KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə873/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   869   870   871   872   873   874   875   876   ...   889
MUSTAFA ÇAVUŞ MESCİDİ

bak. MANASTIR MESCİDİ



MUSTAFA İZZET EFENDİ (Kazasker)

(1801, Tosya - 15Kasım 1876, İstanbul) Bestekâr, neyzen, hanende ve hattat.

Destanağazade Mustafa Ağa'nın oğludur. Küçük yaşta babasını kaybedince, iyi bir eğitim görmesi için annesi tarafından İstanbul'a gönderildi. Akrabası olan bir müderrisin himayesinde, Fatih Başkur-şunlu Medresesi'nde okudu. Medrese öğreniminin yanında Kömürcüzade Hafız Efendi'den musiki meşk etti, bu arada ney üflemeyi de öğrenmeye çalıştı.

Bahçekapı'daki Hidayet Camii'nde görevliyken okuduğu naatı dinleyen II. Mah-mud'un iradesiyle, 1818'de Galata Sarayı Ocağı'na(->) alındı. 3 yıllık bir eğitimden sonra 1821'de, asıl eğitimini göreceği Top-kapı Sarayı'ndaki Enderun'a geçti. Burada Hammamîzade İsmail Dede Efendi(->),

Şakir Ağa(->), Dellalzade İsmail Efen-di(->), Numan Ağa, Zeki Mehmed Ağa(->) ve Basmacı Abdi Efendi gibi dönemin önde gelen musikicilerinin oluşturduğu bir musiki çevresine adım attı. Ayrıca Mustafa Vasıftan aklâm-ı sittede, Yesarîzade Mustafa İzzet Efendi'den(->) talik yazıda icazet aldı. Padişah için sarayda ve Bo-ğaziçi'ndeki Sultaniye Çayın, Ayazağa'da-ki Osman Paşa Çiftliği gibi saray dışı mekânlarda düzenlenen mehtap âlemleriyle fasıllara, neyzen veya hanende olarak katıldı. Zamanla neyzenliği daha ön plana çıktı ve dönemin en iyi neyzenlerinden biri olarak anılmaya başladı.

Saray protokolünden sıkılarak başka görevler istemesi bir sonuç vermeyince, padişahtan, hacca gideceğim bahane göstererek saraydan ayrılma izni alabildi. Güçlükle koparabildiği bu izinden sonra, bir süredir müridi olduğu Nakşibendî Şeyhi Kayserili Ali Efendi'yle birlikte 1831'de Hicaz'a gitti. Haccı tamamladıktan sonra 7 ay Kahire'de kaldı.

İstanbul'a döndükten sonra Mahmud Paşa Hamamı civannda aldığı eve yerleşerek kendini tamamıyla tasavvufa verdi ve genç yaşta münzevi bir hayata başladı. Tekrar göreve çağrılma korkusuyla sarayı ziyaret etmekten özellikle kaçınmasına rağmen, bir namazda Bayezid Camii'nde II. Mahmud'la karşılaştı. Padişah, eski bir Enderun mensubu ve şöhretli bir sanatkâr olan bestekârı, derviş kıyafeti içinde görünce, şiddetle cezalandırmak istedi. Fakat araya giren hatırlılar sayesinde ceza önce sürgüne çevrildi, peşinden de huzurda icra ettiği bir ney taksiminden sonra tamamıyla kaldırıldı, bestekâr bundan sonra artık sürekli biçimde saraya devam etti.

Kazasker Mustafa İzzet'in sülüs bir levhası. Cengiz Kahraman arşivi

Kazasker Mustafa İzzet'in celi sülüs levhası. Cengiz Kahraman arşivi

Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Abdül-mecid döneminde, yüksek dini görevlerden biri olan Eyüb Sultan Camii hatipliğini ve Laleli Camii evkaf kaymakamlığını yürüttü. 1845'te sarayın ikinci imamlığına atandı. Selanik, Mekke ve İstanbul kadılığı payelerini aldıktan sonra 1849'da önce Anadolu, sonra Rumeli kazaskerliğine getirildi. Aynı yıl sarayın başimamı oldu. 1850'de, sürdürdüğü görevlere ek olarak şehzadelerin hat hocalığına ve veliaht Ab-dülaziz Efendi'nin müzarekereciliğine atandı. 1852'de başimamlık görevinden ayrıldı. Çeşitli yüksek devlet görevlerinden sonra, son yıllarını geçirdiği Bebek'teki yalısında 75 yaşında öldü. Anne tarafından dedelerinden olan Pir İsmail Rumî adına kurulan Tophane'deki Kadirîhane Tekke-si'nin(-») haziresine gömüldü.

Haşim Bey(->), Dellalzade İsmail Efendi ve Rifat Bey gibi musiki üstatları tarafından "hâce-i zaman" olarak değerlendirilen Mustafa İzzet Efendi, "tarz-ı cedid" makamını terkip etmiş, bir hoca olarak çok sayıda musikici yetiştirmiştir. Medenî Aziz Efendi, Yeniköylü Hasan Efendi ve Abdü-laziz, öğrencileri arasındadır.

3 durak, l ilahi, l peşrev, l ağır semai, l yürük semai ve geriye kalanı şarkı olmak üzere elde bulunan 30 dolayında eseri, Türk musikisi repertuvannın seçkin örnekleri arasında sayılmaktadır. Günümüze ulaşamayan eserleri de çoktur. Hüzzam makamından bestelediği "Çıksan yalnız meh gibi bir kerre Boğaz'a" mısraıyla başlayan eseri, tipik bir İstanbul sarkışıdır. Bestenigârdan "Gayrıdan bulmaz teselli sevdiğim"; evcden "Bir sebeble gücenmişsin sen bana" ve segahtan "Doldur getir ey saki-i gül-çehre piyale" mısralarıy-la başlayan şarkıları, eserlerinin en ünlülerinden birkaçıdır.

Bezm-i vahdetten cüda bir nây, bir ben, bir gönül/Fânî-i bâkî-nümâ birnây, bir ben, bir gönül/ Hayretinden geh güler, geb ağlar, inler dem-be-dem/Bül'aceb dî-


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   869   870   871   872   873   874   875   876   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin