MEDRESETÜ'L-KUZAT
Kadılar Medresesi anlamına gelen Medre-setü'l-Kuzat, Beyazıt'tan Süleymaniye'ye giden Besim Ömer Paşa (eski Takvimha-ne) Caddesi'yle Kaptan-ı Derya Sokağı'nın kesiştiği köşedeki arsa üzerinde inşa edilmiştir.
istanbul'da seriye mahkemelerine kadı ve naip (vekillerini) yetiştirmeyi amaçlayan ilk medrese 1854'te, Muallimhane-i Nüvvab adıyla açılmış, bu okul 1884'te Mekteb-i Nüvvab, 1908'de Mekteb-i Kuzat, 1910'da Medresetü'l-Kuzat adını almıştır. Bu tarihte okulun iki yıl olan öğretim süresi dört yıla çıkarılmış ve eğitim programı yenilenmiştir. 1915'te seriye mahkemelerinin kalem hizmetleri için memur yetiştirmek amacıyla iki yıllık "sınıf-ı mahsus" açılmıştır, ilk mezununu verdiği 1856'dan 1915'e kadar okul 977 öğrenci yetiştirmiştir. Binası 1910-1911'de Evkaf Nezareti Baş-mimarı Kemaleddin BeyO-0 tarafından tasarlanmış, yapımı 1913'te tamamlanmıştır. Medresenin yerinde daha önce, bitişikteki Kaptan İbrahim Paşa Külliyesi'nin hamamı bulunmaktaydı. 20. yy'ın başlarında hamam yıkık bir durumda olduğundan, yerine medresenin yapılması için Evkaf Ne-zareti'nce izin verilmiştir. Cumhuriyet'ten sonra medreseler kapatılırken, Medresetü'l-Kuzat binası da 1924'te istanbul Üni-versitesi'ne merkez kütüphanesi olarak verilmiş, yapının bu yeni kimliği kapı üzerindeki özgün kitabenin orta bölümünün kazınıp yeniden yazılmasıyla belirlenmiştir.
Bodrumla birlikte dört katlı olan yapı taşıyıcı tuğla duvar sistemiyle yapılmış, temel duvarları, pencere kemerleri, kadarı ayıran kuşaklar ve diğer silmeler taşla gerçekleştirilmiş, döşemeler, demir putrel ve tuğla tonozlardan oluşan volta döşeme sistemi ile inşa edilmişlerdir. Yapının üzeri
kiremit kaplı, kırma, ahşap bir çatı ile örtülüdür.
Bir bacağı kısa bir "Ü" biçiminde planlanmış olan yapının zemin katında, "L" biçimli bir koridor üzerine dizilmiş üç büyük derslikle bir büyük oda, giriş holü ve helalar bulunmaktadır. Kadar arasındaki bağlantı dışarıya doğru kavislenen mermer bir merdivenle sağlanmıştır. Giriş holünden koridora altı basamak yükselerek erişilmektedir. Merdiven kovası ise, sepet kulpu kemerlerle geçilen geniş açıklıklarla koridora bağlanmıştır. Üst katlarda zemin kat planı aynen yinelenirken, bu katlarda, giriş holünün bulunduğu yere yöneticiler i-çin üçer oda yapılmıştır.
Yapının çok yalın görünümlü cepheleri zemin ve birinci kat döşemelerinin hizasından geçen sürekli taş kuşaklarla yatay olarak üçe bölünmüş, üst iki katın pencereleri, yüzeyden girinti yapan panolar içine yerleştirilmiştir. Zeminde ve birinci katta, panolar içindeki üçlü pencereler penci kemerlerle, üst kattakiler ise düz len-tolarla geçilmiştir. Pencere kemer ve len-tolarımn üzerine profilli silmeler geçilmiş, en üstteki silmeler tüm yapı çevresince dolaştırılarak bunlara süreklilik kazandırılmıştır. Duvarları sıvanarak kesme taş izlenimi verecek biçimde yatay çizgilerle derzlenmiş olan yapının cephelerinde, yalnızca girişin bezenerek vurgulanmasına özen gösterilmiştir. Besim Ömer Paşa Cad-desi'ne bakan cephenin orta aksına yerleştirilmiş olan giriş, iki yanındaki pencerelerle birlikte, enli, içbükey profilli bir silmeyle çerçevelenmiş, kapı ve pencereleri geçen penci kemerlerin köşelerine gülçe-ler yapılmış, üzerlerindeki silmelerin birleşme noktalarına ters püsküller yerleştirilmiştir. Yapının yüzey düzenlemesi demir payandalarla taşınan, geniş, ahşap saçaklarla tamamlanmıştır.
II. Meşrutiyet dönemine damgasını vuran I. Ulusal Mimarlık Dönemi'nin ilginç yapılarından olan Medresetü'l-Kuzat, günümüzde, Cumhuriyet'ten sonra istanbul Üniversitesi'ne devredilen, çok değerli Yıldız Sarayı kitap koleksiyonunu da barın-
dırmaktadır (bak. İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi).
Bibi. Ergin, Maarif Tarihi, IV, 135; Ibnüle-min Mahmud Kemal (İnal)-H. Hüsameddin (Yasar), Evkaf-ı Hümayun Nezareti'nin Tarih-çe-i Teşkilâtı, ist., 1335, s. 234; Öz, istanbul Camileri, II, 82; Yavuz, Mimar Kemalettin, 232-239.
YILDIRIM YAVUZ
Dostları ilə paylaş: |