Kanıtlanmış 101,5 milyar varil petrol rezervi ve yaptığı güçlü güvenlik anlaşmaları ile bu gün Arap Yarımadası’nın kar getiren ülkelerinden biri olan Kuveyt, hükümetinin aldığı kararlar doğrultusunda bölgesinde ticaret ve finansman merkezi olmak için de çalışmakta. Bu alanda atılan en ciddi adım ise yabancı yatırımcıyı korumaya yönelik çıkarılan kanunlar ve uygulamalar gösterilebilir. Irak’ın bölgeyi işgal etmesi ile dünya gündemine gelen Kuveyt, sonrasında yaptığı savunma anlaşmaları ve petrol kozunu iyi kullanması ile bu gün Arap Yarımadası’nın en dikkat çekici ülkelerinden biri haline gelmiştir. Ülke ekonomisinin güçlü biçimde büyümesi; devlet kurumlarının istikrarı, finansal güçlülük, belirsizliklerle dolu bölgede Kuveyt adeta bir vaha gibi yatırımcıları beklemekte. Devlet ve özel sektörün 2020 yılına kadar, çeşitli sektörlerde 49 milyar doları aşan projeleri başlatması, Kuveyt Projesi ve petrokimya alanında yapılacak yatırımlara ilişkin yabancı sermaye beklentisi, likidite bolluğunun iç talebi teşviki, Irak’a bağlı ticaret, petrol fiyat ve üretim artısından kaynaklanan gelir fazlasıyla Kuveyt, Körfez’in istikrarlı ve zengin pazarı konumunda. Bu noktada da Türk iş âleminin bu durumu en iyi şekilde değerlendirmesi gerekiyor.
2008 yılında ki GSYİH’si bir önceki yıla oranla artarak 148,17 milyar dolar olarak gerçekleşen Kuveyt’te, özel sektörün büyük oranda kamu ihalelerine bağlı olması ve kamu harcamalarının yüksek düzeylerde gerçekleşmesi ekonominin büyüme trendi göstermesini sağlamakta. Ancak 2009 yılında petrol ihracat hacmindeki artışta beklenen düşüşle GSYİH’deki büyümenin eksi yüzde 0.7’ye gerilemesi beklenmekte. 2010 yılında ise GSYİH’de yüzde 4.8 oranında büyüme kaydedileceği de tahmin edilmekte.
Kuveyt ekonomisi diğer Körfez ülkeleri gibi temelde petrol üretimine dayalıdır. Ülkedeki imalat sektörü ve özel girişim zamanla gelişme gösteriyor. İmalat sanayinin GSYİH’ye katkısı yaklaşık yüzde 8 civarında. Irak’ın yeniden imarı, özellikle bölgedeki koalisyon ordularına yapılan gıda ve araç-gereç satışları, alınan ihale ve taşeronluk işleri ülke ekonomisini oldukça canlı tutmakta.
Ülke hükümeti, limanların rolünü arttırarak, Kuveyt’i bölgenin ticaret ve finansman merkezi yapmak ve yatırımların çoğunun yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilmesi planlanmakta. Ekonominin çeşitlendirilmesi ve petrole bağlı olmaktan çıkarılması, petrol dışı gelirlerin arttırılması, değişken petrol fiyatları nedeniyle ekonominin dalgalanmasının engellenmesi ve daha çok Kuveyt vatandaşlarına iş alanı yaratılması hükümetin üzerinde durduğu konulardan. Ülkenin En Önemli Kaynağı: Petrol
Kuveyt, dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 8’ine karşılık gelen 101,5 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervine sahip. Kuveyt’in petrol rezervlerinin önemli bir bölümü dünyanın ikinci büyük petrol sahası olarak kabul edilen 70 milyar varillik Büyük Burgan bölgesinde yer almakta olup bölgenin günlük petrol üretim kapasitesi ise 1,2 milyon varil. Kuveyt’in sahip olduğu rezerv, şu andaki üretim miktarı devam ettiği takdirde 100 yıldan daha fazla bir süre için yeterli olacak. Kuveyt, dünya petrol üretiminde 13’üncü, petrol ihracatında 8’inci sırada ve 1998 yılında 8,5 milyar Dolar petrol ihracatına sahip olan ülkenin 2008 yılı petrol ihracat rakamı 70 milyar Dolara ulaşmış.
Ülkenin imalat sanayi içindeki en önemli sektörler, petrole dayalı olan petrokimya ve petrol arıtma sektörleridir. Petrol arıtma sektörü dışındaki üretimin GSYİH’ye katkısı oldukça düşük bir seviyede. Petrol dışı sanayi gıda isleme ve inşaat malzemeleri gibi alanlarda yoğunlaşmakta. Yabancıya yüzde 100 hisse hakkı
2001 yılında Kuveyt Ulusal Meclisi’nden geçen Doğrudan Yabancı Yatırım Kanunu’na göre yabancı girişimciler birçok sektörde sponsora ihtiyaç duymadan, çoğunluk hisseye, hatta yüzde 100 hisseye sahip oldukları şirketler kurabilmekte. Aynı kanun yabancı yatırımcıya 10 yıla kadar vergi muafiyeti, ülkeye yabancı isçi getirilmesi, isletmenin kurulabilmesi için arazi tahsisi, üretim için gerekli hammadde, ekipman, yarı mamulün gümrüksüz ithalatına izin verilmesi, kamulaştırma riskine karsı güvence verilmesi, yabancı yatırımcının gelecekteki kanun değişikliklerine karsı korunması, sermaye transferine kısıtlama getirilmemesi gibi yatırımcı lehine hükümler içermekte. Şu anda ülkede faaliyet gösteren tamamı veya bir kısmı yabancı yatırımcıya ait olan tüm firmalar kurumlar vergisine tabi ve bu vergi firmanın toplam karının yüzde 25’inden fazla olmamakta.
Önümüzdeki dönemde ülkede konut, yerleşim, sağlık, eğitim, enerji, su, ulaşım, çevre alanları ile ülkedeki petrol sektörünün üretim kapasitesinin ve işlenmiş petrol üretiminin arttırılmasına yönelik petrokimya ve rafineri projelerini kapsayan alanlarda yatırımlar öngörülmekte. Dış ticaret ve Türkiye ile ilişkileri
Türkiye-Kuveyt ticaretinin, Kuveyt’in ithalat hacmi ve iki ülkenin potansiyeli düşünüldüğünde kısıtlı kaldığı söylenebilir. Türkiye’nin 2008 yılında Kuveyt’e ihracatı, bir önceki yıla göre 2 kattan fazla artış göstererek yaklaşık 493 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Örneğin Eskişehir’den Kuveyt’e yapılan ihracat ise aynı yıl yaklaşık 2.5 milyon dolar oldu.
Kuveyt’ten ithalat ise 2008 yılında 2007 yılına oranla yüzde 10 azalarak 80 milyon dolara düşmüş. 2009 yılı ilk on aylık verilerine göre bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 62,5 oranında azaldı. Kuveyt’e ihracatı gerçekleşen başlıca kalemlerini arasında demir ve çelik ürünleri, elektrikli makina ve cihazlar, demir veya çelikten eşyalar yer alırken, organik kimyasal müstahzarlar, plastik ve plastikten mamul eşya ile elektrikli makina ve cihazlar baslıca ithalat kalemleri oluşturuyor.
Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre, Kuveytliler’e ait kayıtlara geçen 25 şirketin Türkiye’deki yatırımlarının 300 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmekte.
Elde edilen bilgilere göre 2000-2004 döneminde üç Türk firması taşeron girişim olarak Kuveyt’ten 125 milyon dolar tutarında iş almış. 2005 yılında Tekfen İnşaat firması ile Kuveyt Petrol Şirketi arasında 220 milyon dolarlık iş sözleşmesi imzalanmış. 2006 yılı itibariyle Türk firmalarının bugüne kadar Kuveyt’te üstlendikleri müteahhitlik islerinin toplam değeri ise 594 milyon dolar olmuş. Kaynaklar
• Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
• TÜİK
• Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)
Kuveyt nüfusunun yüzde 85’ini Müslümanlar, yüzde 15’ini ise Hıristiyanlar ile Hindu ve Farsiler oluşturur. Ana dili Arapça olan ülkenin Milli Meclis adıyla anılan Kuveyt Parlamentosu’nu 50 kişilik seçilmiş parlamenterler heyeti ile atama yoluyla seçilen diğer parlamenterler oluşturmakta. Anayasal monarşiyle yönetilen Kuveyt’in Devlet Başkanlığı görevini Ocak 2006’dan itibaren Şeyh Sabah al-Ahmed al-Jabir al-Sabah yürütmekte.
ABD Kuveyt’in güvenliğine 1991 yılında imzalanan ve 2001 yılında yenilenen 10 yıllık bir
savunma anlaşması ile destek olmakta. Ayrıca Kuveyt ile İngiltere, Fransa ve Rusya arasında da savunma anlaşmaları bulunmakta. Bu anlaşmalar ile Kuveyt bölgedeki en güvenli ülkelerden biri haline gelmeyi başarmıştır.
İki ülke arasında öne çıkan işbirliği fırsatları
1. İki ülke arasında özellikle inşaat, taşeronluk ve müteahhitlik alanlarında işbirliği imkânları mevcut.
2. Tekstil ve hazır giyim alanında ortaklaşa yatırım imkânları.
3. Mühendislik alanında her türlü danışmanlık hizmetleri.
4. Gıda, mobilya, klima, buzdolabı, petrol ve petrokimya sektörlerinde işbirliği.
5. Kuveyt’te geleneksel Türk mutfağına has restoran zincirleri.
6. İnşaat malzemeleri satışı ve taşeronluk hizmetleri.
7. Ticaret, sanayi, yatırım, bankacılık, turizm alanlarında faaliyet gösteren Türk firmalarıyla ortaklık.