a) Fail ile mağdur arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı, b) Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı, c) Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti, d) Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı, e) Failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği, f) Olay sonrası mağdura yönelik davranışları, başka bir anlatımla olayın kendine özgü tüm özellikleri dikkate alınarak saptanmalıdır”, Yar.CGK, 8.7.2008.
“Sanıklar hiçbir şekilde kendilerine karşı koymayan maktulün hayati önemi haiz baş bölgesine yumrukla vurmuşlar, başını duvara çarpmışlar, bu darbeler sonucu maktul yere düştüğü halde, sanıklardan (İ) bununla da yetinmeyip, yine aynı bölgeye tekme ile vurmuş, maktulün kendinden geçip hareketsiz kalması üzerine “onun işi bitti” diyerek eylemine son vermiştir. Darbelerin nitelik ve şiddeti ile sürekliliği ve olayın seyri göz önünde tutulduğunda, sanıkların eylemi kasten adam öldürmedir”, Yar. CGK 9.11.1999.
“Sanık, kendisine cinsi ilişki teklifinde bulunarak soyunup saldıran mağdurun bu saldırısını önlemek için onun vücudunun hayati organlarının bulunduğu bölgeler dahil olmak üzere, on gün mutad iştigaline engel olacak şekilde, 28 yerinden bıçakla yaralamasına rağmen bıçağını bir engel olmadığı halde, kuvvetli ve şiddetli saplamadığı anlaşılmaktadır. – Hal böyle olunca sanığın kastının ve eyleminin yaralamaya yönelik olduğunun kabulünde zorunluluk vardır”, Yar.CGK, 24.3.1986.
Taksir, failin kendisinden beklenilen objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, aslında öngörülebilir bir neticeyi öngörmemesinden veya bunu göz önünde tutmamasından dolayı zararlı bir netice meydana getirmesidir.
Taksir, failin kendisinden beklenilen objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, aslında öngörülebilir bir neticeyi öngörmemesinden veya bunu göz önünde tutmamasından dolayı zararlı bir netice meydana getirmesidir.
Failin, suç teşkil eden neticeye iradi bir hareketle sebebiyet vermesi, ancak ortaya çıkan sonucu öngörmemiş (bilinçsiz taksir) ya da öngörse bile istememiş olmasıdır (bilinçli taksir).
Fiilin, taksirle işlenebilen bir suç olması;
Fiilin, taksirle işlenebilen bir suç olması;
Hareketin iradi olması;
Neticenin istenmemesi;
Neticenin öngörülebilir olması;
Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması.
Temel nokta, derste anlatıldığı üzere, «objektif özen yükümlülüğüne aykırılık»tır. Bunun ihlal edilip edilmediği, objektif ölçütlere göre belirlenir.
Ancak, kusur altında yapılan incelemede, sübjektif bir değerlendirme daha yapılır: bireysel olarak ele alındığında, fail, obj.özen yükümlülüğünün ihlalinden kaçınabilir miydi, başka türlü davranış ondan beklenebilir miydi?
Temel nokta: Failin, orta zekada, makul, dürüst, sıradan bir vatandaştan beklenen özen ve dikkati göstermeyerek, belirli davranış kurallarına uymamış olması. Fail, burada objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi nedeniyle öngörülebilir ve önlenebilir bir neticeyi öngörmediği için sorumlu tutulmaktadır. Dikkat ve özen yükümlülüğü “objektif” ölçülere göre belirleneceğinden, ortalama bir insanın failin yerinde olsaydı, tehlikeden kaçınabilmek için nasıl hareket edeceğine bakılmalıdır.
Temel nokta: Failin, orta zekada, makul, dürüst, sıradan bir vatandaştan beklenen özen ve dikkati göstermeyerek, belirli davranış kurallarına uymamış olması. Fail, burada objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi nedeniyle öngörülebilir ve önlenebilir bir neticeyi öngörmediği için sorumlu tutulmaktadır. Dikkat ve özen yükümlülüğü “objektif” ölçülere göre belirleneceğinden, ortalama bir insanın failin yerinde olsaydı, tehlikeden kaçınabilmek için nasıl hareket edeceğine bakılmalıdır.
Fakat, eğer fail ortalamanın üzerinde bir bilgiye sahipse, zararlı neticeyi önlemek için bu özel bilgi ve yeteneklerini de kullanmak zorundadır (örneğin, bir meslekteki en seçkin bir kaç kişiden olan failin, mesleki bir cihazı yanlış kullanması durumunda, onun taksirinden bahsetmek, işin acemisine nazaran daha kolaydır). Eğer failden başka türlü davranması beklenemiyorsa, ona kusur isnad edilemez. Örneğin, yorgunluk sebebiyle uyuyakaldığı için trafik kazası yapan fail taksirlidir. Çünkü bu durumda ondan beklenen ve yapması gereken, araba kullanmamasıdır.
Özetle, gerekli dikkat ve özenin ölçüsü, “objektif” açıdan olayın özelliklerine ve “sübjektif”açıdan failin bilgi ve yeteneklerine göre belirlenir.
Tedbirsizlik: Ortak hayat tecrübesine göre, zararlı neticeyi önlemek açısından fail tarafından alınması beklenilecek, gerekli tedbirlerin alınmamış olması (ör. karlı havada trafiğe zincirsiz çıkmak). İhmali davranıştır.
Tedbirsizlik: Ortak hayat tecrübesine göre, zararlı neticeyi önlemek açısından fail tarafından alınması beklenilecek, gerekli tedbirlerin alınmamış olması (ör. karlı havada trafiğe zincirsiz çıkmak). İhmali davranıştır.
Meslek ve sanatta acemilik: Belirli bir mesleğin yürütülüş kurallarına, bunları ilişkin gerekli bilgiye sahip olmamaktan ötürü buna aykırı davranma (ör. pratisyen hekimin yanlış iğne vurması). Mesleki cüret de bu kapsamdadır (ör. Gereksiz yere açık kalp ameliyatına girişilmesi).
Dikkatsizlik: Ortak hayat tecrübelerine göre, failin kendisinden beklenen özen ve dikkati göstermeksizin yaptığı bir hareketle zararlı neticeye sebep olmasıdır (ör. maç seyretmeye dalan berberin, traş ettiği müşterinin kulağını kesmesi). İcrai davranıştır.