Muth’a göre bekleyişler rasyoneldir. Bekleyişlerin rasyonel olması, beklenen değer ile gerçekleşen değer arasındaki farkın, beklenen değeri sıfır olan tesadüfi bir değişken olması anlamını taşımaktadır. Bir ekonomik değişkenin rasyonel bekleyişleri oluşturulurken piyasadaki ekonomik birimler, değişkeni etkileyebilmektedirler ve bu alanda elde edebildikleri tüm bulgulardan yaralanabilmektedirler.
Muth’a göre bekleyişler rasyoneldir. Bekleyişlerin rasyonel olması, beklenen değer ile gerçekleşen değer arasındaki farkın, beklenen değeri sıfır olan tesadüfi bir değişken olması anlamını taşımaktadır. Bir ekonomik değişkenin rasyonel bekleyişleri oluşturulurken piyasadaki ekonomik birimler, değişkeni etkileyebilmektedirler ve bu alanda elde edebildikleri tüm bulgulardan yaralanabilmektedirler.
Politik iktisat hemen daima devletin ekonomiye nasıl müdahale edeceği, amaçlar arasında önceliği nasıl belirleyeceği ve hangi araçları kullanacağı gibi konular üzerinde durmuştur. Bu tür bir yaklaşım, iktisat politikası iktisat politikası uygulamaları karşısında fertlerin “pasif” bir davranış içerisinde olacaklarını ve devlet bir politika uygularken, kendi davranışlarını tıpkı politika önerisinde olduğu gibi, devam ettireceklerini farz eder.
Politik iktisat hemen daima devletin ekonomiye nasıl müdahale edeceği, amaçlar arasında önceliği nasıl belirleyeceği ve hangi araçları kullanacağı gibi konular üzerinde durmuştur. Bu tür bir yaklaşım, iktisat politikası iktisat politikası uygulamaları karşısında fertlerin “pasif” bir davranış içerisinde olacaklarını ve devlet bir politika uygularken, kendi davranışlarını tıpkı politika önerisinde olduğu gibi, devam ettireceklerini farz eder.
Rasyonel Beklentiler Teorisi bunu kabul etmez ve fertlerin devlet politikaları karşısında aktif bir tutum içerisinde olduklarını var sayar. Fertler devlet politikaları karşısında kendi menfaatleri çerçevesinde titizlikle dururlar.
Rasyonel Beklentiler Teorisi bunu kabul etmez ve fertlerin devlet politikaları karşısında aktif bir tutum içerisinde olduklarını var sayar. Fertler devlet politikaları karşısında kendi menfaatleri çerçevesinde titizlikle dururlar.
Rasyonel Beklentiler Teorisi, aktif iktisat politikalarının terk edilmesini ister. Bu politikalarla konjonktür dalgalanmaları yumuşatılamaz. Aktif politikalar rasyonel insana hangi ekonomik sonucun iyi olduğunu belirleme hakkını vermez. Aktif iktisat politikaları ile işsizlik oranını veya kullanılmayan kapasiteyi azaltmaya çalışmak sadece ekonomideki enflasyonun ve konjonktürün boyutlarını artırır.
Rasyonel Beklentiler Teorisi, aktif iktisat politikalarının terk edilmesini ister. Bu politikalarla konjonktür dalgalanmaları yumuşatılamaz. Aktif politikalar rasyonel insana hangi ekonomik sonucun iyi olduğunu belirleme hakkını vermez. Aktif iktisat politikaları ile işsizlik oranını veya kullanılmayan kapasiteyi azaltmaya çalışmak sadece ekonomideki enflasyonun ve konjonktürün boyutlarını artırır.
Rasyonel Beklentiler Teorisi’nin enflasyonla mücadele yöntemi teklifleri ise, para miktarındaki azaltmaları vergi indirimleri ve kamu harcamalarının daraltılmasını kapsamaktadır. Vergi indirimleriyle birlikte ücret artışlarının frenlenmesi, karlılığı artırmanın tek yoludur ve ayrıca arzı olumlu yönde etkileyecek bir politikadır.
Rasyonel Beklentiler Teorisi’nin enflasyonla mücadele yöntemi teklifleri ise, para miktarındaki azaltmaları vergi indirimleri ve kamu harcamalarının daraltılmasını kapsamaktadır. Vergi indirimleriyle birlikte ücret artışlarının frenlenmesi, karlılığı artırmanın tek yoludur ve ayrıca arzı olumlu yönde etkileyecek bir politikadır.
Rasyonel Beklentiler Teorisini savunanların Keynezyen iktisada yaptıkları eleştiri 1960’lı yıllarda ortaya çıkan yüksek enflasyon ve işsizliktir. Onlara göre bu olaylar sıkı para politikası ve dengeli bütçe gibi klasik ilkelerin bir sonucu olarak doğmamıştır. Aksine Keynezyen doktrinin enflasyon riski taşımasına rağmen reel büyümeyi ve artan istihdamı vaat eden geniş bütçe açıklarını ve yüksek oranlı parasal genişlemeyi gerektiren politikaların sonucu ortaya çıkmıştır
Rasyonel Beklentiler Teorisini savunanların Keynezyen iktisada yaptıkları eleştiri 1960’lı yıllarda ortaya çıkan yüksek enflasyon ve işsizliktir. Onlara göre bu olaylar sıkı para politikası ve dengeli bütçe gibi klasik ilkelerin bir sonucu olarak doğmamıştır. Aksine Keynezyen doktrinin enflasyon riski taşımasına rağmen reel büyümeyi ve artan istihdamı vaat eden geniş bütçe açıklarını ve yüksek oranlı parasal genişlemeyi gerektiren politikaların sonucu ortaya çıkmıştır
Beklentiler (expactation) iktisatta daima önemli bir yer tutmuştur. Çünkü ister üretici ister tüketici veya tasarruf ya da emek sahibi olsun davranışlarında daima geleceğe yönelik beklentiler belirleyici olur. Ancak geçmiş dönemde beklentilerde belirleyici unsur “geçmiş dönemle uyumlu beklentiler” (adaptive expections theory). iken bu teori beklentilerin “rasyonel” olduğu üzerine bina edilmiştir.
Beklentiler (expactation) iktisatta daima önemli bir yer tutmuştur. Çünkü ister üretici ister tüketici veya tasarruf ya da emek sahibi olsun davranışlarında daima geleceğe yönelik beklentiler belirleyici olur. Ancak geçmiş dönemde beklentilerde belirleyici unsur “geçmiş dönemle uyumlu beklentiler” (adaptive expections theory). iken bu teori beklentilerin “rasyonel” olduğu üzerine bina edilmiştir.
Onlara göre ancak rasyonel beklentilere dayalı makro teorilerin ve modellerin gerçek dünya koşullarını ve iktisat politikası sonuçlarını yansıtacağını öne sürmüşlerdir. Rasyonel Beklentiler Teorisini savunanlar, beklentilerin uyumcu değil, rasyonel olduğunu kabul etkilerinden, iktisat politikası uygulamaları karşısında derhal “aktif” bir tavır takınıp, iktisat politikasını tamamen etkisiz hale getirdiklerini ileri sürerler.