Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında


-Batı Medeniyeti Modelinin Yenilgisinin En İyi Delili



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə41/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   89

3-Batı Medeniyeti Modelinin Yenilgisinin En İyi Delili


Şimdiye kadar batılı ülkelerin, kapsamlı ve ciddi sorunların üstesinden gelmek için çeşitli yollar öneren medeniyet ve kalkınma amaçlı batı reçetesi, maalesef bu konuda aciz kalmış ve çağdaş dünyanın çeşitli hastalıklarını tedavi için gerekli olan güce sahip olamamıştır. Bu da batılı kalkınma ve medeniyet modelinin yenilgiye uğradığının en iyi delili konumundadır.

Amerika Mashachusets teknoloji enstitüsü (MIT) ekonomi ve müdüriyet üstadı Lister Tharo, Polonyalı gazeteci Jakufeski ile yaptığı bir söyleşisinde, “Batı medeniyetinin tedrici olarak dağılması bizleri tehdit etmektedir” hakikatini izhar ederek şöyle demektedir: “Biz artık bir yokuş ile karşı karşıyayız. İşsizlik Batı Avrupa’da son yirmi yıldan bu tarafa sürekli artış kaydetmiştir. Şimdi rakamlar %12’yi bulmaktadır. Amerika’da yirmi beş yıldan bu yana toplumun yarı fakir olan kesiminin geliri sürekli azalma durumundadır. Bu yavaş ama durmak bilmeyen bir süreç konumundadır. Son yirmi beş yıl zarfında Amerikalılar’ın %60’ının istifade ettiği sosyal güvenlik hizmetleri, çeşitli nedenlerle yüzde yirmi azalma kaydetmiştir.”

Lister Tharo, daha sonra önemle, “Dünyanın en çok kalkınmış ülkelerin vatandaşlarının çoğu, gerçekte daha da fakir olmaktadırlar” hakikatine vurgu yaparak, “Asıl sorun demokratik ana malcı düzenin en azından kendi içinde iki çelişkiyi barındırıyor olmasıdır” açıklamasında bulunarak şöyle beyan etmiştir: “Birinci tezat, demokrasi ve pazar arasındaki çelişkidir. Zira bu adaletsizlik ve eşitsizlik icat etmektedir. İkinci çelişki ise tüketim ve yatırım arasındaki çatışmadır. Ana malcı düzen, tüketimi teşvik etmekte ve aynı zamanda da yatırımı ön görmektedir. Oysa kaynakları aynı anda hem tüketmek ve hem de yatırımda kullanmak mümkün değildir.”1

Prof. Tharo açıklamasının sonunda şöyle demektedir: “Batıda, özellikle de Amerika’da henüz hal ve duygularımız ilginç bir şekilde iyi konumdadır. Hiç kimse başkasının sızlamasını dinlemek istememektedir. Hiç kimse hoşnutluk duygusunun incinmesini istememektedir. İnsanlar hep güzel haber işitmek arzusu içindedir. Uygunsuz öngörüler çok güzeldir ama Afrika için! Kulaklarımız sadece güzel öngörüleri işitmektedir. Siyasetçiler de onları bulabilmekte çok mahirdirler. Ne olursa olsun barış içindeyiz, ticaretimiz gelişme kaydetmektedir, ülkemizdeki milyonerlerin sayısı her zamankinden daha da çok fazladır!”

Tharo, batıda hakim olan genel gaflet atmosferini beyan ettikten ve bu konuda batılı dalkavuk siyasetçilerin rolüne işaret ettikten sonra batı dünyasındaki hakikatleri beyan ederek şöyle demektedir: “Ama bu halkın büyük bir bölümü her şeyini kaybedecektir. Onların torunları ve torunlarının çocukları da aynı şekilde her şeyinden olacaklardır. Onlar, yıldan yıla daha da bir gerçekliğini kaybeden Amerikan rüyasına gömülmüş haldedirler. İtalya ve İspanya’da gençlerin yüzde altmışı lise veya üniversiteyi bitirdikten sonra, üç yıl işsizlik ile karşı karşıya kalmaktadır. Yapılan anketler esasınca Amerikalılar, çocuklarının kendilerinden daha kötü yaşayacaklarına kesin bir şekilde inanmaktadırlar.”2

Avrupalıların Doğru Yol Seçiminde Taşıdıkları Şüpheler


Fransız sosyoloğu ve Fransa Koleji üstadı Pierre Bordou da İspanya El Mondo gazetesiyle yaptığı bir söyleşide, batılı ülkeleri tehdit eden buhranlı durumdan hoşnutsuzluğunu izhar ederek şöyle demektedir: “Avrupa’da toplumsal egemenliğin yokluğu suç, işsizlik, uyuşturucu madde ve alkol tüketimi, hastalık ve cehaletlerin artmasına sebep olmuştur. Toplum bireylerinin çoğu, şiddetle yalnızlığa itilmiş durumdadır. Hükümetler de bu yalnızlığa itilmiş insanlarla başa çıkabilmek için bir tür şiddet kullanmak zorunda kalmıştır. Bu mesele gün gittikçe daha da vahşi bir şekle bürünmektedir.”

Bordou perdesiz ve açık bir şekilde, “Batılı bir çok vatandaşların tutturdukları yol hususunda taşıdıkları şüpheyi” dile getirerek şöyle demektedir: “Şimdi kendi kendilerine, “acaba bizim tutturduğumuz yol doğru mudur, doğru değil midir?” sorusunu soranlar sadece Fransızlar değildir. Sonuç olarak bütün Avrupalılar, “acaba doğru yolu mu seçtik?” sorusunu kendi kendilerine sormaktadırlar.”1



Amerika Ekonomisinin Kötü Durumu


Amerikalı seçkin yazarlardan biri olan Gur Vidal ise “Preface”(Önsöz) adlı kitabını tanıttığı bir merasimde, Amerika İmparatorluğunun gittikçe çöküş kaydeden trendine işaret ederek, Amerika Birleşik Devletlerindeki yöneticilerin ülkenin toplumsal ve iktisadi durumunu düzeltememesini eleştirerek şöyle demiştir: “Bir zamanlar Truman, Amerika iktisadi siyasetini, askeri ihtiyaçlar ve komünistlerle mücadele esasınca düzenliyordu. O zamandan günümüze her yıl bir savaşla karşı karşıya kaldık. Sovyetler Birliği çöktüğü günden beri de Amerika askeri bütçesi, sürekli artış kaydetmektedir. Oysa biz sağlık ve fakir kesime yardım hususunda bütçe eksikliğiyle karşı karşıya bulunmaktayız.”

Söz konusu yazar şöyle devam etmektedir: “Amerika’da ülke nüfusunun %1’i ülke servetinin %60’ını elinde tutmaktadır. Amerika halkının sadece yüzde yirmisi Wall Street borsasının sürekli artış kaydeden hisse senetlerinden istifade etmektedir.”

Vidal daha sonra şöyle açıklamaktadır: “Amerika halkının %80’i iyi bir ekonomik duruma sahip değildir.”1

Batının, Halkın Hayatını Düzene Koymak İçin Yeni Bir Metoda Duyduğu İhtiyaç


Fransız teorisyeni Jack Atali de Ekspres haftalık dergisinde 2000 yılına giriş münasebetiyle yazdığı makalesinde “kapitalist düzenlerin, batılı toplumların sorunlarını ve beşer hayatını düzene sokma hususundaki başarısızlığını” önemle vurgulayarak şöyle yazmıştır: “Şimdi Amerika’da kırk milyon fakir ve Fransa’da altı milyon mahrum bulunmaktadır. Bütün dünyada milyarlarca insan iki dolardan daha az bir gelire sahiptir. Buna rağmen ekonominin küreselleşmesinin etkisini beklemek doğru olur mu? Buna rağmen Amerika’ya uymak, orta çağ metotlarına tabi olmak ve toplumdaki fakirleri karantinaya almak, doğru mudur?”

Jack Atali, daha sonra şöyle eklemektedir: “Ne Amerikalıların ne de Fransızların metodu, yani devletin işsizlere ve geliri olmayan kimselere devlet bütçesinden çok az bir bütçe ayırması, fakirlik ve işsizliği ortadan kaldıramayacaktır.”

Jack Atali dünya toplumlarının sorunlarını halledememe hususunda batılı modelin tümüyle çöktüğüne kinayeli bir şekilde işaret ederek şöyle yazmıştır: “İki bin yılında büyük bir cesaretle, toplumsal sınıfları, nesilleri, ırk gruplarını ve toplulukları birbirinden ayıran tüm engelleri ortadan kaldırmalı ve insanların hayatını düzenlemek için yepyeni bir siyaset geliştirmeliyiz.”1


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin