Cemaatte İsyan Var Bu Durumdan Medet Umup Ellerini Ovuşturanlar Var.
Dini cemaat liderlerinin büyük hataları.
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde; Hepiniz topluca sımsıkı ALLAH’ın ipine
sarılın.
parçalanıp ayrılmayın.(Âl-i imran -103)
Buyurduğu halde İslâm toplumlarının durumuna bakın.
Kendi çıkarına engel konulduğunda her şey alabora olabiliyor.
Ne birlik kalıyor ne beraberlik.
Devleti dini düşünen yok, var mı yok mu iktidar olmak, veya
yandaşlarına menfaat temin etmek.
Dini islâm lideri görünen nice başı çekenler koltuk sevdası uğruna bölücülük
yapmışlar din
düşmanlarına zemin hazırlamışlardır.
Hamas ve El fetih partilerini düşünün yıllardır birlik ve beraberlik tesis
edemedikleri için
Yahudiye karşı yemlik oldular.
Hz. ALLAH’ın hükmüne bak müslüman liderlerinin tavırlarına bak. yazıklar olsun.
Şimdi ise Devlet yapılanmasında büyük rol oynayan cemaatte
AKP Hükümetinin aldığı dershane kararları yüzünden isyanı var.
Onların isyanından ellerini ovuşturup bu bölünmeden medet bekleyenler var.
Hz ALLAH (c.c) fırsat vermez sol zihniyetli partilere yemlik olmazlar inşaALLAH.
Kalpteniman.
Cennet ve cehennem halen mevcuttur
Bulundukları yeri ancak Hz. ALLAH (c.c) bilir.
Cehennem kâfirler için hazırlandığı gibi Cennet de müminler için hazırlanmıştır.
Rum kralı Heraklin elçisi, sen genişliği yerler ve gökler Kadar olan bir cennete çağırıyorsun. O halde cehennem nerede ? diye Resulullah (s.a.v) Efendimize sorduğunda şöyle buyurmuşlar.
SübhânALLAH: “Gündüz olduğu Zaman gece nerede olur?"
Cennet son derece büyüktür milyonlarca insanları ilelebet barındırıp huzur ve sükuna rahat ve emniyete eriştiren böyle bir nimetler yurdunun büyüklüğünü tasarruf etmek imkânsızdır.
ALLAH’ütealâ Ayeti kerimesinde şöyle buyurmaktadır:
Orada her nereye baksan bir Nimet pek büyük bir saltanat görürsün. (İnsan-20)
Ebu Hüreyye radyALLAH’ü anh dan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Efendimiz hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
Sizden birinizin yayı veya kamçısı Kadar cennette ki bir yer dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.
Cennet Nimet yurdudur göz nereye bakarsa Nimete bakar. Herkes kendilerine verilen nimetleri seyreder.
Hiç kimse hiç bir şeye hasret kalmaz.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi bize vadettiği cennetlerini kazanmamızı nasip etsin İnşaALLAH Amin.
Hatemi veli Hz.
Cennetlik Kulların Hz. Allah’ın Cemalini Görmesi
Muhyiddin ibni Arabi hazretleri, Ebubekir El Nakkaşın cennetlik kulların Hz. ALLAH’ın cemalini göreceklerini açıklayan hadisi şerifte geçen konuları açıklıyor ve buyuruyor ki,
Hak Teâla ibadına (kullarına) umumi bir ziyaretle tecelli etmek isterse, Hakkın münadileri bütün cennetlerde,
Ey cennet ehli, Azamet minnet sahibine, yakın pak mekân sahibine, ulu nazar sahibine selama durun karşılayın.
Rabbinizi görmeye koşun.
Bunun üzerine bütün cennetlikler Aden cennetine doğru koşup giderler.
Her taife kendi mertebe ve derecelerine göre yerlerine otururlar.
Yemek sofralarının kurulması emredilir ne dünyalarında ve ne de bulundukları amel cennetlerinde, görmedikleri özel sofralar önlerinde hazırlanır.
O kadar nefis yemekler verilir ki, bunları ne evlerinde ne de başka bir yerde görmüş ve yemiş değillerdir.
Bu yemek şöleninden sonra ne hayatlarında ne de sonradan giymedikleri nadide elbiseler kendilerine giydirilir.
ALLAH'ü Teâla.
Bu yaşanacak güzel hayatı onaylayarak, gözün görmediği, kulağın işitmediği, Hiçbir beşeri kalbin aklına gelmediği şeyler giyerler buyurmuşlardır.
