Mustafa Rakım Efendi Türbesi
Ertan Uca, 1994 / TETTV Arşivi
yorsa da onun ölümünden sonra öğrencisi Haşim Efendi tarafından yazıldığı ileri sürülmektedir. Türbenin kesme taştan yapılan sokak cephesinin köşeleri yuvarlatılmış, ayrıca yatay korniş ve pilastrlarla cephe zenginleştirilmiştir. İlk korniş pencere alt seviyesinden binayı dolaşmaktadır. Pencere kemerlerinin üst seviyesinde yer alan ikinci kornişin üstünde üç pencerenin üstünü örtecek biçimde, yanları "S" kıvrımlı öğelerle sınırlanan kitabe levhası bulunmaktadır. Yazıt, simetri ekseni üstünde yerleştirilen bir madalyon ve bir çelenk-le taçlandırılmışım Sokak kapısının üstündeki kalkan duvar kuzey cephesinin ne-oklasik eğilimli görüntüsüne barok esintiler taşıyan dalgalı siluetiyle katılmaktadır. Türbe kütlesinden aşağıya doğru eğrisel bir hareketle alçalan kapı 18. yy'da birçok çeşme vb yapıdaki (Nuruosmaniye Sebili, Dülgeroğlu ve Yusuf Efendi çeşmeleri, Nakşıdil Sultan Türbesi) yüksek-alçak kütle bağlantılarını anımsatmaktadır.
İçeride Mustafa Rakım Efendi'nin sandukasının yanında kitabeyi yazan öğrencisi Haşim Efendi'ye ait 126İ/1845 tarihli mezar yer almaktadır. Duvarlar, tonoz bingiler ve kubbe beyaz badanalıdır; eskiden nakışlar olduğuna ilişkin izler sezilmektedir; kuzeybatı duvarındaki nişin yanında silik bir madalyon içinde dört halifeden "Osman" okunabilmektedir. Türbenin doğu yönünde bugün tuğla bloklarla örülerek kapatılmış olan kemerli bir hacet penceresi vardır.
Medrese: Medresenin dershane ve hüce-releri bugün mevcut değildir. 1929 tarihli Pervititch haritasında kuzey ve doğu duvarları boyunca sıralandığı görülen hücre ve revaklar muhtemelen ahşaptan yapıldıkları için kısa sürede yok olmuşlardır. 1914 tespitlerine göre medresenin ahşap olan 10 odası ve dar bir avlusu bulunduğu
belirtilmiş, dershaneden söz edilmemiştir. O sırada harap durumda bulunan yapının çevresinin evlerle sarılmış olması nedeniyle yeniden yapılması uygun görülmemiştir.
1918'de yangın sonucu evsiz kalanlar-ca işgal edilen yapının bakımsızlık sonucu ancak dış duvarları ayakta kalabilmiştir. Bugün medrese avlusunda türbe yanında yeni yapıldığı belli olan bir bekçi evi bulunmaktadır. Avludan bakıldığında duvarlar üzerinde hücrelerin yerleri hakkında fikir veren kemerli ocak nişleri ve dörtgen söveli pencereler görülmektedir. Bu izlere dayanarak doğu duvarında 4, kuzey duvarında 2 hücre bulunduğu ileri sürülebilir. Avlunun güneydoğu köşesine yakın bir konumda bir kuyu bileziği bulunmaktadır.
Medresenin bir sıra taş, iki sıra tuğla almaşık örgülü olan avlu duvarları bir düz, bir içbükey şeritten oluşan saçak kornişi ile sonlanmaktadır. Hücrelerin bacalarına ait bir iz kalmamıştır.
Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, I, 63; Ayverdi, istanbul Haritası, D 5; SiciU-i Osmant, II, 365-366; İnal, Son Hattatlar, 269-275; Kütükoğlu, istanbul Medreseleri, 369-370; Kütükoğlu, Da-rü'l-Hilafe, 149; Fatih Camileri, 240-356.
ZEYNEP AHUNBAY
Dostları ilə paylaş: |