KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə63/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   889
KOLAYLI, TEVFİK

44

45

KOLERA SALGINLARI

divan rahtlı atlı çavuşbaşı, örf denen görkemli sangı ile İstanbul kadısı, selimi kavuklu ve divan rahtlı ata binmiş yeniçeri a-ğası, kapı kethüdaları, iki yanda ikişer sıralı, üsküflü ve seraser kuşaklı kol oğlanla-n ile mumcular, satırlar, aralarında saraçba-şı, terazici, daha geride perişanî sarıklı, orta kuşaklı ve elinde değneği olan ihtisab ağası, bostancılar odabaşısı, selimi kavuklu, erkân kürklü ve divan rahtlı atta sadrazam, yanında süpürge sorguçlu muhzır ağa, ellerinde ve omuzlarında ceza araçları olan muhzır yoldaşları, daha geride ket-hüdayerleri, cebeciler, topçular bulunur, bu korkutucu kortej, yer yer durur ve sadrazamın buyruklarına göre denetimler yapılır, gerekiyorsa ceza uygulanırdı. Sadrazam bir yerde durunca çavuşlar dışında atlılar hemen inerlerdi. Yeniçeri ağası, ihtisab ağasından, kolun simgesi sayılan değneği alıp sadrazama verirdi. Ceza belirlemede ve uygulamada sadrazamın yetkisi, idama değin sınırsızdı. Narh kontrolleri, fırın, ekmek, kasap, aşçı, başçı denetimleri, ölçü aletlerinin yoklanması, sokakların, çarşı içlerinin temizliği, esnafın kılık kıyafeti, yük hayvanlarına eziyet edilip edilmediği, saçaklar, mecralar, çeşmeler vb her şey, büyük kol denetimlerinin kapsamındaydı. Kol sırasında sadrazam sormadıkça kimse konuşmazdı. Et ve kasapla ilgili sorulara yeniçeri ağasının cevap vermesi kanundu.

Sadrazam "küçük kol" da denen kola binmelerde, yine erkân kürkü giyer, ağır takımlı ata binerdi. Alayın en önünde subaşı ve asesbaşı kendi maiyetleriyle yer a-lırlardı. Çardak çorbacısı ile istanbul kadısı kethüdası daha arkada yan yana yürürlerdi. Bunların gerisinde de dergâh-ı âli çavuşları, çavuşbaşı, sonra tek başına İstanbul kadısı, divan rahtlı atında yeniçeri a-ğası, yanlarda ikişer sıralı mumcular, bunların önünde ocak kapı kethüdaları aralarında ise kol oğlanları bulunurdu. Daha arkada da sağında ihtisab ağası ve muhzır ağa, solunda bostancılar odabaşısı, terazici olduğu halde sadrazam yer alır, arkasında muhzır yoldaşları denen muhzır ortası yeniçerileri her biri "alât-ı darb ü ta' zir" denen falaka ve değneklerle yürürlerdi. En geride ise kethüdayerleri, cebeci ve topçu çavuşları, vezirazam ağaları karışık ilerlerlerdi.

Küçük kol ve çarşamba divanının uzantısı olan kola binmeler genellikle Paşa Ka-pısı'ndan başlar, Salkımsöğüt-Aydınoğlu Tekkesi-Hoca Paşa Çarşısı-Meydancık-Bahçekapusu-Gümrükönü-Odunkapusu-Unkapanı ve Kovacılar yolu ile Fatih'e çıkılır, Fatih Camii'nde öğle namazı kılındıktan sonra Saraçhane-Şehzadebaşı-Vezneci-ler-Hasan Paşa Ham-Divanyolu-Irgat Pazarı-Valide Hamamı-Atmeydam Başı, Ayasof-ya Çarşısı içinden geçilerek Paşa Kapısı'n-da sona ererdi. Kola binmelerde, kulluklar da denetlenir, yoksullara padişah adına a-tiyelerde bulunulurdu.

1677'de Merzifonlu Kara Mustafa Paşa' nm başlattığı bir geleneğe de "büyük kol" denilmekteydi. Dini bayramların 3. günü sadrazamın ziyaret amacıyla yaptığı bu ge-

zi sırasında da denetim söz konusuydu. O gün sadrazam, Eyüb Sultan Camii'nde ikindi namazı kıldıktan sonra kola binme düzenindeki gibi hareket eder, yanında rei-sülküttab, ocak kethüdası, başçavuş, sadrazam silahdarı, çuhadan, tezkireci efendi, telhisçi, kapıcılar kethüdası, bölük ağaları ve kethüdaları da bulunduğu halde ilerler, Eski Odalar'ın(-») önüne gelince 61. cemaat solak ortası odabaşısımn sunduğu şerbeti içer ve odabaşına altın ihsan eder, Vezneciler'e gelindiğinde yeniçeri ağası i-le ocak mensupları ayrılırlar, sadrazam da kendi maiyetiyle Paşa Kapısı'na dönerdi.

İstanbul kadısı ihtisab ağası ile kola çıktığında öncelikli olarak divan kararlarını esnafa tebliğ ederdi. Kol gezerken saptadığı her uygunsuzluğun ya da suçun cezasını hemen uygulayarak ihtisab ağasına ve ilgili esnaf örgütüne havale ederdi. Galata, Eyüb, Üsküdar kadıları da kendi yetki bölgelerinde kola çıkıp fiyatları, üretim koşullarını denetlemekteydiler (bak. Bilad-ı Selase; İstanbul Kadılığı).

İhtisab ağası, sadrazam ve İstanbul kadısı ile çıktığı kollardan ayrıca kendisi de maiyetiyle her gün kol gezerdi. İhtisab kanunnamesinde "ihtisab ağası bulunanlar, ekser evkatda kol ile gezib her ne kadar terazi ve kantar ve arşın ve endaze ile ahz u ita eder esnaf var ise cümlesinin vezn ve dirhem ve endaze ve arşınlarına bakıb noksan olanları iktizasına göre falaka ve değnek ile ta'zir ve tekdir ve değnek darbından ziyade te'dibe müstahak olanları, ihtisab ağası mahbesine irsal eder..." koşulları yer aldığından buna göre davranılır-dı. İhtisab ağasının maiyetim oluşturan kol oğlanları, zabıta ve vergi memurluğu görevleri yapmaktaydılar. Bunlar da ikişerli-üçerli gruplar halinde her gün çarşılarda gezerler, hem denetim yaparlar hem de dükkân ve hanlardan kepenk açma parası, ihtisab akçesi toplarlar, yolsuzlukları da ihtisab ağasına bildirirlerdi.

Kaptan-ı derya, donanma ve Tersane halkından oluşan maiyetiyle Galata, Kasımpaşa semtlerinde kola çıkardı. Kasımpaşa semtinde her zaman çok sayıda gemi ve gemici bulunduğundan, bunların denetimleri ve kent güvenliğim bozucu hareketlerinin önlenmesi için de 35 kaptan, azep, levent ve kalyoncu askerlerle kol gezerlerdi.

Yeniçeri ağasının yanında ocak zabitleri ve yeniçeriler olduğu halde kol gezmesi, kent disiplinini sağlamak amacına dönüktü. Ayrıca ocağın dört yayabaşısı ve dört bölükbaşısı cumadan başka her gece kol gezerler, yakaladıkları suçluları Ağa Ka-pısı'na(->) teslim ederlerdi. Bu denetimlere "sıra kolu" deniyordu. Yeniçeri yasalarına göre sıra kolu yatsıdan sonra Atpazan'n-dan başlar, l yayabaşı ve l bölükbaşı yönetimindeki dört ayrı koldan biri Ayasofya Camii ve Topkapı Sarayı cihetine, biri Edir-nekapı'ya, üçüncüsü Yedikule'ye, dördüncüsü de Kadırga Limanı'na doğru denetim ve yoklama yapardı.

Kol gezmelerde bir gelenek ve gereklilik olarak suçüstü cezası uygulanması söz konusuydu. Bununla halk ve esnaf korku-

tulurdu. Cezalar, seri değil örfiydi. Dayak, falaka ve türlü eziyetler uygulanırdı. Geceleri yapılan sıra kollarında, önceden alınan duyumlara göre kaçak çalıştırılan meyhanelere, fuhuş yerlerine, yine kaçak insan barındırılan bekâr odalarına baskınlar yapılır, bu yüzden bazen silahlı çatışmalar bile olurdu. Gece fenersiz kola yakalanmak suçtu. Bunlar ve kuşkulu görülenler toplanıp hamamcılara teslim edilir, hamamcı da bunları sabaha kadar külhanda ücretsiz çalıştırırdı. Ertesi sabah, is, kurum, kül ve kir içinde salıverilenleri görenler alaya alırlar, "külhani", "külhanbeyi", "hamam külhanisi" derlerdi ki külhanbeyi deyimi bundan kalmıştır.

Geleneksel biçimleriyle Yeniçeri Oca-ğı'nın kapatılmasına kadar uygulanan kol gezmeleri, bu tarihten sonra yerini yeni yöntemlere bırakmıştır. 1827'den sonra İhtisab Nizamnamesi'nin getirdiği esaslara göre denetimler yapılmaya başladığı gibi, 1845'te Zabtiye Müşiriyeti'nin oluşturulması ile zaptiye (polis) denetimleri, 1854'te şehremanetinin kurulmasından sonra da belediye zabıtası kontrolleri başlamıştır. Bununla birlikte sadrazamların İstanbul genelindeki denetim sorumlulukları 19. yy' in sonlarına değin sürmüştür.

Bibi. P. Ğ. İnciciyan, "XVIII. Asrın Sonunda Osmanlı Devleti", Hayat Tarih Mecmuası, S. 3 (Nisan 1965), s. 66 vd; S. Kütükoğlu, Osmanlılarda Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, İst., 1983, s. 19-20; Z. Kazıcı, Osmanlılarda İhtisab Müessesesi, İst., 1987, s. 40, 78 vd, 157 vd; Uzunçarşılı, Merkez ve Bahriye, 140-144; 1. Birinci, "Emniyet Teşkilatımızın Tarihçesi", Hayat Tarih Mecmuası, S. 12 (Ocak 1966), s. 77 vd; Pakalm, Tarih Deyimleri, II, 287.

NECDET SAKAOĞLU




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin