KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə295/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   291   292   293   294   295   296   297   298   ...   889
LALELİ KÜLLİYESİ

192

193

LAMARTİNE, ALPHONSE DE

mevcut yapının dış yan sofalarını içerecek kadardır ve yan cephelerdeki pencere sayısı da bodrum kat pencerelerinin düşey eksen hizalarında konumlanmak üzere dokuz adet olarak saptanmıştır. Vasıf in Selimiye Camii benzeri diye nitelediği plan bu olmalıdır. Nitekim, bodrum katın plan düzeni de bu savı doğruluyor. Alt yapının ana taşıyıcı ayaklan doğrudan doğruya yukarıdaki sekizgen sistemin izdüşümlerine denk geliyor. Oysa, daha sonra içe çekilerek sekizgenle bütünleştirilen yan duvarlar alt yapıyla bağlantılı düşünüldüklerinde tesadüfi konumda gözüküyorlar. Bunun nedeni, özgün planda içteki sekizgen sistemin yanlarda tıpkı Selimiye'de olduğu gibi dış duvarlardan bağımsız olarak ko-numlandınlışı olabilir.

Belge tarihsiz olduğu için tam olarak kestirilemeyen bir zamanda ilk yapının değiştirilmesi doğrultusunda bir karar alınmıştır. Yapının yanlardan ve az bir miktar son cemaat yeri tarafından daraltılması anlamına gelen bu karar, eski alt yapının inşaatının kısmen bitirilmiş oluşu nedeniyle, iki dış yan sofanın yapımını zorunlu kılmış olmalıdır. Bu sırada içe çekilen yan duvarlar üzerindeki pencere sayısı da belgede öngörüldüğü biçimde beşe düşürül-

Laleli Camii ve Sebili.



Erdal Yazıcı

muştur. Ancak, söz konusu yeni yan duvarların mevcut alt yapıyla taşınması mümkün olmadığından ilk tasarımda birbirlerine dikey doğrultuda uzanan kemerlerle bağlı kalın ayaklardan oluşan bodrum katın örtü sisteminde bazı değişiklikler yapmak da zorunlu hale gelmiştir. Bazilikal bir düzen gösteren alt yapının en dıştaki neflerinin örtüsü, mihraba paralel uzanan yarım kemerler tarafından taşınan yardımcı kemerlerle bu nedenle berkitilmiştir. Caminin alttaki ayakların üzerine oturmayıp açıkta kalan yan duvarları bu eklenti kemerlerle taşınmaktadır.

Gerçekleştirilen haliyle cami üslupsal açıdan döneminin bir başyapıtı sayılmaktan uzaktır. Hattâ bu karar değişikliklerinin bezeme programını da esaslı biçimde etkilemiş olduğu ileri sürülebilir. Ancak, yine de bazı teknik özelliklerinin önemli olduğu söylenebilir. Strüktürel demir kullanımı konusunda o yüzyılın genel çizgisini izlemektedir. Örneğin, cami duvarlarının en azından mahfil döşemesi kotunda çifte bir kuşaklamayla berkitildiğini gösteren ipuçlarına sahibiz. Diğer bir kuşak-lamaysa, ana kubbenin oturduğu kottadır. Yarım kubbelerin üzengi kotundaki gergilerin de bir kuşaklama oluşturduğu ihti-

yatlı bir biçimde öne sürülebilir. Hünkâr mahfiline ulaşan rampanın örtüsüyse, tüm 18. yy Osmanlı mimarlığında volta döşeme diye nitelenebilecek demir kirişli kagir örtülerin en geniş açıklıklı örneğidir. Yine de mimarlıkta demir kullanımı alanında Ayazma ve Nuruosmaniye gibi iki doruk yapının yanında ikinci planda kaldığı kabul edilmelidir.

Yapı malzemesi sağlanması açısından da yine klasik döneme oranla belirgin bir gelişme gözlemleniyor. 18. yy'da sık rastlanan bir durum Laleli için de söz konusu olmuştur, istanbul Tersanesi kimi teknik a-raçlar açısından bir tür malzeme deposu olarak işlev görebilmektedir. Başka bir önemli gelişmeyse, örneğin, şahıs elinde olan eski sütunlar gibi değerli inşaat malzemelerine bedava el koyma yaklaşımının terk edilmiş oluşudur. Bunların tek tek para ödenerek özel ellerden toplandığı anlaşılmakta. Tuğlanın ve küfekinin de mesleği satış ve işleme olan kişilerden alındığı anlaşılıyor. Ahmet Refik'in yayımladığı bir belgedeyse, Bandırma'dan Laleli Camii gereksinmesi için renkli mermerler kestirilmesi işi, yörenin yöneticilerine havale edilmektedir.

Caminin yapımı örgütsel bir çerçevede yorumlanırsa, kısmen geleneksel pratiklere uygun, kısmense bugünküne daha yakın yöntemlerle yürütülmüştür. Her şeyden önce, harcamaların bina emini aracılığıyla yürütülmesine dayanan geleneksel, klasik sistem burada da geçerlidir. Belgeler, önce Saliha Sultan'ın kethüdası Ali Ağa' nm, sonra da Yusuf Efendi'nin bu görevde bulunduklarını gösteriyor.



Medrese: Harikzedegân (Tayyare) Apart-manları'nın üzerinde bulunduğu adada bugünkü adı Kurultay Sokağı olan eski Der-bend Sokağı tarafındaydı. Kapısının bulunduğu sokak söz konusu apartmanlar yapılırken ortadan kalkmıştır. 1894 depreminde harap olan yapı 1911'deki büyük yangında yanarak geriye dört duvar kalmış ve yerine adı geçen binalar yapılmıştır.

Han: Taş Han, Çukur Çeşme ve Sipahiler Hanı adlarıyla bilinen han iki katlı, biri büyük, ötekisi küçük iki avlulu bir yapıdır. Laleli Camii vakıf kayıtlarına göre caminin vakfından olduğu ve ulufelerini almaya gelen sipahilerin burada barındırılması için yapıldığı görüşünün yamsıra Hadîkatü'l-Cevâmi'de adının Katırcıoğlu Hanı olarak verilmesi, yapının külliyenin esas yapılarından biri olduğu konusunda kuşku uyandırır.

Türbe: Öndeki yapıda III. Mustafa, III. Selim (hd 1789-1807), Heybetullah, Mih-rimah, Mihrişah ve Fatma sultanlar gömülüdür. Bu türbenin yanında Haseki Sultanlar Türbesi ve caminin haziresinde üzeri bronz şebekeli Âdilşah Kadın'ın açık türbesi vardır. Laleli Türbesi'nin parmaklık detaylarının 1818 tarihli Nakşıdil Sultan Türbesi'yle benzerlikler göstermesinden ötürü yapının bu tarihe yakın bir dönemde onarım geçirmiş olduğu ileri sürülür.

Sebil: Beş açıklıklı bir düzeni olan sebil dekorasyonu bakımından dönemin benzer yapılarına göre daha sadedir. Hasan

Paşa ve Beşir Ağa sebilleriyle benzer biçimlenme özellikleri gösteren yapının bronz parmaklık detaylarında Nuruosmaniye Sebili'nin etkileri görülür. Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, I, 23-24; Kuban, Barok, 30-31, 107-108; Kütükoğlu, istanbul Medreseleri, 375-376; A. Arel, Onsekizinci Yüzyıl İstanbul Mimarisinde Batılılaşma. Süreci, tst., 1975, s. 69-72; Güran, istanbul Hanları, 138-139.

GÜLSÜN TANYELİ


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   291   292   293   294   295   296   297   298   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin