Keynes'ten sonra iKTİsadi DÜŞÜncede meydana gelen geliŞmeler



Yüklə 446 b.
səhifə10/18
tarix30.10.2017
ölçüsü446 b.
#22204
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   18

Rasyonel Beklentiler Teorisi Klasik Teori ilkelerinin bütün ekonomik problemlere ve özellikle makro ekonomi politikasına uygulanmasından oluşmaktadır. Bu yüzden Rasyonel Beklentiler Teorisine dayalı olarak Yeni Klasik Teori oluşturulmuştur.

  • Rasyonel Beklentiler Teorisi Klasik Teori ilkelerinin bütün ekonomik problemlere ve özellikle makro ekonomi politikasına uygulanmasından oluşmaktadır. Bu yüzden Rasyonel Beklentiler Teorisine dayalı olarak Yeni Klasik Teori oluşturulmuştur.

  • Rasyonel Beklentiler Teorisine göre Klasik teorinin iki temel önerisi vardır:



*Bireyler optimalize ederler: yani tüketici fayda maksimizasyonu üretici ise kar maksimizasyonuna ulaşmak amacındadır. Bu amaçlara ulaşmak isterken gelirlerinin ve mevcut teknolojinin sınırlarıyla karşı karşıyadırlar.

  • *Bireyler optimalize ederler: yani tüketici fayda maksimizasyonu üretici ise kar maksimizasyonuna ulaşmak amacındadır. Bu amaçlara ulaşmak isterken gelirlerinin ve mevcut teknolojinin sınırlarıyla karşı karşıyadırlar.

  • *Piyasalar arz-talebi dengeler: Ancak bunun gerçekleşebilmesi için piyasada yasal sınırlamaların olmaması, enformasyon farklılığının bulunmaması veya devletin müdahale etmemesi gerekir.



Rasyonel Beklentiler Teorisi, para politikasının kısa ve uzun dönemde ekonomide sadece fiyatlar genel seviyesini etkileyeceğini öne sürerken, maliye politikasının uzun dönemde istihdam ve üretim üzerinde olumsuz etkiler yapacağını iddia eder.

  • Rasyonel Beklentiler Teorisi, para politikasının kısa ve uzun dönemde ekonomide sadece fiyatlar genel seviyesini etkileyeceğini öne sürerken, maliye politikasının uzun dönemde istihdam ve üretim üzerinde olumsuz etkiler yapacağını iddia eder.



Rasyonel Beklentiler Teorisi tıpkı Klasik iktisatçılar ve moneteristler gibi, devlet harcamalarındaki artışın özel tüketim ve yatırım harcamalarında veya ithalatta meydana gelecek bir azalma ile karşılanacağını kabul eder. Bu nedenle devlet harcamalarındaki bir artış, toplam talebi etkilemez. Dolayısıyla milli gelir ve istihdam düzeyinde bir gelişme olmayacaktır. Buna karşın Rasyonel Beklentiler Teorisi maliye politikasının toplam arz üzerinde olumsuz etkilerde bulunduğu görüşündedir.

  • Rasyonel Beklentiler Teorisi tıpkı Klasik iktisatçılar ve moneteristler gibi, devlet harcamalarındaki artışın özel tüketim ve yatırım harcamalarında veya ithalatta meydana gelecek bir azalma ile karşılanacağını kabul eder. Bu nedenle devlet harcamalarındaki bir artış, toplam talebi etkilemez. Dolayısıyla milli gelir ve istihdam düzeyinde bir gelişme olmayacaktır. Buna karşın Rasyonel Beklentiler Teorisi maliye politikasının toplam arz üzerinde olumsuz etkilerde bulunduğu görüşündedir.



Bunun sebebi ise daha çok devlet harcamalarının vergi artışıyla finanse edilmesidir. Sonuç olarak Rasyonel Beklentiler Teorisi, aktif makro iktisadi politikaların (devlet harcamalarının artırılması, verginin azaltılması, para arzını artırmak ya da azaltmak ... gibi) karşıdır.

  • Bunun sebebi ise daha çok devlet harcamalarının vergi artışıyla finanse edilmesidir. Sonuç olarak Rasyonel Beklentiler Teorisi, aktif makro iktisadi politikaların (devlet harcamalarının artırılması, verginin azaltılması, para arzını artırmak ya da azaltmak ... gibi) karşıdır.



KAMU TERCİHİ TEORİSİ VE ANAYASAL İKTİSAT

  • İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan gelişmelerden biri de Kamu Tercihi veya Toplumsal Seçim Teorisi (Theory of Puplic Choice) olarak bilinen teoridir. Bu teorinin gelişimi İkinci Dünya Savaşından sonra kamu kesiminin hızlı bir şekilde büyümesi ile birlikte olmuştur.



Bu büyüme hem kamu harcamalarında hem de kamu gelirlerinde kendini göstermiştir. Mesela ABD’de 1946-1974 yılları arasında kamu harcamaları/GSMH %13’ten %22’ye devlet gelirleri ise % 28’den % 40’a yükselmiştir. Benzer gelişmeler Avrupa ülkelerinde de görülmeye başlanmıştır.

  • Bu büyüme hem kamu harcamalarında hem de kamu gelirlerinde kendini göstermiştir. Mesela ABD’de 1946-1974 yılları arasında kamu harcamaları/GSMH %13’ten %22’ye devlet gelirleri ise % 28’den % 40’a yükselmiştir. Benzer gelişmeler Avrupa ülkelerinde de görülmeye başlanmıştır.



Kamu Tercihi Teorisi, kamunun ekonomide üslendiği rol ve faaliyetlerin sınırlarına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Kamu Tercihi yaklaşımı politikacılar seçmenler, siyasi partiler ve çıkar grupları arasındaki ilişkileri politik karar alma sürecindeki davranışlarıyla birlikte iktisat, politika, hukuk, sosyoloji bilimi çerçevesinde inceleyen teorik bir yaklaşımdır. Kamu Tercihi yaklaşımının temelinde bireylerin politik süreç içerisinde kendi kişisel çıkarlarını, refahlarını maksimize edecekleri varsayımı yatmaktadır. Bu gruplar kendi çıkarları peşindedirler.

  • Kamu Tercihi Teorisi, kamunun ekonomide üslendiği rol ve faaliyetlerin sınırlarına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Kamu Tercihi yaklaşımı politikacılar seçmenler, siyasi partiler ve çıkar grupları arasındaki ilişkileri politik karar alma sürecindeki davranışlarıyla birlikte iktisat, politika, hukuk, sosyoloji bilimi çerçevesinde inceleyen teorik bir yaklaşımdır. Kamu Tercihi yaklaşımının temelinde bireylerin politik süreç içerisinde kendi kişisel çıkarlarını, refahlarını maksimize edecekleri varsayımı yatmaktadır. Bu gruplar kendi çıkarları peşindedirler.



Kamu Tercihi Teorisi, politikayı bir mübadele (catallaxy) olarak görür. Bu sözcük “politika karmaşık bir mübadele türüdür” anlamında kullanılmaktadır. Anayasal bir düzen altında kavramsal bir sözleşme olan “politik mübadele” kendi kendine kurulur. Politik mübadele toplumdaki herkesi kapsar.

1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin