Kehf Suresi (18/110)



Yüklə 1,78 Mb.
səhifə44/54
tarix07.01.2022
ölçüsü1,78 Mb.
#80558
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   54
Kehf Suresi
70


قَالَ

dedi


فَإِنِ

eğer


اتَّبَعْتَنِي

bana tabi olursan



فَلَا تَسْأَلْنِي

bana soru sorma



عَنْ شَيْءٍ

hiçbir şey



حَتَّىٰ

kadar


أُحْدِثَ

ben anlatıncaya



لَكَ

sana


مِنْهُ

onu


ذِكْرًا

bir hatırlatma











Türkçe Transcript (*)

Kâle fe-ini-tteba’tenî felâ tes-elnî ‘an şey-in hattâ uhdiśe leke minhu żikrâ(n)

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar.'

Edip Yüksel Meali

Dedi: "Bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça bana hiç bir şey hakkında soru sorma."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Hızır) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"

Süleyman Ateş Meali

(O kul): "O halde, dedi, eğer bana tabi olursan ben sana anlatıncaya kadar (yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"

Yusuf Ali (English)

The other said: "If then thou wouldst follow me, ask me no questions about anything until I myself speak to thee concerning it."

M. Pickthall (English)

He said: Well, if thou go with me, ask me not concerning aught till I myself mention of it unto thee.

Kehf Suresi
71


فَانْطَلَقَا

yürüdüler



حَتَّىٰ

nihayet


إِذَا

zaman


رَكِبَا

bindikleri



فِي السَّفِينَةِ

gemiye


خَرَقَهَاۖ

onu deliverdi



قَالَ

dedi


أَخَرَقْتَهَا

mi onu deldin?



لِتُغْرِقَ

boğmak için



أَهْلَهَا

halkını


لَقَدْ

gerçekten



جِئْتَ

sen yaptın



شَيْئًا

bir iş


إِمْرًا

çok tehlikeli

















Türkçe Transcript (*)

Fentalekâ hattâ iżâ rakibâ fî-ssefîneti ḣarakahâ(s) kâle eḣaraktehâ lituġrika ehlehâ lekad ci/te şey-en imrâ(n)

Ali Bulaç Meali

Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: 'İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın.'

Edip Yüksel Meali

Böylece yürüdüler. Nihayet gemiye bindiklerinde, onda delik açtı. "Halkını boğmak için mi gemide delik açtın? Gerçekten müthiş bir iş yaptın," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, o kul (Hızır) gemiyi deldi. Musa, ona şöyle dedi: "Geminin içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın."

Süleyman Ateş Meali

Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman gemiyi deliverdi. (Musa): "Halkını boğmak için mi gemiyi deldin? Gerçekten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İkisi birlikte yola koyuldular. Bir süre sonra gemiye bindiklerinde, tuttu gemiyi deliverdi. Mûsa dedi: "İçindekileri boğmak için mi deldin onu? Vallahi korkunç bir iş yaptın!"

Yusuf Ali (English)

So they both proceeded: until, when they were in the boat, he scuttled it.(2417) Said Moses: "Hast thou scuttled it in order to drown those in it? Truly a strange thing hast thou done!" *

M. Pickthall (English)

So the twain set out till, when they were in the ship, be made a hole therein. (Moses) said: Hast thou made a hole therein to drown the folk thereof? Thou verily hast done a dreadful thing.

Kehf Suresi
72


قَالَ

dedi


أَلَمْ أَقُلْ

demedim mi?



إِنَّكَ

sen


لَنْ تَسْتَطِيعَ

dayanamazsın



مَعِيَ

benimle beraber bulunmağa



صَبْرًا

sabırla






















Türkçe Transcript (*)

Kâle elem ekul inneke len testatî’a me’iye sabrâ(n)

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini sana söylemedim mi?'

Edip Yüksel Meali

"Bana dayanamıyacağını sana söylememiş miydim," diye karşılık verdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Hızır:) "Sen benimle asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi.

Süleyman Ateş Meali

(O kul): "Sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın demedim mi?" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dedi: "Ben söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın!"

Yusuf Ali (English)

He answered: "Did I not tell thee that thou canst have no patience with me?"

M. Pickthall (English)

He said: Did I not tell thee thou couldst not bear with me?

Kehf Suresi
73


قَالَ

dedi


لَا تُؤَاخِذْنِي

beni kınama



بِمَا

şeyden ötürü



نَسِيتُ

unuttuğum



وَلَا تُرْهِقْنِي

ve bana çıkarma



مِنْ أَمْرِي

bu işimden dolayı



عُسْرًا

bir güçlük




















Türkçe Transcript (*)

Kâle lâ tu-âḣiżnî bimâ nesîtu velâ turhiknî min emrî ‘usrâ(n)

Ali Bulaç Meali

(Musa:) 'Beni, unuttuğumdan dolayı sorgulama ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma' dedi.

Edip Yüksel Meali

"Unuttuğum şeyden dolayı beni kınama; bu işimde bana güçlük çıkarma," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa dedi ki: "Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama ve bu işimden dolayı bana bir güçlük çıkarma."

Süleyman Ateş Meali

(Musa): "Unuttuğum şeyden ötürü beni kınama ve bana bu işimden dolayı bir güçlük çıkarma." dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa dedi: "Unuttuğum için beni azarlama; bu yaptığımdan dolayı da bana zorluk çıkarma."

Yusuf Ali (English)

Moses said: "Rebuke me not for forgetting, nor grieve me by raising difficulties in my case."

M. Pickthall (English)

(Moses) said: Be not wroth with me that I forgot, and be not hard upon me for my fault.

Kehf Suresi
74


فَانْطَلَقَا

yine yürüdüler



حَتَّىٰ

nihayet


إِذَا لَقِيَا

rastladılar



غُلَامًا

bir çocuğa



فَقَتَلَهُ

hemen onu öldürdü



قَالَ

(Musa) dedi ki



أَقَتَلْتَ

mı katlettin?



نَفْسًا

bir canı


زَكِيَّةً

tertemiz


بِغَيْرِ

karşılığı olmadan



نَفْسٍ

bir can


لَقَدْ

doğrusu


جِئْتَ

sen yaptın



شَيْئًا

bir iş


نُكْرًا

çirkin













Türkçe Transcript (*)

Fentalekâ hattâ iżâ lakiyâ ġulâmen fekatelehu kâle ekatelte nefsen zekiyyeten biġayri nefsin lekad ci/te şey-en nukrâ(n)

Ali Bulaç Meali

Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürdü. (Musa) Dedi ki: 'Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.'

Edip Yüksel Meali

Böylece yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında onu hemen öldürdü. "Kimseye kıymamış suçsuz bir kimseyi niçin öldürdün? Sen, çok kötü bir iş yaptın," dedi

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi.

Süleyman Ateş Meali

Yine yürüdüler. Nihayet bir oğlana rastladılar. (O kul) hemen onu öldürdü. (Musa): "Bir can karşılığı olmadan temiz bir cana kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rast geldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!"

Yusuf Ali (English)

Then they proceeded: until, when they met a young man, he slew him.(2418) Moses said: "Hast thou slain an innocent person who had slain none? Truly a foul (unheard of) thing hast thou done!" *


Yüklə 1,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin