KURBAĞAII DERE
istanbul Ili'nin Anadolu yakasında Marmara Denizi'ne dökülen başlıca akarsulardan biridir. Kaynaklarını Kayış Dağı e-teklerindeki Küçükbakkalköy yöresinden alan akarsu, Mimi Deresi ve Küçükçamlı-ca'dan gelen sularla da büyüdükten sonra Kalamış Koyu'nun kuzeyinde Marmara Denizi'ne ulaşır.
Günümüzden yaklaşık 3.000 yıl önce bu kesimde kıyı çizgisi Kızıltoprak'taki tren istasyonunun bulunduğu yerden geçiyordu. O sırada Kalamış Koyu bugünkünden daha geniş bir deniz girintisi oluşturuyordu. Eskiden derenin aşağı çığırı, yani yatak eğiminin iyice azaldığı son bölümü, Haliç'in(->) oluşmasına yol açan deniz basmasına uğradığından günümüzdeki durumundan çok daha derin ve genişti. Bo-ğaziçi'ndeki akarsular gibi Kurbağalı Dere de bir haliçti. O dönemde bu haliç Kalamış Koyu'nun kuzeydoğusunda Fikirte-pe önlerine kadar sokuluyordu. Günümüzde İncirlibostan adıyla anılan semtle Fikir-tepe arasındaki alana kadar vadinin alçak kesimleri bütünüyle deniz sularıyla kap-
lıydı. Kadıköy'de(->) ilk yerleşim izlerine Fikirtepe'de rastlanmasının başlıca nedeni, Fenikeli denizcilerin korunmaya elverişli bir barınak olarak tekneleriyle girerek sığındıkları bu kıyıya zamanla yerleşmiş olmalarıdır. Eskiden bu akarsuda bol miktarda tatlı su canlısı yaşadığı Fikirtepe kül-türünüC-») oluşturan kalıntıların arasında rastlanan buluntulardan anlaşılmaktadır.
Eskiden oldukça geniş olan akarsu ağzındaki halicin, zamanla alüvyon yığılması sonucunda dolduğu sanılmaktadır. Alüv-1 yonların daha çok Küçükçamlıca'dan kısa mesafede önemli bir yükselti farkıyla inen dereler tarafından taşındığı düşünülebilir. Zamanla kuruyarak oldukça düz bir vadi tabanı olan eski haliç, sonradan verimli bir tarım alanı haline geldi. Ancak akarsuyun ağız bölümünün doluşu uzun zaman aldı. 18. yy'ın başlarında bu haliç Hasan-paşa'ya kadar uzanıyordu.
Kurbağalı Dere eskiden Kadıköy Deresi ve Kuşdili Deresi adlanyla anılırdı. Akarsuyun son bölümü, denize döküldüğü yerdeki semtin adıyla Yoğurtçu Deresi olarak da adlandırılır. Suları tatlı olan bu akarsuda 1950'lere değin tatlı su canlıları yaşardı. Önceleri bugün Salıpazarı olarak anılan Kuşdili Çayırı çevresinde göllenen a-karsuyun kıyısında yaşayan binlerce kurbağa nedeniyle Kurbağalı Dere adı verilmiştir.
18. ve 19. yy'da Kurbağalı Dere, Göksu ve Kâğıthane derelerinde olduğu gibi sandalla gezintiler yapılan, kıyıları yemyeşil çayır ve bostanlarla kaplı bir mesire yeriydi. Mehtaplı gecelerde Kalamış'tan kayıklarla Kurbağalı Dere'ye girilerek eğlenceler düzenlenirdi. Bu eğlenceler bazen Ha-sanpaşa'da sandallardan inildikten sonra tırmanılarak çıkılan Fikirtepe'deki gazinoda devam ederdi.
Kurbağalı Dere'nin vadisinde saray mensuplarına ait bazı çiftlikler vardı. Bunlardan biri de Şehzade Selahaddin Efendi'
Dostları ilə paylaş: |