KİTÂBU'T-TEVHÎD 7
Giriş 7
KİTABU'T-TEVHÎD 9
Birinci Bab 9
İlgili Meseleler 9
Açıklamalar 10
Tevhidin Kısımları 10
İkinci Bab 11
Tevhidin Fazileti Ve Günahlara Kefaret Olması Babı 11
İlgili Mes'eleler 11
Açıklamalar 12
Üçüncü Bâb 12
Tevhidi Gerçekleştiren Kimsenin Hesapsız Cennete Gireceği Babı 12
İlgili Mes'eleler 13
Açıklamalar 13
Dördüncü Bâb 14
Şirkten Endişe Duyma İle İlgili Bâb 14
İlgili Mes'eleler 14
Açıklamalar 14
Beşinci Bâb 15
Lâ İlahe İllallah'a Davet Etmek Babı 15
İlgili Mes'eleler 15
Açıklamalar 16
Altıncı Bab 17
Tevhidin Ve "La İlahe İllallah"In Açıklanması İle İlgili Bâb 17
İlgili Meseleler 17
Açıklamalar 17
Yedinci Bab 18
Belaya Karşı Halka, İp Vb. Şeyler Takmanın Şirk Olduğuyla İlgili Bâb 18
İlgili Mes'eleler 18
Açıklamalar 19
Sekizinci Bâb 19
Rukye Ve Muskalar Hakkında Bâb 19
İlgili Meseleler 20
Açıklamalar 20
Dokuzuncu Bab 21
Ağaç, Taş Vb İle Teberrükte Bulunmak Hakkında Bâb 21
İlgili Mes'eleler 21
Açıklamalar 22
Onuncu Bab 22
Allah'tan Başkası İçin Kurban Kesilmesi Babı 22
İlgili Mes'eleler 22
Açıklamalar 23
Onbirinci Bab 23
Başkası İçin Kurban Sunulan Mekânlarda Allah İçin Kurban Kesilemeyeceği İle İlgili Bâb 23
İlgili Mes'eleler 23
Açıklamalar 24
Onikinci Bab 24
Şirkin Bir Türünün De Allah'tan Başkası Adına Adakta Bulunmak Olduğu Babı 24
İlgili Meseleler 24
Onüçüncü Bâb 24
Allah'tan Başkasının Korumasına Sığınmanın Bir Şirk Türü Olduğu Babı 24
İlgili Mes'eleler 24
Ondördüncü Bab 25
Allah'tan Başkasından İstiğasede Bulunmanın Ya Da Dua Etmenin Şirk Olduğu Hakkında Bâb 25
İlgili Meseleler 25
Açıklamalar 25
Onbeşinci Bâb 26
Âyetinin Tefsiri Babı 26
İlgili Meseleler 26
Açıklamalar 27
Onaltıncı Bab 27
Âyetinin Tefsiri Babı 28
İlgili Meseleler 28
Açıklamalar 28
Onyedinci Bâb 29
Şefaat Babı 29
İlgili Mes'eleler 29
Açıklamalar 29
Onsekizinci Bab 30
Âyetinin Tefsiri Babı 30
İlgili Mes'eleler 30
Açıklamalar 31
Ondokuzuncu Bâb 31
Ademoğlunun Dinlerini Terkedip Küfre Girmelerinin Sebebinin Salih Kimseler Hakkında Aşırı Gitmeleri Olduğuna Dair Bâb 31
İlgili Meseleler 31
Açıklamalar 32
Yirminci Bab 32
Salih Bir Zatın Kabri Yanında Allah'a İbadet Eden Kimse Hakkinda Şiddetli İfadeler Kullanıldığına Göre Salih Kişinin Bizzat Kendisine İbadet Eden Hakkında Neler Söylenir?! 32
İlgili Mes'eleler 33
Yirmibirinci Bab 33
Salih Zatların Kabirlerine Karşı Sergilenen Aşırı Tutumun Bunları Birer Puta Dönüştürmesi Hakkında Gelenler Babı 33
İlgili Mes'eleler 34
Açıklamalar 34
Yirmiikinci Bâb 35
Mustafa (Sav)'İn Tevhidi Himaye Edip Şirke Götüren Tüm Yolları Tıkaması Hakkında Gelenler Babı 35
İlgili Mes'eleler 35
Açıklamalar 35
Yirmiüçüncü Bâb 35
Bu Ümmetin Bazılarının Putlara İbadet Edeceği Hakkında Gelenler Babı 35
İlgili Mes'eleler 36
Açıklamalar 37
Yirmidördüncü Bâb 37
Sihir İle İlgili Bâb 37
İlgili Mes'eleler 37
Yirmibeşinci Bâb 37
Bazı Sihir Türleri Hakkında Bâb 37
İlgili Mes'eleler 38
Açıklamalar 38
Yirmialtıncı Bâb 38
Kahin Ve Benzerleri Hakkında Bâb 38
İlgili Mes'eleler 39
Açıklamalar 39
Yirmiyedinci Bâb 40
Nuşra Hakkında Bâb 40
İlgili Meseleler 40
Açıklamalar 40
Yirmisekizinci Bab 40
Uğursuzluk (Tıyera) Hakkında Bâb 40
İlgili Mes'eleler 41
Açıklamalar 41
Yirmidokuzuncu Bab 42
Astroloji (Tencîm) Hakkında Bâb 42
İlgili Meseleler 42
Açıklamalar 42
Otuzuncu Bab 42
Yıldızlardan Yağmur Umma Hakkında Bâb 42
İlgili Meseleler 43
Açıklamalar 43
Otuzbirincı Bab 43
Âyeti Hakkında Bâb 43
İlgili Mes'eleler 44
Açıklamalar 44
Otuzikinci Bâb 45
Âyeti Hakkında Bâb 45
İlgili Mes'eleler 45
Açıklamalar 45
Otuzüçüncü Bâb 46
Âyetinin Tefsiri Babı 46
İlgili Meseleler 46
Açıklamalar 46
Otuzdördüncü Bab 47
Âyeti Hakkında Bâb 47
İlgili Meseleler 47
Açıklamalar 47
Otuzbeşinci Bâb 48
Allah'ın Takdirine Sabretmenin İmandan Olduğu Hakkında Bâb 48
İlgili Mes'eleler 48
Açıklamalar 48
Otuzaltıncı Bâb 49
Riya Hakkında Bâb 49
İlgili Mes'eleler 49
Otuzyedinci Bâb 49
İnsanin Ameli İle Dünyayı Murad Etmesinin Şirk Olduğu Hakkında Bâb 49
İlgili Mes'eleler 49
Açıklamalar 50
Otuzsekizinci Bab 50
Allah'ın Haramlarını Helal; Helallerini De Haram Kılma Hususunda Alimlere Ve Yöneticilere İtaat Etmek, Onları Rab Edinmek Demektir Babı 50
İlgili Mes'eleler 51
Otuzdokuzuncu Bab 51
Âyeti Hakkında Bâb 51
İlgili Mes'eleler 51
Açıklamalar 52
Kırkıncı Bab 52
İsim Ve Sıfatlardan Birini İnkar Eden Hakkında Bâb 52
İlgili Mes'eleler 52
Açıklamalar 52
Kırkbirinci Bab 53
Âyeti Hakkinda Bâb 53
İlgili Mes'eleler 53
Açıklamalar 53
Kırkikinci Bab 53
Âyeti Hakkında Bâb 53
İlgili Mes'eleler 54
Açıklamalar 54
Kırküçüncü Bâb 54
Allah Adına Yapılan Yeminle İkna Olmayan Hakkında Bâb 54
İlgili Mes'eleler 54
Açıklamalar 54
Kırkdördüncü Bâb 55
Allah Ve Sen Dilersen* Sözü Hakkında Bâb 55
İlgili Mes'eleler 55
Açıklamalar 55
Kırkbeşinci Bâb 55
Dehre/Zamana Sövmenin Allah'a Eziyet Olduğu Hakkında Bâb 55
İlgili Mes'eleler 56
Açıklamalar 56
Kırkaltıncı Bab 56
Kadılar Kadısı' Gibi İsimlerle Anılmak Hakkında Bâb 56
İlgili Mes'eleler 56
Kırkyedinci Bab 56
Esma-İ Hüsnaya İhtiram Ve Bu Nedenle İsimlerin Değiştirilmesi Hakkında Bâb 56
Açıklamalar 57
Kırksekizinci Bâb 57
