Tablo- 80
Devletten beklentileriniz nelerdir sorusuna örneklem grubunun; %56.8’sosyal güvence, %25’i daha iyi iş olanakları, %15.6’sı ürünlerin fiyatlarını arttırmalı, %2.2’si teşvik kredisi cevabını vermiştir. Aile reislerinin büyük bir kesiminin emekli olduğu düşünüldüğünde, sosyal güvence isteğinin bu oranda yüksek çıkışı, onların kendi geleceklerini güvende görmediklerine işarettir. Gençlerin aile reislerinden daha farklı bir meslek edinme isteği de yeni iş olanaklarının açılması taleplerini yansıtmaktadır.
Tablo- 81
Siyasi partiler sorunlarınızla ilgileniyor mu sorusuna örneklem grubunun; %93.3’ü hayır derken, %6.7’si evet cevabını vermiştir. Siyasetçilerin sadece seçim zamanı gelip ondan sonra köylünün sorunlarıyla ilgilenmiyor oluşu, bir çok temel sorunlarının çözülmemesi(yol, sulama, posta hizmetleri ve alt yapı eksikleri) köy sakinlerinin mevcut siyasilere bakışını olumsuzlaştırmaktadır.
ÖNSÖZ
Öğrenim yaşamım sonucunda böyle bir çalışma yapacak düzeye geldiğim için mutluyum... hayatının belli bir bölümünde köyde yaşamış birisi olarak böyle bir çalışma yapmak ve köy yaşamına dair söz söylemek insanı gururlandırıyor.
Nüfusunun yarıya yakınının köylerde yaşadığı düşünüldüğünde Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunu söylemek pek de zor gözükmemektedir. Muhakkak ki, sanayileşmek gelişmenin, ilerlemenin temel koşullarındandır. Maalesef ülkemizde sanayileşmek adına köy-köylü ihmal edilmiştir. Son 20 yılda ülkeyi yönetenler sanayi ülkesi olma hayallerini, sanayi geliri tarım gelirinden fazla olan ülke tanımı üzerine inşa ettiklerinden yurdumuzda köylü hep ihmal edinilen konumuna düşürülmüştür. Sanayi gelirinin tarım gelirinden daha fazla olması için planlı ve bilinçli bilgi yatırımı-teknoloji transferi yerine, köylünün üretimini artırması için gerekli koşullar oluşturulamamıştır. Mevcut şartların üretimi ve ekonomik şartları kısıtlaması yanında bir de köylünün bilinçli ve modern tarım yapması için verilmesi gereken bilgi, yardım verilmeyerek durumun daha üzücü hale gelinilmesine sebep olunmuştur.
Armağan köylülerinin geleceğe dair olumlu bakış açıları ülkemiz adına sevindiricidir. Sağlam bir geleceğin inşası onların geçmiş mötiflerle temellendirilmesine bağlıdır.
Bu tezi, hazırlamamda değerli yardımlarını esirgemeyen bölüm başkanımız ve danışman hocam Sayın Doç. Dr. Metin Özkul’a, Armağan köyü emekli öğretmeni Metin Demirel’e, Armağan köyü muhtarı Yüksel Yesin’e, çabalarından dolayı Recep Dal’a, Selçuk Kocaman’a, Emel Aksoy’a, katkılarından dolayı Ali Kemal Çiftçi’ye, değerli ağabeyim Erol Taştan’a ve adlarını sayamadığım bütün Armağan köyü sakinlerine teşekkür ederim.
Baykal Taştan
AMACA DAİR
Varlığını ve ulusal kimliğini tarım toplumunun temel dinamikleri üzerinde yükselmiş olan Türkiye Cumhuriyeti, sosyal yapısında köklü farklılaşmaları ve değişimleri hızlı bir şekilde yaşamaktadır. Köy ve köylülük selefimiz olan Osmanlı devleti ve Türkiye Cumhuriyetini kuran unsurun da yerleşim sahası ve vasfıdır. Bu gerçekliğin sağladığı bakış açısıyla bir değerlendirme yaptığımız zaman köy-köylülük ikilisinin daha iyi anlaşılması, istikbale yönelik toplumsal projelerin ve değişim çabalarının nasıl olması gerektiği hususunda kanaat sahibi olabiliriz.
Bugün şehirlerde yaşayan nüfusun genel nüfusa oranı %60 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, şehirlerde yaşayan söz konusu kitlenin büyük bir çoğunun köye ait olduğu ve söz konusu insanların hayatını biçimlendiren bu aidiyatın temel belirleyicilik gücü taşıdığı her toplum bilinci nezlinde malumdur. Dolayısıyla şehirlerimiz, şehir yaşantımız, mimarimiz, şehir ve insan, insan-ansan, birey-devlet toplum ilişkilerimiz taşra-kent tepkileşmesinin oluşturduğu kendine özgü bir sentezi ifade etmektedir. Sağlam bir gelecek oluşturma çabasında köylü geçmişimizin üzerinde ve şimdimiz üzerinde özenli bir alakayla durmalıyız.
Armağan köyünü kapsayan bu çalışma daha sonra yapılacak çalışmalar için kaynak oluşturma ve sosyal yapıyı analiz etme çabası gütmektedir. Çalışmamızda köylünün kendine özgü bilincini nasıl şekillendirdiğini ve bu bilinç oluşumunu etkileyen faktörlerin neler olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Nüfusumuzun yarıya yakın bir yekününü teşkil eden köylerimiz üzerinde akademik çevrelerin özgün ve kapsayıcı çalışmaları yarınımızın daha güzel şekillendirilmesinde katkı sağlayacaktır. Üniversitelerimiz kendi bünyeleri içerisinde köyün sosyolojisini yapmayı kedilerine görev adl etmelidir. Kuşatıcı ve gerçekçi varsayımlar, çalışmalar sosyal bünyenin anlaşılmasında belirleyici olacaktır.
Araştırmanın sınırları ve takip edinilen metot
Araştırma Armağan köyünü kapsamaktadır. Köyün nüfusu 832 kişi, hane sayısı 195 olarak tespit edilmiştir.
Armağan köyü monografisine başlamadan önce bu konuda yapılmış olan çalışmalar ve metot kitapları incelenmiştir. Belirli bir plan hazırlanıp bu plan çerçevesinde araştırma yapılmaya çalışılmıştır. Mülakat formundaki sorular daha önce yapılmış köy monografilerinden alındığı gibi, bu sorular incelenecek olan köyün yapısına göre şekillendirilmiştir.
195 hane içinde %? Güven aralığıyla 45 örneklem tespit edilmiştir. Örneklem grubu basit tesadüfü örneklem metoduyla tespit edilmiştir.
Mülakatlar köy kahvesi ve evlerde yapılmıştır. Resmi kurumlardan, köy muhtarlığından gerekli bilgiler evraklar alınmıştır.
Köylülerin merakını gidermek için araştırmanın amacı açıklanmıştır. Araştırmanın mevcut var sayımları doğrultusunda köyün coğrafi, sosyal, kültürel, siyasi, iktisadi yapısı analiz edilmeye çalışılmıştır.
Araştırma sahasında toplanan karışık bilgiler sınıflandırılmaya tabi tutulmuştur. Elde edilen bilgiler düzenli hale getirilerek sosyal bilimlerle ilgili araştırma programı olan SPSS Win programıyla bilgisayarda tablo haline getirilip, bu tablolar mevcut çerçeve içerisinde yorumlanarak rapor haline getirilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |