Olası kast netice ile belirlenir; olası kast ile işlenen suçlarda teşebbüs hükümleri uygulanmaz (aksine görüşler ve ayrık içtihatlar da var).
Olası kast durumunda, kasten işlenen suçtan ötürü verilecek ceza indirilir. Bu konuda hakime takdir hakkı da tanınmamıştır. İndirim yapmak zorunludur.
Başlangıçta hukuka uygun ya da taksirli bir davranış içinde bulunan failin; ortaya çıkan yeni koşulların etkisiyle, hareketine kasıtlı olarak devam etmesi durumunda, fiili kasten işlemiş sayılmasıdır. En belirgin iki örneği:
Başlangıçta hukuka uygun ya da taksirli bir davranış içinde bulunan failin; ortaya çıkan yeni koşulların etkisiyle, hareketine kasıtlı olarak devam etmesi durumunda, fiili kasten işlemiş sayılmasıdır. En belirgin iki örneği:
a) Başlangıçta hukuka uygun bir davranış içinde bulunan failin, sonradan oluşan bir kasıtla eylemine devam etmesi. Ör: Fail, davet üzerine arkadaşının evine gidiyor. Aralarında kavga çıkıyor, ev sahibi “çık evimden” diyor; misafir ise “sıkıysa sen çıkar, bir yere gitmem” diyor. Misafir, artık rıza hilafına konutta kaldığından, konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşur.
b) Hareketine taksirle başlayan failin, sonradan eylemine kasıtla devam etmesi durumunda, kastın belirmesinden sonra yapılan hareketler dikkate alınır. Fail, en baştan itibaren kasten hareket etmiş gibi sorumlu tutulur. Ör. Geceleyin ıssız bir noktada araç süren RMÖ birisine çarpar, inince nefret ettiği politikacı R’ye çarptığını anlar; onu hastaneye götürmeyip, ölüme terk eder. Fail, tek bir kasten öldürme suçundan yargılanır.
Zaten meydana gelmiş olan sonuçtan, sonradan memnuniyet duyulmasıdır. Sorumluluğu etkilemez. Önceki örnekte, RMÖ aracıyla dikkatsizlik sonucu yayaya çarpar. İndiğinde, ZATEN ÖLMÜŞ olan bu yayanın R olduğunu görünce kendisi ve ülkesi adına sevinir. Burada sorumluluk taksirle öldürmeden ötürüdür.
Zaten meydana gelmiş olan sonuçtan, sonradan memnuniyet duyulmasıdır. Sorumluluğu etkilemez. Önceki örnekte, RMÖ aracıyla dikkatsizlik sonucu yayaya çarpar. İndiğinde, ZATEN ÖLMÜŞ olan bu yayanın R olduğunu görünce kendisi ve ülkesi adına sevinir. Burada sorumluluk taksirle öldürmeden ötürüdür.
Saik, failin harekete geçmesine yol açan nedendir. Suçun işlenmesine neden olan gerekçedir. Suç işleme kararının alınmasına yol açan etkendir.
Kanunda ayrıca belirtilen hallerin dışında, suçun manevi unsurunun oluşması açısından failin saikinin önemi yoktur.
Bazı suçlar ise, kanuni tanımları gereği, ancak belirli saiklerle (özel kast ile) işlenebilirler. Örnekler:
- İnsanlığa karşı suçlar açısından, belli fiillerin “siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle” (m. 77, f. 1) işlenmesi,
- Göçmen kaçakçılığı suçu açısından, “maddî menfaat elde etmek maksadı” (m. 79, f. 1),
- Hırsızlık suçu açısından “yarar sağlamak maksadı” (m. 141, f. 1).
Bazı suçlarda ise, belirli saiklerle hareket edilmesi suçun nitelikli halini oluşturabilir (örneğin, YTCK m. 82 i)’deki kan gütme saiki, m. 82 j’deki töre saiki).
Nihayet, bazı suç tiplerini birbirinden ayırt etmek için de saike başvurmak gerekli olabilir. Örneğin, maçta gol atan takımın taraftarının karşı tribüne cinsel organını teşhir etmesi (cinsel taciz mi, yoksa hakaret mi?) Burada cinsel amaç olmadığı için, hakaret suçu oluşur.
Kural olarak, kastın tespiti açısından saik ya da amaç önem taşımaz. Kast açısından önemli olan, neticesinin bilinmiş ve istenmiş (doğrudan kast) ya da öngörülen neticenin açıkça istenmese de, kabullenilmiş, göze alınmış, buna razı olunmuş (olası kast) olmasıdır.
Kural olarak, kastın tespiti açısından saik ya da amaç önem taşımaz. Kast açısından önemli olan, neticesinin bilinmiş ve istenmiş (doğrudan kast) ya da öngörülen neticenin açıkça istenmese de, kabullenilmiş, göze alınmış, buna razı olunmuş (olası kast) olmasıdır.
Şayet, neticenin gerçekleşmesi muhakkaksa, bunun istendiği kabul edilmelidir. Örneğin, bir siyasinin bulunduğu uçağın uçuş sırasında bombayla infilak ettirilmesi ve diğer 100 yolcunun ölmesi durumunda, ölen her bir yolcu aşısından doğrudan kast vardır. Tüm yolcuların öleceği kesin, kaçınılmaz, mutlaktır. Burada, esas amacın ya da saikin söz konusu siyasiyi öldürmek olması durumu değiştirmez.
Öldürme suçlarında saik suçun unsuru olmadığı için, saikin tespit edilememesi ya da tespit edilen saikin, aslında objektif olarak bir kimseyi öldürme amacıyla hareket etmeye sevk edecek nitelikte olmaması önemli değildir. Bu bakımdan, olayın tüm özellikleri değerlendirildiğinde öldürme iradesi tespit edilebiliyorsa, saikin teşhisi önem taşımaz.
Bununla beraber, davranışın dışa yansıyan özelliklerinden yola çıkılarak öldürme kastını kesin olarak tespit etmek mümkün olmuyorsa, saik araştırılarak bir sonuca varılabilir. Yani bu durumda saik, kastın ispatı açısından bir rol oynayabilir. (Sınıfta verdiğim örnekleri hatırlayın, fail beş mermisi varken kardeşine tek el ateş etmiş, ama yakından ve tam midesine. Acaba öldürmek mi istemiş, yaralamak mı? Tanıktan öğreniyoruz ki, saiki mirasa tek başına konmakmış. Bu durumda kastının öldürmeye yönelik olması kuvvetle muhtemel).
Failin öngördüğü birden çok neticeden herhangi birisinin gerçekleşmesinin fail bakımından fark etmediği durumlarda söz konusu olur. Ör. Gaspçı, kendini takip eden iki polise rastgele ateş ediyor. Birini ıskalıyor, vurduğu diğeri ölüyor. Tek bir kasten adam öldürmeden ceza alacak.
Failin öngördüğü birden çok neticeden herhangi birisinin gerçekleşmesinin fail bakımından fark etmediği durumlarda söz konusu olur. Ör. Gaspçı, kendini takip eden iki polise rastgele ateş ediyor. Birini ıskalıyor, vurduğu diğeri ölüyor. Tek bir kasten adam öldürmeden ceza alacak.