ÖRNEK DAVA: 27.09.1995 tarihli McCann ve diğerleri – Birleşik Krallık davasında, AİHM’si: Terörle mücadele sırasında silâhlı kuvvetlerin özel eğitilmiş birliğinin kullanılmasının Sözleşme ile getirilen haklarla bir ilişkisinin bulunmadığını, devletin özel yetiştirdiği bir kuvveti kullanmasının veya bu kuvvetin polis veya askerî birlik olmasının bir fark yaratmadığına karar vermiştir. Söz konusu olayda, İngiliz silâhlı kuvvetlerinin özel eğitilmiş birliği olan SAS komandoları kullanılmıştı ve terörist olduğu iddia edilen 3 kişi ölü ele geçirilmişti. Ölenlerin yakınlarının AİHM’ne yaptıkları başvuruda, SAS komandolarıyla operasyon yapılmasının, sadece öldürmek üzere eğitilmiş askerlerin kullanılarak, en baştan devletin öldürme amacıyla hareket ettiğini gösterdiği, sırf askerlerin kullanılmasının bizatihi Sözleşmenin 2. Maddesindeki yaşama hakkının ihlâlini oluşturduğunu iddia etmişlerdir.
Tüm kararlarında AİHM’si; Sözleşmenin 2.Md.’sindeki yaşama hakkının, işkence ve kötü muamele yasağına ilişkin Sözleşmenin 3. Md.’siyle beraber, Sözleşmenin 15. Md.’si uyarınca olağanüstü hallerde bile askıya alınması olanaklı değildir. Mahkeme, 2. Md. ile korunan değerin önemini dikkate alarak, yaşamın kaybedildiği hallerde, sadece güvenlik güçlerinin hareketlerini değil, fakat tüm olayı çevreleyen şartları da göz önünde bulunduracaktır. Olayla ilgili bilgiler sadece yetkili makamların tekelinde ise, ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Örneğin nezarethanede, ölüm veya yaralanma olması gibi.
Tüm kararlarında AİHM’si; Sözleşmenin 2.Md.’sindeki yaşama hakkının, işkence ve kötü muamele yasağına ilişkin Sözleşmenin 3. Md.’siyle beraber, Sözleşmenin 15. Md.’si uyarınca olağanüstü hallerde bile askıya alınması olanaklı değildir. Mahkeme, 2. Md. ile korunan değerin önemini dikkate alarak, yaşamın kaybedildiği hallerde, sadece güvenlik güçlerinin hareketlerini değil, fakat tüm olayı çevreleyen şartları da göz önünde bulunduracaktır. Olayla ilgili bilgiler sadece yetkili makamların tekelinde ise, ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Örneğin nezarethanede, ölüm veya yaralanma olması gibi.
Terörle mücadelede insan hakları ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin Özel Raportör’ün (Martin Scheinin)ilk raporu (Türkiye Ziyareti 16-23 Şubat 2006). Özel Raportör, Türkiye’ye eleştirilerde bulunmuştur. Konuyla ilgili, bağımsız, tarafsız, kabul edilebilir ve etkili bir araştırma mekanizmasının gerekliliğine işaret etmiştir.
Aynı konuyu düzenleyen “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” bulunmaktadır. Bu Sözleşme bünyesinde BM İşkenceyi Önleme Komitesi bulunup kişisel başvuru da yapılabilmektedir. Türkiye bu Komitenin de yetkisini kabul etmiştir. Bu Sözleşme nedeniyle, 7. maddenin uygulanmasında iki ayrı başvuru yolu bulunmaktadır.26.06.1987 yürürlük. Türkiye onay: 21.04.1988.
Aynı konuyu düzenleyen “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” bulunmaktadır. Bu Sözleşme bünyesinde BM İşkenceyi Önleme Komitesi bulunup kişisel başvuru da yapılabilmektedir. Türkiye bu Komitenin de yetkisini kabul etmiştir. Bu Sözleşme nedeniyle, 7. maddenin uygulanmasında iki ayrı başvuru yolu bulunmaktadır.26.06.1987 yürürlük. Türkiye onay: 21.04.1988.
İşkence veya kötü muamele, aşağılayıcı muamele arasında; yapılan muamelenin çeşidi, süresi, amacı ile uygulanan şiddetin ağırlığına göre bir çeşitleme yapılabilir. Bu öğrenciye disiplin cezası olarak dayak atılması, kulağının çekilmesinden başlayarak, nezarethanede elektrik verilmesine göre değişik ağırlıkta muameleler yapılabilir. Bu ihlale neden olan uygulamaların şiddetine, ağırlığına göre bir derecelendirme yapılması, bu farklı muameleleri ayırt edici ölçütler getirilmesine İHK’nun fazla önem vermediği görülmektedir. Genelde hepsini sadece 7. maddenin ihlali olarak değerlendirmekle yetinmektedir. SORUMLULUK?
İşkence veya kötü muamele, aşağılayıcı muamele arasında; yapılan muamelenin çeşidi, süresi, amacı ile uygulanan şiddetin ağırlığına göre bir çeşitleme yapılabilir. Bu öğrenciye disiplin cezası olarak dayak atılması, kulağının çekilmesinden başlayarak, nezarethanede elektrik verilmesine göre değişik ağırlıkta muameleler yapılabilir. Bu ihlale neden olan uygulamaların şiddetine, ağırlığına göre bir derecelendirme yapılması, bu farklı muameleleri ayırt edici ölçütler getirilmesine İHK’nun fazla önem vermediği görülmektedir. Genelde hepsini sadece 7. maddenin ihlali olarak değerlendirmekle yetinmektedir. SORUMLULUK?
Madde 4 Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı
Madde 4 Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı
1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz
2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.
3. Aşağıdaki haller, bu madde anlamında “zorla çalıştırma ya da zorunlu çalışma” sayılmaz:
a) Bu Sözleşme'nin 5. maddesinde öngörülen koşullara uygun olarak tutulu bulunan bir kimseden, tutulu bulunduğu sırada veya şartlı tahliyeden yararlandığı süre içinde olağan olarak yapması istenilen bir iş;
b) Askeri nitelikli herhangi bir hizmet veya vicdanî reddin meşru sayıldığı ülkelerde, vicdanî reddi seçen kişilere zorunlu askerlik hizmeti yerine gördürülebilecek başkaca bir hizmet;