Bundan sonra oradaki beyaz miskten toplayarak Cennet evlerine dönmüş olurlar.
Özel amelin meyvesi, İlahi güzelliği görmek olmayıp, Cennet nimetlerine kavuşmaktır.
Gaye ve hedef bu idi, bu yönleri açıklamıştık.
Bu şölen esnasında, aniden bir nur gözlerini alınca. Cümlesi secdeye varırlar.
O sırada o ışık zahiren gözlerine batınen basiretlerine girmiş olur.
Vücutlarının en ince ufak akşamına kadar Rabbin güzellik nuru içlerini doldurmuş olur.
O sırada oradakilerin tümü göz ve kulak kesilmiş olur. Yön ayrıntısı yapmadan kendi zatında onu görür onu işitir.
İşte bütün bunları tümü ile onlara o nur vermiştir ki, bununla müşahedelerini yapmış olurlar.
Bu sırada onlara ALLAH’tan bir elçi gelerek onlara, Rabbinizi görmek için hazır olun işte sizlere görünüyor demesi üzerine tümü onu görmek için hazırlanır.
Hak Teâla kendini üç örtü arkasından gösterir ve görünür.
Bu üç hicap şunlardır.
1. izzet hicabı
2. Azamet hicabı (ve büyüklük)
3. ululuk hicabı (yükseklik )
Oradakilerin kendilerinde bu hicaplara bakmak cesaret ve kudretleri olmadığından, Hak Teâlâ’ya bakamazlar.
Hak Teâla en büyük hicapçıya, İbadımın (kullarımın) beni görmesi için aramızdaki bu perdeyi kaldırın buyururlar.
O sırada Hak Teâla tek örtü arkasından kendisini o güzel ve ince adı ile göstermiş olur.
Oradakilerin hepsi onu görür ve üzerlerine kolaylık nuru yağar.
Rabbin güzelliği onları şaşırtmıştır, bu güzellik nuru ile onlar da parlamış olurlar.
Şeyh nakkaşın Hadisinin devamında, kıyamet durakları hakkında Hak Teâlâ’nın Ey ibadım (kullarım) sizlere selamım olsun, sizlere merhaba, ALLAH’ın sizlere selamı var.
Ebedi ve mutlu olarak içeriye girin.
Cennet sizleredir. Nefislerinizi buradaki nimetlerle doldurun.
Ve iyi edin.
Mükrim (ikram eden) olandan sevap alın ve ebedi kalın. İşte sizler imanlı müminlersiniz.
Bende her şeye hakim iman sahibi ALLAH'ım, Adlarımdan birini parçalayıp size dağıttım.
Artık sizler için korku yoktur.
Sakın kederlenmeyin sizler benim Evliyamsınız komşum ve dostlarımsınız benim mahiyetimsiniz. Muhabbet ehlimsiniz benim evimdesiniz.
Ey Müslüman kullarım, siz Müslüman bende selamım.
Evim de selam evidir sizlere yüzümü göstereceğim, yüzümdeki hicabı kaldırıp sizleri teselli edersem bana hamd edin.
Utanmadan sıkılmadan emniyet ve selametle evime girin bana cevap verin etrafımda oturun ki, yakından beni göresiniz.
Sizlere hediyelerimden hediye vereyim.
Sizleri mükâfatlarımla sevindireyim.
Güzelliğimle sizleri bayıltayım mülkümden size mülk vereyim gülüşümle sizleri memnun edeyim.
Ruhumu sizlere koklatayım İşte vaktiyle korkarak sevdiğiniz Rabbiniz benim.
Ben bütün bu vasfı celalimle sizden memnunum.
Ve sizi severim.
Nefisleriniz ne dilerse gözleriniz neden hoşlanırsa hepsi bende vardır ne arzu ederseniz vereceğim sakın utanmayın ve uzak kalmayın İşte zengin ve cömert olan ALLAH benim vefa ve sıdk sahibi benim.
Evimi sizlere mesken yaptım Cennetimi sizlere helal kıldım, Zatımı sizlere gösterdim, istediğinizi bana sorun.
Artık miskinlik yoktur keder, hastalık ve ihtiyarlık da yoktur, kötülük te yoktur.
Siz ebedi buranın sakinlerisiniz. Sizler ki itaat etmiş yasaklarımdan kaçmıştınız İhtiyaçlarınızı bildirin ki, size ikram edeyim.
Cennet halkı bu ilahi hitap karşısında hayran ve sevinç içersinde bu bizim ne umduğumuz ve ne selametimiz değildi.
Bizler Yalnız senin Cemalini görmek ve rızanı almak isteriz başkaca Hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur.
Ya Rabbimiz dediler bunun üzerine Hak Teâla İşte size yüzümü gösteriyorum bakın ve kendinizi müjdeleyin Rızam hepinizin üzerinde olsun.
Kalkın zevcelerinize gidin çocuklarınızla eğlenin ve gülün evlerinize bahçelerinize girin hayvanlarınıza binin minderlerinize ve yataklarınıza yaslanın.
Komşularınızla tanışın ve muhabbet edin.
Rabbinizin vereceği hediyeleri kabul edin.
Karanlıkta değişiniz gaileniz kalmamıştır. Mevcudiyetimin yakınında olmanızdan sonsuz emniyettesiniz.
Buradan kevser ve gafur nehrine gidiniz Tesnim, selsebil ve zencebil isimlerindeki saf ve temiz olan su ile yıkanınız.
Sonra orada kurulan yeşil renkteki çadırlara giriniz yüksekçe kurulan yataklarınıza uzanın burada sonsuz bir gölge akan sular yasak edilmemiş ve henüz koparılmamış yemişler vardır.
Onlardan koparıp yiyiniz buyurmuşlardır.
Hak Teâla bu hitaptan sonra yüzündeki örtüyü kaldırır ve ibadına (kullarına) görünür Tümü secdeye varırlar.
Hak Teâla onlara başınızı kaldırın burası secde yeri değildir.
Ben sizi secdeye değil görmeye davet etmiştim bundan sonra bir diyeceğiniz var mı buyurur onlar,
Ya Rabbimiz sen bizi Rıza evine aldın Cehennemden kurtardın bizi kendine komşu ettin kereminle bizi giydirip süsledin ve bize yüzünü göstererek mest ettin derler.
Hak Teâla daha var buyurur Onlar, bu ne olabilir diye sorarlar. ALLAH'ü Teâla da, Hakkınızda rızamın devamlı olmasıdır. Bunu sizden esirgemiyeceğim buyurur.
Bu ne güzel bir söz ve ne güzel bir müjdedir.
Hz. ALLAH(c.c) Cümlemize böyle bir akıbet nasip etsin. Bundan sonra Resulü Ekrem (s.a.v). Efendimiz,
Estaizübilah;
İnne eshabel cennetil yevme fişuğulün fakihun. hüm ve ezvacühüm fi zilalin alel eraiki müttekiün. lehüm fihe fakihetüv velehümmayeddeun selamunkavlemmirrabbirrahim, Ayeti kerimesini okumuştur.
Kıyamet hakkındaki Ebubekir El Nakkaşın hadis nakli burada bitmiş oluyor.
Muhterem kardeşlerim sizi bilmiyorum fakat bu hadisi şerif bizi Ahirete götürdü ve dünyaya geri getirdi Şahsen çok etkilendim belki sizin içinizde de bu atmosfere giren olur ümidi ile buraya astım.
Muhakkak ki aklımızın almıyacağı pek çok mevzu geçiyor. Şahsen fikrim şudur ki, Hz. ALLAH’ı inkâra teşvik kıssaları hariç, Her kıssayı okumak lazımdır aklını kullanan her okuduğundan bir hisse çıkarır böyle konular Rızıklara benzerler. Yediğimiz gıdaların da bazısı acı bazısı tatlı bazısı da ekşi fakat hepsinin içinde vücudumuza yarayan vitaminler var.
Biz acı ekşi demeden yiyoruz. Böyle konuları da eleştiri hastalığına yakalanmadan okuyup faydalanmamız lazım.
Şöyle bir kıssa anlatırlar meczup bir çobanı yemek yerken görmüşler hem yiyor hem şükür ediyor hemde dua ediyormuş.
Ey yüce ALLAH’ım verdiğin rızıktan karnımı doyurdum fakat sana da biraz ikram etmek istiyorum kabul eder misin Hey ALLAH’ım diye söylenirken onun o haline şahit olan bir âlim sen ne yapıyorsun, Haşa ALLAH’ın yemeğe ihtiyacı olur mu deyince, kendisine gaypten bir ses gelir.
Girme kulumla aram diye.
Şimdi tam olarak hatırlayamadım şöyle bir kudsi hadis var zannediyorum Hz. ALLAH(c.c) Ben kulumun zannına göreyim buyuruyor.
Muhterem kardeşlerim Hz. ALLAH(c.c) Onu layıkı veçhile olarak bilmemizi cümlemize nasip etsin Amin. Velhamdülillahi rabbil Âlemin.
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed.
Kalpteniman.
Cennette vücud elbisesi
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır.
Cennete giren Nimet görür fakirlik görmez.
Elbisesi eskimez gençliği tükenmez.
(Müslim 2836)
Sonsuz lüks ve konfor, sürekli sulh ve huzur Cennet sakinlerini
her yönden kuşatmıştır.
Hem bedeni hem de ruhi bakımdan son derece güçlü
ve kabiliyetli olacaklardır.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz diğer bir hadisi şeriflerinde:
cennete giren her müminin ataları Adem (a.s) ki gibi bir bünyeye sahip olacaklarını,
hatta altmış metre boyunda olacaklarını beyan buyurmuştur.
Diğer bir hadisi şeriflerinde ise:
Bir kimse cennetlik olarak ölürse, büyük veya küçük yaşı ne olursa olsun,
otuz yaşında bir kimse olarak cennete girer ve bu yaş ebediyen değişmez.
Cehennemlikler için de durum böyledir.(Tirmizi 2565)
Diğer bir hadisi şeriflerinde ise:
Erkeklerin bıyıkları yeni terlemiş gençler görünümünde olacaklarını,
kadınların ise çok güzel tenli ve çok güzel elbiselere bürünmüş halde
bulunacaklarını, onların da on altı yaşlarında olacaklarını beyan buyurmuşlardır.
Bu hususta Ayeti kerimede ise Hazreti ALLAH (c.c) şöyle buyurmaktadır.
ÇALIŞANLAR BÖYLE BİR EBEDİ NİMET İÇİN ÇALIŞSINLAR(Saffat 61)
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi bekleyen bu ebedi nimetlere kavuşmamızı nasip etsin
İnşaALLAH
Hatemi veli Hz.
Cin Korkusu Ve Yardım
Soru:
Cinler insanların içine girebilir mi?
içimizdeki bu tür korkuları nasıl atarız?
Cinler insanlar tarafından görülebilir ve duyulabilir mi?
Cevap:
Cinler de bir tür yaratıktır. Onların da inananı inanmayanı vardır.
İnsan topraktan, cinler ateşten, melekler de nurdan yaratılmıştır.
Cinler yerler, içerler, evlenirler, yaşarlar, ölürler.
Cinler de ALLAH’ın aciz yaratıklarıdırlar. ALLAH’ın izni olmadan kimseye yararları ve zararları olmaz.
Başta şeytanın ve cinlerin şerlerinden emin olmak için ALLAH’a yalvarmak ve ona sığınmak gerekir.
Her rahatsızlığı boş şeylere yormaya gerek yok, doktoru da unutmayın. Bir sinir hekimine durumunuzu anlatın, ama ALLAH’la olmaya çalışın.
Şunu unutmayalım ki şeytanın sahibi Hz. ALLAHtır.
O müsaade etmedikçe ne içimize girer ne de bize zarar verir.
Fakat biz nefsimize uyar Hz. ALLAH’tan uzaklaşırsak şeytana yakamızı kaptırırız.
Biz gaflete düşmemeliyiz her an Hz. ALLAH’ın zikriyle meşgul olmalıyız.
Hz. ALLAH (c.c) Festaiz billah buyurarak Ona sığınmamızı emrediyor.
Bir kul kalpten iman ederek Hz. ALLAH’a sığınırsa şeytanın gücü sıfıra düşer.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi şeytanın ve ona uyan cin ve insan şeytanlarından muhafaza etsin inşaALLAH.
Kalpteniman
Cin ve insan şeytanlarından korunmak
İNSAN ŞEYTANLARINDAN KORUNMAK
HZ. ALLAH (c.c) gözlerimizin görmediği
tehlikelerden korunmamız için EUZÜBİLLAHİMİNEŞŞEYTANİRRACİM kelimesini
söylememizi emir buyurmuştur.
Bizi tehlikelerden uzaklaştırmak
isteyen Hz. ALLAH (c.c) bu kelimeyi söyleyip cin ve insan şeytanlarından emin
olmamızı istiyor. onun için her ne işe başlayacak olduğumuzda bu güçlü cümleyi
söylersek Hz. ALLAH’A sığınmış oluruz .
Çünkü her tarafımız görünen ve
görünmeyen tehlikelerle doludur evde yolda uyurken ve uyanık iken her her çeşit
tuzaklara karşı da cin ve insan şeytanlarından da korunmak için bu güçlü sözü
söyliyerek her şeye gücü yeten rabbimize sığınmalıyız .
Hele insan şeytanları neden daha tehlikeli diye
sorarsanız bu konuda uzman alimler diyorlar ki ,insan şeytanları bazen cin
şeytanlarını geçerler. Çünkü cin şeytanını göremeyiz kalbimize vesvese verir
bizde euzü besmele ile felak nas birde fatiha okuruz Hz. ALLAH (c.c) içimizde
olan vesveseyi şeytan ile beraber def eder.
İnsan şeytanın tehlikesi ise, insanı
söz ile fiili olarak tahrik eder seni elinden çeker gel ben bir yer biliyorum
oraya gidelim gör ki neler var der, alır zinaya götürür alır meyhaneye götürür
alır kumara götürür. yoldan çıkmış kadın şeytanı ise senin gönlüne girer yuvanı
bozar.
İnsan şeytanlarının tuzakları bitmez
tükenmez kendisi imansız olduğu için seninde dinden imandan kopmana sebep olur.
onun için çok dikkat etmek lazım .
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde
buyuruyor ki,
Estaizbillah,
YA MUHAMMED BİZ SANA OLDUĞU GİBİ HER PEYGAMBERE DE İNSAN VE CİN ŞEYTANLARINI DÜŞMAN ETTİK.
Bu ayeti kerimeye göre insandan da
cinlerden de şeytan oluyor.
Bir insan ki, bizi ahlaksız işlere teşvik ediyorsa bilinmeli ki o kişi insan kılığında şeytandır.
Başka bir deyimle şeytanın emri altına
girmiş insandır.
Onun için böyle insan karşımıza
çıktığında hemen rabbimize sığınmamız lazım .
Sığınma nasıl olmalı, insan kendinin
aciz bilgisiz olduğunu Hz. ALLAH’ın ise her şeyi bildiğini bütün kalbinle inanmalıdır.
O duygu ve düşünce ile de her
şeyi bilen rabbisine sığınmalıdır.
Kulun Hz. ALLAH’I bilmesinin delili
şudur ki, Hz. ALLAH’ın her şeyi bildiğine canı gönülden inanmasıdır.
Çünkü bu hususu açıklayan ayeti
kerimesinde buyuruyor ki,
Estaizü billah,
ELE YAĞLEMU MEN HALAKA VEHÜVEL LATİFÜL
HABİR .manası ise,
YARATAN BİLMEZ OLUR MU HİÇ O HER ŞEYİ BİLENDİR . El mülk süresi.
Bu iman ile çekilen euzü besmele karşılıksız kalmaz Hz. ALLAH onu her tehlike karşısında muhafaza eder. Geçmişte yaşamış büyük evliyalardan olan Şeybani Rai hazretleri çobanlık yapar koyun
otlatırdı.
Cuma namazı vakti geldiğinde euzü
besmele okuyarak sürünün etrafına çizgi çizer koyunları daire içine alırdı.
Dikkat edenler gördü ki, koyunlar ne
çizgiden dışarı çıkıyor, ne de bir yabani hayvan çizgiden içeri giriyordu.
Tabiidir ki, euzü besmeleyi tam itimat ve güvenle okuyordu.
İşin özü bu noktada gizli, kendisi
Hz. ALLAH’ın zikriyle şükrüyle doluydu.
Ona sormuşlar kurtlar ne zamandan beri
koyunlarına yanaşmıyor , buyurmuş ki, her şeyin idaresi kendinde olan sahibime
emanet ettiğimden beri buyurmuş.
ALLAH dostları demişler ki ,sen dilini
yaratanın ismini zikretmeye alıştırırsan ,o yüceler yücesi ile irtibat halindesin demektir.
Bu ne büyük bir hazinedir ki her şeyin
kumandası emrinde olan sonsuz kudreti ilahi ile berabersin .
O ise bize mesajını göndermiş ve
buyuruyor ki,
NEREDE OLURSANIZ OLUN BEN SİZİN İLE
BERABERİM. (hadid 4.)