Allah, Kur'an Ya Da Rasûlullah'ın Zikredildiği Şeylerle Alay Etmek Hakkinda Bâb 57
İlgili Mes'eleler 57
Açıklamalar 57
Kırkdokuzuncu Bab 57
Âyeti Hakkinda Bâb 58
İlgili Mes'eleler 58
Açıklamalar 58
Ellinci Bab 59
Âyeti Hakkında Bâb 59
İlgili Mes'eleler 59
Açıklamalar 59
Ellibirinci Bab 59
Âyeti Hakkinda Bâb 60
İlgili Mes'eleler 60
Açıklamalar 60
Elliikinci Bâb 61
'Esselamu Alallah1 Denmeyeceğine Dair Bâb 61
İlgili Mes'eleler 61
Açıklamalar 61
Elliüçüncü Bâb 61
'Allahım Dilersen Beni Bağışla' Demek Hakkında Bâb 61
İlgili Meseleler 61
Açıklamalar 61
Ellidördüncü Bâb 62
'Kulum1 Denilmemesi Hakkında Bâb 62
İlgili Mes'eleler 62
Açıklamalar 62
Ellibeşinci Bâb 62
Allah Adıyla İsteyenin Geri Çevrilmeyeceği Hakkında Bâb 62
İlgili Mes'eleler 62
Ellialtıncı Bâb 62
Allah'ın Yüzüyle Yalnızca Cennet İstenebilir 62
İlgili Mes'eleler 62
Açıklamalar 63
Elliyedinci Bab 63
"Eğer" Hakkında Bâb 63
İlgili Meseleler 63
Açıklamalar 63
Ellisekizinci Bâb 64
Rüzgara Sövmenin Yasaklanmış Olduğu Hakkında Bâb 64
İlgili Mes'eleler 64
Açıklamalar 64
Ellidokuzuncu Bâb 64
Ayeti Hakkında Bâb 64
İlgili Meseleler 65
Açıklamalar 65
Altmışıncı Bâb 65
Kader İnkarcıları Hakkında Bâb 65
İlgili Mes'eleler 66
Açıklamalar 66
Altmışbirinci Bâb 66
Suret Yapanlar Hakkında Bâb 66
İlgili Mes'eleler 66
Açıklamalar 67
Altmışikinci Bâb 67
Sık Sık Yemin Etmek Hakkinda Bâb 67
İlgili Mes'eleler 67
Açıklamalar 67
Altmışüçüncü Bâb 67
Allah Ve Peygamberinin Zimmeti (Ahdi) Hakkında Bâb 67
İlgili Mes'eleler 68
Açıklamalar 68
Altmışdördüncü Bâb 68
Allah Hakkında Yemin Edilmesi Babı 68
İlgili Mes'eleler 68
Altmışbeşinci Bâb 69
Allah'ı Aracı Kılarak Bir Yaratılmıştan Şefaat Dilenemeyeceği Hakkında Bâb 69
İlgili Meseleler 69
Açıklamalar 69
Altmışaltıncı Bab 69
Rasulullah'ın Tevhidin Sınırlarını Koruması Ve Şirke Götüren Yolları Kapaması Hakkında Bâb 69
İlgili Meseleler 70
Açıklamalar 70
Altmışyedinci Bab 70
Âyeti Hakkında Bâb 70
İlgili Mes'eleler 71
Açıklamalar 71
KİTÂBU'T-TEVHÎD
Giriş1[1]
Sonsuz hamd Allah'a mahsustur. Tüm mükemmel vasıfların ona ait olduğunu bildirir, O'na övgülerimizi arze-derîz. Yardımı O'ndan diler, O'ndan bağışlanmak İsteriz. Nefislerimizin şerrinden, kötü amellerimizden yalnızca O'na sığınırız. Allah'ın hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz; saptırdığını da hiç kimse hidâyete kavuşturamaz. Eşi, benzerî ve ortağı olmayan, bir ve tek olan Allah dışında ibadet edilmeye layık gerçek bir ilah bulunmadığına şahitlik ederim. Muhammed saikllâhu aleyhi ve seilem'in onun kulu ve rasûlü olduğuna tanıklık ederim.
Daha önce Şeyhülislam (Muhammed et-Temimî) kadde-sallahu ruhahu'ya ait olan Kitâbu't-Tevbîd ile ilgili yararlı açıklamalar kaleme almıştık. O kitabımız, içerdiği faydalı ve net açıklamalar dolayısıyla hem halk İçin yararlı oldu; hem de öğreticiler için bir yardımcı eser görevi gördü. Daha sonra yoğun talep üzerine kısa zamanda tükenmesi sebebiyle yeniden basılıp yayınlanması şiddetli bir ihtiyaç halini aldı. Bu basım sırasında Ehl-i sünnet inancını aslî ve talî unsurları çerçevesinde Özlü bir içimde ele alacak özet bir giriş yazısı kaleme alma fikri aklıma geldi. Allah'ın yardımıyla şunları söylemek İsterim:
Ehl-İ Sünnet olanlar;
Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve hayrı ve şerri ile kadere inanırlar.
Allah'ın bütün mükemmelliklere tek başına sahip bulunan rab, ilah ve ma'bud olduğuna şahitlik ederler. Dinî yalnızca O'na has kılarak, ihlasla yalnızca O'na ibadet ederler.
"Allah yaratandır, yoktan var edendir, şekil verendir, rızık bahşedendir, iyilikler nasip edendir, kötülükleri engelleyendir, bütün işleri İdare edendir" derler.
İlah olarak kabul edilen, ibadet edilen, bir ve tek olduğuna inanılan, rızası hedeflenen varlık Allah'tır. O, kendisinden Önce hiçbirşeyin bulunmadığı Evvel'dir. Kendisinden sonra da hiçbir şeyin olmadığı Ahir'dİr. Kendi üzerinde hiçbirşeyin bulunmadığı Zâhir'dir. Kendi altında hiçbir şeyin bulunmadığı Bâtın'dır.
O, tüm manasıyla ve her türlü itibarla aliyyu'l-ala/yüceler yücesidir. Zatı yücedir, zatıyla en yüksektedir. Kadri yücedir. Kahrı yücedir.
O, mutlak yüceliği ve üstünlüğü İle birlikte azametine ve celaline layık olarak yedi kat göğün üzerindeki Arş üzerine istiva buyurmuştur. Ilmİ zahirleri de, batınları da, ulvî âlemi de, süflî âlemi de kuşatır. Kullarının bütün hallerini bilir. O, kullarına yakındır, dualarına karşılık verendir.
O, zatı İle hiçbir yaratığına muhtaç değildir. Bütün yaratıklar ise, tüm zamanlarda hem kendilerinin hem de ihtiyaçlarının var edilmesi konusunda O'na muhtaçtır. Hiçbir kimsenin göz açıp kapayıncaya kadar dahi O'na olan ihtiyacı bitmez. O Rauf ve Rahîm (çok şefkatli ve merhametli)'dİr. Kullara İsabet eden dinî ya da dünyevî herhangi bir nimet ya da nîkmet hep Allah'tandır. Nimetleri celbeden de, nİkmetlerİ def eden de Allah'tır.
Allah rahmetinin eseri olarak her gece dünya göğüne inerek gecenin son üçte biri kaldığında kulların ihtiyaçlarını arzetmelerini İster. Fecir doğana dek "Kullarımdan kendimden başkasını istemem. Kim bana dua edecek karşılık vereyim? Kim benden isteyecek bahşedeyim? Kim benden bağışlanma dileyecek bağışlayayım?" diye seslenir. Allah dilediği gibi iner ve murad ettiğini yapar. "O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir." (Şûra, il)
Ehl-İ Sünnet olanlar, Allah'ın Hakim, yani şeriarinde, belirlemiş olduğu ölçü ve miktarlarda ve kaderinde tam ve mükemmel bir hikmet sahibi olduğuna inanırlar. Hiçbir şeyi abes ve boş yere yaratmamıştır. Şeriatini ve hükmünü birtakım maslahatlar ve hikmetlere göre belirlemiştir.
O, tevbeleri çok kabul eden Tevvâb, affedici 'Afuv ve bağışlayan Gafurdur. Kullarının tevbelerini kabul eder. İşledikleri kötülükleri affeder. Tevbe edenlerin, mağfiret dileyenlerin ve kendisine dönenlerin günahlarını bağışlar.
O, Şekâr'dur. Az olan ameli dahi karşılıksız bırakmaz. Şükredenlere kendi fazlından nimetlerini arttırır.
Ehl-i Sünnet olanlar, Allah'ın kendisi İçin ve Rasûlü'nün O'nun için bildirdiği vasıfları kabul ederler. Meselâ; Allah mükemmel manada hayat sahibidir, işitir, görür, tam bir kudret, azamet ve büyüklük sahibidir, mecd (şeref), celâl (yücelik) ve cemâl (güzellik) vasıflarına sahiptir. Mutlak övgü bir tek O'nun hakkıdır. Meşiet ve kudreti ile alakalı fiillere dair rahmet, rıza, öfke, konuşma (kelam) gibi kemal sıfatlara da sahiptir. Allah neyi, nasıl isterse konuşur. Onun kelimeleri bitmez, tükenmez ve solmaz.
Kur'an-ı Kerîm, Allah'ın yaratılmamış olan kelamıdır. Kaynağı da, dönüş yeri de Allah'tır.
Allah murad ettiğini yapma sıfatına önceden de sahipti, şu anda da sahip, gelecekte de sahip olacaktır. Dilediği şekilde konuşur. Kullan üzerinde kaderle, şeriat ve cezalarla ilgili hükümlerle hüküm sahibidir. O Hakim ve Malik'tit. Onun dışında kalan tüm varlıklar ise hükmedilme ve malik olunma konusudur. Hiçbir kulun O'nun mülkünden de, hükmünden de çıkma hakkı ve imkânı yoktur.
Ehl-i sünnet, Kitab'da bildirildiği ve sünnette tevatür yoluyla haber verildiği gibi müminlerin rablerini açık-seçik olarak göreceklerine ve ru'yetullah nimeti ile O'nun nzalığını kazanabilme nimetinin en büyük nimet ve lezzet olduğuna inanırlar.
İman ve tevhid dışında bir hal üzere Ölenin cehennem ateşinde ebediyen kalacağına iman ederler. Büyük günah işleyenlerin ise tevbe etmeden, günahlarına kefaret ve şefaat olacak bir şey bulunmadan öldükleri takdirde cehenneme girseler de ebediyen kalmayacaklarına inanırlar. Kalbinde hardal tanesi ağırlığınca iman bulunanın cehennemde ebedİyyen kalmayacağına, çıkacağına inanırlar.
İmanın kalpten inanılması gereken hususları kapsadığı gibi kalbin amellerini de, organlarla yapılan davranışları ve dilin söylediği sözleri de kapsadığına inanırlar. Bunları en mükemmel biçimde yerine getiren gerçek mümindir. Sevaba hak kazanmış ve cezadan kurtulmuştur. Bunlardan herhangi birinde eksiklik göstetenin imanında da o oranda eksiklik söz konusudur. Bu nedenle iman, taatlar ve hayır içerikli ameller dolayısıyla artar; günah ve kötülükler sebebiyle de eksilir.
Ehl-i sünnetin esaslarından biri de din ve dünyaya dair faydalı konularda Allah'tan yardım dileyerek ciddiyet ve azimle çabalamaktır. Yardım ve desteği Allah'tan dileyerek kendilerine yararı dokunacak hususlara karşı oldukça düşkünlük gösterirler.
Ayrıca tüm hareket ve davranışlarında ihlâsı gözetirler. Ma'buda karşı ihlaslı olmak ve Rasûle İttiba etmek onların yoludur. Nasihat alacak olanlar müminlerdir. Yolu izlenecek olanlar da müminlerdir.
Muhammed'in Allah'ın hidâyetle göndermiş olduğu kulu ve rasûlü olduğuna tanıklık ederler. Diğer bütün dinlere galip olması amacıyla hak din ile gönderildiğine şahitlik ederler. Rasûlullah'm müminler için kendi nefislerinden bile daha önde geldiğine, en son peygamber olduğuna şehadet ederler. İnsanlara da cinlere de müjdeleyici, uyarıcı, Allah davetçisi, aydınlatan bir kandil olarak gönderilmiştir. Allah onu hem dinin, hem de dünyanın düzen ve kurtuluşunun sağlanması amacıyla, yaratılmışlar kulluklarını gerçekleştirsinler ve bu konuda bahşettiği rızıkların yardımına başvursunlar diye göndermiştir.
Ehl-i Sünnet olanlar bilirler ki; Muhammed sallallâhu aleyhi ve seilem yaratılmışların en bilgilisi, en doğru dürüstü, en hayırlısı ve açıklama gücü en büyük olanıdır. Ona saygı gösterir, tazimde bulunurlar. Onu severler. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'e olan sevgileri tüm yaratılmışların sevgisinden önde gelir. Dinin temel esaslarında olsun, fer'î meşelerinde olsun O'nun yolunu takip ederler.
Rasûlullah'm görüş ve uygulamalarını başkalarınınkİnden önde tutarlar.
Allah'ın başka hiç kimseye vermediği birçok fazileti, Özelliği ve mükemmellikleri Peygamber'de bir araya topladığına inanırlar. Yaratıkları arasında makamı en yüce, konumu en üstün ve her tür faziletre en mükemmel olan O'dur. Ne kadar hayır varsa, mutlaka ümmetine göstermiştir. Kötülük namına ne varsa, ümmetini sakındırmış, uyarmıştır.
Ehl-i Sünnet olanlar aynı zamanda Allah'ın indirdiği tüm kitaplara, gönderdiği tüm peygamberlere de iman ederler. Peygamberleri arasında ayırım gözetmezler.
Bütün olarak kadere de inanırlar. Kulların iyi ya da kötü bütün amellerinin Allah'ın ilmi İle kuşatılmış olduğuna inanırlar. Bu amellerin Allah'ın kalemi tarafından yazıldığına, dilemesi ile uygulandığına, hikmeti ile ilişkili olduğuna inanırlar. Şöyle ki; kullan için güç ve irade yaratmıştır. Bu güç ve irade sayesinde kullann söz ve fiilleri kendi İsteklerine göre meydana gelir. Allah bu fiiller konusunda kullarını hiçbir şeye zorlamamaktadır. Bilakis kullar amellerini kendileri seçme hakkına sahiptirler. Allah müminlere özel olarak imanı sevdirmiş, kalplerinde imanı süslemiştir. Küfrü, fasıklığı, isyanı ise adaleti ve hikmeti gereği onlara kötü göstermiştir.
Ehl-i Sünnet'in esaslarından bîri de Allah için, Kitab'ı için, peygamberi için, Müslümanların yöneticileri ve geneli İçin nasihat görevini yerine getirmeleridir. Şeriatın gerektirdiği gibi marufu emreder, münkeri de yasaklarlar. Ana-babaya iyiliği, akraba ilişkilerini korumayı, komşuya, kölelere, ilişkide bulunulan insanlara, hak sahiplerine ve bütün yaratılmışlara iyi davranmayı emrederler.
İyİ ve güzel ahlaka davet ederler. Kötü ve çirkin ahlaktan da sakındırır, yasaklarlar.
İman ve yakın bakımından müminlerin en mükemmeli; İmanı ve ameli en güzel, en dürüst, bütün fazilet ve iyiliklere en iyi biçimde sarılan, kötülüklerden en uzak kalmaya çalışan mümindir.
Dinîn hükümlerinin Peygamber salkllâhu aleyhi ve seüem'den geldiği şekildeki Özellik ve mükemmelliklerine göre uygulanması; bu hükümleri bozacak, eksiltecek unsurların da engellenmesini emrederler.
Allah yolunda cihadın salih olsun fasık olsun bütün Müslüman yöneticiler ile birlikte hâlâ geçerli olduğuna, cihadın dinin en zirve noktası sayıldığına İnanırlar. Cihad iki kısımdır: İlim ve delil cihadı, silah cihadı. İmkan dahilinde ve güç yetirildiğî kadarıyla, dinin savunulması amacıyla cihadın her müslümana farz olduğuna inanırlar.
Ehl-i Sünnet olanların esaslarından biri de Müslümanların söz birliklerinin sağlanmasıdır, kalplerinin yakınlaştırılıp birbirlerine ısındırılması için çaba sarfetmektir. Tefrikadan, düşmanlıktan, araya soğukluk girmesinden sakındırmak ve bu hususta elden gelen tüm imkanları seferber ermektir.
Bîr diğer esasları da can, mal, ırz ve tüm diğer haklar konusunda halka sıkıntı vermekten sakınmak, bütün muamelelerde adalet ve insaf gereğince davranıp iyiliğe ve erdemliliğe teşvikte bulunmaktır.
Ehl-i Sünnet olanlar, ümmetler içinde en hayırlı olanın Muhammed ümmeti olduğuna; bu ümmet içindeki en hayırlı neslin sahabe-i kiram ve özellikle de raşid halifeler, cennetle müjdelenenler, Bedir Savaşı'na katılanlar, Rıdvan bİatında bulunanlar, Muhacir ve Ensar'dan ilk Müslüman olanlar olduğuna inanırlar. Ashab-ı kirama sevgi besler ve bunu Allah'ın dinine bağlılık sayarlar.
Ashabın İyiliklerini, güzelliklerini yayarlar. Kötülükleri hakkında söylenenler üzerinde de konuşmaz, susarlar.
Hidâyet ehli alimlere, adaletli idarecilere, dinde ve çeşitli faziletler konusunda Müslümanlardan daha üst makamda bulunanlara gösterdikleri hürmet ile Allah'ın dinine bağlılıklarını arzederler. Allah'ın kendilerini sekten, şirkten, ayrılığa düşmekten, nifaktan ve kötü ahlaktan sakındırmasını, ölene dek Peygamber salkllâhu aleyhi ve sellem'in dinî üzere ayaklarını sabit kılmasını dilerler.
İşte bu bütüncül esaslara ehl-İ sünnet olanlar inanır, iman eder ve başkalarını da davet ederler.
KİTABU'T-TEVHÎD
Birinci Bab
«B^h cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.» (Zâriyât, 56)
«Andolsun ki biz, 'Allah'a kulluk edin ve Tâğût'tan sakının' diye (emretmeleri için) her ümmete bir rasûl gönderdik.» (Nahl, 36)
«Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.» (İsrâ,
«Allah'a İbadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın!» (Nisa, 36)
Ibn Mes'ûd radiyallâhu anh §öyle der: "Kim üzerinde Muhammed salkllfihu aleyhi ve sellem'in mührü bulunan en son
vasiyetine bakmak İsterse, şu âyeti okusun: «De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın'. İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah sîze, İyice düşünesinîz diye bunları emretti. Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolundur, ona uyun ondan başka yollara uymayın.» 2[2] (En'am, 101-103)
Muâz b. Cehel radıyallâhu anh şöyle anlatmaktadır: "Bir merkep üzerinde Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in arkasında oturuyordum. Bana: «Ey Muâz, Allah'ın kullar üzerindeki hakkı ve kulların Allah üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?» dedi. Ben, "Allah ve Rasûlü daha iyi bilirler" dedim. Şöyle buyurdu: «Allah'ın kullar üzerindeki hakkı, O'na ibadet etmeleri, hiçbir şeyi ortak koşmamalandır. Kulların Allah üzerindeki hakkı ise, kendisine hiçbirşeyİ ortak koşmayanlara azab etmemesidir.» "Ey Allah'ın Rasûlü, insanlara bu haberin müjdesini vermeyeyim mi?" dedim. «Onlara müjde verme kİ, güvene kapılmasınlar'.» buyurdu." 3[3] Bunu Buharı ve Müslim cahric etmişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |