KÖTÜ ÖĞRETMEN YOKTUR
Öğretmen, eğitim sisteminin vazgeçilmez bir parçası, hepimiz gibi bir insan ve toplumun temel taşlarından sosyal bir varlık. İyi bir örnek olursa toplumu aydınlatacak, ışık tutacak bir önder.
15 yıllık öğrenciliğim süresince öğrenim gördüğüm okullarda birçok iyi ve kötü insan örnekleriyle karşılaştım. Bu kişilerden bazıları benim gözümde öğretmendi bazılarıysa öğretmen değildi. Bana göre kötü öğretmen yoktur. İyi yetiştirilememiş insanın öğretmenlik mesleğini yapmaya çalışması vardır.
Kendi bilgi ve becerilerini; öğrenciye kazandırılması gereken davranışlar noktasında iyi bir şekilde sunamayan, eğitim biliminden, öğrenci psikolojisinden anlayamayan veya anlamak istemeyen bir insanın “öğretmen” sıfatını hak etmesine ve kullanmasına imkân yoktur. Bence bu durumdaki kişi, sadece Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan, emekliliğinden ve maaşından başka bir şeyi düşünmeyen bir memurdur. Ne Büyük talihsizliktir ki, milyonlarca öğrenci arkadaşım gibi bende –Öğretmen demeye dilim varmıyor– böyle kişilerle öğrenimime devam etmek durumunda kaldım.
Bizlere rehber olabilen, bilgisini sınırsız ve özümsenecek biçimde bize sunan, yeri geldiğinde arkadaş kimliğinde yaklaşan öğretmenlerimiz de oldu. “Ders niçin erken bitti?”, “Neden bu ders haftada bir gün?” gibi benzeri soruları kendi kendime sorduğum zamanları da hatırlarım. Bu derslere gösterdiğim ilginin karşılığı olarak samimi, güler yüzlü ve içtenlikle davranan Öğretmenimi karşımda görmek beni hep heyecanlandırırdı. İlgi çekici örnekler, teşvik edici sözler, yapıcı tartışmalar, düşünceyi geliştiren yorumlar, iletişimim güçlendiren davranışlar ve yerinde zamanında yapılan espriler derslerimizin daha dikkat çekici hale gelmesine sebep olurdu. Öğretmenlerimiz, ders dışı etkinliklerle de okulu bizim için bir cazibe merkezi haline getirirdi.
İyi öğretmen, ezberine güvenmeyen, basmakalıp sistemleri aşabilen, kendi sınırlarını öğrencileriyle zorlayıp yeniden inşa eden kimsedir. Aksi takdirde, -tek düze bağlılık yemini etmişçesine- öğrenciyi kalıplaştırmaya çalışan vereceği notlarla gözünü korkutan birisi bence “öğretmen” denilmeyi hak etmiyordur. Otoritesini, bulunduğu konumla özleştiren ve tam anlamıyla öğrencinin gözünde kâbus olan birisi, öğretmenlik mesleğini kötülemekten başka bir şey yapmaz.
Kötü örneklerle bu yazıyı daha da uzatmamız mümkün. İyi bir gelecek oluşması; ufku geniş, insani değerleri göz ardı etmeyen öğretmenlerin eğitim sisteminde görev almasına bağlıdır. İyi ve seçkin öğretmenlerin yetiştireceği, bilinçli, aydınlık bir topluma adım atma dileğiyle…
04.12.2006
Veli SİPAHİ
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Türkçe Bölümü 3-B
Dostları ilə paylaş: |