Diğer bir ayeti kermesinde ise ,
Estaizbillah;
BEN SİZE ŞAH DAMARINIZDAN DAHA YAKINIM.
(kaf 16.)
Bizi bu kadar yakından takip eden
sahibimiz var ve biz ona candan sığınmayı yapmıyoruz.
Ya insan şeytanın veya cin şeytanın
tuzağına düşüyoruz bir de en büyük kusurumuz izlendiğimizin farkında olmayışımızdır.
Kendimize soralım her anımızın Hz.
ALLAH (c.c) tarafından izlendiğine tam olarak inanmış olsak ,biz ağzımızdan
çıkan her söze dikkat eder dilimizi yalan sözlerden gözümüzü harama bakmaktan
sakınırız.
Yani rabbimiz ile irtibat halinde
oluruz.
Şöyle düşünelim , cebimizde her yerde sözü geçen bir yetkilinin Telefon numarası var bize ne kadar huzur verir değil mi, kaldı ki, o kişinin de sözünün
geçmediği yer olabilir fakat, Hz. ALLAH’ın hükmü ise her yerde geçerlidir.
Üstelik onun ile irtibat kurmak için telefona da ihtiyaç yok , lazım olan tam
iman ile dolu olan bir kalp. Böyle bir kalbe sahip olan insan her şeye sahip
demektir.
Hz. ALLAH cümlemize böyle imanlı bir
kalbe sahip olmamızı nasip etsin. Amin Velhamdülillahi rabbil alemin
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE
NEBİYYİNA MUHAMMED...
Kalpten inan ey müslüman
Cinlere Tapmaktan Allah’a Sığınalım
YARATILMIŞLARI BIRAK ONLARI YARATANA KULLUK ET.
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde !
O gün ALLAH onların hepsini mahşere toplar, sonra Meleklere:
Bunlar size mi tapıyorlardı diye sorar Melekler: Seni tesbih ederiz
dostumuz onlar değil sensin .
Onlar aslında cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara inanmıştı derler. (Sebe -40-41)
Hazreti ALLAH (c.c) dünya hayatımızda bize musallat olan şeytanın kurduğu tuzağı
ve bilmeden bu tuzağa düşenlerin mahşer gününde yaşayacakları felâketi haber veriyor.
Bunun çaresi ise yaratılmış hiç bir şeyi ilâhlaştırmadan sevmemiz gerekiyor.
Aksi halde şirke düşeriz ki bu kadar hassas bir meseledir.
Kâinatın sahibi sonsuz kudret sahibi hazreti ALLAH’ı bırakıp meleklere, cinlere ve insanlara
tapanların vay haline ki ateş ehli oluyorlar ne acı ki bunu mahşerde öğrenecekler.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi böyle bir akıbetten korusun amin.
Başta peygamber Efendimiz olmak üzere ki hazreti ALLAH’ın bizlere sunduğu hidayet kaynağıdır
onu severken dahi O'na olan sevgimizi hazreti ALLAH’ın sevgisinden yukarı geçiştirmememiz şarttır.
Aksi takdirde şirke düşeriz.
Mürşidi kâmillerde de öyle şeyhlerde de öyle onları hazreti ALLAH’ın nurlandırdığı kulları oldukları için seviyor değer veriyoruz çünkü onlar hazreti ALLAH’ın elçileridirler onlar bize hazreti ALLAH’ın emirlerini duyurdular.
Devlet idarecilerini ise bizlere hizmet ettikleri için severiz fakat ilâhlaştırmayız çünkü yaratılmış varlıktır bir gün gelecek ahirete gidecektir.
Eğer hazreti ALLAH’a kulluk yapmadan O'na iman etmeden ölmüşse yaptıkları dünyada kalmış
Ahirete sermayesiz gitmiştir yani ahirette kendi derdine düşecek kimseye faydası olmayacaktır.
Peygamber (s.a.v) Efendimize ve onun yolunu takip edenlere gelince onlar hazreti ALLAH’ın gönlünü kazanarak ahirete gittikleri için hazreti ALLAH’tan taltif görecekler kendilerine değer verenler de hazreti ALLAH tarafından taltif göreceklerdir çünkü onlar hazreti ALLAH’ın sevdiklerini sevmişlerdir.
Ya hazreti ALLAH’ın sevmediği kullarını şanları şöhretleri için sevenlerin hali ne olacak onları sevdikleri için onlar nereye gideceklerse onu sevenler de oraya gideceklerdir çünkü Resulullah (s.a.v) Efendimiz!
İnsan sevdiği ile beraberdir buyuruyor.
Konuyu toparlarsak, biz yaratılmışları değil de yerleri gökleri, Melekleri, şeytanı cinleri ve insanları her şeyleri yaratan sonsuz kudret sahibi hazreti ALLAH’a taparsak cin ve şeytanlara tapmaktan uzak olur hazreti ALLAH’ın himayesi altına gireriz.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi zatına kul peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimize ümmet etsin inşaALLAH Amin.
Kalpteniman
Çeşmi Giryan
Rüyetullah diye bir konu açtık Hz. ALLAH’ın cennetlik kullarına
bir liyakat olarak ekstra bir lütuf
olarak icap perdesini kaldırarak zatı Alisini göstereceğini
haber veriyor çünkü karşımızda Ayeti kerime var demiştik,
Biz bundan sonra neyin ispatını yapmaya neyin kelamcılığını yapmaya
çalışıyoruz.
Her alimin bir görüş açısı ve aklı ve gözü ile baktığı bir penceresi var saygı duyarız.
Bize sabit fikir diyorsunuz kalıplaşmış zihniyet diyorsunuz.
Doğru bizim de bir bakış açımız var manevi bir penceremiz var.
Ne dir o ?
Hz. ALLAH (c.c) Sonsuz kudret ve azamet sahibidir, nasıl isterse öyle yaratır.
Nasıl isterse öyle görünür, O'nun işine akıl sır ermez.
Kün dedi mi o iş bitmiştir İşte ALLAH budur.
Dünyada yaratılmış olan sufli nefsin de içinde bulunduğu bu bedenimizle
biz eşi ve benzeri olmayan hiçbir şeye benzemeyen sahibimizi nasıl bilebiliriz.
Fakat Ahirette bizlerin nasıl bir bedenle yaratılacağımızı bilmiyoruz, nasıl ki
dünyaya gelmeden Ruh halindeyken nasıl yaratılacağımızı bilmediğimiz gibi.
Dünyada yaratılan bedenimiz etten kemikten kandan.
Acaba ahiretteki bedenimiz nasıl olacak çünkü hiç eskimeyen hiç yıpranmayan
bir bedenimiz olacak ebediyetten bahsediyor sahibimiz ebedi bir yaşamdan bahsediyor.
Demek oluyor ki Hz. ALLAH (c.c) bizlere öyle gözler takacak ki Hz. ALLAH’ı cennette göreceğiz
İnşaALLAH fakat günahkarlar bu nimetten mahrum kalacaklar.
Sayfalarca laflamaya kelamcılığa gerek yok iş bundan ibaret.
Size bir hatıramı anlatayım:
Sene 1961 Ankara Mamak muhabere okulunda askerdim.
Cuma günü namaz kılmak için mescide gittim.
Görevli imam asker arkadaşımız hutbeye çıktı konuya girdi.
Konu Hz. ALLAH’ın dünyayı nasıl yarattığı hakkındaydı.
HZ. ALLAH evvela arapça bir isim söyliyerek bunu yarattı dedi.
Hemen arka arkaya arapça isimler söyliyerek hatırladığım kadar yedi
kadar sayarak onun üstüne onu, onun üstüne onu koydu en üstüne de
dünyayı koydu deyince o kadar üzülmüştüm ki,
Namaz bitince görevli imam asker arkadaşımla buluştum ve senin okuduğun
kitap kim tarafından yazılmış bilmem fakat sen o kitabı bir daha sakın okuma dedim.
Neden deyince senin okuduğun sohbet cahili sapık, akıllıyı da dinden soğutur demiştim.
Ve şöyle devam etmiştim.
Hz. ALLAH öyle bir ALLAH ki, O bir şey yapmaya hükmettiği zaman plan ve projeye
ihtiyaç duymaz Kün dediği zaman o iş hemen oluverir demiştim.
Biz Hz. ALLAH’ı böyle biliriz.
Sizin de buyurduğunuz gibi ömrümüz her an Hz. ALLAH ile muhabbet etmekle geçsin
laf ebeliği ile geçmesin en kısa yoldan Hz. ALLAH böyle bilinir. Hz. ALLAH (c.c)
cümlemizi Zatına kul Habibine ümmet etsin.
Amin.
Dostları ilə paylaş: |