İMAMÜ'L HAREMEYN EL-CÜVEYNİ (419-478/1028-1085) Kimlik
Eserleri aracılığıyla Kadı Ebû Bekr el-Bakıllani’ye talebelik eden, bizzat İmam Gazzali'nin hocası olan Ebû'l Meali el-Cüveyni 419/1028 yılında doğmuştur.
Mütedeyyin bir babanın evladı olan el-Cüveyni bir alim havası içinde çocukluk yıllarını geçirirken ilimle temasa geçmiştir.
Babasından ilk fıkıh tahsilini yapan Ebû'l-Meali hadis de okumuştur. İslami ilimler için gerekli olan arapçayı da iyice öğrenen el-Cüveyni, Kur'an'ı ezbere biliyordu.
Az ve öz konuşan İmamü'l-Harameyn hayatının ilk yıllarında İslami ilimlerden fıkıh, hadis ve bunların usulleriyle, tefsirde kendini kabul ettirdiğinden Rüknü'l-İslam, İslamın direği ünvanını almıştır.251
Cüveyni daha sonra hem ders okutmaya, hem de ilmi araştırmalara devam etmiştir. Bu sırada çıkan fitne Cüveyniye de bulaşıyor. Ehl-i Sünnet'in açık savunucusu olan Cüveyni fitne yüzünden memleketi Nisabur'u terk zorunda kalıyor. O önce, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in Bağdat'a girdiği 447/1055 tarihte Bağdat'a gidiyor, Orada ilmi faaliyetlerine devam ediyor, daha sonra Mekke ve Medine'ye gidiyor.252
İmamü'l Harameyn Ünvanını Alması
Mekke ve Medine'de kaldığı zaman zarfında ilmi sohbetlere katılıyor, ders halkaları düzenliyor, münazaralarda üstünlüğü ortaya çıkıyor ve neticede kendisine Mekke ve Medine'nin imamı anlamına İmamü'l-Harameyn unvanı veriliyor.
Cüveyni'nin ibadetli taatli bir hayatı vardır. Geceleri ihya eder devamlı ibadette bulunurdu. Yumuşak bir kalbin sahibiydi. Tasavvufda bazı derecelerin ve sırların sahibi olmuştur. İlmiyle amil kamil bir zattı. O tahkiki bir imana sahipti. Güçlü bir zekaya malikti. Hür bir araştırmacıydı. Bir meseleyi en ince teferruatına kadar inceler, araştırır, sonra hükmünü verirdi, Tek hedefi gerçeği, hakikati arayıp bulmaktı. Gençlik ve olgunluk çağı sürekli olarak akıl ve zeka planında bu gerçeğin araştırılmasıyla geçmiş ve fakat sonunda Cüveyni şunu söylemek zorunda kalmıştır.
"Ben ihtiyar kadınların dini üzere bulunmayı istiyorum."
Mekke ve Medine'den Nisabur'a dönen İmamü'l Harameyn, orada yine dersler okutmaya başlar, Nizamü'l Mülk'ün kurduğu Nizamiye medresesinin başına geçer.
Devrinde Ehl-i Sünnet'in imamı olan Cüveyni Kelâmın ve diğer islami ilimlerin yanında felsefeyle de uğraşmıştır. O taklidle değil, tahkikle meşgul olmuştur. Hayatı boyunca inceleme ve araştırmalardan zevk almıştır, yorulmak bilmez bir azim ve gayretle ilmin peşinde koşmuştur. Büyük bir araştırmacı ve o nisbette Allah'a teslim olan bir Kelâmcı olarak İmamü'l Harameyn el-Cüveyni 479/1086 tarihinde ibadet etmekten zevk aldığı Allah'a kavuşuyor ve son sözleri şu oluyor:
"Eğer rabbimin rahmeti bana ulaşmazsa yazıklar olsun bana, îşte ben annemin, yani Nisaburlu ihtiyar kadınların dini-imanı üzere ölüyorum”253
Cenazesinin Nisabur’da büyük bir kalabalığın iştirakiyle kaldırıldığı rivayet edilir.254
Cüveyni Kelâm, Fıkıh, Fıkıh usulü v. b. alanlarda eserler vermiştir.
Onun Kelâm ilminde kaleme aldığı en önemli iki eseri Kitau'l-lrşad ve eş-Şamil fi Usuli'din’dir.
Kitabü'l İrşad matbu olarak mevcuddur.255 İmamaü'l-Harameyn el-Cüveyni el-İrşad'da şu konulara yer verir.256
Bîlgî
1- Nazari hükümleri hakkında (Akli araştırma): Nazarla ilim meydana gelir, ancak o, doğru ve bozuk olabilir. Nazar'ın şer'î değeri vardır, nazarla ancak bilgiler elde edilir.257.
2- İlim kadim ve hadis (ezeli ve sonradan olma) şeklinde ikiye ayrılır, İlmin cehalet, şüphe gibi zıdları vardır, akıl zaruri ilimdendir.258
Alem
3- Alem yaratılmıştır. Çünkü cisimler cevherler ve arazlardan oluşmuştur. Bunların ise sonradan meydana geldikleri açıktır.259
Allah
4- Üzerine yokluğun geçmediği Allah, alemin yaratıcısıdır. Zira Allah vacip varlıktır. Yokluk ancak caiz ve mümkün varlıklar için söz konusudur.
5- Alem hadis olunca onun ezeli bir muhdisinini olması gerekir. Bu Allah-u Teala'dır. O ezelidir, kendi zaıyla kaim olup başkasına muhtaç değildir. Yaratıklara hiç bir yönden benzemez. O bir tekdir. Allah zati sıfatlarının yanında irade, görme işitme, Kelâm, ilim gibi subuti sıfatlara da sahiptir. O'nun kendine has isimleri vardır. Allah ahirette görülecektir.260
Însan
6- Kul yaratıcı değildir, ama muhdes bir kudretle amellerini işler. Hidayet ve dalaleti yaratma Allah'a ait olmakla birlikte seçme kula aittir. İnsanın hadis bir kudreti olduğu açıktır, bu hadis kudret arazdır, gelip geçicidir.
7- Fiillerin güzelliği ve çirkinliği (Husun ve kubuh) aklı değildir. Salah ve aslaha riayet Allah'a vacip değildir.261
Nübüvvet
8- Nübüvvet caiz ve mümkündür ve dinin en büyük rükünlerinden biridir. Bir takım şartları haiz mucizeler peygamberleri tasdik ve teyid araçları olup yaratıcısı Allah'tır. Keramet evliyanın elinde zahir olan harikulade olaydır. Hz. Muhammed (s.a.v.) son ve cihan şümul peygamberdir. Onun Kur'an mucizesi yanında diğer mucizeleri vardır.
9- Eceller, rızıklar, fiat artış ve yükselişleri Allah'a aittir, O'nun takdiriyle olur.262
Ahiret
10- Ahirette ilk yaratılışta olduğu gibi insan dirilecektir. Daha önce kabir azabı, münker ve nekir sorgusu vuku bulacaktır. Ruh latif bîr cisimdir. Hayatın devamı ruhun bedende kalmasıyla mümkündür.
Cennet ve cehennem yaratılmışlardır. Sırat, mizan, havz ve amel defterleri haberlerle sabittir. Şefaat ta haktır.
11- İman, Allah Tealayı tasdiktir. Günahkar müminin imanı gitmez, iman tasdik olarak değerlendirilince artma eksilme olmaz ama taat olarak kabul edilirse artar, eksilir.
12- Tevbe, dönmek, masiyetten pişman olmak demektir. Tevbe, şartlarına uygun olarak yapılırsa Allah Teala tarafından kabul edilir.263
İmamet
13- İmamet, seçimledir, imamette şartlar vardır. Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (r.a.) sırayla Hz. Peygamber'e halîfe olmuşlardır.
Cüveyni eş-Şamil fi Usuli'd-Din'i beş cilt olarak kaleme almıştır. Hacimli bir eser olan eş-Şamîl’in ilk cildi neşredilmiştir. Cüveyni bu eserinde Kadı Ebû Bekr el-Bakıllani'nin görüşlerinin bir nakilcisi durumundadır, adeta. Zira el-Bakıllani'den o kadar iktibaslar yapmaktadır ki bu izlenimi vermektedir. Zaten bu hususta o şöyle demektedir "İlm-i Kelâmda bir söz söylemiş olmayayım ki Bakıllani’nin Kelâmından onikibin yaprak ezberlemiş olmayayım.264
Cüveyni akaidle ilgili olarak vezir Nizamü'l Mülk'e bir risale takdim eder ki bunun adı el-Akidetü'n Nizamiye'dir. Kahire’de 1948’de basılmıştır.
Akaid sahasındaki bir başka eseri, Lümaü’l-Edille, Dr. Fevkıye Hüseyn Mahmud tarafından, Cüveyni hakkında uzun bir takdim yazısıyla, Kahirede 1385/1965 de basılmıştır.
Kelâm ve Akaid dışında Cüveyninin bazı eserleri şunlardır:
1- El-Burhan, Fıkıh usulü sahasındadır.
2- El-Verakat,
3- Nihayetü'l Matlub fi Dirayeti'l-Mezheb, Fıkıh sahasındadır.
4- Risaletün fi'l-Fıkh
5- Risaletü'n fit-Taklid ve'l İctihad
Ayrıca hilaf ve cedel konularında eserlerin sahibidir.265
Dostları ilə paylaş: |