1.
İslam tarihinde, Tanrı Kelâmının ezelliği hakkında iki karşıt görüş ortaya konmuştur. İslam Kelam ekollerinden Mu’tezile’ye göre, Allah Kelâmı yaratılmıştır ve ezeli değildir. Karşıt görüşü savunan Eş’ari’ye göre ise, Allah’nın Kelâmı yaratılmamıştır ve ezelidir. (Yazıcıoğlu, Kelâm Ders Notları, ss. 42--71, 1998.)
4.
Bu konu üzerinde daha çok bilgi edinmek isterseniz, Daniel Wickwire’in yazmış olduğu “Yahudi, Hıristiyan, ve İslam Kaynaklarına Göre Kutsal Kitab’ın Değişmezliği” (1999) adlı kitaba başvurabilirsiniz.
6.
“Ayrım” yapmak, bir kitabı diğer kitaplardan daha üstün saymak demektir. Yahut bir kitaba daha çok önem vermek ve diğer kitaplara önem vermemektir.
10.
Kitab-ı Mukaddes’te Allah’ın ebedi ve özel ismi “Yehova” 6,823 kez geçmektedir. Buna karşılık bu isim Kur’an’da hiç bulunmamaktadır.
12.
Her ne kadar Kur’an-ı Kerim Kutsal Ruh’un varlığını kabul etse de, Allah’ın Üçlü Birliğini (Teslis) reddeder. Kitab-ı Mukaddes açıkça tek bir Allah olduğunu fakat O’nun üç ayrı kişilikte göründüğünü ifade eder: Baba, Oğul (İsa Mesih), ve Kutsal Ruh.
18.
Kitab-ı Mukaddes’te Allah’ın “Kutsallık” sıfatıyla ilgili 550’den fazla ayet bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de ise ancak iki ayet bulunmaktadır.
19.
Kitab-ı Mukaddes’te Allah’ın “Baba” sıfatı 248 kez geçmektedir. Kur’an da ise bu sıfat bulunmaz.
20.
Kitab-ı Mukaddes’te Allah’ın “Kurtarıcı” sıfatı ile ilgili yaklaşık 600 ayet bulunmaktadır.
25.
Kitab-ı Mukaddes’e göre Allah, kendi üzerine bazı sınırlar koymuştur. Örneğin: Allah yalan söylemez. Allah’ın karakteri hep güvenilirdir. Allah kötülük yapmaz. Allah değişmez. Bu yüzden, Kitab-ı Mukaddes’e göre Allah’ın karakterinde bir “keyfiyet” söz konusu olamaz.
26.
Kitab-ı Mukaddes’e göre Kur’an’ın bahsettiği Şeytan’ın düşmesi olayı böyle gelişmemiştir. Zaten böyle gelişemezdi, çünkü Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an’a göre, Allah kendisi dışında herhangi bir varlığa secde edilmesini tamamen yasaklamıştır. Dolaysıyla, melekleri denemek için bile olsa, Allah böyle bir emir veremezdi, yoksa O da kendi ebedi şeriatine karşı aykırı düşmüş olurdu ve kendisi günah işlemiş duruma düşerdi.
28.
Kitab-ı Mukaddes’te Kutsal Ruh’un Allah olduğuna ilişkin 113 ayet vardır.
34.
Kitab-ı Mukaddes’te cinlerin insanların içinden çıkarılmasıyla ilgili 89 ayet bulunmaktadır.
41.
İncil’de “Mesih” kelimesi 558 kez bulunmaktadır. İncil’in sözlüğüna göre: “Mesih – ‘meshedilmiş Kişi’; eski peygamberlerin, geleceğini önceden haber verdikleri Kurtarıcı İsa.”
42.
İncil’de İsa Mesih’in “Rab’bin” (Allah’ın) bizzat kendisi olduğunu gösteren 367’den fazla ayet bulunmaktadır.
43.
Kitab-ı Mukaddes’te Allah’ın Oğlu ile ilgili 92 ayet bulunmaktadır.
47.
Kitab-ı Mukaddes’te Allah’ın “Kurtarıcı” sıfatıyla ilgili ayetlerin sayısı 600’den fazladır.
51.
Kur’an-ı Kerim’de, İsa Mesih’in öldüğüne ve ölümden dirildiğine işaret edilmesine rağmen (Al-i İmrân 3:55 & Meryem 19:15), çoğu Müslümanlar İsa Mesih’in haçta ölmediği imasının yer aldığı Nisa 4:156-158’i temel alarak Mesih’in haçta ölmediğini ifade ederler. Buna karşılık, İsa Mesih’in dünyanın günahları için haçta ölmesi ve O’nun ölümden dirilişi Kitab-ı Mukaddes’in ana noktasıdır. Eğer İsa Mesih haçta ölmemiş ve ölümden dirilmemiş olsaydı, Hıristiyanların inancı tamamem boş olurdu. (1 Korintliler 15:17)
52.
Kitab-ı Mukaddes’te İsa Mesih’in tekrar gelişiyle ilgili 73 ayet bulunmaktadır.
56.
Kitab-ı Mukaddes’te “peygamberlik” yani “gayb haber” sözcüğünün anlamı gelecekte olacak olan şeylerin açıklanmasıdır. Hıristiyan ilahiyat fakültelerinde bunun ile ilgili “eskatoloji” anabilim dalı bulunmaktadır. Kitab-ı Mukaddest’te 600’den fazla “peygamberlik” ayeti bulunmaktadır.
58.
Kitab-ı Mukaddes’te 157 “mucize” bulunmasına karşın, Kur’an’da bunlar gibi açık olarak gösterilen mucizeler yoktur.
60.
İslamiyet, peygamberlerin asla günah işlemediklerini ifade eder. Fakat, hem Kur’an-ı Kerim’de hem de Kitab-ı Mukaddes’te açık bir şekilde anlaşılır ki, peygamberler de günahkârdı. Kutsal Kitaplar, açıkça tüm insanların (peygamberler dahil) günahkâr olduğunu, günahsız tek kişinin İsa Mesih olduğunu öğretir.
67.
Hıristiyanlıkta, bu konuda iki farlı görüş vardır. Bu görüşleri ortaya atan Calvin ve Armenius’tur. Calvin’e göre insanların kaderi yazılmıştır; Armenius’e göre ise, insanların özgür iradesi vardır ve bunu kullanarak kendi kaderlerini çizebilirler. İslamiyet’e göre kader vardır ve bu İslam’ın ve imanın temel şartlarından birisidir.
70.
Kitab-ı Mukaddes’te “kefaret” sözcüğü 80 kez; “fidye” sözcüğü ise 16 kez kullanlmaktadır.
82.
Kitab-ı Mukaddes’te “şifa” ile ilgili olayların sayısı 139’dur. İncil’de, İsa Mesih’in “şifa” vermesiyle ilgili kayıt edilmiş olayların sayısı 26’dır.
83.
Kitab-ı Mukaddes’te müzik, dans ve ilahiler ile ilgili 450’den fazla ayet bulunmaktadır.
84.
Kitab-ı Mukaddes’te insanların hala yaşarken “sevinçli” ve “neşeli” olmalarını teşvik eden 450’den fazla ayet bulunmaktadır. Ama Kur’an’da böyle bir şey çok az görülmektedir.
88.
Bu soru, Tevrat’ın bakış açısıyla değil, İncil’in öğretişine göre sorulmuştur.
89.
Bu soru, Tevrat’ın bakış açısıyla değil, İncil’in öğretişine göre sorulmuştur.
92.
Kitab-ı Mukaddes’e göre, Allah dünyayı altı günde yarattıktan sonra, yedinci günde istirahat etti. Burada anlatılan istirahat etme olayı, Allah’ın yorulmasıyla ilgili değildir, ve insanların dinlenmesine örnek olması açısından aktarılmıştır. Çünkü İşaya 40:28’e göre Allah asla yorulmaz: “Bilmedin mi? işitmedin mi? Ebedi Allah, RAB, dünyanın uçlarını yaratan, zayıflamaz ve yorulmaz; onun anlayışının derinliğine erilmez.”
94.
Kur’an’daki bu olay, Kitab-ı Mukaddes’e göre iki ayrı zaman diliminde ve iki farklı insan arasında geçmektedir. Şöyle ki, dizlerinin üzerine çökerek su içen askerlerin komutanı Talut (Saul) değil, Gideon’dur. Talut, Davut ve Golyat’ın olayı ise M.Ö. 1010--971 yılları arasında gerçekleşmiştir. Gideon’unki ise, M.Ö. 1162--1122 yılları arasında gerçekleşmiştir. Yani aralarında 150 senelik bir fark vardır.
96.
Kitab-ı Mukaddese göre, putlara tapınmadığı için ateşe atılan İbrahim değil, Şadrak, Meşak ve Abed-nego’dur ve onlar M.Ö. 530 civarında Kral Nebukadnetsar döneminde yaşamışlardır. İbrahim ise, M.Ö. 2100 civarında yaşamış ve Kitab-ı Mukaddes’e göre ateşe atılmamıştır. Kur’an’da, anlatılan bu olayda hem isimler farklıdır, hem de arada tahrisel olarak 1500 senelik bir fark vardır.
98.
Kur’an’da anlatılan bu olay, Kitab-ı Mukaddes’e göre Musa ile ilgili değil, Yakup ile ilgilidir. Yakup evlenebilmek için, kızların babasına “sekiz” sene değil, “yedi” sene çalışmıştır. Kitab-ı Mukaddes’e göre, Musa ise, kızların babası için çalışmasına gerek kalmadan evlenmiştir. Kur’an’da bu olayla ilgili hem isimler hem de seneler karışmıştır.
99.
Kur’an-ı Kerim Haman’ın Musa zamanında Firavun’un veziri olduğunu ifade eder, fakat Kitab-ı Mukaddes Haman’ın Ester zamanında Kral Ahaşveroş’un (Xerxes olarak bilinir) veziri olduğunu bize açıkça bildirir. Tarih olarak, Musa ve Firavun M.Ö. 1447-1410 civarında yaşadılar, fakat Ester, Haman ve Ahaşveroş yaklaşık bin sene sonra yaşadılar. Ahaşveroş (Xerxes) Pers kralı olarak M.Ö. 486’dan M.Ö. 465’e kadar saltanat sürdü.
100.
Kitab-ı Mukaddes’e göre, İsa Mesih çocukken değil, ancak 30 yaşına geldikten, vaftiz olduktan ve Kutsal Ruh’la dolduktan sonra mucizeler yapmaya başlamıştır.