KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə830/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   826   827   828   829   830   831   832   833   ...   889
MUSİKÎ HAYATI

528

529

MUSİKİ HAYATI

D'Ohsson'un çizgileriyle açık havada incesaz heyeti ve oynayan kadınlar, 1788. Bülent Aksoy arşivi

arada hafif şarkı ve türküler de bestelemiş olması onun şehirdeki her türlü zevke seslenen bir musikişinas olduğunu gösterir.

Itrî dışında Hafız Kumral, Âmâ Kadri, Küçük imam, Kasımpaşalı Osman Efendi, Ayntâbî Mehmed Bey, Çömlekçizade ve Taşçızade Receb çelebiler, Hafız Kömür, Ahenî Mehmed Çelebi. Sütçüzade İsa Efendi ya saray dışında tanınmış ya da saray dışında yetişip sonradan sarayın ilgisini çekmiş, İstanbul üslubuna katkıda bulunan 17. yy bestekârlarından bazılarıdır.

17. yy İstanbul'unda dini musiki de şe
killenmiş, bu alanda büyük eserler veril
miştir. Bestekârı bilinen en eski Mevlevî
ayini olan "Bayatı Ayin"in bestekârı Kûçek
Derviş Mustafa Efendi (ö. 1084) bu yüz
yılda yaşamıştır. Mevlevî musikisinin bel
ki de en güzel örneği olan bu ayin İstan
bul'daki mevlevîhanelerde en çok okunan
ayindir. Dini musikinin gelmiş geçmiş en
saygıdeğer adlarından biri olan Ali Şîr ü
Gani'nin 17. yy musikisine katkısı büyük
tür. Gülşenî şeyhi olan Şîr ü Gani naat,
savt, durak, tevşih, ilahi, şuul gibi beste şe
killerinde 1.000'i aşkın eser bestelemişse
de bunlardan ancak 20'si günümüze ula
şabilmiştir. Gene bu yüzyılda yaşayan Ha-
tib Zâkirî Hasan Efendi cami musikisinde
ölümsüz eserler vermiştir. Aynı zamanda
bestekâr olan büyük mutasavvıf Aziz
Mahmud Hüdaî(->) de bu yüzyılda yaşa
mıştır.

18. yy, klasik üslubun olgunluk çağıdır.


Gerek dini, gerekse dindışı musikinin re-
pertuvarı bu yüzyılda artık iyice genişle
miştir. En zengin güfte mecmularından bi
ri olan ve Hekimbaşı Abdülaziz'e atfedilen
elyazması kaynakta (İstanbul Üniversite
si Ktp, Türkçe Yazmalar 3866) 18. yy reper-
tuvarının ne kadar geniş olduğu açıkça
görülebilir.

Bu dönemde saray dışında faaliyet gösteren değerli musikişinasların büyük çoğunluğu dini çevrelerde yetişmiş ve e-ser vermişlerdir. Bunlar ya çeşitli tekkelere

bağlı ya da hafız, hatip, müezzin gibi dini görevleri olan musikişinaslardır. Galata Mevlevîhanesi(->) önemli bir musiki merkezidir; yüzyılın sonlarına doğru ise Yeni-kapı Mevlevîhanesi(->) önem kazanmaya başlamıştır. Bu yüzyılda yaşayan, dini musikinin en büyük bestekârlarından Kutb-i Nâyî Osman Dede bütün Türk musikisinin en uzun eseri Mi'râciye dışında dört Mevlevî ayini, ilahiler, tevşihler ve birbirinden güzel peşrevlerler, saz semaileri besleyerek dini ve dindışı musikiye geniş ölçüde katkıda bulunmuştur. Osman Dede ayrıca bir harf notası geliştirmiş, bir edvar ile Rabt-ı Tâ'birat-ı Musiki adlı, musiki terimleriyle ilgili bir kitap yazmıştır. Özellikle "rast naat", "eve durak gibi şaheserleriy-le tanınan Yusuf Çelebi de aynı yüzyılın musikişinaslanndandır.

Dindışı musikide bu yüzyılın en dikkate değer musikişinaslarından biri Tanburi Mustafa Çavuş "tur(->). Yüksek zümrenin zevkiyle İstanbul halkının zevkini kaynaştıran ölümsüz şarkıları şehrin en seçkin musiki çevrelerinden en sade halk kesimlerine kadar çok geniş bir kitle tarafından günümüze kadar sevilmiştir. Tam bir İstanbullu şehir çocuğu olan Mustafa Çavuş'un şarkılarında işlediği konular da eski İstanbul hayatından canlı tablolar sunar.

İstanbul musiki geleneği içinde gayrimüslim musikişinasların da yer alması bu geleneğin çok dikkate değer bir özelliğidir. Türk musikisine icracı, bestekâr, nota sistemi kurucusu, hattâ nazariyatçı olarak katkıda bulunmuş pek çok gayrimüslim musikişinas vardır. 18. yy gayrimüslim musikişinas ve bestekârların Türk musikisinde ağırlıklarını iyice duyurdukları bir dönemdir. Aynı zamanda Rum Patrikhanesi'nde hanende olduğu söylenen Zaharya'nın eserleri klasik repetuvarın en değerli örnekleri arasındadır. Sinagoglarda okunmak üzere eserler de bestelediği söylenen Yahudi asıllı Tanburi İzak hem değerli bir bestekâr, hem de geleneksel tan-

bur üslubunun bilinen en eski temsilcisidir. Batı kemanını Türk musikisine soktuğu söylenen, Rum asıllı Kemani Âmâ Corci, Petraki, Şivelioğlu Yorgaki; Yahudilerden Boncukçu, Haham Musi musikide sivrilmiş 18. yy gayrimüslim bestekârlarından birkaçıdır. Ancak, gayrimüslim musikişinaslar arasında. 17. yy'da yaşamış Leh asıllı Ali Ufkî ile aynı yüzyılın sonlarıyla 18. yy'da istanbul'da uzun yıllar oturan Boğ-danlı Prens Kantemiroğlu'nun özel bir yeri vardır. 17. ve 18. yy repertuvarları bu iki musikişinasın kitaplarıyla aydınlanabil-miştir. Kantemiroğlu'nun nazariyat konularına da eğilen kitabı Türk musikisi tarihinin en önemli kaynaklarından biridir. Nâyî Mustafa Kevserî, Kantemiroğlu edvarında notası verilen eserleri kopya etmiş, ama ona aynı nota işaretleriyle yeni eserler de ekleyerek 18. yy musikisi için değerli bir kaynak eser yazmıştır.

Bestekâr ve icracı sayısının daha da arttığı 19. yy'da musiki zevki de artık bütün şehre yayılmıştır. Geleneksel fasıl reper-tuvarı yüzyıl boyunca genişlemiş ve yüzyıl sonlarında en geniş şekline ulaşmıştır. Bu dönemde musiki eserlerini notayla tespit etme ihtiyacı duyulması repertuvarın genişlemesine de bağlanabilir. Saray dışındaki en ciddi musiki mahfillerini oluşturan tekkeler çevresindeki bestekârlar gerek dini, gerekse dindışı repertuvaragene önemli katkılarda bulunmuşlardır. Klasik üslubun dışında oluşan, musikiye daha duygusal bir üslup getiren "şarkı bestekârlığı" da bu yüzyılın bir ürünüdür. Musikinin şehre daha çok yayılmasından şehir eğlence musikisi ile şehir folkloru da payını almıştır; günümüzde de zevkle dinlenen kö-çekçelerle İstanbul türkülerinden önemli bir bölümünün 19. yy'dan kalma olduğu tahmin edilebilir. Günümüze ulaşan musiki repertuvarımn en eski kaynakları 19. yy 'müstatlarıdır; bununyanısıra, 20. yy'da bizlere kadar gelen çeşitli beste, icra, üslup ve tavır geleneklerinin kaynakları da 19. yy musikişinaslarına bağlanabilmektedir.

19. yy'm en büyük bestekârı Hamma-mîzade İsmail Dede Efendi(-») uzun yıllar sarayda bulunmuş olmakla birlikte aslında mevlevîhaneler çevresinde yetişmiş bir musikişinastır. Sarayda bulunduğu yıllarda da ünü bütün şehre yayılmıştı. Dede, Mevlevî ayininden türkü tarzındaki sade şarkılara, kâr, murabba ve semailerden kö-çekçelere kadar hemen her türdeki eserleriyle şehrin bütün kesimlerinin zevkine seslenmesini bilmiştir. Onun halk katındaki şöhreti günümüze kadar eksilmeden sürmüştür. Çevresinde toplanan musikişinaslarla başlıbaşma bir musiki merkezi oluşturan Dede Efendi o dönemde İstanbul'un en büyük musiki otoritesi durumundaydı. Mutafzade Ahmed ve Yağlık-çızade Ahmed, Çilingirzade Ahmed Ağa, Eyyubî Mehmed Bey, Dellâlzade İsmail Efendi, Zekâi Dede gibi arkadaşı ve öğrencisi olan musikişinaslar da ya bestekârlık-larıyla ya da repetuvar, üslup ve tavır bilgileriyle İstanbul'un en değerli musiki a-damlan arasındaydılar.

19. yy'da geleneksel fasıl musikisi sü-

rerken bir yandan da, özellikle yüzyılın ortalarından itibaren Hacı Arif Bey(->) "şarkı", formunu yeni bir üslupla işliyordu. Eski zevkin yeni zevkle kaynaştırılmaya çalışılması bu tarzın en belirgin özelliğidir. Arif Bey de ömrünün uzunca bir bölümünde sarayda bulunduğu halde şarkıları bütün şehre yayılmıştı. Rifat Bey, Şevki Bey, Hacı Faik Bey, Nikoğos, Rahmi Bey ve öteki şarkı bestekârlarının eserleriyle bu yeni tarz yaygınlaşarak Türk musikisinin en çok kullanılan beste şekli oldu.

Türk saz musikisinin geçmişini 19. yy' da ve bu yüzyılın başlarında yaşamış ustaların icra şekilleri hakkında günümüze ulaşan bilgilerle yahut bu sanatkârların bıraktığı plaklarla tanıyabiliriz. Kuyumcu Os-kiyan, Kozyatağı Rıfaî Tekkesi Şeyhi Ab-dülhalim Efendi ve Tanburi Ali Efendi geleneksel tanbur üslubunun 19. yy'daki üç önemli temsilcisidir. Tanburi Cemil Bey de 19. yy'ın sonlarıyla 20. yy'm başlarında eski tavra karşı çıkarak tanbur üslubuna köklü bir yenilik getirmiştir. Şeyh Said Dede, Dede Salih Efendi, Veli Dede, Şeyh Halim Efendi, Aziz Dede, Hüseyin Fahred-din Dede neyde; Kanuni Hacı Arif Bey ile Kanuni Âmâ Nâzım kanunda; Vasilaki ke-meçede; Andon, Civan ve Hristo lavtada bu dönemin öteki üstatlarıdır.

Gayrimüslim musikişinasların katkısı 19. yy'da da sürmüştür. Ermenilerden Tat-yos, Ekmekçi Bağdasar, Bedros Çömlek-çiyan, Mandoli Artin, Nikoğos, Markar, Manol, Onnik, Asdik ağalar; Yahudilerden haham Şemoil Mandil, Behar David; Rumlardan Nikolaki ile Yani bu dönemin en tanınmış musikişinasları arasındadır.

19. yy musiki hayatının en dikkate değer faaliyetlerinden biri de aşağı yukarı aynı yıllarda iki ayrı nota sistemi geliştirilmesidir. Ermeni asıllı Hampartzum Limonci-yan'ın(-0 geliştirdiği, kendi adıyla anılan nota sistemiyle sayısız eser unutulmaktan kurtarılmıştır. Gene Ermeni asıllı olan ha-

Zaharyan'ın

"rast ağır

çember"


bestesinin

notaları.




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   826   827   828   829   830   831   832   833   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin