerini söylüyorlar ve bu nurlu yolun önünü kesmeye çalışıyorlar.

 

Ne hazin bir durumdur ki , bu zahir ilim alimleri geçmiş yıllarda da yaptıkları engellemeyi bugün de yapıyorlar ve tarikata giren insanların intisap ettikleri mürşitlerine rabıta yaptıkları için şirke düştüklerini söylüyorlar.



 

Yalnız dikkati gerektiren mesele var şöyle ki , intisap edilen mürşid kamil biri değilse, fena felaha yükselmemiş ise o kişinin vücudunda nefsi hakim olduğundan ona yapılan rabıta nefse yapılmış olur o zaman da şirk tehlikesi meydana gelir.

 

Fakat nefsin idaresini vücudundan kaldıran bedenini ruhunun hakimiyetine veren fenafillaha yükselen bir mübarek zatın nefsi vücudunu terk ettiği, içi dışı nur olduğundan, ona yapılan rabıta ruhuna yapıldığı için, şirk tehlikesi olmaz tam aksine hazreti ALLAH’TAN akseden nura yapıldığı için rabıta yapan kişi , yıllarca ibadetler yaparak kazanacağı nura bir anda kavuşmuş olur.



 

Üzüm üzüme baka baka kararır misali insan da nura bakarak nurlanır bu yolda olanlar ALLAH sevgisinin özüne kavuşmuşlar dünya saadetine ahiret selametine ermişlerdir.

 

Şirke gelince , onun çok çeşitleri vardır eskiden taştan yapılmış heykellere tapıyorlardı İbrahim (a.s) kıssalarında geçer , resulullah (s.a.v) efendimiz zamanında ise o zamanın müşrikleri taştan yaptıkları putlara tapıyorlar o putların onları ALLAH’A yaklaştırdıklarını söylüyorlardı.



 

Ve peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) o devirde müşrikleri bu kötü huylarından vaz geçirmek için büyük gayret gösterdi işte o mücadele sırasında çeşitli ayeti kerimeler geldi onlardan bir tanesi de zümer suresi şerifinin üçüncü ayeti kerimesidir . bu ayeti kerimede Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor ki,

 

Bismillahirrahmanirrahim.


İYİ BİLİN Kİ HALİS DİN ANCAK ALLAH’INDIR ONDAN BAŞKA KENDİLERİNE BİR TAKIM DOSTLAR MABUTLAR EDİNENLER ŞÖYLE DİYORLAR BİZ ONLARA PUTLARA İBADET ETMİYORUZ ANCAK ALLAH’A DAHA FAZLA YAKLAŞTIRSINLAR DİYE YAPIYORUZ MUHAKKAK ALLAH ONLARLA MÜMİNLER ARASINDA İHTİLAF EDİP DURDUKLARI DİN HUSUSUNDA HÜKMÜNÜ VERECEKTİR MUHAKKAK Kİ ALLAH YALANCI OLAN KAFİR OLAN KİMSEYİ DOĞRU YOLA ÇIKARMAZ zümer 3.

 

İşte zahiri alimlerin bu ve buna benzer ayeti kerimeleri delil göstererek ALLAH’IN veli kullarını puta benzetiyorlar bu alim geçinenler ayeti kerimedeki manayı ya anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar oysa ki ayeti kerimede ağaç ve taştan yapılmış putlar kastediliyor o zamanın müşrikleri geçmişte yaşayan sevdikleri alimlerinin putlarını yapmışlar onları kendilerine dost edinmişlerdi bazıları daha cahilce davranır hurmadan heykel yapar ona tapar acıkınca da onu yerlerdi. İşte Resulullah (s.a.v) Efendimiz bu cahil kavme Peygamber geldi onlara bir olan ALLAH’a inanmalarını Emir buyurdu. 


Böyle cahil bir kavim idiler işte ayeti kerimelerde, ağaçtan taştan yapılmış putları mabut ilah ve dost kabul eden onlara tapan müşrikler kastediliyordu.

 

Ve ne hazindir ki, bu zahiri alimler ayeti kerimede geçen hissi ruhsuz ağaç ve taştan yapılmış putları, özü sözü ALLAH olan gece ve gündüzünü bir olan ALLAH’A ibadet ile geçiren kendisine intisap eden müridine nefsin hilelerini öğreten ve bir olan ALLAH’I sevdiren imana kavuşmasını sağlayan ALLAH dostu bir görürken içlerinde rahatsızlık hissetmiyorlar mı.



 

ALLAH’IN yüce ismini duyunca kalbi ürperen gözleri yaşaran bir veli ile ağaç ve taştan yapılmış put bir tutulur mu?


Bu ne büyük vicdansızlık, bu mübarek insanları küçük düşürmek için mücadele verenler kendilerine çok kötü bir akıbet hazır ettiklerini bilmelidirler  ve bu hususta Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor ki,

 

SADIKLARLA BERABER OLUNUZ (Tevbe 119. )


İYİ BİLİN Kİ, ALLAH’IN VELİ KULLARI İÇİN HİÇ BİR KORKU YOKTUR ONLAR MAHZUN DA OLMAYACAKLARDIR yunus 62.
ONLAR İMAN EDİP TAKVAYA ERMİŞ OLANLARDIR yunus 63.
DÜNYA HAYATINDA DA AHİRETTE DE ONLAR İÇİN MÜJDELER VARDIR 64.
ALLAH’IN VERDİĞİ SÖZLERDE ASLA DEĞİŞME YOKTUR BU EN BÜYÜK SAADETİN TA KENDİSİDİR yunus 64.

 

Yukarıda geçen ayeti kerimeleri dikkat ile incelersek Hz. ALLAH veli kullarına sahip çıkıyor onlar ile beraber olun onlara hiç bir korku yoktur onlar mahzun olmayacaklar onlar kalpten iman etmiş ermiş olanlardır dünya hayatında ahiret hayatında da onlara müjdeler vardır ve onlara verdiğim sözde hiçbir değişme olmıyacaktır bu en büyük saadetin ta kendisidir buyuruyor.



 

Hz. ALLAH (c.c) Sevdiği veli kullarının hatırına bizleri bağışlasın af etsin kalp gözümüzü açsın hakikatleri göstersin kalp kulağımızı açsın hakikatleri duyursun bizi acısın da nefsimizi şeytana kaptırmaktan muhafaza etsin.

 

Nefsimiz zaten ibadetleri sevmez bu yoldan kurtulmak ve hürriyete kavuşmak istiyor böyle haberler onun işine gelir ve benimsediği, şeytanın da yapacağı vesvese ile ruhu tesiri altına aldığı zaman velilerin bu mübarek yolundan çıkar en büyük zarara uğrar her şeyi normal görmeye başlar ibadetlere verdiği önem azalır Hz. ALLAH’ın koyduğu yasaklarını da hafife almaya eski alışmış olduğu huylarına döner günah işlemeye başlar.



 

Diğer bir ayeti kerimede ise,


 
DE Kİ, DOĞRUSU ALLAH’I BIRAKIP TAPTIĞINIZ ŞEYLER SİZİN GİBİ KULLARDIR EĞER DOĞRU SÖZLÜ İSENİZ ONLARI ÇAĞIRIN DA SİZE CEVAP VERSİNLER ONLARIN YÜRÜYECEĞİ AYAKLARI MI VAR TUTACAK ELLERİ Mİ VAR GÖRECEKLERİ GÖZLERİ Mİ VAR İŞİTECEKLERİ KULAKLARI MI VAR.
DE Kİ,
ORTAK KOŞTUKLARINIZI ÇAĞIRIN SONRA BANA İSTEDİĞiNİZ TUZAĞI KURUN VE BANA GÖZ AÇTIRMAYIN ŞÜPHESİZ Kİ, BENİM DOSTUM KİTABI İNDİREN ALLAHTIR SALİHLERİN İŞİNİ O GÖRÜR SİZİN ONU BIRAKIP DA TAPTIKLARINIZ İSE SİZE YARDIM EDEMEDİKLERİ GİBİ KENDİLERİNE DE YARDIM EDEMEZLER araf 194. 195. 196. 197. buyuruyor.
HZ. ALLAH (c.c) cümlemizi Onun dosdoğru sıratı müstakim yolunda yaşatsın ve o şekilde yanına alsın İnşaALLAH.

 

VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN …….



 

ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED……

 

Kalpteniman.



 

Hazreti ALLAH’ta Samimi Olmak.

Estaizübillah; Asra yemin olsun ki!


İnsan gerçekten hüsran içindedir.
Ancak iman edip salih amel işleyenler,
Birbirlerine hakkı tavsiye edenler
birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesna. (Asr; 103 )

 


ALLAH’ım hamdımızı teksir, kalbimizi taltif etsin.
Akıbetimizi hayırlı etsin.
Hamd da Hakktan gelir.
Hazreti ALLAH ilham ederse,
O'nun ilhamı ile niyaz edersen,
O'nun ilhamı ve niyazı olduğu için,
duanı kabul eder.

 

Hakim istidanı yazar.


Mahkemeyi görecek kişi o,
Kendisi kendi mahkemesinde kendi istidasını kabul eder.

 

Onun için insan Hazreti ALLAH’ta samimi olmalı.


Öyle samimi olmalı ki,
Hazreti ALLAH’ı ve Resulullah aleyhisselamı
kendinden fazla sevmeli.
Kendinden fazla sevdiği zaman,
o sevgi ona her şeyi yaptırır.
Her şeyi yaptırır deyince,
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Hadisi şerifinde;

 

VALLAHi ALLAH sevdiği kulunu cehenneme atmaz. (Münavi)



 

Ne kadar mühim gizli bir şeye yemin ediyor.


Şu halde neye sevinmek lâzım?
Hakkta samimi oldun mu Hakk sevdi mi seni,
Bu kul benimdir der.
Onu hıfzı himayesine alır.
Bu hıfzı himaye nasıl olur?
Tavuk civcivini kaptırmamak için
köpeğe karşı geliyor.
Bu hareket ona Hz. ALLAH’ın bahşettiği
merhametinden ötürüdür.
Ona merhamet vermiş o da yavrusunu korumak için canını feda ediyor.
Ya merhametlilerin en merhametlisi olan Cenab-ı Hakk bir kulunu severse onu nasıl korur.
Cenab-ı Fahri Kâinat Efendimiz bir hadisi kudsi'de

 

Velilerimden birisine düşmanlık eden bir kimseye ben harp ilan ederim.


( Buhari Tecridi sarih 2042 )

 

Şu halde mühim olan sevgi ve bu sevgiyi temin etmek için vasıtalar var.


Bu vasıtalar iman, ihlas, sabır, hakka dayanmaktır.
Asr sure-i şerifi bunu hepsini içine toplar.

 

İmamı şafi Rahmetullahi aleyh şöyle buyurmuştur.


Şayet kuranda başka bir süre nazil olmasaydı,
bu pek kısa süre bile insanlara yeterdi.
Bu süre kuranın bütün ilimlerini içine almıştır.

 

Bu süreye baktığımız zaman Hz. ALLAH’a


nasıl yaklaşmamız nasıl güvenmemiz nasıl teslim olmamız
nasıl dayanmamız gerektiğini anlamış oluruz.

 

Sözler ve notlar; (Ömer ÖngütEfendi)



 

 

Hazreti ALLAH’ta Samimiyet Nasıl Olmalı?


Bir insan hazreti ALLAH’ı canı gibi sevmeli canı da O'nun zaten.


Canı, bedeni, içine aldığı nefesi malı mülkü her şeyi hazreti ALLAH’ın.
Böyle bir tek olan her şeyde hüküm sahibi olan hazreti ALLAH ile gönülden
Samimi olmayıp da başka varlıklarla daha samimi olmak ahmaklık değil de nedir.

 

Kardeş sen hazreti ALLAH’ı kalp gözünle gördüğün zaman Onunla samimi oldun demektir.


Bu duruma gelince O'nun emirlerini kendi arzularının önüne koyarsan O da sana samimi olur.
İşte o zaman sana gaybdan mana alemi açılır ve gönlünde kalpten iman filizleri yeşermeye başlar.
Nasıl olur bu yeşerme işi derseniz,

 

Evvelâ kalbinize nurların dolduğunu gözünüzle görürsünüz.


Sıkıntıya düştüğünüzde sıkıntınızın kalkacağını haber alır ferahlarsınız.
Her iptilâ geldiğinde hazreti ALLAH’ın yardımını yanınızda bulursunuz.
O çok merhametlidir kuluna çekemeyeceği yükü vermez.

 

Şunu çok iyi bilmek gerekir ki, hazreti ALLAH kullarından tevbe bekliyor


istiğfar bekliyor kendimizi günahsız sandığımız zaman bile dilimizden tevbeyi eksik etmemeliyiz.
Hazreti ALLAH ile samimiyet budur.
Hazreti ALLAH’ı bir bilen ona kalpten iman eden Onunla samimi olan her işte kendi istek ve arzusunu
Hazreti ALLAH’ın emirlerinin arkasına bırakır her işte hazreti ALLAH’ın emirlerini öne alır.

 

O, BİZ İNSANA ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ .  (Kaf-16) buyuruyor.


O ki bize bizden yakın bu ilâhi yakınlıktan neden istifade edemiyoruz ve nefsimize uyuyoruz.

 

Sen kimsin ki O'nun emirlerini ön plâna almıyorsun birde O'ndan yardım bekliyorsun.


Sen şeytanla samimiyeti bırak da hazreti ALLAH’la samimi olmaya bak.

 

Kalpteniman


Hazreti Allah’ın Bir Merhametli Kulu Yok Mu Ki Esedle Muhaliflerin Arasını Bulsun Savaş Sona Ersin .

 

Hazreti ALLAH (c.c) barışı emrederken komşu devlette kan dökülürken


çoluk çocuk yanıp tutuşurken biz ah vah diyerek vakit kaybediyoruz.

 

Müslümanları ateş yağmuruna tutan Putin'le barışıyoruz da kendi ülkesindeki


rejimini korumak isteyen Esedi barışa zorlamıyor onunla irtibat kurup muhaliflerle
arasını bulmuyoruz.

 

Putin’le barışılması devletimiz için hayırlı oldu bunda şüphe yok.


Fakat aynı Putin’in aracılığı ile Esetle muhaliflerin arasında barış sağlamamız mümkün
olmaz mı merak ediyoruz?

 

Başta çok değerli sayın Reisicumhurumuz bu hayırlı işe öncülük yapmıyor hazreti ALLAH’ın


rızasını kazanmıyor Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmelerini sağlamıyor.
Sayın Reisicumhurumuz Müslümanlıkta kin tutmak haramdır Esed ülkemize saldırmadı
ülkesine saldıranlarla savaş yapıyor bize düşen muhaliflerle Esedin arasını bulmak savaşı sona
erdirmektir ve bunun başka alternatifi yoktur.

 

Ve kesinlikle bilinmelidir ki orada akan her damla kandan Esed kadar orada barışı sağlamak


için mücadele etmeyen yetki sahibi yöneticilerdir.
Bu görev size düşüyor sayın Reisi cumhurum, sizin ağzınızdan ise katil Esed sözcüğünden başka
bir söz duymuyoruz.

 

Biz kimiz ki size akıl veriyoruz sizin danışmanlarınız var fakat  onlar da sizin ağzınızdan çıkan


söze bakıyor ve aynı sözü söylüyorlar katil Esed!
Biz hazreti ALLAH’ın verdiği mantık nimeti ile deriz ki siz Esed'e olan kininiz sebebi ile uzak durduğunuz müddetçe katil Esed dediğiniz kişi de katliamlarını sürdürecek müslüman müslümanı kırmaya devam edecektir Hazreti ALLAH (c.c) de hem dünyada hem ahirette barışı sağlamayanlardan bunun hesabını soracaktır.

 

Sayın Reisi cumhurumuz bir an evvel katil Esedin katliamlarını durdurması için muhaliflerle


Esedin arasını bulun vebalden kurtulun bu ülkemiz için de çok hayırlı olacak inşaALLAH
Selâm ve saygılarımızla

 


Kalpteniman

 

Hazreti ALLAH’ın Takdirine Razı Olan Huzura Erer.

 

Tedbirini almış işini hazreti ALLAH’a havale etmiştir bu durumda olan insan tehlikelerden emin olur.



 

İçi rahattır Bilir ki kâinatın idarecisi olan ALLAH (c.c) yeni bir iştedir.

 

Asla umutsuzluğa kapılmaz zira Bilir ki bir anda gelen bir darlık bir anda genişliğe dönüşür.



 

Her gün yeni bir işte, yeni bir yaratılışta, yeni bir tecelliyatta olan hazreti ALLAH (c.c) sabrın ve çalışmanın neticesinde

 

belâyı sıkıntıları kaldıracaktır.



 

Onun için iptilâya uğrayan bir insan imanlı ise sabretmeli tedbirini almalı yanlışlıkların düzeltmeli

 

tevbesini yapmalı hazreti ALLAH’ın onu selâmete çıkarmasını beklemelidir.



 

Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle hazırladığınızdır diye buyurduğuna göre yapılan işler gözden geçirilecek

 

hatalar bulununca aynı hatalara düşmemeye özen gösterilecektir.



 

Tedbir Almaz aynı hataları tekrar ederse sabretmez isyan ederse başına sıkıntıların gelmesi artar.

 

Çünkü hem hata yapıyor sonra da isyan ediyor isyan edeceğine hatalarından dön tevbe et ve hazreti ALLAH’a güven



 

göreceksin ki belirli bir Zaman sonra sıkıntılar kalkacak güzel günler gelecektir.

 

Çünkü hazreti ALLAH (c.c) sabredenlerle beraberdir.



 

Kalpteniman.


Hazreti. ALLAH (c.c) Kafirleri Neden Rızıklandırıyor.

 

HZ. ALLAH (c.c) Dünyaya çıkarıp yaşattığı kullarını ister kafir ister müslüman


ayırt etmeden Rahman sıfatı ile tecelli ederek Rızıklandırıyor.

 

Bu tecelliyatı anlamayan insanlar SünneTULLAHI bilmedikleri için, bu nasıl olur adam ALLAH’a isyan ediyor, inkar ediyor Fakat isyan etmiyenden daha


rahat bir hayat sürüyor diyor.

 

Kafirler ise müslümanlardan daha daha refah ve ferah içinde yaşıyorlar


diyorlar.
Halbuki işin aslı şudur ki,
Hz. ALLAH (c.c) Dünya sahnesine çıkardığı kullarına Rahman sıfatı ile tecelli
ediyor tembellik etmeyen çok çalışan ve yorulan kullarının hakkını, İnanıyor ve inanmıyor diye ayırt etmeden ancak çalışıp terleyen kullarına veriyor.
Mümin kulları çalışıp terledikleri takdirde nimetlerini arttırıyor.

 

Ahiret nimetlerini de, Rahim sıfatı ile tecelli ederek İnanan mümin kullarının azami gayretle çalışmalarına hakkettiklerini veriyor.



 

Yani her iki hayat için de çalışmayı şart koşmuş.


Tembellik yapan fakir kalır ve muhtaç duruma düşer.
Yalnız şu çok önemli ki, Dünya hayatı bitici, Ahiret ise ebedi orası için çok
çalışmak ve Ahiret zengini olmak en büyük kazanç çünkü bitmeyen bir
sermaye.
HZ. ALLAH (c.c) Cümle mümin kullarını Dünya ve Ahirette muhtaç duruma düşürmesin.

 

Kalpteniman



 

Hazreti. ALLAH’ın Veli Kullarını Şeytana Benzetenlere Cevaptır

 

BiSMiLLAHiRRAHMANiRRAHiM



 

Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde buyuruyor ki,

 

O hanginizin daha güzel kulluk yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratmıştır mülk 2.



 

Aklı basında olan bütün yaratılmış insanlar bu ilahi emir ile yaptıkları icraatlar ile sınavdan geçip dünya hayatını bitirince ölümsüz aleme geçiyorlar .

 

Orada ise her kişi yaptığı işlerin karşılığını görecek .Hz. ALLAH (c.c)'nün emrine uygun yaşayanlar cenneti , şeytanın emrine uyanlar ise cehennemi boylayacaklardır.


Dünyada yaptığı her hareketin , konuştuğu her sözün kaseti tutulduğu için orada hiç bir itiraz hakki bulamayacak hak ettiğinin karışlığını alacaktır. Dikkat edersek yarattığı kullarını imtihan ettiği için hiç bir kulun işine karışmıyor günah işlemek sevap işlemek serbest ..
Her canlı istediğini yapabiliyor kimisi haram helal gözetmeksizin çeşitli vurgunlar ile, şeytanı sevindiriyor ve ömrünü öyle bitiriyor kimisi ise ölümsüz alemde sahibi tarafından hesaba çekileceğine inanıp haramdan kaçınarak  helal ile rızıklanıyor. Hazreti ALLAH’IN sevgisini kazanıp dünyasını bitirerek ahiret alemine göçüyor. Onun için insan her söylediği söze ve atacağı her adıma dikkat etmelidir. Ki, dünya saadetini Ahiret selametini kazanabilsin.

 

Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde buyuruyor ki,



 

EY Adem oğulları, ben size şeytana tapmayın o sizin apaçık bir düşmanınızdır ve bana kulluk ediniz En doğru yol budur demedim mi . şeytan sizden pek çok milleti kandırıp aldattı hala akıl erdiremiyor musunuz .yasin 60,61,62,…

 

Kullarını günah ve sevap işlemede serbest bırakan Hz. ALLAH (c.c) sonsuz merhametinden dolayı şeytanın tuzağına düşmememiz için, biz kullarını uyarmakta vereceğimiz sınavımızda bizlere destek çıkmaktadır. hepimiz bilmeliyiz ki, şeytan görünmüyor fakat o bizi görüyor nefsimizin zayıf anında yapacağını yapıyor. onun bu tuzağına düşmeyelim. Ahirete göçmüş güzel insanlardan birisinin çok güzel duası var ,,



 

Ey ALLAH’IM, bize öyle bir düşman musallat ettin ki, o ve onun yardımcıları bizim gafletteki halimizi görüyor bizi günaha sokuyorlar ne olur onu huzurundan kovduğun gibi bizim yanımızdan da kov rahmetinden ümidini kestirdiğin gibi bizden de ümidini kestir bizi onun fitnesinden muhafaza et diyor.

 

HZ. ALLAH (c.c) cümlemizi şeytanın hile ve tuzaklarından muhafaza etsin, Dünya hayatının cazibesine kapılıp Ahireti unutanlardan eylemesin. Dünya ise, kendine yönelen insanları peşinden koşturmaya devam etmektedir.



 

Kuranı kerimde ise, Hz. ALLAH (c.c) bizlere Dünya’nın emanet olduğunu Ahiretin ise ebedi olduğunu haber vermiştir .

 

Bu ilahi mesajlara kulaklarını tıkayan insanlar, yeme içme zevk sefa ile nefsini kuvvetlendirmiş ruhunu aç bırakmış kendinde büyüklük görmüş şeytanin askeri olmuşlardır.



 

Kendini beğenen bir kişi alim de olsa şeytanın arkadaşıdır kendini beğenmek şeytandandır sözü ise meşhurdur .şeytanin işi insanları kibir ve gurura sokmak ve dünyaya bağlamak, Hz. ALLAH in zikrinden uzak tutmak günaha sokmaktır.

 

O yolda nefis terbiyesine girmiş mürşit ve mürit hepsine ordusu ile savaş açar onları karalamak için en önemli silahı ise, kendini beğenen zahiri alimleri Hz. ALLAH’ın veli kullarına musallat eder. Şeytan bu işi yaparken bir taş ile iki kuş vurmaktadır çünkü zahir alime sen artık alim oldun kuranı en güzel okuyansın en güzel anlayansın der kibir verir, zikir ehli ise bilgisiz cahil tabaka takılmışlar bir şeyhin peşine zikir yapıyoruz diyorlar şirke düşüyorlar sen onları karala diyerek günaha sokuyor zikre katılana da nefsini zevklerden kesiyor ömrünü boşa geçiriyorsun bırak bu işi diye vesvese vererek kendine asker yapmaya uğraşıyor ve bu mücadele devam edip gidiyor Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden muhafaza etsin .



 

Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimede buyuruyor ki,

 

RESULÜM GÖRDÜN MÜ O NEFSİNİ İLAH EDİNENİ .furkan 43.



 

 Bu mesajdaki mana, insan nefsinin sesine uyar da onun dediğini yaparsa nefsine tapıyor demektir .

 

işte şeytanin en önemli silahı arzu ve isteklerin kumandası olan nefstir insan da istek ve arzularını nefsine kaptırdığı zaman gurur ve kibir sahibi olur dolaysıyla şeytanın arkadaşı olur bilmeden onun her dediğini yapar görünüşte Müslümandır. fakat iman tadını tatmamıştır her şeyin doğrusunu bildiğini zanneder herkesi cahil kendisini alim bilir ve bu durumdaki nefsini ilah edinmiş şeytan alimler, ortalığı istila etmişler, Hz. ALLAH’ın sevgi ve muhabbetini arayan imanlı insanların zihinlerini bulandırmışlar tereddüde düşürmüşlerdir .



 

Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde ,

 

benim zikrim için namaz kıl… (Taha 14)



 

emretmiş olduğu gibi, Ey iman edenler

 

ALLAH’I çok çok zikredin (Ahzap 41.)



 

ayeti kerimesi ile de kendisinin zikredilmesini emretmiş namaz da ilahi emirdir zikrullah da ilahi bir emirdir. diğer bir ayeti kerimede

 

Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta iken otururken ve yanlarınız üzerinde yatarken de ALLAH’I zikredin .(Nisa 103)



 

bir ayeti kerimesinde ise,

 

Sabah akşam rabbinin ismini zikret. (İnsan 25)



 

diğer bir ayeti kerimede ise

 

zikrullah en büyük ibadettir buyuruyor. (Ankebut 45)



 

bu ilahi emirleri duyan ashabı kiram zikir meclisleri kurmuşlar , Hz. ALLAH’ın yüce ismini dillerine tespih etmişler özellikle Hz. Ebubekir efendimiz kapalı zikir ile Hz. ali keremellahü veçhe efendimiz ise, açık zikir ile kalplerini nurlandırmışlar . o zamanda başlayan nurlu yol günümüze kadar devam etmiştir .


şeytan ve ona tabi olanlar ne kadar engel olmaya kalksalar bu nurlu yol ALLAH’IN izni ile kıyamete kadar devam edecektir .
Şeytan ise boş durmayacak sahte şeyhlerle ,nefsine uymuş alimler ile bu mübarek yolu karartmaya çalışacak geçmişte başarılı olamadıkları gibi bundan sonra da olamıyacaklardır.
Bu yola girmiş bir olan ALLAH’A tevbe eden nefsinin kötü alışkanlıklarını bırakmak için Hz. ALLAH’ın yüce ismi şerifini devamlı anan insanları yolundan saptırmayı şeytandan ve ona tabi olanlardan başka kim yapabilir dünya boş değildir günümüzde de veli kullar vardır .

 

Peygamberlik kapısı kapandı fakat onun bıraktığı nurlu yolu devam ettiren vekilleri vazife başınadır .



 

Bu mübarek insanları dost edinenler bir olan ALLAH’A kalpten iman ederler çünkü dost edindiği kişi bir olan ALLAH’Ü ZÜLCELAL’E kalpten inanmış ondan yârdim isteyen talibe de tevbe dersi ile zikir dersi ile beş vakit namaza başlatarak haramlardan kaçmasını helal yemesini hatta şüpheli gıdalardan da sakındırarak terbiyesi altına alır .

 

Böyle bir manevi terbiyeci olan mübarek zat veya zatlardan şeytandan ve ona tabi olanlardan başka kim rahatsız olabilir. Kuranı kerimde Hz. İbrahim aleyhisselam zamanında putlara ve nemrutta tapanlara, Hz. Musa aleyhisselam devrinde putlara ve firavuna ve altından yaptıkları buzağıya tapanlara , peygamber (s.a.v) efendimiz zamanında taştan yaptıkları putlara ki, hepsinin isimleri vardı. Onlara tapanlara birde hahamlarını papazlarını ilah edinen Yahudilere inen ayeti kerimeleri delil gösterip Hz. ALLAH’ın veli kullarını puta benzetenler ağır bir vebal altına girmişlerdir derhal tevbe etmezler ise yakın veya geç muhakkak cezaya uğrayacaklardır.



 

Bu vahhabi zihniyetli sapıklar şeytanin askerleridir. Hz. ALLAH onlara hidayet versin . Ankebut sure şerifini kendi akıl mantık yorumu ile açıklayan en ağır şekilde hakaret eden velileri dişi örümceğe benzeten şeytana benzeten vicdansızları kainatın tek ve bir olan yüceler yücesi olan Hz. ALLAH’U zül celal hazretlerine havale ediyoruz. Muhterem kardeşlerim , simdi sizlere Medinede basılan kuranı kerim mealinden, konuyu iyi anlayabilmeniz için Ankebut sure şerifinin 39,40,41, ayeti kerimelerinin tam ifade ve manalarını naklediyorum.

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM . KARUN’U FİRAVUNU HAMANI DA HELAK ETTİK AND OLSUN Kİ, MUSA ONLARA APAÇIK DELİLLER GETİRMİŞTİ DE ONLAR YER YÜZÜNDE BÜYÜKLÜK TASLAMIŞLARDI HALBUKİ AZABIMIZI AŞIP GEÇEBİLECEK DEĞİLLERDİ Ankebut 39.



 

devam eden ayeti kerimede ise estaizübillah

 

,,NİTEKİM ONLARDAN HER BİRİNİ GÜNAHI SEBEBİ İLE CEZALANDIRDIK KİMİNİN ÜZERİNE TAŞLAR SAVURAN RÜZGARLAR GÖNDERDİK KİMİNİ KORKUNÇ BİR SES YAKALADI KİMİNİ YERİN DİBİNE GEÇİRDİK KİMİNİ DE SUDA BOĞDUK ALLAH ONLARA ZULMETMİYOR ASIL ONLAR KENDİLERİNE ZULMEDİYORLARDI (Ankebut 40)



 

manasını tamamen değiştirdikleri 41 inci ayeti kerime ise aynen böyle, estaizübillah,,

 

ALLAH’TAN BAŞKA DOSTLAR EDİNENLERİN DURUMU ÖRÜMCEĞİN DURUMU GİBİDİR ÖRÜMCEK BİR YUVA EDİNİR HALBUKİ YUVALARIN EN ÇÜRÜĞÜ ŞÜPHESİZ ÖRÜMCEK YUVASIDIR KEŞKE BİLSELERDİ Ankebut 41.



 

Bu ayeti kerimenin açık manası budur...

 

Hz. ibrahim (a.s) Hz. Musa (a.s) zamanında ağaç ve taşlardan yapılmış heykellere tapan müşrikler yaşadığı gibi , peygamber efendimizin zamanında ise putçuluk zirvede idi müşrikler kendi elleri ile yaptıkları putların karşısına geçer onlardan dilekte bulunurlardı kuranı kerimle gelen emir ve ikazlar hep bu şirke düşen insanlara idi işte bu gerçeği anlamamazlıktan gelen nefsine uymuş tarikat düşmanı alimler, Hz. ALLAH’ın yüce ismini her an dili ile kalbi ile zikreden onları ziyarete gelenlere bir olan ALLAH’I ve peygamberini sevdiren veli kulları puta ve şeytana benzetirken ruhlarında rahatsızlık duymuyorlar mı. yazdıkları iğrenç sözleri kınıyor onları Hz. ALLAH’A havale ediyoruz.



 

Ey, Hz. ALLAH’ın nurlu ismini diline tespih yapan kardeşim,


sakin zikrinden dönme. Bilki kurtuluş bu yoldadır. gözlerini şehvetini azdıracak görüntülere kapa, dilini boş sözlere karşı frenle, mideni haram ve şüpheli gıdalardan temiz tut.

 

Hz. ALLAH’I , Peygamberlerini , ve onların yolundan giden saadet yolcularını sev.


Fakat sonsuz yücelik sahibi olan Hz. ALLAH (c.c)'nin sevgisinin önüne hiç bir sevgi geçmesin.

 

VEL HAMDÜ LILLAHI RABBIL ALEMIN..ALLAH’ÜMME SALLi ALA SEYYiDiNA VE NEBiYYiNA MUHAMMEDiN VE ALA ALi SEYYiDiNA MUHAMMED.


Kalpteniman.

 


Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin