Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə75/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   89

İngiltere


İngiltere devlet radyosu BBC tarafından yayımlanan rapor esasınca, “İngiltere halkının büyük bir kesimi her gün İslam’a yönelmektedir.”4

Londra İslami araştırmalar merkezi tarafından yayımlanan rakamlar esasınca da, “Her ay Londra’da elli kadın İslam’a yönelmektedir.”5

İtalya resmi haber ajansı da bu konuda bir haber yayımlayarak şöyle ilan etmiştir: “Sadece son iki yılda yirmi bin eğitim görmüş İngiliz kadını İslam’a girmiştir.”1

İngiliz gazeteci Lucy Brington hanım ise İngiliz gazetesi Times’da yazdığı bir makalesinde şöyle demiştir: “İngiliz kadınlarından bir çoğu İslam’a yönelmektedirler. Müslüman olan İngiliz kadınlarının sayısı, kat kat artmıştır.”2

Lucy Brington’un makalesinde ortaya konulan ilmi bilgilerden biri de şudur: “İngiltere’de yeni Müslüman olanların sayısı, göçmenlerin sayısı kadardır veya ondan daha fazladır.”3

Bu konuda araştırma yapan her insanın zihnini meşgul eden önemli hususlardan biri de şudur: “İngiltere’deki resmi rakamlar, Muhammed isminin John isminden daha çok olduğunu göstermektedir. Muhammed ismi, otuz yedinci sırada karar kılmıştır. Oysa John adı otuz dokuzuncu sırada yer almıştır ve bu gerçek, çok derin bir hakikati ifade etmektedir.”4



İngiltere’de Eşraf Sınıfı Arasında İslamın Yayılması


BBC radyosu, Londra baskısı Independent’tan naklen yayımladığı bir raporunda, İngiltere’de İslamcılığın yayılması trendi üzerinde durulmuştur. Bu radyo yorumcusu şöyle demiştir: “İngiltere vatandaşlarının İslam’a olan ilgisi dikkate değer bir husustur. Son yıllarda İslam, eşraf sınıfı arasında hızla yayılmaktadır. Öyle ki şu anda, bu sınıf üyelerinin en meşhurlarından bazılarının çocukları İslam’ı kabul eden kimselerin zümresinde yer almıştır.

BBC muhabiri şöyle eklemektedir: “Bu kimselerden biri de, BBC radyo televizyon müdürü John Brand’in oğlu Yahya Brand’dir. Diğer biri de Irak’a kanunsuz şekilde silah satma meselesini inceleme komisyonuna başkanlık eden hakim Scott’ın kızı ve oğludur. İngiliz toplumundaki toplumsal ve iktisadi önderlerden bazılarının çocukları da İslam’a girmişlerdir.”

Bu muhabir şöyle eklemektedir: “Burada dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de şudur ki İslam’ı kabul edenlerin tümü, yüksek tahsilli kimseler olmuştur. Bu kimselerin bireysel başarısı ve toplumsal etkisine teveccühen, Müslüman olmalarının İngiltere halkının üzerinde çok büyük bir etkisi olmuştur.”1

Müslümanların Camilere Yönelişinin Artması ve Hıristiyanların Kilise’ye Yönelişinin Azalması


İngiltere baskısı Sunday Times haftalık dergisi de İngiltere toplumundaki İslamcılık olgusuna işaret ederek, ülkedeki Hıristiyanlık ve kilise üzerinde egemen olan durgunluk hakkında şöyle yazmaktadır: “1992 ve 1994 yılları arasında, yılda otuziki bin kişi camiye giden Müslümanlara eklenmiştir. Oysa her yıl kiliseye giden Hıristiyanlardan, oniki bin kişi eksilmiştir.”2

İngiltere’de oturan Müslümanların sayısının ve İngiltere yeni Müslüman olmuş İngilizlerin artış kaydetmesiyle birlikte bu ülkenin dini makamları, kiliseye gitme hususunda İngiltere’deki Hıristiyanların geleneksel ilgisinin azalması karşısında endişeye kapıldıklarını ifade etmektedirler.

Bu konuda yayımlanan bir başka rapora göre de, Sunday Telegraphe haftalık dergisi bu konuda yaptığı araştırmaların sonucuna yer vererek (ki İngiltere’deki otuzyedi bin kilise ve bu kiliseye giden halk arasında anket yapılmıştır) şöyle yazmıştır: “Şu andaki rakamlar esasınca düzenli olarak her Pazar günü kiliseye gidenlerin sayısı, İngiltere’nin bütün cemiyetinin % 8’ini teşkil etmektedir. Yani 3.714.700 kişiden daha fazla değildir. Dini makamlar, bu sayının 2020 yılına kadar % 2’ye ineceğini düşünerek endişeye kapılmaktadırlar.”

Sunday Telegraphe daha sonra şöyle eklemektedir: “Düzenli olarak kiliseye gidenlerden, onbeş yaşın altındaki gençlerin sayısı, bütün dindar Hıristiyanların % 25’i idi. Bugün sadece % 19 civarındadır. Rakamların da gösterdiği gibi, yirmi ila otuz yaşlarındaki gençlerin % 5’i kiliseye gidip ibadet etmektedirler.”1

Times dergisi de bahsedilen gerçeği şu şekilde teyit etmektedir: “Hıristiyan fırkaları ve kiliseleri arasındaki ihtilaf gün gittikçe daha da derinleşirken çoğunu kadınların teşkil ettiği İngiliz halkından bir çoğu, beklenmedik bir şekilde İslam’a yönelmektedir.”2

Avrupalıların İslam’ı İstediklerine Dair Reel Örnekler


Avrupa ülkelerinin sanat, siyasi, kültür ve ilmi şahsiyetlerinden bir çok kimse son yıllarda yeni Müslüman olanların safına katılmıştır. İslam’ın hayat verici öğretileriyle karşılaştıktan ve de İslam devriminin manevi ve dini mesajıyla aşina olduktan sonra, iştiyak içinde İslam’a yönelmişlerdir. Avrupalı toplumlarda vatandaşların İslam’a yöneliş hareketinin mahiyetini daha iyi tanıyabilmek için Almanya Bremen teknik fakültesi muavini ile meşhur İngiliz pop şarkıcısının yaptıkları açıklamaları ele almak ve de Norveç maoist parti liderinin Müslüman olma olayını aktarmaya çalışacağız.

1- Prof. Yaves Usus: Almanya Bremen teknik fakültesi muavini olan Prof. Yaves nasıl Müslüman olduğu hakkında yaptığı bir açıklamasında şöyle demiştir: “Almanya’da batılı tarzda terbiye edilmeme ve yaşamama rağmen teknik üniversitede eğitim gördüğüm döneme kadar, bir çok diğer insanlar gibi İslam devriminin etkisinde kaldım. Bu etki neticesinde, benim gibi idealist olan bir çokları ki daha önce Hıristiyan veya komunist teşkilatlarda da çalışmıştık, herkesten önce İslam’a girdik, sonra Şia olduk ve daha sonra da İmam Humeyni’nin mukallidi olduk.

Daha sonra da Prof. Usus, “Batı dünyasında gençlerin idealistliğini küçümsememek gerekir. Üniversite öğrencilerinden bir çoğu, adaletin ve dünyadaki servetlerin adilce bölüştürülmesinin peşindedirler ve de iktisadi zulüm sebebiyle uluslararası sömürgecileri reddetmektedirler” hakikatine işaret ederek şöyle devam etmiştir: “İran İslam Cumhuriyetinde İmam Humeyni’ye uyarak İslam devrimini zafere ulaştıran ve şimdi de büyük bir ciddiyetle Ayetullah Hamanei’yi taklit ederek dünya genelinde İslami hükümeti gözler önüne seren fedakar kardeşlere teşekkür etmek gerekir. Zira onlar, dünya halklarının, taraftarları gittikçe artış kaydeden tek din olan İslam’ı tanımalarına sebep olmuşlardır.” Profesör, batı kültürünün boş bir şey olduğunu teyit ederek şöyle demiştir: “Bu şaşkınlık vadisinde İran İslam Cumhuriyeti, dünyadakilere değerlere dayalı bir sistemi takdim etmiştir.”1



2- Cat Stevens (Yusuf İslam) : İngiliz asıllı meşhur pop şarkıcısı olan Yusuf İslam, Malezya’nın başkentinde düzenlenen “yirmi birinci asır karşılaşmalarında İslam” adlı uluslararası konferansa özel misafir olarak katılarak İslam’a yönelişi hakkındaki tecrübelerini nakletmiştir. Yusuf İslam şu anda yetkin sesiyle İslam’ı tebliğ etmekte, Kur’an-ı Kerim okumakta, bir çok İslami medreseler tesis ve idare etmektedir. Yusuf İslam bir konuşmasında şöyle demiştir: “İran İslam devriminden bir yıl önce İslam’a yöneldiğim zaman, tabiat, insan ve dünya bilinmezleri hakkındaki bütün korkularım huzura dönüştü ki bu, “Göklerde ve yerlerde olan her şey Allah’ındır” ayetinden kaynağını alıyordu.” Cat Stevens daha sonra, diğer dostlarına da İslam’ı ve Müslüman olmanın güzelliklerini anlatmak için çektiği sıkıntılara işaret ederek şöyle demiştir: “Dostlarımdan bir çoğu henüz alkol ve uyuşturucu madde tüketiminin içinde boğulmuş haldeydiler. Onların İslam Peygamberine inanmalarını nasıl sağlayabilirdim? Onların düşücelerini nasıl değiştirebilir ve kalplerini açabilirdim?

Oysa ben, yeni Müslüman olmuş biri olarak başkalarına kılavuzluk etmek hususunda çok az bir şansa sahiptim. Aniden İran İslam devrimi televizyonlarımızda görüntülenmeye başladı. Bu görüntülerde, “Allah-u Ekber ve Ayetullah Humeyni rehber” diyen bir çok yeni Müslüman olmuş kimselerin resimleri televizyon ekranlarında ortaya çıkmaya başladı ve ben Allah’a şükrettim.” Stevens daha sonra şöyle demiştir: “İslam’ın gücünün her yerde hissedildiğine inanamıyordum. İslam aniden tanınan bir kavram haline geldi, ezan sesi dünyayı titretti. Soğuk savaşın soluğunda İslam, Komünizm ve Emperyalizm düşüncelerinin yerine geçecek tek güç haline geldi.”

Cat Stevens konuşmasının sonunda şöyle demiştir: “İslam, dünyayı yeniden şekillendirme halindedir.”1

3- Norveç Maoist parti başkanının Müslüman oluşu: Norveç’teki İran elçiliğindeki kültür ateşesi, Dr. Leen Sad’ın nasıl Müslüman olduğu hakkında açıklamada bulunarak şöyle demiştir: “Norveç’in başkenti Oslo’da ikamet ettiğim günlerde, gazeteleri inceliyor ve tercüme ediyordum. Daha sonra, “İslam çok yakında batıyı fethedecektir.” başlıklı bir makale gördüm. Araştırdıktan sonra bu makalenin Norveç maoist parti başkanı Dr. Leen Sad’ın kalemiyle yazıldığını anladım. Dr. Leen Sad eğitimini Londra’da yapmış, devrimci bir kimseydi. Kaç defa, Müslümanlara yardım etmek için Filistin’e göç etmiş ve de meşhur Kara Eylül ve Ürdün’ün Filistinlilere saldırısı olaylarında yaralanmıştır.”

“Büyük bir çabadan sonra onu buldum, kendisiyle irtibata geçtim, İran, devrim ve İslam hakkında çok meraklıydı. Kendisiyle yaptığımız ilk oturumda sorduğu sorulara cevap verdim. Ama o benden, bu partinin mensuplarıyla yapacağım başka bir oturumda bu sözleri tekrarlamamı istedi.”

Sonunda Dr. Leen Sad, İran İslam devriminin zafer yıldönümü münasebetiyle Dr. Erich Foyester ile birlikte İran’a davet edildiler. Bu yolculuk onlar için o kadar ilginçti ki, her iki şahsiyet de devrime adeta aşık olmuşlardı.”

Daha sonra kendileri, “İran devrimi çok yakında evrensel olacaktır.” başlıklı bir makale yazmıştır.” İran kültür ateşesi, daha sonra şöyle eklemektedir: “Bir gün Gadir- i Hum meselesini sordu, ben izah ettim, o sırada çok ilginç bir halete sahipti. O gün ikindi vakti, Encümen- i Hüseyni’den bir telefon açtılar ve de akşam ve yatsı namazından sonra bir merasim olduğunu söylediler ve de birinin Müslüman olmak istediğini belirttiler. Asla bu ferdin Dr. Leen Sad olacağını düşünmemiştim. Sonunda Dr. Leen Sad Şii bir Müslüman oldu ve de kendisi için Ali ismini seçti.

Norveç’teki İran İslam Cumhuriyeti kültür ateşesi daha sonra şöyle demektedir: “Bir müddet sonra, Dr. Leen Sad’ın eşi Annabert de bana telefon açtı ve şöyle dedi: “Ben de Müslüman olmak istiyorum.” Ben şaşırmıştım, Allah’a şükrettim. Annabert şöyle dedi: “Ben çarşaf istiyorum.”

Ben kendisine şöyle dedim: “Örtülü olmak yeterlidir, neden çarşaf istiyorsunuz? ” Zira ben, orada çarşafa saldırılar olduğu için, kendisine söylenecek sözlere tahammül edemeyeceğini düşünüyordum. Ama o önemle isteğini tekrarlayarak şöyle dedi: “Ben, kendime model aldığım İranlı kadınların mücadele elbisesiyle şehadeteyni dile getirmek istiyorum.” Ben ona, “hangi ismi seçtiniz? ” diye sordum. O, “Zeyneb” diye cevap verdi. Ben, “neden? ” diye sordum. O şöyle dedi: “Araştırdım, Hz. Zeyneb’in (Allah’ın selamı üzerine olsun) sabırlı, direnişçi ve kamil bir kadın olduğunu gördüm.”1




Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   71   72   73   74   75   76   77   78   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin