MARMARA ÜNİVERSİTESİ
Fırsai bulabildiği zamanlarda çıkar siyasi mizah gazetesi
Meclis-i Ayan üyesi oldu. Mekteb-i Tıbbiye nazırı iken öldü. Mezarı Kuzguncuk' tadır.
Marko Paşa Ijekimliği kadar sosyal faaliyetleriyle de tanınmış bir kişiydi. Herkesin her türlü derdini dinlemesi, yardımına koşmasıyla hû dönem istanbul'un "dert babası" olmuştu. Bu kimliği ona "derdini Marko Paşa'ya anlat" deyiminin yerleşmesine yol açacak denli yaygın bir ün kazandırmıştır.
istanbul markopaşa
ismini, çözemeyeceği sorunları bile sabırla dinlemesiyle ün yapmış Rum asıllı Osmanlı hekimi Marko Paşa'dan(->) alan haftalık mizah gazetesi.
Yakınmayı dinleyecek kimsenin olmaması anlamındaki "Derdim Marko Paşa'ya anlat" deyimi atasözü haline gelmişti. 1946' da çokpartili düzene geçildiği ortamdaki durumu yansıttığı için öncelikle bu isim okuyucu tarafından çok tutulmuştur, ilk sayısı 25 Kasım 1946'da çıktı. Sahip ve yöneticisi Sabahattin Ali idi. Sunuş yazısında "alışılmışın ötesinde bir mizah anlayışı" getirileceği belirtilmişti. Tek parti dönemini izleyen II. Dünya Savaşı ortamıyla bunalmış topluma, gerçekten o güne kadar rastlanmamış canlılıkta mizah ve eleştiri sundu. Rıfat İlgaz ve Aziz Nesin'in yazıları, Mim Uykusuz'un karikatürleri ve daha birçok yazar ve çizerin katkısıyla kısa zamanda on binlerce satış yapan bir yayın haline geldi. Sol çizgide yer alan yazarlar, ekonomideki çıkmaz, fakir halk ve işçinin durumu, iktidarın baskıları, başlamış olan soğuk savaşta izlenecek tutumla ilgili konuları işleyerek basında yeni bir çığır açtılar. Yazarları hemen her sayıda kovuşturmaya uğradı. Gazeteyi basan matbaalar engellenmek istendi. Birçok kez kapatıldı. Bunun sonucunda sık sık ismini değiştirmek zorunda kaldı. Malumpaşa, Merhum-paşa, Bizimpaşa, Yedi-Sekiz Hasanpaşa gibi adlarla çıktı. Son sayısı 10 Temmuz 1950'de HürMarkopaşa adıyla yayımlandı.
Markopaşa, sadece bir gülmece gazetesi değildi. Dili çok başarılı bir şekilde kullanıyor ve aynı zamanda -1870'lerdeki ilk mizah yayınlarında görülen- ciddi, düşündürücü konuları alaycı bir üslupla sunuyordu. Böylelikle 1923 sonrasındaki Ka-ragöz-Akbaba çizgisine karşı yeni bir üslup yarattı. Temel ilkelerinden biri, dünyanın iki bloğa ayrıldığı bir dönemde bağımsız kalmak ve kendi yolunu kendi seçmek düşüncesiydi.
Dostları ilə paylaş: |