KiTÂBU't-tevhîD



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə34/43
tarix03.01.2019
ölçüsü0,76 Mb.
#89032
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   43

İlgili Mes'eleler



1. önemli bir mesele olarak mezkûr konularla alay edil­mesinin kişinin küfrüne sebep olduğu.

2. Zikredilen rivayet, kim olursa olsun bu tür alaycı tu­tumlar sergileyenler hakkındaki âyeti tefsir etmektedir.

3. Dedikodu ile Allah ve Rasûlü için nasihatte bulunmak arasındaki fark.

4. Allah'ın sevdiği af İle Allah düşmanlarına karşı sergile­nen sertlik arasındaki fark.

5. Makbul olmayan bir hususun ileri sürülmesinin bahane sayıldığı.

Açıklamalar

Sözü edilen istihza! tutum, İmana taban tabana zıttır. İnsanı dinden çıkaran bir husustur. Çünkü dinin aslı Allah'a, kitaplarına ve peygamberlerine inanmaktır.

Bu bağlamda gösterilmesi gereken saygı da imanın ge­reklerindendir. Bilinmektedir kİ bu hususlar hakkında sergi­lenecek istihza ve aldırmazlık, mücerred küfürden daha teh­likelidir. Çünkü bu tür davranışlar küfür yanında ziyadesiyle hakaret ve aşağılama içermektedir.

Kafirler iki türdür: Yüz çevirenler ve muhalefet edenler.

Allah ve Rasûlü'ne karşı savaş açmış; Allah'a, dinine ve peygamberini yaralayan muhalif kafirler, küfür ve fesat bakı­mından en ileridedirler.

Belirtilen hususlardan herhangi birini alaya alanlar da bu kapsama dâhildirler.


Kırkdokuzuncu Bab

«Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra Biz ona bir rahmet tatttrsak: bu, benimdir, kıyametin kopacağını sanmıyo­rum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak o'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, der. Biz, İnkar edenlere yaptık­larını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız.» (Fussilet, 50)



Âyeti Hakkinda Bâb

Mücahİd, âyette İşaret edilen vasıftakİlerin 'Bu benim alm-terimdir. Benim hakkımdır." dediklerini ifade eder.

Ibn Abbas radıyallâhu anhumâ da bu sözü söyleyenin tattığı rahmetin kendisinden kaynaklandığım söylemek istediğini belirtir.

Allah âyet-i kerimede şöyle bildirmektedir:

«Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti.» (Kasas, 78)

Katâde bunu şöyle açıklar: "Kazanç yollan hakkındaki bilgim sayesinde verildi," 143 Diğer alimlerin açıklamaları da şu şekildedir: "Allah benim kendisine ehil olduğumu bildiğinden bunları bahşetti." Mücahid'in "Şerefim sebebiyle bunlar bana verildi" açıklaması da aynı manadadır. o!"

EbÛ Hurayra radiyallâhu anh Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'İn şu sözünü aktarmaktadır: «İsrailoğullarmdan üç adamn vardı. Bir sedef hastalıklı, biri kel ve biri de kör idi. Allah bunları imtihana tabi tutmak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.

Melek sedef hastalıklı olana geldi ve 'En çok istediğin sef nedir?' dedi. Adam 'Güzel bir renk, güzel bir ten ve insanların beni ayıp-ladıkları ğu durumumun izale olması.' dedi. Melek adamı şöyle bir sıvazladı ve o kötü durumdan kurtuldu. Artık güzel bir renge ve güzel bir tene sahipti. Melek, 'Ene sevdiğin mal hangisi?' dedi. Adam 'Deve ya da sığır' -ravi İshak burada şek etmiştir- dedi. Kendisine on aylık gebe bir deve verildi. Melek 'Allah sana ve bu deveye bereket versin!' dedi.

Daha sonra melek kel olanın yanına geldi. Ona 'En çok ne is­tersin?' diye sordu. Adam 'Güzel bir saç ve insanlara tiksinti veren şu durumdan kurtulmak' dîye cevapladı. Melek onunda sıvazladı ve bu hali kayboldu. Kendisine güzel bir saç bahşedilmişti. Melek, 'En çok hangi maldan hoşlanırsın?' dedi. Adam 'Sığır ya da deve' dedi. Kendisine gebe bir sığır verildi. Melek 'Allah sana ve bu hayvana bereket versin!' dedi.

Ardından melek körün yanına geldi. 'En çok istediğin şey nedir?'

dedi. Adam, 'Allah'ın gözlerimi bana geri bahşetmesini ve İnsanları görmeyi isterim.' dedi. Melek adamı sıvazladı ve Allah görme gücünü adama tekrar geri bahşetti. Melek, 'En çok hangi malı seversin?' diye sorunca 'davarları' dedi. Adama yavrulu bir koyun verildi. Diğer ikisinin hayvanları da bununki de yavrulayıp ürediler. Birinin bir vadi dolusu devesi; birinin bir vadi dolusu sığın ve diğerinin de bir vadi dolusu davan olmuştu.

Daha sonra melek sedef hastalıklı biri kılığında sedef hastalıklı olan adama tekrar geldi. 'Fakir bir adamım, Yolculuğum sırasında tüm imkânlarım elden gitti. Bugün önce Allah sonra senin sayende yoluma devam eebİlirim. Sana bu güzel rengi, bu güzel teni ve malı veren Allah aşkına bir deve istiyorum ki yoluma devam edebileyim.' dedi. Adam 'Bir sürü hak, hukuk var!' dedi. Melek 'Ben seni sanki atnıyorum. Sen insanların görüntüsünden tiksindiği şu sedef hastalık­lı fakır adam değil misin? Allah sana mal-mülk nasip etmişti.' dedi. Adam, 'Ben bu malı büyüklerimden miras olarak aldım' dedi. Melek, 'Eğer yalan söylüyorsan, Alah seni eski haline çevirsin!' dedi.

Sonra melek, kel olan adamın yanma onun eski kılığına bürü­nerek geldi. Bir öncekine söylediklerini buna da söyledi. Adam da diğeri gibi cevap verdi. Bunun üzerine melek, 'Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin!' dedi.

Ardından melek kör biri kılığında daha önce kör olan adamın yanına gitti. 'Ben fakir bir adamım. Yolcuyum. Yolculuğum sırasın­da tüm imkânlarım tükendi. Bugün önce Allah sonra senin sayende varacağım yere gidebİlirirm. Sana gözlerini geri veren aşkına yolcu­luğumda istifade edeceğim bir koyun versen bana!' dedi. Adam, 'Ben bir ama idim, Allah bana gözlerimi geri bağışladı, istediğini al; istediğini bırak! Allah'a yemin ederim, bugün Allah için alacağın herhangi bir şey konusunda seni zora sokmayacağım!' dedi. Bunun üzerine melek, 'Malın sende kalsın! Siz bir imtihandan geçirildiniz. Allah senden razı oldu. Diğer iki arkadaşına ise gazab etti.' dedi.» 144 Buhârîve Müslim tahric etmiştir.



İlgili Mes'eleler



1. Mezkûr âyetin tefisirİ.

2. «Bu, benimdir» sözünün ne manaya geldiği.

3. «Kendİmdeki bilgi sayesinde verildi» sözünün ne manaya geldiği.

4. Anlatılan kıssadan çıkartılacak İbret ve dersler.


Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin