Kanuni unsur (tipiklik) Kanuni unsur (tipiklik) Maddi unsur (fiil) a) Hareket b) Netice c) Nedensellik Bağı 3) Manevi unsur (kusurluluk) b) Kusurun varlığı (kast ya da taksir) Hukuka Aykırılık Buna göre, suç, “kusur yeteneğine sahip bir kimse tarafından işlenen, kanuni unsura uygun, hukuka aykırı, kusurlu bir insan davranışı”dır.
Maddi unsurlar a) Fiil (“hareket” anlamında) b) Netice c) Nedensellik bağı d) Fail f) Mağdur Manevi unsurlar 3) Hukuka aykırılık unsuru
Hataya ilişkin m. 30/1: “Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.” Hataya ilişkin m. 30/1: “Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.” Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu (m. 104): “Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Verdiğim örneği hatırlayın: Fail, geceleyin discoda kızla tanışıyor, kız ağır makyajlı, kıyafet iddialı, yanında yaşlı başlı erkekler. Kızla muhabbet kuruyor, kız “üni. öğrencisiyim, hukuk son sınıftayım” diyor....muhabbet ilerliyor, gece eve götürüyor, cinsel ilişki yaşıyorlar. Sonradan ortaya çıkıyor ki, meğer kızın yaşı 16’ymış. Burada, mağdurun yaşı (18’den küçük olması) suçun maddi unsurlarındandır. Fail olayda yaşı bilmiyor. Bu nedenle YTCK md. 104’teki suç oluşmaz (çünkü fail, kasten hareket etmiş sayılmaz).
Fikri içtimaya dair m. 44: “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” Fikri içtimaya dair m. 44: “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” Örnek: Kalabalık bir yerde hasmınız V.S’yi hedef alarak ateş ettiniz. V.S’yi delip geçerek yaralayan kurşun, hemen yanındaki sevgilisi K.A.’ya isabet etti ve onu öldürdü. Dediklerimi hatırlayın: klasik doktrine göre “fiil”= hareket + netice + nedensellik bağıdır. Oysa, kanunu yapanlar, “fiil”den sadece “hareket”i anlıyorlar (bkz. m. 8). Verdiğim örnekte “fiil” tek mi? Burada netice tek olmadığından, eski kanuna göre fikri içtima hükümleri uygulanmazdı. Yeni kanuna göreyse uygulanır, çünkü hareket tektir. Burada aslında oluşan iki suç olsa da, (V.S.’yi öldürmeye teşebbüs, K.A. bakımından, duruma göre taksirle/kasten öldürme), sadece en ağırından ceza verilir. Oysa buradaki “fiil” ibaresini, kanunu yapanların kast ettiği şekilde “hareket” olarak değil de, netice olarak anlasaydık, ortada tek netice olmadığı için, iki ayrı ceza verilmesi gerekecekti. Yer bakımından uygulamaya dair m. 8: “Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi hâlinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.”
Klasik doktrine göre, manevi unsur ile kusurluluk eş anlamlıdır. Kast ve taksir “kusur türleri”dir. Klasik doktrine göre, manevi unsur ile kusurluluk eş anlamlıdır. Kast ve taksir “kusur türleri”dir. YTCK’ya yansıyan görüşe göre manevi unsurlar arasında kast ve taksir yer alır. Ama bunlar kusur türleri değildir. “Haksızlık içeren davranışın ceza hukukunda gerçekleştiriliş şeklidir.”
Kusur, haksızlık teşkil eden fiili gerçekleştiren şahsın bu fiili gerçekleştirmesi nedeniyle muaheze edilmesi, kınanması gerektiği konusundaki yargıyı ifade etmektedir. Kusur, haksızlık teşkil eden fiili gerçekleştiren şahsın bu fiili gerçekleştirmesi nedeniyle muaheze edilmesi, kınanması gerektiği konusundaki yargıyı ifade etmektedir. Bir fiil, failinin kusuru olmadan işlense dahi, haksızlık ve dolayısıyla, suç olma özelliğini muhafaza edecektir. Kusurluluk, suçun bir unsuru değildir. Kast ve taksir, birer kusurluluk şekilleri olarak değil; birer haksızlık şekilleri olarak anlaşılmaktadırlar. Hatırlayın: Demek ki, bu görüşe göre kusurluluk, suçun oluşumuyla değil, kişinin cezalandırılabilirliğiyle ilgili bir meseledir. Yani, kanunu yapanlara göre, “kusursuz suç ve ceza olmaz” ilkesi yoktur, kusursuz suç olabilir!
(2) Beraat kararı; c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, ..... hallerinde verilir. (3) Sanık hakkında; a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b) Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
Dostları ilə paylaş:
|