Kalpteniman esselamu Aleyküm


Bal Arısı, Eşek Arısı Bal Arıları Topluluğu



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə4/49
tarix20.11.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#32302
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   49

Bal Arısı, Eşek Arısı
Bal Arıları Topluluğu

 

Hz ALLAH (c.c) hayvanatı yaratırken numune olarak arıları yaratmış


Bu kuranda da geçer.
Ayeti kerimede:
KARINLARINDAN İNSANLARA ŞİFA OLAN ÇEŞİTLİ RENKLERDE
BAL ÇIKAR.
İYİ DÜŞÜNEN BİR MİLLET İÇİN BUNDA İBRET VARDIR. (Nahl 69).

 

Hz. ALLAH’a sonsuz şükürler olsun bizlere böyle nimetleri bağışladığı için.


Bal arıları Hz. ALLAH’ın emirlerine uyarak çok çalışırlar kovanlarını
bal doldururlar.
Bir de eşek arıları topluluğu var.
Bunlar da çalışır fakat bal yapamaz çünkü o kabiliyette
yaratılmamışlar.
Kendi zayıf bilgileri yüzünden petek yapar fakat peteğe pisliğini yapar
sıksan bir damla bal akmaz çok yaklaşanı da zehirli iğnesi ile sokar
canını yakar fakat görünüşte arı kılıklıdır dışarıdan görenler arıya benzetirler.

 

Dünya kurulalı beri yaratılmış insanların da bal arısına ve eşek arısına


benzeyenleri yaşamış ve yaşamaktadır.

 

Bal arısı gibi çalışan, gelenlerin gönüllerine Hz. ALLAH’ın nurunu,


zikir kovanına aldığı nasiplilere beş vakit namazı az görürler onları nafile ibadetlere
ve zikrullaha alıştırarak çok çalıştırırlar
iman balı ile gönül peteğini doldururlar.
Etrafa Hz. ALLAH’ın sevgi ve muhabbetini yayarlar.

 

Eşek arısı kılıklı müslümanlara gelince,


Hele bu ahir zamanda ortalığı eşek arısı suretinde müslüman geçinenler
insanlar sardı.
Bunlar kendilerinin bağlı olduğu beylerinin talimatı ile, Zikrullah dahil yapılan
nafile ibadetlerin hepsini bitap görürler ve yapmazlar.
Onların dilleri eşek arısının iğnesi gibidir merhameti yoktur anında sokar.
Beyleri tarafından kendilerine ne emredilmişse o çizgiden dışarı çıkmazlar.
Fazla ibadet zikir nefslerine ağır geldiği için bu işi yapan topluluklara
düşmandırlar onları müşrik görürler.

 

Bunların manevi kovanları bomboştur.


Bol bol Ayet ve hadis okurlar tatbikata gelince bitap ile işimiz olmaz derler.

 

Bunlar tarikatlıları acırlar dünyaya yemeğe içmeye geldin nefs terbiyesi de


neymiş derler.

 

Vücudu nefs hakimiyeti altında olandan başka bir söz beklenebilir mi?


Ancak bunlar da bir olan ALLAH’ı ve peygamberini tasdik ettikleri
için balsız da olsalar yine de müslümandırlar.
Fakat eşek arısı suretinde....

 

--------------------


Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.
(Nazirat Süresi 40-41)

 

Kalpteniman.


Başkasını hoş kendimizi boş görelim.

 

Herkesi hoş kendimizi boş görmek nefsimizin işine gelmiyor değil mi?



 

Kendi kusur ve hatalarımızla meşgul olmaya , başkalarının ayıplarını örtmeye


çalışmalıyız.
Böylece nefsimizi haksız çıkarmış oluruz.
Çünkü en büyük haksızlığı yapan nefsimizdir.
Hesaba çıktığımız zaman falanca şu günahı niçin işledi diye sormayacaklar.
Sen bu günahla niçin geldin diye soracaklar.

 

Hiç kimseye gülünmez, hiç kimse ayıplanmaz.


Kimi ki ayıplarsak bir de dönüp baktığımızda bütün ayıpların kendimizde olduğunu ibretle görürüz.

 

Kimisi bir yerden. kimisi başka yerden kaymış fakat bizim kaydığımız nokta belki onlardan büyüktür.


Onun için hiç kimseyi ayıplamaya gelmez açıkmış saçıkmış sarhoşmuş hayır, hayır.
Herkes icraatını yapacak ve kendi ameli ile kabrine gömülecek.
Biz nefsimizle mücadele etmeye devam edeceğiz böyle şeylerle meşgul olmayacağız.
Bizim ayıbımız bize yeter başkasının ayıbını görmeye bile vaktimiz olmamalı.
Onun ayıbı onun olsun gıybet yapıp bir ayıp da biz işlemeyelim günaha girmeyelim.

 

Biz herkesi hoş kendimizi boş görelim.


Omuzumuza bir heybe asalım iki (ağızlı torba) iyiliklerimizi arka gözüne, kötülüklerimizi de ön gözüne koyalım.
Böylece yaptığımız günahları gördüğümüz zaman başkalarını ayıplayamayız.
Her zaman başkalarının faziletleriyle meşgul olalım.
Kendi günahlarımızı göz önünde bulundurmakla da ömrümüz boyunca tevbe
ve istiğfarı elden bırakmamış hiç kimseyi de hor ve hakir görmemiş oluruz.
HZ. ALLAH (c.c) cümlemizi kibirli kullardan eylemesin. Amin.

Sözler ve notlardan,


Hatemi veli Hz.
Ömer ÖngütEfendi.

 

Ben Abdülmuttalipin Oğlu Abdullah’ın Oğlu Muhammedim.

 

ALLAH’u Teâla insanları yarattı ve beni onların en hayırlıları arasında kıldı.



 

Sonra onları iki fırkaya ayırdı ve beni en hayırlısında bulundurdu.


Bu en hayırlı fırkayı kabilelere ayırdı ve beni içlerinde en hayırlısında bulundurdu.
Bu kabileyi de ev ev ayırdı ve beni aile olarak en hayırlı aileden dünyaya getirdi.
En hayırlı ailedenim ve şahıs olarak da insanların en hayırlısıyım.(Tirmizi)

 

Dikkat ediniz! Ben ALLAH’ın habibiyim, bunu övünmek için söylemiyorum.


Kıyamet gününde Liva-i Hamd benim elimde olacaktır bunu övünmek için söylemiyorum.

 

O gün ilk şefaat eden şefaati ilk kabul edilen ben olacağım bunu övünmek için söylemiyorum.


Cennet kapılarının halkalarını ilk defa çalan ben olacağım.

 

ALLAH’u Teâla bana cenneti açacak ve beraberimde müminlerin fakirleri olduğu halde beni cennete sokacaktır. Övünmek için söylemiyorum.



 

Geçmişlerin ve geleceklerin en değerlisiyim bunu övünmek için söylemiyorum. (Tirmizi)

 

Toprağı yarılarak kabirden ilk kalkan ben olacağım.


Üzerime cennet elbiselerinden bir elbise giydirilecek ve sonra arşın sağında duracağım.
İnsanlardan o makamda duran benden başka kimse bulunmayacaktır. (Tirmizi)

 

ALLAH’ümme salli âlâ seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve âlâ ali Muhammed.



 

Kalpteniman

 

Ben inanmam diyor cehennemi boyluyor.

 

Her nefes Ondandır.


Nefes verirse hayat var.
Nefes vermezse vefat var.

 

Onun için yaratan, yaşatan, nimetleri ile rızıklandıran,


bize iman şerefi bahşeden Hz. ALLAH’a sonsuz şükürler olsun.

 

Ey iman etmeyen nankör kafirler!


Ben inanmam diyorsunuz Onun verdiği nefesi teneffüs ediyorsunuz.
Sizi insan yaratmış şükür etmiyor  şeytana arkadaş oluyorsunuz.
İnanmamakla dünya hayatına kanıyor ahiret hayatını kaybediyorsunuz.
Kendi ellerinizle kendi aklınızla kendinizi ateşe atıyorsunuz.

 

Halbuki inansan, ben kendi kendime olmadım desen iman etsen ne kaybedersin.


Aynaya bak, Hz. ALLAH seni ne mükemmel yaratmış kafa gözüyle ve kalp gözüyle gör.
Ellerine bak, derinin altındaki kan damarlarını incele, kemiklere ne mükemmel sarılmışlar.
Gözlerinle gözlerine bak nasıl da sağa sola oynatıyor her tarafı görüyorsun.
Bütün vücudunu incele her organ, her uzvun yerli yerine ne mükemmel takılmış değil mi?

 

Bu mükemmel sanat eserini şuursuz doğa yapabilir mi?


Senin aklına göre kendi kendine  olabilir  mi ?

 

Fakat senin gibi inanmayan bu mükemmelin üzerinde yaratılan eserleri göremiyenler


kördürler gözleri bakar, fakat kör bakar, çünkü tabiat karalığı şeytanın perdesi onları  kör etmiştir.
Hem kafa gözleriniz, hem kalp gözleriniz kördür, kalpleriniz ise mühürlüdür.

 

Sizin gibi imansızlara Hz. ALLAH (c.c) şöyle buyuruyor sizin gibi sağırlara duyuruyor.



 

Ayeti kerime; O inanmayanların, kafa gözleri kör olmakla kalmaz,


sinelerdeki kalpler de körleşir.(Hacc 46)

 

O iman etmeyenler hidayet yerine delaleti, mağfiret yerine azabı


satın almışlardır.(Bakara 175)

 

Ey Peygamber Rabbinden sana indirileni tebliğ et.


Eğer bunu yapmazsan Onun Peygamberliğini yapmamış olursun.(Maide 67)

 

HZ. ALLAH (c.c) Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizi göndererek


evvelki dinlerin hükmünü kaldırmış yeni dinini ilan etmiştir.
İnanan inanır, inanmayan cehennemi boylar.
Ne mutlu inanan insanlara.
ALLAH’ümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala, ali Muhammed.

 

Kalpteniman.



 

Beni Mezara Ayak Üstü Gömün Diyen Adam.

 

Dünyanın cazibesi gözlerimizi perdeledi.


Her ne kadar döneceğimiz ahiretten haberler gelse de
biz insanlar dünyanın kalın perdesinin varlığı sebebi ile
gerçekleri göremiyor haberleri duyamıyoruz.

Kalın perde dediğimiz dünyanın geçimi, namerde muhtaç 


olma korkusudur bu yüzden dünya ahirete perde oluyor.
Ancak yakınlarımızdan biri vefat edince ahiret perdesi
aralanır biz de perde arasından bazı gerçekleri görebiliyoruz.

Birde şeytanın vesveseleri herkesten üstün olma gayretleri,


çekememezlik kin tutmak araya girdiği zaman ne din kalıyor
ne de iman.
Futbol politika haberleri bizim kulaklarımızı öyle dolduruyor ki,
Ahiretin haber kaynağı olan kuranı kerimin habercilerinin 
verdiği haberler bir kulağımızdan giriyor öbür kulağımızdan 
çıkıyor akılda kalmıyor öyle olmuyor mu samimi şekilde düşünün.

Hayatı ciddiye almayan biri vardı ona her rastladığımızda yaşınız


ilerledi namazımızı kılmamız gerekiyor ölüm ne zaman gelir ALLAH bilir
en azından cuma namazlarını kılın diye uyarıyorduk o ise geçmiş yaşına rağmen
boş verin ben ölünce beni ayak üzeri gömün gelen geçen beni tekmelesin
diyerek espri yapıyordu.

İşte ahireti ciddiye almayan bu kişi vefat etti biz onu islâmi usullere göre defnettik


Şimdi kabir hayatı yaşıyor akıbetini hazreti ALLAH ile kendisi bilir.
Oysaki hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:

İNSAN GERÇEKTEN PEK HIRSLI YARATILMIŞTIR.


BAŞINA BİR FELÂKET GELİNCE SIZLANIR FERYAT EDER

ANCAK NAMAZ KILANLAR HARİÇ,


ONLAR Kİ NAMAZLARINA DEVAM EDERLER

İŞTE ONLAR CENNETLERDE İKRAM OLUNACAKLARDIR.


( Mearic- 19-22- 35)
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi razı olduğu kullarından eylesin inşaALLAH.

Kalpteniman


BENİM DEDİĞİN HİÇ BİR VARLIĞA SAHİP DEĞİLSİN
HER YARATILAN VARLIĞIN SAHİBİ HAZRETİ ALLAHTIR.

 

Bütün kainatı ve içindekileri O kuşatmıştır. Görünen ve görünmeyen varlıkları O var edip gösteriyor.


Gözlere görme gücünü veren odur.

Yaratılanlar yaratılmasa idi olmayan bir şeyi en keskin göze sahip olsak bile göremezdik.


Yaratıp var ederek her çeşit renkleri ayır edebilecek kabiliyette göz veren yine
sonsuz güç ve Azamet sahibi Hz. ALLAH’tır.
Bütün kainatta görünenler Hz. ALLAH tarafından yaratılıp görünen oldu.

İnsan kendini müstakil varlık sandı. Hâlbuki gerçek müstakil varlığın Hz. ALLAH (c.c) olduğunu bilemedi.


İnsanlar ve bütün yaratılanlar Adem (a.s)zamanından beri zincir baklaları gibi birbirlerine bağlanmış şekilde doğup ölmekte görünüp kaybolmaktadırlar.

İşte biz bu görünüp kaybolan varlıklara sahip olmak için ne kadar çok azim ve gayret gösteriyoruz.


İnsan kendinin görünen bir varlık olduğunu bir gün gelecek görünmeyen ve yalnız hatırlanan varlık olacağını bildiği halde halâ zamanı gelince görünmeyecek ve yok olacakların peşinde koşup duruyor.
Bu yok olmaya mahkum olan varlıkların onun çok değerli vakitlerini alıp götürdüğünün de farkına varamıyor.
Ve bu yok olmaya mahkum varlıkların onu yaratan sonsuz kudret sahibi ile arasına perde olduğunu da anlayamıyor.
Ve bu perdeler arasında Hz. ALLAH’ı arıyor.

Kendisine kendisinden yakın olan sahibini bulamıyor o var gibi görünen varlık perdeleri önünü kapatıyor.

O, görünüp kaybolan varlıkları gözeten kontrolünde idaresinde tutan Sahibini kendi içinde arasa kestirmeden yolunu bulabilir.

Ayeti kerimede, İçinizde; Görmüyor musunuz. Zariyat:21.


Diyebilirsiniz ki, o kişinin içinde şeytan hakimiyet kurmuş ise o zaman ne olacak. 

Hayır, sözümüz onlara değil öyle kimselerin Hz. ALLAH ile işleri olmaz ki, bizim sözlerimiz Hz. ALLAH’ı arayan kimseleredir.

Zaten o kişiler bilsinler ki, onlara davet vardır onları sahipleri olan Hz. ALLAH (c.c) den kalplerine çağrı gelmiştir.
Bu kesinlikle bilinmelidir ki yaratılmış bütün görünen ve görünmeyen varlıklar Hz. ALLAH (c.c) nün vücud nurundan akseden zerreciklerdir.

Ayeti kerimede : ALLAH göklerin ve yerlerin nurudur. (Nur;35.)

Bütün yaratılmışlar hepimiz Hz. ALLAH’ın ikram ettiği Nuri enerjilerle hareket halindeyiz.
Nuri enerji olan ruhunu çektiği zaman vefattayız. İşte içimizde görmediğimiz ruhumuz ile irtibat halinde olmamız lazım.

Onun ile irtibat ise, kalbi temizlemekle olur kalpten çirkin düşünceler atıldığı zaman, İbadetlere karşı istekler başladığı zaman. 


İbadetlere başlayınca da irtibat kurulmuş ruh ise rahatlamış olur.
Bu rahatlık da sana yetsin fazla derinlere dalmadan ibadet ve taatlar ile ömrünü yaşamaya gayret et.
Böyle devam edersen ileride duası makbul gören, Hz. ALLAH’ın Razı olduğu kullar listesine girersin.
Hz. ALLAH Göklerin ve yerlerin Nurudur ayeti kerimesini de nur kabul edip o nur ile düşündüğümüz zaman, bütün kainatta bulunan görünen ve görünmeyen varlıkların hepsi bir olan Hz. ALLAH’ın sonsuz kudretinden oluşmuş vücutlardır.

Ve başta insanlar olmak üzere, kendisinin yaratıcısı tarafından yaratılanı sahiplenip benim demeye hakları var mı,

O vücudun bir tüyünü yaratmaya gücü yetmeyen insanın, bedenini sahiplenip beğenmesi, Hz. ALLAH’ın insana verdiği akıl ile imar edilen bir binaya benzer ki,
Her şeyi ile tamamlanmış bir bina dile gelip konuşup ben, benim, benimim, demesi ne kadar abes olur.

O bina kendi kendini imar edemezdi ki, taş ve çimento ve sudan ibaretti.


Bir gün gelecek yıkılacak geldiği yer olan taş ve toprağa karışıp yok olacaktı.

İşte insan da, taşıdığı vücudunu benim demeye hakkı var mı, o vücudu kendisi yapmadı ki, Zaten benim dediği vücudu toprak olup görünmez olacak.

Geldiği kaynağa döneceğini bildiği halde tedbir almayı düşünmüyordu. yaratılan bedenini sahiplendi yaratanını aramadı.

Yaratılmış vücudunda  sahibinin sonsuz kudretinden kuvvetler olduğunu bilse ve bulsa her şeyin yaratıcısına ait olduğunu, kendisinin hükümsüz ve değersiz olduğunu anlar.


Bütün yaratılmışlar hükümsüz, Hüküm sahibi ise onları yoktan var eden Hz. ALLAH’tır.
Hz. ALLAH (c.c) nün dünyayı gece karartıp gündüz aydınlattığı gibi, insanları ve diğer mahlukatı da gösteriyor ve alıyor yenisini yaratıyor aydınlatıyor yine alıyor karartıyor. Her zaman yeni bir yaratış yok ediş ile zamanı sürdürüyor.
Demek ki, Müstakil tek sonsuz yüce varlık O oluyor.
Bütün yaratılmış varlıklar Tek ve müstakil Azameti ilahi olan Hz. ALLAH’ın (c.c) den akseden nura bağlı zerreciklerdir. 
ALLAH celle celalehü yaratıp öldürürken, gösterip yok ederken, seni de gösterip yok edeceğini bil. O'na ait olduğunu tasdik et. Nefsine de bu gerçeği kabul ettir.
En akıllıca hareket kaybolup geri gelmeyen varlıklara verdiğimiz değerden daha fazla, Hiç ölmeyen, Her zaman yeni işte olan Hz. ALLAH’a değer vermek oluyor.

Dünya rızkın için helal peşinde koş evin olsun araban da olsun fakat kalbine girmesin onların da Hz. ALLAH’a ait olduğunu kabul edersen, Bil ki, sen Hz. ALLAH’ın sevgili kulusun.


Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi Kendisine dönenlerden sevdiği, kullarından olmamızı nasip etsin Amin.
Velhamdü lillahi rabbil Alemin. ALLAH’ümme salli alâ seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve alâ ali Muhammed.

Kalpteniman.


Benliğin getirdiği felaket

Gönül sohbetlerinden:

 

Şeyh Esat efendi kuddise sirruh Hazretlerimizin büyük oğlu Şeyh Ali efendi kuddise sirruh Hazretleri anlatıyor:


Bir gün Kâbe-i muazzamada bulunuyorduk.
Namaz vaktinin girmesini bekliyorduk.
İçimden bir anda burada veli var mı acaba diye bir soru geçti. Yanımdaki bir zat kulağıma eğilerek yavaş bir sesle, seninle birlikte yedi kişidir dedi.
 
Her taraf dolu olmasına rağmen birinci safta boş bir yer vardı. oraya kimse oturmuyordu.
Nazarı dikkatimi celp etti.
Namaz vaktini beklerken bir ara baktım ki, Esmerce uzun boylu bir zat geliyor.
Herkes ona yol açtı, oda o boş yere oturdu.
Tam o anda bir hacı telaşla kalktı belli ki abdesti bozulmuş abdest tazelemesi gerekiyordu dışarı çıkacak fakat hem çok izdiham var hemde namaz vakti çok yaklaşmıştı.

 

Tam o şaşkınlık ile etrafa bakarken, ön tarafta kendisine yer ayrılan zat ona kendisine gelmesini işaret etti ve cübbesinin kolunu açtı.


Baktım ki içeride abdest ihtiyacını görecek her şey var.
Adam gitti içeriye girdi abdestini aldı çıktı.
O kerameti görenler hepimiz şaşkınlıktan dona kaldık. Namazdan sonra dağıldık.
Ben her namaza gittiğimde o zatın oturduğu yere baktım fakat o zatı hiç göremedim.
Bir gün çarşıda dolaşırken seninle birlikte yedidir diyen şahsa rastladım.
Ona? o gün o harikulade keramet gösteren zat bir daha görünmedi merak ettim hasta mı oldu acaba deyince,
Evet hasta oldu ve öldü ve imansız olarak gitti dedi.

 

Sebebi ise o gün keramet gösterirken kendinin çok üstün olduğunu düşündü kerameti kendine maletti.


Orada bulunanlara tepeden inme şöyle bir baktı kalbinden geçirdi ki, benden büyüğü var mı?
Hz. ALLAH da onun bu halinden hoşlanmadı hem canını hem imanını aldı.
İnsan her şeyden evvel Hz. ALLAH’a sığınacak ancak onun tutması ile muhafazada olduğuna inanacak.

 

HZ. ALLAH tutmadıkça bilgi de kafi değil.


Efendim Ben bilirim ben yaparım ben kurtulurum. hayır, hayır, Ben girdimi sen zaten o anda helak oldun.
Yapacak başka bir şeyin kalmadı.
O enenin altında o felaket gizli zaten.
Rabbimiz bizi bize bırakmasın. Amin.

 

Hatemi veli hazretleri.



 

 

BENLİK ŞEYTANDANDIR.

 

Yeryüzünde yaşam süren varlıkların pek azı hariç çoğu bilmeden şeytanın huyunu benimsemiş hayat sürmektedirler. bunu anlamak için evvela kendi içimize kulak verelim. İç güdümüzden gelen ses bizim herkesten üstün olduğumuzu fısıldıyor ise, bilelim ki, bizde benlik var  ve bizde şeytanın huyundan hisse almışızdır. Bu halimiz ile Hz. ALLAH’ın sevmediği insanlar gurubunda olmuş oluyoruz eğer biz böyle yaşar ömrümüzü bu şekilde bitirir isek bilelim ki yeni dirilişte bizi iyi bir hayat beklemiyecektir .


 
Şeytan benlik yaptı kendini beğendi cennetten kovuldu. kuranı kerimde çoğumuzun bildiği kıssa var hani şeytanı lâne kendini üstün görerek Adem (a.s)babamıza secde etmedi ve Hz.. ALLAH (c.c) Onu huzurundan kovdu .oda bana kıyamete kadar mühlet ver dedi Hz.. ALLAH (c.c) de, git mühlet verilenlerdesin demişti şeytan ise, ben de beni azdırdığın gibi insanları azdıracağım onların içlerine gireceğim onları kibirlendireceğim demişti.

 

Hz. ALLAH (c.c) ise buyurdu ki, yemin olsun ki, sana uyanları senin ile berber cehenneme dolduracağım. ve ne acı gerçektir ki, geçmiş yıllardan günümüze kadar yaşanan olayları incelediğimizde görüyoruz ki, ne krallıklar ne padişahlıklar ne partiler gelip geçmiş mevkilerinin verdiği güç ve içlerini saran benlikle kendilerini herkesten üstün görmüşlerdir nihayet onlara tanınan ömürleri sona erince ,şeytanın verdiği kibir ile yaşayanlar cehennemi ,Hz. ALLAH’ın verdiği tevazu ile yaşayanlar ise cenneti boylamışlardır. kibir belasına yakalanan bilmeli ki, şirke düşmüştür .ben her şeyi biliyorum , ben her kesden üstünüm diyen kişi Hz.. ALLAH ile yarışa kalkışmıştır ve bu zihniyette ki insanlar bu dünyada huzurlu hayat süremiyorlar. ve ahiret hayatlarında ise en büyük zarara uğrayacaklardır.


şeytanın huyunu benimsedikleri için onun ile beraber cehenneme gireceklerdir. Hz.. ALLAH (c.c) cümle ümmeti Muhammedî böyle feci akıbetten muhafaza etsin. şeytanın kibir huyunda olmayan tevazu sahibi insanlar ise hem dünyalarını huzurlu olarak geçiriyorlar , hemde ahiret hayatının mutlu namzedi oluyorlar . dünyada rahat yaşamanın sebebi, kimseyi hakir ve aşağı görmedikleri ayrıca onlara değer verdikleri için saygı görmüşler düşman kazanmamışlar insanların hoşnutluklarını kazanmışlardır. Bu sebeple de Hz.. ALLAH’IN hoşnutluğunu kazanmışlardır. böyle olunca da hem dünya hayatları huzur cenneti olarak geçmiş hem ahiretteki cennet hayatını kazanmışlardır. Hz. ALLAH (c.c) cümlemize böyle bir akıbet nasip etsin amin. Hz.. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde buyuruyor ki,

 

RESULÜM GÖRDÜN MÜ O NEFSİNİN İSTEK VE ARZULARINI PUT EDİNENLERİ . furkan 43.



 

ayeti kerimede bize verilen mesajda ifade edilen mana , kim nefsine uyar benlik ile hareket ediyorsa nefsini ilah edinmiş ,ve ona tapıyor demektir.

 

demek oluyor ki, şeytan o anda kişinin içine girmiş ona kendi fikirlerini beğendirip kibire boğarak ona kendisinin en üstün olduğunu fısıldıyor .insan bir işe kalkıştığı zaman, kendi fikirlerinin doğru olduğuna inandığı kadar, muhatabı olduğu kişinin fikirlerine de önem vermesi gerekir belki de kendi yanılgıdadır. çünkü her kez yanılır, yanılmayan yalnız Hz.. ALLAHTIR .



 

herkesin aklı ise derece, derecedir onun için kişileri küçük görmez isek ,hiç ummadığımız insanın bilgisinden istifade edebiliriz .değer veren değer bulur değer vermeyen ise değersiz kalır. bu gün dünyada yaşanan çatışmalar herkesin kendinden başkasını haksız görmesi yüzünden oluyor.

 

eğer insanlar birbirine değer verse onun şikayetini dinlese ona değer verip derdine ortak olsa , bunu yaparken de menfaat ve çıkar gözetmese ,insanlar barış içinde yaşarlar .fakat maalesef gerek devletler arası gerek partiler arası gerek ise fertler arasında ,benim dediğim olacak ben en doğruyum saplantısı, birde araya menfaat girince devletleri birbirine düşürüyor harpler oluyor, çıkar peşinde koşan partiler de birbirlerini karalıyor ülkede anarşi oluyor, İşte filistinin durumu, HAMAS benim dedi EL FETİH benim dedi benliğe kapıldılar şeytanın oyununa geldiler Halkı böldüler gazaba uğradılar yüzlerce belkide binlerce kardeşlerimizin kanına girdiler. HZ.. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde buyuruyor ki Acaba kim duyuyor, Hz.. ALLAH duymamızı nasip etsin,



 

KENDİLERİNE APAÇIK DELİLLER GELDİKTEN SONRA PARÇALANIP AYRILIĞA DÜŞENLER GİBİ OLMAYIN ONLAR İÇİN KIYAMET GÜNÜ BÜYÜK BİR AZAP VARDIR. Ali,imran 105. Bir diğer ayeti kerimede ise, HER BİRİNİZ SIMSIKI ALLAH’I İPİNE SARILIN PARÇALAYIP AYRILMAYIN.


Ali,imran .103.

 

Hz.. ALLAH böyle buyururken onlar ne yaptılar makam mevki sevdasına kapıldılar bu felaketi hazırladılar. Şimdi ne olacak, topluca dua yapmaktan başka çaremiz yok İNŞALLAH HZ.. ALLAH (c.c) Af eder de, müslüman devletlerinin üzerinden benlik kalkar yardımlaşma neticesinde Yahudiler oradan def olur gider.



 

Örnek olarak Uhut savaşını hatırlasak ki, Nur peygamberimiz (s.a.v) başlarında olmalarına rağmen Ganimet peşine koşan birkaç sahabinin yüzünden kazanılmış savaş kaybedildi .

 

şimdi ise hangi lider ganimet peşinde koşmuyor işte insanların içindeki bu iblis şeytan verdiği benlik ve kibir ile, insanları birbirine düşman yapıyor.



 

şeytanın verdiği benlik ve kibire kapılan insanlar hem dünya hayatlarını sıkıntılar içinde geçiriyorlar hemde ayeti kerimede geçen inatlarını put ettikleri için şirke düşerek ahiret hayatlarını da tehlikeye düşürüyorlar.

 

Hz. ALLAH (c.c) Şeytanın hükmü altına girmiş yabancı devlet idarecilerinin şerrinden, kendi yurdumuz içinde bulunan şeytanın kumandasına girmiş iç düşmanlardan milli beraberliğimizi bozmak istiysen bölücülerin şerrinden Devletimizi ve milletimizi muhafaza etsin .



 

devletimiz içinde yaşayan bütün halkımızı şeytanın fitnesinden muhafaza ederek barış içinde hayat sürmemizi nasip etsin.

 

Filistin’de Gazze’de devam eden savaşın müslüman kardeşlerimizin lehine dönmesini Yahudilerin de mağlup olarak geriye dönmelerini nasip etsin AMİN .



 

VEL HAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN... .ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMED.

 

Beş Yüz Yirmi Dokuz İdam, Hz. ALLAH (C.C) Razı Olmaz İnşaallah.

 

Müslüman kardeşlerin selâmeti için daha evvel çok dualar etmiştik.


Hatta kadir geceleri de dua  etmiştik.
Rabia meydanlarında  ve Türkiye’mizde hep dua ettik,
Fakat neticede değişiklik olmadı dikta görevine devam ediyor.

 

Aklımıza Uhut savaşı geldi nur peygamberimiz ordunun başında


HZ. Hamza’nın vahşi tarafından katledilişi
savaşı kazanırken kaybettik akıl alıyor mu bu işi.
Hz. ALLAH’ın işine biz kulların aklı ermiyor.

 

Bize sorarsanız şöyle deriz :


Takdire isyan, Hz. ALLAH’a isyandır.
Uhut savaşında resulullah (s.a.v) Efendimizin emrine itaatsizlik yapıldı.
Okçulara verilen talimata okçular uymadı.
Onların ganimete olan düşkünlüğünü bilen Resulullah (s.a.v) Efendimiz ne olursa olsun hiç bir Zaman mevzilerinizden ayrılmayacaksınız emrini verdiği halde
onlar ne yaptılar? müşriklerin dağılmalarından istifade ederek onların bıraktıkları
eşyaları yağmalamaya koşarak mevzilerini boş bıraktılar.

 

Onların bu halini gören daha evvel müşriklerden olan Halit bin velide Hz. hemen  dağın arkasından dolaşarak okçuların boş bıraktığı boğazdan hücum ettiler, müslüman müşrik birbirine karıştı hatta müslümanlar bilmeyerek kendi kardeşini katlettiler Resulullah (s.a.v) Efendimizi dinleseydiler manayı bırakıp maddeye koşmasaydılar Uhut savaşı kaybedilmezdi.


 
Devlete isyan da Hz. ALLAH’a isyandır cezası kan ve göz yaşıdır.
Kim nasıl düşünürse düşünsün kaderi değiştirmeye kalkanlar bunun
hesabını kanla ödemişlerdir.

 

Hz. ALLAH (c.c) birilerini iktidar yapmış onları göreve getirmişse onları


görevden almak Hz. ALLAH’a aittir halka ait değildir.
Her ne Kadar iktidarı halk seçmiş görünüyorsa da,

 

 Aslında kalpleri iktidar olacak partiye yönlendiren Hz. ALLAH’tır. Yani iktidarı iktidar yapan Hz.  ALLAHtır biz kullar kendimizden zannederiz.



 

Halk almaya kalkarsa kadere isyan ederse kan ve göz yaşı akmasına


vesile olur acı çeker.
İşte Irak, İşte Libya, İşte mısır, işte Suriye.
Devletimiz ise dirayetli Hz. ALLAH’a dayanan idareciler sebebiyle dimdik ayakta.
 
Bu saatten sonra ne olur?
İsyanı bırakıp  barışa koşmak içimiz kan ağlasa da takdire razı olup daha
fazla kan dökülmesine mani olmak için muhalif guruplar  iktidar gurupla
anlaşma yoluna girmeleri gerekiyor.
Mısır da, Suriye de.!!
Silahlar bırakılsın demokratik yoldan anlaşmalar sağlansın inşaALLAH.
Aksi takdirde bu çekişmeler devam eder barış kapıları açılmaz.
Bir de şu var ki, komşu devletimizde devlete isyan varsa biz de isyan edenleri
savunur onları desteklersek pek hayırlı bir iş yapmış olmayız onlara maddi yardım yapalım
Fakat isyan ettikleri devleti ile barışa teşvik edelim onları Devlet başkanlarına karşı kışkırtmayalım.

 

Dikkat ederseniz sayın başbakanımız ne zaman Suriye devletine isyan edenlere


sahip çıksa fazla vakit geçmeden kendi devletinde kendisine isyan başlamıştır.
Bu bir tesadüf müdür düşünüyorum siz de düşünün.
Hiç bir Devlet başkanı kendi Devlet iç işlerine dışarıdan müdahale yapılmasını istemez biz de istemeyiz .

 

Bize öyle geliyor ki, Hz. ALLAH da istemiyor.



Kalpteniman Üzgün dede.

 


Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin