Kelam tariHİ 10 Kelâmın Tanımı: 10



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə8/43
tarix15.01.2019
ölçüsü1,26 Mb.
#97180
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   43

SELEFİYYE

Selefiyye'den maksat, Sahabe ve Tabiun devrinde yaşayan müslümanlardır, Fakat daha sonra onlar gibi düşünen İslam bilginleri de olmuştur. Hicri dördüncü asrın başlarından itibaren selef metodunu uygulayan bu bilginlere Selefe bağlı kalanlar anlamına "Selefiyyun" dendiği vakidir Selef, fıkıhta Kur’an ve Sünnete tabi idî. Kur’an ve Sünnetin; genel hükümleri karşısında yeni hadiseler zuhurunda reye müracaat ederlerdi. Fakat itikadi meselelerde akıl ve reye başvurmazlardı. Kur’an ve Sünetin beyan ettiklerini aynen kabul edip Allah'ın sıfatları ve kader meselesinde münakaşaya katiyyen girmezlerdi. Müteşabih ayetlerin teviline yanaşmazlar, (Al­lah'ın sıfatları dışında başkalarına müteşabih gibi görünen ayetleri tevil ederlerdi. Bu ise hak olan tevil idi) nassları aynen kabul ederlerdi. Selefiyye'ye göre bu konularda akıl hüküm veremez. fakat şahid olabilir. “Rahman Arş’a istiva etti”144 Bu ayetin manasını araştırmak doğru değildir. Aynı şekilde “İki elimle yarattığıma”145 “Rabbin geldi”146 gibi ayetlerin üzerinde fikir beyan edilmemelidir. Kısaca akıl Kur’an’ı tevile yetkili değildir.147

Selefiyye’nin görüşlerini yedi esasta toplamak mümkündür. Bunlar; Takdis, Tasdik, Aczi itiraf, Sükut, İmsak, Keff ve Marifet ehlini teslim.148

1- Takdis

Allah'ı cismiyetten uzak, tutup layık olmadığı şeyi ona yakıştırmamaktır. Bir kimse "el" ve "parmak" gibi kelimeleri ihtiva eden "Allah Adem'in çamurunu kendi eliyle yoğurdu" ve "Mü'minin kalbi Rahman’ın iki parmağı arasındadır" mealindeki hadislerini işittiği zaman Allah'ın cismiyet isnad edildiğini sanmamalıdır. El (Yed ) kelimesi iki manaya gelir;



1- Et, kemik ve kaslardan yapılmış mürekkep cisim, hadislerde kullanılan el (Yed) bu anlamlarda kullanılmış olamaz. Zira cismin derinlik, genişlik ve uzunluk gibi arazları vardır. Allah böyle cisim vasıflarından uzaktır.

2- Elin (Yed) bir başka manası da "Falan ülke falan hükümdarın elindedir" Cümlesinde olduğu gibi mecazidir. "El" in bu ikinci manası cisme izafe edilemez.

Hz. Peygamber (s.a.v.) bu manada cisim anlamında Allah'a el isnad etmemiştir. Nitekim "Allah, Adem' i kendi sureti üzerine yarattı"149 ve "Ben Rabbimi en güzel surette gördüm" anlamındaki hadislerde de suret sözüyle cisim kasdedilmemiştir. Selefe göre nasslarda geçen ve anlamı açık olmayan bu gibi sözler üzerinde düşünmemek lazımdır.150


2- Tasdik

Hz. Muhammed'in (s.a.v.) bildirdiklerine iman etmektir. Onun her bildirdiği doğrudur. Onun hadislerinde geçen el-parmak ve yüz kelimeleri Allah'ın şan ve aza­metine yakışan bir manada kullanılmıştır.151


3- Aczî İtiraf

Nasslarda geçen müteşabihatın maksadını bilmemek ve bilemiyeceğini itiraf etmektir. Zira bu hususlarda hataya düşülür. En doğru yol, müteşabihata dalmamak ve aczi itiraf etmektir. İmam Malik bu hususla (istiva hakkında) "istiva malumdur, keyfiyeti meçhuldür, ona iman ise vaciptir" ondan sual bidattir" demiştir.152


4- Sükût

Müteşabihatın manasını sormamak, onlara dalmamak ve hatta bu konuda soru sormayı sapıklık saymaktır. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) kader mevzuu ile meşguliyeti ashabına yasaklamıştır. Kısacası selef bu ve benzeri meselelerde susmayı, sükutu ter­cih etmiştir.153


5- İmsak

Müteşabih nasslar üzerinde değişiklik yapmamak, o ifadeleri azaltmamak ve çoğaltmamaktır. Söz konusu nassların üzerinde tevil ve tefsirden kaçınmaktır.154


6- Keff

Kalben müteşabihatla meşgul olmamaktır. Ve onlar üzerinde düşünmemektir.155



7- Marifet Ehlîni Teslim

Kişi, kendisine kapalı görünen müteşabih nasslarda herkese kapalı olduğunu zannetmemelidir. Peygamberlerin, büyük bilginlerin, sıddık ve velilerin zor görünen birçok hususları bildiğini kabul etmek gerekir.156

İmam Gazali, selefin yukardaki uyduğu esasları Îlcamu'l-Avam'ında açıklarken şu hususları da zikrediyor

1- Ahiret hallerini en iyi bilen Hz. Muhammed'dir. (s.a.v.) akıl bu halleri bilemez. Zira akıl, tecrübe ve müşahedeye müsait olan konularda sebep ve neticeleri bulabilir, ahiret akıl ve tecrübeyle bilinemez. Ahiret, kalp temizliği ve ahlaki yüceliği sahip kimselerce anlaşılabilir. Onlar, Nübüvvet nuruyla nurlanmışlardır, Selefiyyun, devir­leri icabı Hz. Peygambere (s.a.v.) yakın olmuşlar O'nun haliyle hallenip üstün manevi şahsiyetinden istifade etmişlerdir.

2- Hz. Peygamber (s.a.v.) her iki dünyayı ilgilendiren hususlarda vahiyleri olduğu gibi tebliğ etmiştir. Sahabenin ilim ve ahlakta önderi olmuştur. İslam'ın canlı, dina­mik ruhu Hz. Rasûlü Ekrem'den sahabeye geçmişti.

3- Sahabe'nin Hz. Peygamber'den aldığı bu ruh, Tabiin'e de geçmiştir Sahabe bu konuda titiz davranmış, Hz. Peygamberin buyruklarını harfiyyen yerine getirmek için gayret sarfetmiştir.

4- Selefiyyun, bu hava içinde kendi devirlerinde müteşabihatı tevil tefsir, tedkik ve izahattan kaçınmıştır. Onlar Kur’an ve Sünneti olduğu gibi alma ve yaşama gayretinde bulunmuşlardır.

Selefin faziletine işaret eden hadisler eksik değildir. Onlardan biri şudur:



"İnsanların en hayırlıları benim zamanımdakilerdir. Sonra onları takip edenler, daha sonra onları takip edenlerdir",157

Hadisin devamında Hz. Peygamber,



"Sonra bir­takım kavimler gelir ki, onlardan birinin şehadeti yeminine, yemini de şehadetine tekaddüm eder" buyurur.

Yukarıda sözü edilen inançların bağlıları varlıklarını uzun müddet sürdüremediler. içeriden ve dışarıdan İslam'ı sarsmak isteyen cereyanlar ortaya çıkmaya ve yayılmaya başladı. Batıl inançları ve bidat ehlinin görüşlerini çürütmek için Selefin büyük imamları fıkıhla meşgul olmala birlikte akaid ve Kelâma dair meselelerle de ilgilendiler. Şimdi kısaca bu büyük imamlardan bahsedeceğiz:158



Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin