Karşi-devriMCİLİĞİn tasfiyesi


ADLİ VE İDARİ ÖNLEMLER: TEMEL TEŞKİLAT REFORMLARI



Yüklə 438,18 Kb.
səhifə7/19
tarix07.04.2018
ölçüsü438,18 Kb.
#47700
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   19

ADLİ VE İDARİ ÖNLEMLER: TEMEL TEŞKİLAT REFORMLARI


Genç isyanı, askeri ve siyasi tedbirlerin yanında, yönetsel sorunların bulunduğu görüşlerini beslemiştir. Başbakan İsmet İnönü, 7 Nisan 1925’de Şeyh Sait isyanı ile ilgili yaptığı konuşmada, öncelikle “harekâtı askeriye”nin bitirileceğini, ardından da yönetsel ve adli önlemlerin alınacağını bildirmiştir: “Böyle irticai dine mütevellit tescilâtı siyasiye yapmak hususunda müstait olan havali de bu imkânı serdedecek tedabir alacağız. İdarî, adlî tedabir alacağız.”106

İsyan sonrasında teşkilatta yeniden yapılanmaya, tam da belirtildiği şekilde adli ve yönetsel alanlardan başlanmıştır. Yönetsel alanda, mülki teşkilatın yeniden düzenlenmesi gündeme gelmiştir, ancak “taksimatı mülkiye” (mülki sınırların çizilmesi) ile sınırlı kalmıştır; adli alanda ise yönetsel yeniden düzenlemeye bir yıl sonra başlanacak olmasına rağmen, süreci yürütmek üzere çalışmalara başlanmıştır.


Taksimatı Mülkiye: Mülki Sınırlar Yeniden Belirleniyor


Yönetsel alanda, öncelikle 20 Nisan’da alınan 134 sayılı Karar ile “Meclisi Âlinin tatili mesaisi devrinde isyan sahası teşkilâtı mülkiyesinde tadilât icra ve tatbiki için hükümete yetki” verilmiştir (Karar No: 134).107 İçişleri Bakanlığı doğu illerinde hükümetin nüfuzunu esaslı bir şekilde kurabilmek için hazırladığı yeniden düzenleme projesini Nisan ayında Bakanlar Kurulu'na sunmak üzeredir. Projeye göre, bazı iller lağvolunacak, diğer iller de "vasi" illere bağlanacaktır.108 Ne var ki, bu projenin daha sonrasında genişletildiği anlaşılmaktadır.

3 Mayıs’da “[i]dari teşkilatın reorganizasyonu için seyyar tetkik heyetleri ve bunların raporlarına göre inceleme yapacak bir Merkez Komisyonu'nun kurulması ile bütün bu görevlilere verilecek yevmiye ve yollukların tesbiti”ne ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır.109 Buna göre, yönetsel çalışmalar genel olacak ve tetkik ve tahkik komisyonları ile yapılacaktır.110 Yeniden düzenleme için yerinde incelemelerde bulunmak üzere seyyar Taksimatı Mülkiye Tetkik Heyetleri ve tetkik heyetinin raporlarını değerlendirmek üzere Tetkikatı Mülkiye Merkez Komisyonu kurulacaktır.111

Mülki taksimat için incelemelerde bulunmak üzere Türkiye, 15 bölgeye bölünmüş ve her biri bu bölgelerde incelemelerde bulunacak 15 taksimatı mülkiye tetkik heyeti oluşturulmuştur. 4 Mayıs’da Heyetlerin biri İçişleri, biri Milli Savunma ve biri de Ticaret Bakanlığından olmak üzere üçer kişiden oluşacağı belirtilmiş olsa da,112 28 Mayıs’da yola çıkan heyetler üç değil; biri mülkiye biri askeriyeden olmak üzere iki kişiden oluşturulmuştur.113

Heyet ilk toplantısını 21 Mayıs'da yapmıştır. Toplantıda, tetkik heyetlerinin görevleri ve işleyişi karara bağlanmıştır. Türkiye'nin idari teşkilatı ve mülki taksimatını yerinde inceleyecek heyetler, nahiye, ilçe ve illerin iktisadi ve coğrafi durumlarına göre varolan mülki taksimatın devam etmesi ya da değiştirilmesi üzerine rapor hazırlayacaktır.114 Tetkik heyetleri özellikle şu konularda incelemelerde bulunacaktır: belediye ve yerel yönetim kanunları ve memur kanunu, nüfus projesi, muhacirlerin iskanı, vb.115

Tetkik heyetleri kendi mıntıkalarına gitmek üzere 28 Mayıs’da Ankara'dan trenle hareket etmişlerdir. İnceleme üç ay sürecektir. Tetkik Heyetleri kendi bölgeleri ile ilgili raporları hazırlayarak Merkez Heyet'e göndereceklerdir.116 Merkez Heyet, Sağlık, Milli Savunma, Maliye, Genelkurmay Başkanlığı (Erkanı Harbiye Riyaseti), İmar ve Adalet Bakanlığı temsilcilerinden oluşmaktadır. Tetkik heyetlerinin raporlarını inceleyecek Merkez Heyet, Meclis açılana kadar kanun tasarısı hazırlıklarını tamamlayacaktır.117

Meclis açılıncaya kadar tetkik heyetlerinin raporları İçişleri Bakanlığı’na iletilmiştir. Raporlar doğrultusunda Merkez Komisyon’un raporu hazırlanmaya devam etmiştir. 5 Kasım'da genel müdürlerle toplanan Tetkikatı Mülkiye Merkez Heyeti "Teşkilat-ı idare nasıl olmalıdır"ı tartışmıştır. İçişleri Bakanı Cemil Bey, "Teşkilatı Esasiye Kanununda nahiye, kaza ve vilayetler" şeklinde derecelendirme yapıldığını, taksimatı mülkiyenin buna göre olması gerektiğini belirtmektedir. Heyet tartışmasında çok esaslı fikirler ortaya çıkmasına rağmen, “idare mesleğinde uzman olanların fikirlerini almak üzere” bir toplantı daha yapılmasına karar verilmiştir.118

Daha sonraki toplantının ardından İçişleri Bakanı Cemil Bey, devlet teşkilatının halka yakınlaştırılması ve halkın uzak il ve ilçe merkezilerine gitmi zorunluluğunu ortadan kaldırmak üzere mevcut altıyüz nahiyenin bine yükseltilmesi ve nahiyelerde nüfus, tapu ve vergi memurları ile hakim bulundurulmasına karar verildiğini beyan etmiştir. Ayrıca, kazaların kurulması vakit alacağından, mahalli idarelerin gelişmesini temin için il idarelerinin elli ile altmış arasında olması ve illerin değişikliğinden doğacak genel işleri birleştirmek üzere beş veya altı Müfettişi Umumiyenin kurulacağını, projenin bu esaslar üzerinde yükseldiğini belirtmiştir.119

1925 yılında çalışmanın önemli bir bölümü tamamlanmıştır. Ne var ki, yasal değişikliğin yapılması 1926 yılına kalacaktır. 1926 yılında 877 sayılı “Teşkilatı Mülkiye Kanunu” ile il sayısı azaltılacak, yönetsel birimlerin bağlılıkları değiştirilecektir.


Islahat-ı Adliye: Yeni Çerçeve Kanun Hazırlıkları ve Teşkilat


“Adli ıslahat” programı Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmaktadır.120 Adli yeniden düzenleme için Adalet Bakanlığı’nda bir “Adliye Mütehassıslar Heyeti” kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu Encümen, programı ve bütçesini görüştükten sonra raporunu Meclis’e gönderecektir.121

Heyet, 20 Şubat’taki toplantısı sonrasında temyiz mahkemelerinin kurulmasındansa temyiz dairelerinin iyileştirilmesini uygun bulduğunu belirtmiştir. Kaldırılan istinaf mahkemelerinin yeniden kurulmasını gerekli görmüş, fakat hakim sayısının azlığından dolayı bunun maddeten mümkün olmadığı anlaşıldığından ertelenmiştir.122

Adli teşkilattaki yeniden düzenlemelerin, isyanlar sonrasında kurulan özel mahkemelerin (Divan-ı Harb-i Örfi ve İstiklal Mahkemeleri) gölgesinde kaldığı tahmin edilmektedir. Adli teşkilatta toplu bir yeniden düzenleme olmamakla birlikte, 22 Nisan 1925’de adli teşkilatta, iki yeni ve önemli Encümen kurulmuştur (Adliye intihap encümenlerile encümeni adliyenin sureti teşekkülü hakkındaki talimatnamenin kabülüne dair kararname) (BK Karar No: 1865).123

Adliye İntihap Encümeni Adalet Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında Teftiş Heyeti Başkanı ile Personel, Ceza ve Hukuk İşleri Müdürlerinden oluşmaktadır.

Encümen, hakimlerin atanması, yükselmesi ve kadro değişiklikleri (terfi, tayin, tahvil) ile ihtiyaç halinde işten el çektirilmeleri ve “haklarında takdir veya inzibat muameleleri tatbiki” ile görevlidir. Encümen’in idarenin yetkisinin dışına çıkarılması ve hakimlerin yine hakimler tarafından seçilmesine yönelik olarak Encümen başkanlığına Mahkeme-i Temyiz (Yargıtay) Başkanı’nın getirilmesi gerektiği düşünülmüşse de, Yargıtay’ın Eskişehir’de bulunmasından dolayı bu gerçekleştirilememiş ve Müsteşar Encümen başkanlığına getirilmiştir.124 Temyiz Mahkemesi’nin Eskişehir’den taşınması ise 1935 yılını bulacaktır.

Yargıtay, İstanbul'un işgali sonrasında, 7 Haziran 1920'de 14 Nolu Kanun ile Sivas'ta "Muvakkat Temyiz Heyeti" olarak kurulmuş, İstiklal Savaşı sonrasında ise 14 Kasım 1923 tarihli 371 sayılı Kanun ile Eskişehir'e taşınmıştır. Yargıtay'ın Eskişehir'e taşınması merkezin baskısı altına girmemesi ve ulaşım kolaylığı gibi gerekçelerle savunulmuştur. 1925 yılında tartışma devam etmektedir. Adalet Bakanı Mahmud Esad (Bozkurt) Yargıtay'ın Ankara'ya taşınmasına taraftar olduğunu belirtmekteyken; Baro İstanbul'a taşınmasında ısrar etmektedir. Bakanlık ile Baro arasında çatışma devam etmektedir. Yargıtay, 10 Haziran 1935 tarih ve 2769 sayılı Kanun ile Ankara'ya taşınacaktır.

1865 sayılı Kararname ile kurulan ikinci encümen, Encümeni Adliye’dir. Adalet Bakanının uygun gördüğü Yargıtay üyelerinden bir kişinin başkanlığı altında iki Yargıtay üyesi ve Yargıtay’ın bulunduğu yer (Eskişehir) cinayet mahkemesi ve asliye ve hukuk dairesi başkanlarından oluşmaktadır.

Adli teşkilatın taşra örgütlenmesinde dikkat çekici bir yeniden düzenlemeye gidilmemiştir, ancak taşrada personel ve teşkilat yetersizliği gibi sorunlar gündemdedir. 8 Ocak’da bir soru üzerine Adalet Bakanı Mahmut Esad’ın Meclis’de verdiği beyanata göre, maaşların azlığı, yöreden yetişmiş hakimlerin olmaması nedeniyle bugünkü Ağrı, Iğdır ve Tuzluca'yı kapsayan Beyazıt ilinde hakimler görev yapmamaktadır. Bu nedenle, münhal (bağlı) kazaların (ilçe) adli işleri en yakın kazalara bağlanmaktadır. Fakat kazalara gidebilmek için halk 10-12 saatlik yolu gitmek zorunda kalmaktadır.”125

Adli yeniden düzenleme süreci, asıl olarak yeni çerçeve kanunların hazırlığında yoğunlaşmış gözükmektedir. Medeni Kanun, Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu hazırlıkları tüm yıl boyunca devam etmiştir. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, 1 Kasım’da Meclis açış konuşmasında adli alandaki yeniden düzenleme gereksiniminin altını çizmiş ve eski kanunların yerine “Ceza Kanunu, Medeni Kanun ve Ticaret Kanunu”nun bir an evvel çıkarılması gerektiğini belirtmiştir.126

Bu bağlamda, sözü edilen çerçeve kanunların hazırlıkları başlatılmıştır. Kanunların hazırlığında, Avrupa’da halihazırda kullanılmakta olan Kanunların tercüme edilmesi yöntemi benimsenmiştir. Medeni Kanunu hazırlamakla görevlendirilen Medeni Kanun Komisyonu’nun İstanbul’da kurulduğuna dair Komisyon Başkanı Şükrü Kaya tarafından yapılan beyanatta bu yönteme değinilmektedir.127

"Cumhuriyet Hükümeti, medeni ve çağdaş düzenlemelere girişmiştir ve uygulamaya başlamıştır. İyileştirilmeye en çok gereksinim duyulan kanunumuz Medeni Kanunun evlilik ve aile hukukunu düzenleyen kısmıdır. Bugüne kadar bir araya dahi getirilmemiştir. İşi yarım bırakmak istemeyen Adalet Bakanı Mahmud Esad Avrupa'da kullanılmakta olan bir kanunu uygulamanın en doğru yol olduğuna inanmıştır. Komisyondaki arkadaşları da [bu düşünceye] inanmıştır. Komisyon en iyi hukukçu ve üniversite hocalarından oluşmaktadır. Kanun Türkçeye çevrilecektir."

Diğer çerçeve kanunların hazırlıkları da özel komisyonlar eli ile yapılmıştır. Kanun’ların kabul edilmesi 1926 yılına kalmıştır.


Yüklə 438,18 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin