KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə13/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   889
Kız Kulesi

Nazım Timuroğlu, 1993

Fatih'in yaptırdığı bina olmalıdır. Daha sonraki Hünername minyatürlerinde de gözüken bu figür, yine bir taş kuledir, etrafı mazgallı duvarlarla çevrilidir. Ancak daha eski tarihli diğer desenlerden farklı olarak, üstünde sivri bir külah taşır ve çepeçevre pencereleri vardır.

1600'ler İstanbul'unun genel görünüşü üzerine en güvenilir resim sayılan, Fransız rahibi G.-J. Grelot'nun(->) yaptığı gravür-panoramada Kız Kulesi, dört köşe ve üstü mazgallı bir kale parçası şeklindedir. Yine 17. yy yazarı olan Evliya Çelebi'nin verdiği bilgi, "ku|enin karadan bir ok menzili mesafade, 4 köşe ve 80 sıra yüksekliğinde, 200 adım hacminde ve iki tarafa nazır demir bir kapısı olduğu, içinde diz-darlarıyle 100 adet muhafız neferinin, sahilde dizili 40 pare balyemez toplarının ve mükemmel bir cephanesinin bulunduğu" yolundadır.

Kulenin, 1510 depreminde epey zarar gördüğü ve I. Selim'in (Yavuz) (hd 1512-1520) emriyle onarıldığı anlaşılıyor. Fatih' ten sonra kulenin üstlendiği hizmetler, artık Roma ve Bizans dönemlerindeki gibi gümrük vezneliği, trafik amirliği ve izinsiz geçecek tekneleri durdurma istasyonluğu değildi. Sınırları Balkanlar üstünden başlayıp İran'a ve Arap Yarımadası'na uzanan yeni bir imparatorluğun tam güvenliği içinde kalan taht şehrinin bir süs biblosu haline dönüşmüş olan kule, bu rolüne uygun, yeni işlevler yüklenmiş bulunuyordu. Bunlardan birisi ve en baştaki, geceleri ve yoğun sisli gündüzlerde, gemilere yol gösterici bir fener olmaktı. İkincisi, fırtınalı günlerde, çevrede zor durumda kalan küçük teknelere çengel atarak onların kayalara çarpmasına veya akıntılara kapılıp sürüklenmesine engel olmaktı. Melling'in geniş bir panoramasında, buna ait bir ayrıntı a-çıkça görülüyor. Üçüncüsü, merasimlerde top atışıydı. Bu merasimler, şehre önemli bir devlet adamının ziyareti; yeni bir padi-

şahın tahta çıkışı; bayram günleri; hattâ hünkârın bir saraydan öbürüne geçişi veya saltanat kayıkları ile bir dizi halinde Boğaz'da gezintiye çıkışları gibi çeşitli tiptendi.

Kulenin bu fonksiyonlarına uymayan başka bir kullanım ise, yine saraydan çıkmıştı. Kellesi alınacak ya da uzak sürgüne gönderilecek devletlilerin bu yolculuklarında "ön istasyon" olma rolü, Kız Kulesi' ne de maalesef bir-iki kez verilmiş ve bu yolda ilk adımı, I. Mahmud (hd 1730-1754) atmıştır. Önceleri çok yüz verdiği Kızlara-ğası Beşir Ağa, davranışlarına dikkat etmez hale gelince, bir anda saraydaki odasından alınıp kendini önce Bostancıbaşı teknesinde, sonra Kız Kulesi'nde buluvermiş; ikinci bir "hatt-ı hümayun" geldiğinde, başı kestirilip teşhire konulmuştu. Tarihçiler, "Kızlarağasmın başının, Kız Kulesi'nde vu-rulmasındaki" "tarih cilvesine" işaret ederler.

İkinci olay, III. Osman zamanında, 1755 Mayıs'ına rastlar. Bu defaki kurban, değerli bir devlet adamıdır. Tahta geçinceye kadar bütün ömrünü bir-iki oda içinde, yarı hapis hayatında geçirdiği için sinirleri a-şırı bozuk, öfkeli ve kompleksli bir adam olan padişah, bir gün Sadrazam Hekimoğ-lu Ali Paşa'ya sinirlenir ve onun devlet o-nurunu koruyan bir cevabı üzerine, paşayı Kız Kulesi'ne hapsettirir. Devreye Valide Şehsuvar Kadın girerek vezirin Kıbrıs'a sürgüne yollanmasını sağlar.

Lale Devri'nde 1719'da alevli fenerlerin-deki yağların kuvvetli bir rüzgârda tutuşması ile yanıp harap olan kuleyi, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, 1725-1726'da yükseltmiş; bu kez, üstüne camlı bir köşk oturttuğu gibi, kubbeyi de kurşunla kaplatmıştır. 1830'larda kule, kolera salgınında, karantina hastanesi olarak kullanılmıştır. Kulenin (1943'te içten betona çevriliş operasyonu hariç), son büyük onarımı, II. Mahmud dönemindedir (1808-1839). Kapı üzerinde üçgen bir çerçeve i-




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin