İslam Devriminin Üstünlükleri Hususunda Şüphe İcat Etmek
İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) kutsal şahsiyeti öylesine bir istisna-i devrimi vücuda getirdi ki çeşitli boyutlarıyla dünyadaki diğer büyük devrimlerden çok farklı ayrıcalıklara sahiptir.”Gerçekten de İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) önderlik ettiği İslam devrimi, hiçbir şekilde daha önce meydana gelmiş devrimlerden birisiyle bile benzerlik içinde değildir.”1
İslam devriminin diğer devrimlerden ayrıcalığını ortaya koyan inkar edilmez delillere ve de uluslararası bir çok görüş sahiplerinin itirafta bulunmasına neden olan apaçık ayrıcalıklara rağmen, yüzeysel ve kapasitesiz yorumlarıyla “İslam devriminin istisnai bir devrim olduğunu” reddetmeye çalışan ve böylece de devrimin gerçek değerini düşürmek isteyen, sonraki batıl sonuçlarına ortam hazırlayan ve de “devrimimizin diğer devrimlerden farklı olduğu düşüncesini çok ciddi bir problem görüyorum.”2 diyen kimseler, ya İslam devriminin gerçek mahiyetinden ve Hz. İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) eşsiz şahsiyetinden aciz olanlardır, ya da bilerek gözlerini, etkili nurları İslam, din ve İran’a yabancı teorisyenlerin bile gözünü kendine dikmeye zorlayan güneşe karşı kapatmış kimselerdir ve dolayısıyla da şöyle söylemek gerekir: “Bugün İslam devrimini dünyadaki diğer devrimlerle mukayese edip bir sonuç çıkarmak isteyen kimseler, ilmi ve fikirsel olarak büyük bir yanlışlık içindedirler. Zira İslam devrimimiz diğer devrimlerle büyük farklılıklar içindedir.”3
Fransa, Rusya ve Çin devrimi hakkında geniş araştırmaları bulunan İngiltere Cambridge üniversitesinin meşhur üstatlarından olan Theda Skocpol1: “Şah rejiminin yıkılması, şahın Amerikalı dostlarından tut, gazeteciler, siyasetçiler ve hatta benim gibi sosyologlar açısından dahi oldukça büyük ve inanılamayacak kadar büyük bir hadisedir.” Theda Skocpol büyük bir açıklıkla daha sonra şöyle demektedir: “Zira İran’da ortaya çıkan devrim, benim inancıma göre diğer inkılapların yapısından çok büyük bir farklılık içindedir ve ben itiraf ediyorum ki bu devrim, bizim Fransa, Rusya ve Çin hakkında ortaya attığımız görüşleri de değersiz kılmıştır. Yazar sözünün devamında şunu eklemektedir: “Şu gerçeği kabul etmekten başka çaremiz yoktur ki İran devrimi temel ilkeler açısından da kendine has bir devrimdir ve tümüyle diğer devrimlerden ayrıcalık arz etmektedir.”2
İtalya Komünist partisinin resmi organı olan Onita yayını da İslam devriminin zafere eriştiği ilk günlerde, İslam devrimi hareketini yorumlayan bir yazısında şöyle yazmaktadır: “Bu devrim, sıradan kaidelerle uyum içinde değildir. Bizleri daha derin araştırmalara ve mütalaaya davet etmektedir.”3
Teorisyenlerin İslam Devrimini ve İmam Humeyni’nin Tefekkürünü Tanımak İçin Gösterdikleri Çabalar
İslam devrimi, İslam ve Şia’nın on üç yüzyıllık fikri ve kültürel manivelasına ve bunların İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) mümtaz şahsiyetiyle varolan derin ilişkisine dayanarak öylesine bir takım şartlar ortaya çıkarmıştır ki bugün dünyanın bir çok teorisyenleri büyük bir gerçeği ifade eden İslam devrimi hakkında kapsamlı bir yorum elde etmek, derin velayet-i fakih teorisi hakkında bilgi edinmek ve İmam Humeyni’nin toplumsal, siyasi ve manevi mesajlarının sırlarına ermek için tüm güçleriyle çalışmaktadırlar. Zira “gerçekten de ve hiçbir kapatma olmaksızın İmam’ın bir çok yorumları, teorileri ve öngörüleri bu asrın siyasi mucizelerinden sayılmaktadır ve ilmi açıdan da o kadar ciddidir ki İmam’ın insanlık ve mustazafların hareketi hakkındaki tüm öngörüleri ciddiye alınmaktadır.”1ve 2
Bu gerçek hakkında apaçık bir algılama düzeyine erişmek için örnek olarak dünyanın en büyük değişikliğinin ortaya çıkışında, yani yeni bir olgunun zuhuru ve milli devletlerin ötesinde bir gücün ortaya çıkışı hakkında İslam devriminin ve İmam Humeyni’nin etkilerini incelemek ve Hz. İmam’ın (Allah’ın selamı üzerine olsun) mesajlarının derin muhtevasının dünyadaki muhtelif devletler tarafından anlaşılmadığını önemle vurgulamak için şimdiki ve gelecek olayların seçkin teorisyenleri arasındaki Alvin Toffler’i göstermek yeterlidir. Mezkur şahıs şöyle yazmaktadır: “21. asırda yeryüzüne egemen olacak ülkenin hangi ülke olduğu sorusu, oldukça heyecanlı bir sorudur. Ama gerçekte esasen bu soruyu sormak yanlış bir şeydir. Zira bugün dünyanın en büyük değişimi, yeni bir olgunun ortaya çıkışıdır. Yani, milli devletlerin ötesinde bir güç ve kudretin zuhurudur.”
Toffler, daha sonra yukarıdaki harekete bir örnek olarak İmam Humeyni’yi (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) zikretmektedir. İmam Humeyni’nin, “Din gücü” manivelasından istifade ederek, uzun yıllar milli devletlerin tekelinde olan gücün önemli bir bölümünü elde ettiğini ifade etmektedir ve şuna inanmaktadır: “İmam Humeyni Selman Rüşdi’nin ölüm fetvasını verdiği zaman, hakikatte dünya devletlerine çok önemli ve tarihi bir mesaj gönderdi. Birçok kimseler bu mesajı algılamaktan ve yorumlamaktan aciz kaldılar. İmam’ın mesajının gerçek muhtevası, dünya egemenliği hakkında yeni bir gücün zuhurunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla batılılar, büyük bir dikkatle onu incelemelidirler. Zira İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) hükümetinin sürdürülmesinde beşeri düşünce sınırları, hem devletlerin hakimiyet sınırlarını ve hem de milli ve yerel devletlerin gücünü değiştirmektedir.”1
İmam Humeyni’nin Gün Gittikçe Daha da Bir Açılımı
Bugün Allah’ın Salih kulu ve ilim ve amel meydanının süper şahsiyeti olan İmam Humeyni’nin melekuti vefatından yıllar sonra bile küfür cephesinin önde gelenlerinin düzenlediği bütün komplolara rağmen İmam Humeyni’nin yüce düşüncelerinin ve fikirlerinin ışığı, her gün biraz daha fazla, bütün müminlerin ve dünyadaki özgürlük isteyen kimselerin yolunu aydınlatmaya devam etmektedir.
Uluslararası Siyonizm’in önde gelenleri, “İslam devrimi her yere ulaştığı taktirde, hakimiyetlerinin sona ereceğini ve güçlerinin azalacağını çok iyi bildikleri için”2 devrimin ilk yıllarından itibaren İslam devrimi aleyhine planlar düzenlemiş ve de merhum imamın düşünce ve fikirlerine ciddi bir şekilde karşı koymayı kendilerine anlayış edinmiş ve bu bağlamda “CIA teşkilatı tarafından Amerika’da kurulmuş olan bir çok Enstitü ve kurumlarda İslam ve Şia hakkında araştırmalar başlatılmıştır.”3
Ama Ruhullah Humeyni’nin tükenmek bilmeyen ilahi güce dayanarak, övgüye değer direniş ve tedbiriyle ortaya koyduğu sağlam yapısı ve hareketi, defalarca hilekar düşmanı, uğursuz hedeflerine ulaşmak hususunda başarısız kılmıştır. Küfür ordusunun bayraktarları, İslam devriminin yok olmasını arzu ederek ve İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) çıkmaza gireceği ümidiyle İmam’ın vefatını ve ondan sonraki dönemi beklemeye başladılar. Lakin İmam Humeyni’nin melekuti yükselişi ve yerine değerli ve ilahi bir şahsiyet olan Ayetullah Hamenei’nin (izzeti daimi olsun) seçilmesi ve de Ayetullah Hamenei’nin defalarca, “bizim yolumuz, İmam Humeyni’nin yoludur. Bu yolda büyük bir inançla yürümeye devam edeceğiz.” diye buyurması1 yeniden sömürü cephesini, Ruhullah’ın dünyadaki İslam ülkeleri üzerine önderliğinin sürmesinden kaynaklanan dehşet ve ümitsizliğe düşürmüştü. 2
Öyle ki batılı uzmanlardan bazı kimseler şu öngörüde bulunmuşlardı: “İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) vefatıyla ekolünün sona ereceğini düşünmek yanlış bir düşüncedir. Onun düşünceleri, yıllar önce İslam dünyasını büyük ölçüde etkilemiştir.”3
Merhum İmam’ın çağdaş dünya üzerindeki derin etkisi ve İslam ümmeti arasındaki düşüncelerinin ve fikirlerinin hissedilir bir şekilde mevcudiyeti öylesine bir takım şartları ortaya çıkarmıştır ki, o Allah’ın Salih kulunun kurtarıcı mektebinin takipçileri gözünde “İmam asla ölmemiştir, henüz de hayattadır ve faaliyet göstermektedir.”4 Şüphesiz, “İmam Humeyni’nin vefatının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen İmam Humeyni’nin düşünce ve fikirlerinin hala bir çok taraftarı mevcuttur.”1 Ve, “Bütün dünya halkları, İmam Humeyni’nin manevi devriminin etkisi altında bulunmaktadır.”2
Şu anda İslam ve insanlığın yeminli düşmanlarının isteklerine rağmen “İmam Humeyni, çoğu müslümanın görüşüne göre, yeni asırda yeniden kendine dönüşün davetçilerinden biri sayılmaktadır.”3 Ve bugün her zamandan daha çok İmam Humeyni’nin örnek oluşu, “bütün dünya genelinde İslamcıları harekete geçirmeye devam etmektedir.”4
Dünyadaki mevcut değişimler ve bir çok örnekler de şu gerçeği ifade etmektedir: “Çağdaş dünya her gün daha fazla Merhum İmam Humeyni’nin düşünce ve ideallerinin etki sahasının genişlemesine tanıklık etmektedir. Şüphesiz büyük İslam devriminin yüce hedeflerine ulaşıncaya ve İmam’ın tarihi risaletine erişinceye kadar layık bir halef ve fedakar bir ümmet kalıbında kendi hayatını sürdürecektir ve esasen şöyle söylemek gerekir: “Bundan sonra dünya, büyük Humeyni’nin gittikçe artan açılımına ve büyümesine şahit olacaktır.”5
Dostları ilə paylaş: |