Ey Yüceliğinin Sonu Olmayan Ezeli Ve Ebedi ALLAH’ımız.
Kâinat ve bütün varlıklar ve biz insanlar yoktuk. Zerreden kürreye her şeyi kün emrin ile yarattın
Ve tebarekALLAH’ü Ahsenil Halikin. Hemde ne mükemmel ne kusursuz olarak yaratmışsın.
Sonsuz ilim sahibi olduğu kesin olan, yüceliğinin sonu olmayan bir kudreti İlahi tarafından yaratılmış olduğu gören göz duyan kulak tarafından bellidir. Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimize ve geçmiş bütün Peygamber Efendilerimize de sonsuz hamd ve salatı selamlar olsun.
Zatı alinize verdiğiniz nimetlerinden dolayı sonsuz şükürler olsun. İnandık iman ettik ki, kesinlikle kâinatın ve içindeki canlı cansız bütün varlıkların sahibi sensin.
Biz insanları da yarattın var gibi görünüyoruz, bir müddet yaşadıktan sonra evvelki dönenler gibi biz de sana döneceğiz.
İlahi yarabbi, fakat biz akıbetimizi bilmiyoruz. Akıbetimizi bilen sensin ne olur akıbetimizi hayırlı eyle.
Yazan kalem, silen silgi Zatı Alinizin emrinde. Ne olur Ya Rabbi eğer akıbetimiz cehenneme girmekse,
Cehennemi sil de biz kullarını cennetlik razı olduğun kullar listesine yaz.
Çünkü senin emrine kimse karşı çıkamaz.
Yarabbi ne olur bizleri razı olduğun işlerde çalıştır. Bizi dosdoğru olan sıratı müstakim yolunda sabit eyle.
Ey yüceliğinin sonu olmayan ezeli ve ebedi ALLAH’ımız, biz sana mahkûmuz sen ise bizi dünyaya çıkarmadan ölüme mahkûm ettin her geçen vakitler kalemi kırılmış idam mahkûmu gibi sonumuz gelmekte, Ahiret yolculuğuna çıkmak üzereyiz. Bizim bu sonuçtan kurtulma şansımız yok.
Öyle ise Ey Rabbimiz, bizleri yanına almadan evvel Zatı Alinin Razı olacağı hale gelmemizi nasip et.
Ve öylece yanına al.
Biz kullarını korkuttuğun cehennem azabından bizi dünyada da uzak tut, Ahirette de uzak tut.
Hatta son nefesimizi vereceğimiz zaman dahi bizi korkutmadan azap çektirmeden yanına al.
Ölümü bize kıyamet kopması gibi korkunç gösterme, hasta yatağında bizi inletme acı ve ıstırap çektirme, Çok güzel bir yolculuğa çıkan yolcuların yola çıkması gibi Ahiret yolculuğuna çıkar.
Hatta şöyle demeyi nasip eyle, meğerki ölüm ne kolaymış ne kadar rahatmış biz boşuna endişe
Etmişiz ve boşuna korkmuşuz.
Yarabbi Ruhumuzu gurbet ellerinde alma, kendi yurdumuzda kendi memleketimizde al.
Bizi zelzelede enkaz altında öldürme.
Bizi yangın ateşinde yakarak öldürme.
Bizi suda boğarak öldürme.
Bizi uçak kazasında öldürme.
Bizi kendi mekânımızda, Zatı Aline tevbe ederken, Zatı Alini zikrederken, Zatı Aline şükrederken acı çektirmeden en kolay şekilde ruhumuzu al,
Senin her şeye gücün yeter.
ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Ala Ali Muhammed.
Muhterem kardeşlerim.
Bu sığınmamı Hz. ALLAH’ımıza yaptım sizler de Amin deyin İnşaALLAH.
Kalpteniman.
Fazla Mesai Yapmak Lazım
İstanbul bostancıda emlak alım satım yapan ilahiyatçı bir tanıdığım vardı. Bostancıdaki dairemizin satışı için bir araya gelmiş bulunuyorduk.
Onunla sohbet ederken yazıhaneye sonradan bostancının emekli imamı olduğunu öğrendiğim bir kişi geldi. Konu döndü dolaştı maneviyata geldi.
Emekli imamın sözlerini aynen naklediyorum. Ah dostum emekli olduktan sonra manevi çöküntü içine girdim Beş vakit namazı dahi kılamaz oldum.
Meğer benim namaz kılmama cemaat sebep oluyormuş inanın ki beş vakti kılmak için yeniden imamlığa başlamak istiyorum demişti. Bende, İmanı ateşleyecek ibadet aşkına kavuşmaya vesile olacak bir mürşidi kâmilin eteğine yapışmak gereklidir deyince, nerde kardeşim bu zamanda eski zamanda yaşamış onlar deyince, ALLAH için zorluk söz konusu değil geçmiş zamanda yarattığı gibi bu zamanda da yaratmıştır. Demiştim de hiç oralı olmamıştı.
Günlerden cuma günüydü hazırlandık yakında olan bir camiye gittik.
Sünneti kıldık hutbeyi dinledik farz olan iki rekâtı da cemaat ile kıldık.
Sıra cumanın son sünneti 4 rekât, zuhru evvel zuhru ahir, 4 rekât ve iki rekât da vaktin sünneti niyeti ile kıldım ve yanımda farzı beraber kıldığımız ilahiyatçı iki arkadaşlar yoktu.
Tesbih ve duadan sonra bende camiden ayrıldım onlar arabada beni bekliyorlardı.
Ben arabaya girer girmez ilahiyatçı arkadaşım sordu; Yahu muhterem ne namazları kıldın sen? Bende cumanın son sünneti, zührü evvel zührü ahir ve vaktin sünneti namazları deyince, Yahu yok böyle namazlar bunlar sonradan çıkarılmış bid'atlar deyince, Bende Şimdi ben günaha mı girdim sevaba mı girdim dedim. Durdu kaldı.
Bakın dedim Ahirette biz hesaba çekileceğiz ve tutunacak çare arayacağız. Rabbimize kendimizi temize çıkarabilmek için ne çareler arayacağız. Keşke dünyada biraz daha ibadet yapsaydık ta burada sıkıntı yaşamasaydık diyeceğiz ve ona rahmetli büyük dayımın ölüm hadisesini anlatmıştım.
Şöyle ki, ALLAH rahmet eylesin büyük dayım çok ihlaslı biriydi. Onun kardeşi olan Ananem anlatıyor sabah olur abime gidiyorum bakıyorum uyuyor ve çok üzülüyordum.
Bir gün kendisine, abi sabah erken kalkmak çok iyidir sen ise güneşi üzerine doğduruyorsun bu ise uğursuzluktur deyince,
Ne yapalım be kardeşim bu abin de çok tembel demişti. Bir zaman sonra hastalandı durumu kötüye gidiyordu.
Nihayet ağırlaştı her an ruhunu teslim eder diye beklerken, Birden bire gözlerini açtı Beni kaldırın Şıhlar geldi dedi.
Biz ise etrafımızda öyle bir kimseler görmüyorduk. Beni kaldırın dedi kollarına girdik kaldırdık. Kıbleye çevirin dedi kıble yönüne çevirdik.
Ve üç kere,
ALLAH’Ü EKBER, ALLAH’Ü EKBER LA İLAHE İLLALLAH’Ü VALLAH’Ü EKBER ALLAH’Ü EKBER VE LİLLAHİL HAMD dedi ve beni yatırın dedi yatağına yatırdık.
Bir zaman sonra da kelime-i şahadet getirdi ve vefat etti.
Vefat etmeden evvel de benim cenazeme gelenlere Selam söyleyin haklarını helal etsinler demişti de bizde gelenlerden helallik almıştık demişti.
Sıra cenazesini yıkamaya gelince de yıkayacak hoca bakıyor ki iki dizi de siyah, soruyor yengemize, bu bir yerden mi düştü dizleri neden siyah. Yengemiz cevap veriyor, bu benim bildiğim bilesiye her gece yatsı namazından sonra uyumaz sabaha kadar hasır üstünde namaz kılıyordu.
Sabah Ezanı okunur okunmaz namazını kılardı ve istirahate çekilirdi bana tembih etmişti gece ibadet yaptığımı kimseye söyleme diye şimdi ise vefat ettiğine göre söyledim.
Ve defin işi tamamlanıyor aradan kısa bir zaman geçiyor dayımın annesi büyük ninemiz oğlunun kabir sualini verip vermediğini merak ediyor ve iki rekât istihare namazı kılıyor ve Hz. ALLAH’a sığınıyor.
Ya Rabbi bana oğlumun durumunu göster ve yatıyor uykuda oğlu karşısına çıkıyor.
Oğlum Halit yavrum ne oldu suallerini verebildin mi, diye soruyor.
O da çoğunu verdim yalnız bir şeyden sıkıntı çekiyorum filanca kişiden emanet bir kemer almıştım onu vermeyi unuttum o kemer ise evin filan yerinde onu oradan al ve git o kişiye ver ve helallik al deyince, bizim ninemiz uyanıyor ve gece vakti kemeri tarif edilen yerden alıp sahibine götürüyor ve gece geç vakit kapılarını çalıyor uyandırıyor adam uyku sersemi ne oldu birimi öldü gecenin bu vakti neden geldin deyince,
Al bu kemeri hakkını helal et şimdi Halit’i gördüm bu kemer yüzünden azap görüyor deyince, o kişi de aman Ya Rabbi bu kemer için Halit amca azap mı görüyor helal ettim helal ettiğim diyor ve bu kadar ince hesap soruluyor bizim halimiz ne olacak ALLAH’ım diyor.
Aradan çok az bir zaman sonra ninemiz yine istihare namazı kılıyor Ya Rabbi oğlum Halit’imin durumunu bana göster diyor ve yatıyor.
Bakıyor ki bir bahçe etrafı kapalı kapısında nöbetçiler var. Bahçeye yaklaşıyor bakıyor ki oğlu Halit dayımız içinde havuz her çeşit çiçeklerle donatılmış kuşların ötüştüğü bahçede geziniyor. Bahçe kapısına geliyor nöbetçilere diyor ki, şu içeride ki benim oğlumdur müsaade edin de ben de bahçeye gireyim.
Nöbetçiler de diyor ki, bu mümkün değil bu bahçe ona aittir ve bizim ninemiz mutlu şekilde uyanıyor.
Bu hadise yaşanmış bir hadisedir alıntı ve hayal mahsulü değildir.
Onun için Ahiret Âlemine göçmezden evvel ne kadar ibadet yaparsak o kadar sermayemiz olur demiş ve bu geçmişte yaşanan hadiseyi anlatmıştım.
Ve ilave olarak ona demiştim ki, dünya rızkı için o kadar fazla mesai yapıyoruz biraz da Ahiret için fazla mesai yapsak ne olur.
Hz. ALLAH(c.c) İbret alanlardan eylesin.
Kalpteniman.
Festaiz Billah ALLAH’a Sığın
Kâinatın tek sahibi, hüküm vermek yalnız kendisine mahsus olan yarattığı mahlûkatının kaderini yazan istediğini cennete istediğini cehenneme atmak salahiyetine sahip olan yüceler yücesi hazreti ALLAH (c.c) kullarını af etmek için davet ederken gaflet perdesini yırtamayan zavallı insanlar günah işlemeye devam ederek bu fırsatı kaçırarak ölüyorlar.
Kaderlerini cehennemlik olarak yazdırıyorlar gaflet perdesini yırtan hesaba çekileceğini bilenler ise hemen tevbe ederek ALLAH’A sığınıyorlar.
Kaderlerini cennetlik olarak yazdırıyorlar ne mutlu ALLAH’A sığınana ve kendini af ettirene.
ALLAH (c.c) cümle günaha dalanların uyanmasını tevbe ederek ahirete göçmelerini nasip etsin. Bu hususta ayeti kerimede buyuruyor ki,
BAŞINIZA GELEN HERHANGİ MUSİBET KENDİ ELLERİNİZ İLE YAPTIKLARINIZ YÜZÜNDENDİR ALLAH YİNE DE ÇOĞUNU AF EDER. Şura 30.
Diğer bir ayeti kerimesinde ise,
ŞÜPHESİZ Kİ, İNSAN İÇİN KENDİ EMEĞİNDEN BAŞKASI YOKTUR (Necm/39)
Akıllı bir kimseye tedbir alması için bu yüceden gelen mesajlar yeterli olmalıdır.
Hz. ALLAH (c.c) açık ve net bir ifade ile her kuluna hazırladığı nimetleri neyin karşılığında vereceğini haber vermektedir. İlahi şartlarıdır ki, gerek dünya nimetleri gerek ahiret için çalışmalarını mücadele etmelerini emretmektedir. Her iki dünya için yorulan emeğinin karşılığını muhakkak alacaktır. Dinimiz tembelliği başkasına yük olmayı hoş görmemektedir. Dünya nimetlerini kazanmak için çalışmayan dünyada muhtaç duruma düşeceği gibi ahireti kazanmak için çalışmayan da orada telafisi mümkün olmayan zarara uğrayacaktır. Çünkü dünya hayatının kaybını telafi etme fırsatı yaşam sürdüğü müddetçe kulun elindedir fakat ahiret hayatını kazanmadan giden bir insanın dünyaya geri dönmesi mümkün olmadığından zararı telafi etmesi mümkün değildir.
Orada kendi elleri ile hazırladıklarından başkasını bulamıyacaktır Hz. ALLAH (c.c) Cümlemizi böyle akıbetten muhafaza buyursun Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde buyuruyor ki, Estaizübillah,
FASTEİZ BİLLAH, ALLAH’A SIĞIN diğer bir ayetinde ise,
FEFİRRU İLALLAH, ALLAH’A KAÇINIZ zariyat.50.
Akıllı insanın yapacağı, dünya nimetlerini ve ölümsüz ahiret nimetlerini kazanmasına mani olan gaflet ve tembellikten Hz. ALLAH'A çokça sığınmalıdır ve şöyle dua etmelidir: "ALLAH'ım benim sığınağım Sensin. Güvendiğim sensin, ne olur dünyada muhtaç olmaktan, ahirette azabı kazandıracak şekilde gaflete düşmekten, nefsimin tembelliğinden sana sığınıyorum. Şüphesiz sen her şeyi gören ve duyansın. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde kendisine sığınan kullarını selamete çıkaracağını vaat etmektedir Estaizübillah,
ALLAH, RIZASINI ARAYAN KULLARINI KURTULUŞ YOLLARINA ERİŞTİRİR VE ONLARI İZNİ İLE KARANLIKLARDAN AYDINLIĞA ÇIKARIR VE DOSDOĞRU BİR YOLA İLETİR maide 16.
Resulullah (s.a.v) Efendimizin duasını sıkça yapmalıyız, nur Peygamber efendimiz peygamber olduğu halde, Hz. ALLAH’A şöyle sığınmaktadır
EY ALLAH’IM ACİZLİKTEN TEMBELLİKTEN KORKAKLIKTAN CİMRİLİKTEN DÜŞKÜNLÜK DERECESİNE VARAN İHTİYARLIKTAN VE KABİR AZABINDAN SANA SIĞINIRIM. ALLAH’IM NEFSİME TAKVASINI VER VE ONU PAK EYLE ONU PAK EDECEK YEGÂNE SEN VARSIN ONUN VELİSİ VE MEVLA’SI SENSİN. EY ALLAH’IM FAYDA VERMEYEN İLİMDEN HUŞU DUYMAYAN KALPTEN DOYMAYAN NEFİSTEN KABUL OLMAYAN DUADAN SANA SIĞINIRIM.
Biz de her zaman rabbimize sığıntı halinde olacağız ki koruma altına girmiş olalım Hz. ALLAH cümlemizi her türlü zararlardan muhafaza etsin âmin.
Velhamdü lillahi rabbil âlemin.
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ADEDE MA FİY İLMİLLAHİ SALATEN DAİMETEN BİDEVAMİ MÜLKİLLAH… 0
Fastaizbillâh, Allah’a Sığın, ( Mümin,56 )
Hazreti ALLAH (c.c), ayeti kerimesinde !
Fastaizbillâh emri ilahisiyle O'na sığınmamızı emrediyor,
Biz inanan müminler de ramazanı şerifin bereketiyle tuttuğumuz
oruçlarımız kıldığımız teravihlerimizle yaptığımız dua ve niyazlarımızla
O'na sığınıyor O'nun yüce merhametini talep ediyoruz.
O ki sonsuz merhamet sahibidir dua ve ilticalarımızı kabul buyurur da O'ndan
niyaz ettiğimiz arzularımıza icabet eder inşaALLAH.
Konu açılmışken hatırlatmak isteriz ki, ramazanı şerifin son on gününe girdik
bu on günün içinde kadir gecesi bulunuyor çok dikkatli olmalıyız her gece kadir gecesiymiş
gibi gece ibadetlerimizi arttırmalıyız bilhassa tesbih namazlarımızı kılmalıyız.
Hazreti ALLAH (c.c) yaptığımız yapacağımız bütün ibadetlerimizi kabul buyursun inşaALLAH.
Amin. Selamı Aleyküm.
Kalpteniman
Felâket Tellâlları Ve Abdülkadir Selvi.
Ne güzel adınız var Abdülkadir bey!
Abdülkadir Geylani hazretlerinin mübarek adını takmış size büyükleriniz.
Bu isme lâyık olun kardeşimiz.
Büyük badire atlatan devletimiz ve halkımız hazreti ALLAH’ın lütfuyla halkımızın
dik duruşuyla fetonun plânladığı darbe girişimini kökünü kazıyarak sildi yok etti .
Bu başarısızlığı hazmedemeyen dış ve iç düşmanlar ikinci bir darbe senaryosu
üreterek felaket tellâllığı yaparak halkımızın huzurunu bozmaktadırlar.
Maalesef bu felâket tellallığına siz de katıldınız.
Senaryonuz var fakat oyuncularınız hayal aleminde kaldı hazreti ALLAH o fikirdeki
zihniyeti toprağa gömdü ve dirilmesi mümkün değil.
Bu senaryoları uyduranlar, yatırımcıları korkutmak tereddüde düşürmek devletin
bu darbeye rağmen iyi giden ekonomisini bozmak gayretinden başka bir şey değildir.
AKP'yi çekemeyen kıskanan iki yüzlü muhalefet cumhuriyet mitingleri düzenleyecekmiş
yapın bakalım daha evvel de yapmıştınız.
Bu saatten sonra halkımız uyandı cumhuriyetin hepimizin olduğunu biliyor sakallısı sakalsızı
eline al yıldızlı bayrağı aldı darbeyi durdurdu.
Gerekirse al yıldızlı bayrakları ile milli beraberlik için cumhuriyet mitinkilerinde yerlerini alırlar.
Yeter artık iktidarıyla muhalefeti ile bir olalım koltuk sevdasını bir yana bırakalım devletimizin
devleşmesi için mücadele edelim kardeş olalım dış devletleri sevindirmeyelim yazıktır.
Biz hazreti ALLAH’a kalpten iman edenlerdeniz devlet idarecilerimiz imanlı kişilerdir dillerinde
hazreti ALLAH kalplerinde iman var bu devam ettikçe hazreti ALLAH (c.c) bizimledir devletimizi
bölücülerden korumaya devam edecektir inşaALLAH.
Kalpteniman.
Feto Deyin Gülen Deyin, Fakat Fethullah Diyerek Hazreti ALLAH’ın Mübarek Adına Saygısızlık Etmeyin .
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
ONLARA MÜHLET VERİRİM ÇÜNKÜ BENİM TUZAĞIM
ÇETİNDİR.(Araf 183)
Bu Ayeti kerime kıyamete kadar geçerlidir fertler için de, topluluklar
için de geçerlidir.
Hazreti ALLAH (c.c) yarattığı bütün kullarına yaşam süreçlerini bahşetmiş
her kulunu her topluluğu sınava çekmekte verdiği mühlet bitince kalemlerini
kırmış kırmaktadır.
Gülen örgütü de kendilerine verilen mühleti tamamlamış hazreti ALLAH’ın kurduğu
tuzağa düşmüştür.
Kendisine verilen mühleti nefsine uyarak Hristiyanlara uyarak onların oyuncağı
olarak geçirdi ki bu tuzağa düştü gazaba uğradı.
Onun peşinde giden temiz niyetli insanlara yazık oldu hem bu dünyaları hem ahiretleri
helâk oldu kanaatindeyiz ancak özünü hazreti ALLAH bilir.
Bir de şu var ki Fethullah isminden Hazreti ALLAH’IN mübarek ismi celilini ayırmak,
gülen veya feto diye söylense doğru olur, çünkü halk fetoya hakaret ederken hazreti
ALLAH’ın adı da zikrediyor bilmeden günaha girilmesin.
Kalpteniman
Fitnelerden uzak durmak lazımdır
HADİSİ ŞERİF
Birtakım fitneler olacaktır
O fitnelerde oturan ayakta durandan,
Ayakta duran yüriyenden,
Yüriyen koşandan,
Daha hayırlıdır,
Kim o fitnelerin başında dikilirse,
Fitneler onu yakar,
Her kim o fitne zamanında sığınacak bir yer bulursa,
Hemen oraya sığınsın. ( Müslim 2886)
Kalpteniman Üzgün dede
Fitneden Eser Kalmayıncaya Kadar Onlarla Savaşın.
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde,
FİTNEDEN ESER KALMAYIP DİN TAMAMEN ALLAH’IN
OLUNCAYA KADAR ONLARLA SAVAŞIN, EĞER VAZ GEÇERLERSE
ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH ONLARIN YAPTIKLARINI GÖRENDİR.
YOK VAZGEÇMEZLERSE DE YÜZ ÇEVİRİRLERSE ARTIK BİLİN Kİ
ALLAH SİZİN SAHİBİNİZDİR O NE GÜZEL MEVLÂ NE GÜZEL VEKİLDİR.
(Enfal;39-40)
Hazreti ALLAH (c.c) bu ayeti kerimeyi her ne kadar Resulullah (s.a.v) Efendimize
karşı halkı kışkırtan fitne çıkaran müşriklere indirdi ise de, bu güne de geçerlidir.
Kim hangi gözlükle bakarsa baksın biz o günkü müşriklerle 15 temmuz akşamı
devletimize darbe yapan nam makam peşinde koşan hocalarını ilâhlaştıran bu günün
müşriklerini aynı kategoride görüyoruz.
Sebebi ise, Ey darbeyi destekleyen fetoya bağlı yöneticiler. asker üniforması içinde
gizlenenler ve okullarında okuyan talebeler ve onların velileri.!
Hazreti ALLAH (c.c) hepimize akıl vermiş ve bu nimetini bir çok Ayeti kerimelerinde
kullanmamızı emrediyor.
Siz ise kendi aklınızı kullanmıyor hocanızın aklı ile hareket
ediyor hem dünyanızı hem ahiretinizi tehlikeye atıyorsunuz.
Bir düşünün inandığınız lideriniz hakiki islâm lideri olsaydı faize bulaşır mıydı,?
Hristiyanlarla dostluk kurar mıydı,?
Size bölücü kan dökücü partiye sırf makam mevki için oy attırır mıydı?
Sizden topladığı himmet paraları ile bankalar açar mıydı.?
Her geçen gün su yüzüne çıkan ihanetleri yapar mıydı elinizi vicdanınıza koyun ve derinden
düşünün ve vakit geçirmeden yanlıştan dönün hazreti ALLAH’a tevbe devletimize biat edin kurtulun.
Size soruyoruz bu iktidara neden düşmanlık yaptınız.?
Devletimizde islamiyet yaşanmıyor mu?
Enflasyon batağına mı düştük?
İthalat ihracat çalışmıyor ekonomi batıyor mu?
Halka dini inkâr ettirecek okullar mı açılıyor.?
İmam hatip ve ilahiyat fakülteleri kapatılıyor mu?
Yeni camiler açılmıyor eski camiler kapatılıyor mu ?
Bu yazdıklarımızı başınızı iki elinizin arasına alarak düşünün ve dilinde kuran ve hadis, kalbinde
iman olan canımız kardeşimiz devlet büyüğümüz sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında olan
devlete teslim olun. bölücülükten kurtulun. Selamı Aleyküm
Kalpteniman.
Gaflet Uykusunda Olanlar
Yaşayan insanların çoğunluğu, ömürlerini gaflet uykusu içinde geçiriyorlar.
Çünkü bırakacağı mal için çalışıyorlar.
Bir evden diğer eve taşınan kişi bütün eşyasını götürür ve geride hiç bir eşya bırakmaz.
Çünkü taşınacağı yeni evinde lazım olacak.
Dünya evini bırakacağı ahiret evine taşınacağı kesinlikle belli olan insan, neden mal üstüne mal yığma sevdasında, neden bırakacağı mal için kendini yoruyor yıpratıyor.
İhtiyacından fazla mal biriktirmek, gaflet uykusu değil midir, hele o işleri yaparken, haram helal gözetmeyen insanların haklarını yiyen, yetimin mallarına el uzatan uykuculara ne demeli, kendilerini göz göre göre, ateşe atıyorlar hâlbuki kendisi de biliyor ki, o biriktirdiği malların hepsini dünyada bırakarak ahirete gidecektir.
Yeni evinin ihtiyaçlarını da biraz olsun düşünmeli değil midir, dünyanın ahirette lazım olan ihtiyaçları kazanmak için bir pazar yeri olduğunu düşünse gafletten kurtulsa daha iyi olmaz mıydı maalesef bu gelenek bozulmuyor eskiden de böyleymiş şimdi yine aynı uykuya devam eden insanlar çoğunlukta.
Üstün olma yarışına katılan ve ölümü unutan bu insanların hele bazıları var ki, kendi benliğini kanıtlamak mevki kapmak hırsı ile çeşitli entrikalar çevirerek insanları karalayarak onların malına canına saldırıyor
Zannediyor ki, ona verilen sağlık ve maddi olanaklar devam edecek hele kendisi mevki sahibi ise kibir ve gururunun verdiği güç ile nice insanların canını yakıyor. Bir zaman sonra kendisine verilen süre dolunca aklı başına geliyor. Çünkü ona verilen makam mevki gençlik gelip geçmiştir. Haklı haksız kazandığı dünyalıklar ondan gençliğini alıp götürmüştür. Gaflete dalıp hazırlık yapmadığını anladığında ise artık çok geçtir. Ölüm meleği ise hiç beklemediği anda onu alıp götürmüştür. Ve bu gelenek ise, hiç bozulmuyor.
Hayat aynı düzende devam ediyor geçmişte nice krallıklar padişahlıklar saltanatlarını devam ettirme uğruna, En yakınlarının canlarına kıymışlar onları toprağa gömmüşler fakat bir süre sonra kendileri de aynı akıbetten kurtulamamışlardır. Şimdiki zamanda da aynı çark dönmeye devam ediyor.
Nefsinin ateşine tutulan insanlar kendi istek ve arzusuna kavuşma uğruna nice yalan iftira kampanyaları ile insanları karalıyor. Ve ne hazindir ki, yaptığı bu işler ile kendi sonunu hazırladığının farkına varamıyor hele bazı siyasiler de var ki, iktidar olma uğruna vatan elden gidiyor yaygarası ile iftira kampanyalarına destek oluyor.
İşte gaflette olan insanların halleri, kimisi ona tanınan ömür sermayesini insanların mallarına canlarına saldırarak, kimisi ise iktidar olma hırsı ile vatanını tehlikeye atmaktan çekinmiyor gerektiğinde menfaati icabı din düşmanları ile iş birliği yapabiliyor ve bu işleri vatanı kurtarmak için yaptığını söylüyor. Yazık çok yazık! İnsanlar kime güveneceğini bilemiyor her tarafı madde ve mevki hastalığı sarmış. Ey insan unutma ki, sana verilen ömür ve sağlıkla denenmedesin gafletten uyan, Hz. ALLAH (c.c) ayetinde buyuruyor ,
Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol
Sende şu geçici dünyanın menfaati için yalan söyleme iftira atma kimsenin canına malına kastetme bil ki bir gün gelir. Şeninde malına canına saldırırlar ve kesinlikle bil ki, yaptığın her işle gelecek kaderini hazırlıyorsun.
Kötü iş ve icraattan vaz geçip tevbe etmediğin de ise, kötü kaderini yaşamaktan kurtulamaz, dünya ve ahiret azabını görürsün. Bundan evvel de böyle yaşayanlar daha ahirete gitmeden dünyada rezil olmuşlar ahirette ise ağır cezayı hak etmişlerdir. İnsanları en güzel bir biçimde yaratan Yüceler Yücesi olan Hz. ALLAH (c.c) kullarının her halinde serbest bırakmış her kulunun yaptığı işi söylediği sözü şifreliyor onu gün gelince kulunun önüne çıkaracak sen kendini başıboş kontrolsüz sanma, ayeti kerimede
O, BİR SÖZ ATMAYA DURSUN ONUN HER KELİMESİNİ YAZAN MELEKLERİMİZ VARDIR BUYURUYOR.
Hz. ALLAH cümlemizi gaflete düşen kullarından eylemesin.
Hz. ALLAH (c.c) diğer bir ayeti kerimesinde buyuruyor ki,
ÖĞÜT VER HATIRLAT ÇÜNKÜ SEN ANCAK ÖĞÜT VERİCİSİN ONLARIN ÜZERİNDE ZORLAYICI DEĞİLSİN ANCAK KİM YÜZ ÇEVİRİR İNKÂR EDERSE ALLAH ONU EN BÜYÜK AZAP İLE CEZALANDIRIR DOĞRUSU ONLARIN DÖNÜŞÜ BİZEDİR SONRA ONLARIN HESABINI GÖRMEK DE BİZE AİTTİR. caşiye 21.22.24.26.
Hz. ALLAH (c.c) bizlere peygamber (s.a.v) Efendimizi haberci olarak gönderdi bizden yapmamızı arzu ettiği işleri de bildirdi ve bizi kendi irademize bıraktı onun yüce emirlerini yapanlar kazanacak yapmıyanlar cehennemi boyluyacaklar.
Hz. ALLAH cümlemize onun mukaddes olan emir ve yasaklarına uymamızı rızasını kazanmamızı nasip etsin âmin.
Vel hamdü lillahi rabbil âlemin.
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedîn ve ala ali Muhammed.
Kalpteniman Üzgün dede
Gayemiz Allah Olursa Her İşimiz Hayırlı Olur.
Gayemiz ALLAH rızası olursa her işimiz hayırlı olur.
Mühim olan hazreti ALLAH’ın rızasıdır O razı olduğu zaman insan
yaptığı işten huzur duyar.
Hazreti ALLAH (c.c) bizlere çalışmayı emrediyor ve buyuruyor ki,
ŞÜPHESİZ İNSAN İÇİN KENDİ ÇALIŞMASINDAN BAŞKASI YOKTUR.
( Necm,39 )
Öyle çalışma yapacağız ki, dünya rızkı olsun ahiret nimetleri için olsun hep
O'nun rızasını gözeteceğiz hazreti ALLAH (c.c) bu çalışmaların karşılığını ikram edecektir
yeter ki biz O'nun emirlerinden çıkmayalım sabırlı olalım.
Musa Aleyhisselâmın kavmi gibi gökten bıldırcın eti beklemeyelim.
Derviş kılığına girmiş öyle kişilere rastlıyoruz ki çalışmadan yaşamak istiyorlar
ALLAH bizi doyurur diyorlar Tabiki doyurur fakat ALLAH çalışmayı emrediyor.
Asrı saadette resulullah (s.a.v) Efendimize ashabı kiramdan bir gurup insan geliyor
ve diyorlar k,
Ya Resulullah, bulunduğumuz muhite bir zat geldi çok ihlaslı gündüzlerini
oruçla, gecelerini de ibadetle geçiriyor.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz geçimini kısmın sağladığını sorunca biz diyorlar.
Resulullah Efendimiz de siz ondan daha değerlisiniz buyuruyor.
Hadisi şeriften anlaşılıyor ki dinimize hazırcılık yakışmıyor.
Tabidir ki çalışmaya takati olmayan zayıf kişiler bu konunun dışındadır.
Onlara yardım etmek farzdır bizim kastettiğimiz çalışabilen güçlü kişilerdir.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi hazreti ALLAH’ın rızasını gözetenlerden olmamızı
nasip etsin inşaALLAH.
Kalpteniman.
Dostları ilə paylaş: |