Kısaltmalar



Yüklə 280,8 Kb.
səhifə5/10
tarix07.04.2018
ölçüsü280,8 Kb.
#46992
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

III. LİTERATÜRDE SİHİR


Sihirde Allah'tan başkasına yönelinmesi ve bununda yasak olması nedeniyle İslam'ın ilk dönemlerinde bu konuda yok denecek kadar az eser telif edilmiştir. İlk telif İbn Vahşiyye'nin el-Filâhatü'n Nebâtiye adlı risalesidir. Yine onun es-Sihrü’l-Kebîr'i vardır. Harizmi'nin Kitabü'l Cemhere, Endülüsî'nin el-İzah ve ed-Desmasanî'nin Kitabü'l-Ammar'ı sihrin amacı hususunda ele alınmış eserlerdir. Cabir bin Hayyan, Kitabü'l Havassi'l-Kebir, Kitabü'l-Bahs, Kitabü'l-Hamsin ve Kitabü's-Seb'in adlı eserlerinde havas ve büyü konuları üzerinde durur.

İslam filozofları da bu konularda risaleler vermişlerdir. İslam felsefesinde sihir konusunda sihir meselesine en çok yer veren ekol İhvan-ı Safâ olmuştur. Ele aldıkları risalelerde sihrin değişik çeşitlerine temas etmişlerdir. Sihrin bir hakikat olarak bazılarının filozoflar, bazılarının peygamberler tarafından öğretildiğini kaydetmektedirler. Yine sihri helal ve haram olarak ikiye ayırırlar.

İbn Nedim'de sihri aynı şekilde ikiye ayırır. Şeriata uygun olanla ilgilenenlere "azâim ashabı", aykırı olanlarla ilgilenenlere "sihirbaz" denmektedir.100

Taleri sihrin mahiyetinde üç başlıkta ihtilaf edildiğini kaydeder. Birinci olarak sihrin, hile, hud'a ve göz boyama, ikinci olarak sihrin bir hakikat olduğu, üçüncü olarak da, bir göz değmesinden ibaret olduğunu söyleyenlerin olduğunu kaydeder.101

Zemahşeri sihri bir hile ve temvih olarak görür ve ancak Allah'ın bazen sihirbazları denemek için sihirlerinin etkisini oluşturmalarına müsaade ettiğini belirtir.102

Bakıllani sihrin bir hayal, göz boyama türünün, bir de hakikati olan türünün bulunduğunu zikreder.103

Gazâli sihrin yıldızlara bakılarak bir takım hesaplar ve şeytana yaklaştıran küfür ve isyan içeren sözlerle yapıldığını Allah'ın da hükmünü icra ederek sihir yapılan insanda garip halleri hâsıl ettiğini belirtir ve sihri mezmum ilimler arasında saymaktadır.104

İbn-i Haldun'a göre beşeri nefisler tür olarak bir ise de, havas olarak çeşitlidir. Peygamberlerin, sihirbazların, kâhinlerin nefisleri diye bir ayırım yapar ve sihirbazların nefislerinin yıldızların ruhaniyetini, celbede bileceğini belirtir. Sihirbazların sihir, tılsım, şa'beze şeklinde üç tür işleminin olduğunu, ilk ikisinin hariçte realitesinin olduğunu, üçüncüsünü bir gerçekliğinin bulunmadığını iddia eder ve Mısır ve Hindistan'da gördüğü sihir olaylarını anlatır.105

Genelde kelamcıların karşı çıkmaları ve sihrin bilgi vasıtası ve olağanüstü işler için araç olamayacağını söylemelerine, rağmen eski kültürler ve Batıniliğin etkisinde kalan bazı bilginler konuyla ilgilenmiş ve eserler yazmışlardır. Bunlar içinde Gazali, Râzî gibi kelamcılar dahi vardır. Bunlara nispet edilen eserler gerçektende öyleyse, bu sihre meşruiyet kazandırmaz. Bunların çağın yaygın ve hâkim kanaatinin etkisi altında kaldıkları söylenebilir.

IV. SİHRİN ÇEŞİTLERİ


Sihir değişik bölge ve milletlerde farklı uygulamalarla karşımıza çıkar. Bu sebeple birçok çeşidinden söz edilir. Yapılış yöntemi ve amaçları bakımından sihir çeşitli tasniflere tabi tutulmuştur. Örneğin Kur'an-ı Kerim'de üç çeşit sihir karşımıza çıkar. Birincisi, Bakara 102. âyetindeki semavi güçlerden yardım alınarak yapıldığı anlaşılan sihir. Tılsım denilen ve Babiller'in de uyguladığı sihir bundandır. İkincisi Hz. Musa (a.s.) döneminde Firavun'un sihirbazlarının başvurduğu sihir çeşididir ki, daha çok hayal ettirme veya çeşitli alet ve maddeleri kullanmakla yapılır. Üçüncüsü de Felâk suresinde sözü edilen, ipe okunup düğüm yapmak suretiyle yapılan çeşittir.

Kur’an-ı Kerim’de cinlerle insanların çeşitli temaslarından bahsedilmekle beraber106 pratik olarak Hz. Süleyman'ın cinleri istihdam edişi dışında insanların onlardan yararlandığına dair bir örnek yoktur. Buna rağmen dini literatürde, sihirbazların cinlerden istifade edişinden sıkça bahsedilir.

Hadislerde, kurumuş erkek hurmanın çiçek kapçığı, saç ve tarak ile ipe okunup düğüm yapılarak büyü yapıldığından107 ilm-i nücumun bir sihir çeşidi olduğundan,108 şirke sebep olmayan rukyede bir beis olmadığından109 söz edilir.

İslam bilginlerinin bir kısmı farklı taksimleri yukarıda da geçmiştir. Bunlardan başka en geniş sınıflandırmayı Fahrettin er-Razî yapmış olup sihri sekiz madde halinde sıralamaktadır.

a) Yıldızlara tapınmaya ve onların âlem üzerinde etkili oldukları inancına dayanan Keldanî sihri (tılsım). Keldânîler büyücülüğün ve kâhinliğin sırrını bilmekle ün yapmışlardı. Gök cisimlerine büyük kuvvetler atfederek, bazı rakamların özelliklerinden ve tılsımlardan yararlanmak suretiyle büyü yapar ve yıldızlardan faydalanabilmek için onlara taparlardı. Hz. İbrahim, onların bu yanlış inançlarını düzeltmek üzere gönderilmiştir.

b) Evham ve güçlü nefis sahiplerinin varlıklar üzerindeki etkisi ile yapılan sihir (hipnotizma). Bunlar, insanın ruhu terbiye ve tasfiye ile kuvvetlenir ve tesir gücünü artırır, idraki gizli, kapalı şeyleri algılayacak şekilde gelişir, iradesi de kendi dışında birtakım olayları etkileyecek derecede güçlenir. Böylece istediği çok şeyleri yapar, eşyada, canlılarda ve diğer insanlarda kendi bedenindeki gibi tasarruf edebilir diye inanıyorlardı. Ancak böyle bir durum ilahi ilham olmadan gerçekleşemez. Bir takım kimseler riyazet, havas, rukye, muska, uzlet vb. bazı yollarla ruh ilminin bazı garip olayları ile uğraşırlar ki manyetizma, hipnotizma, fakirizm gibi işler bu cümledendir ve sihrin en aldatıcı ve tehlikelisi budur.

c) Cinlerden ve kötü ruhlardan yardım görme yoluyla yapılan sihir (azâim, teshirü'l-cin, cincilik). Aslında insanların cinlerle irtibat kurma konusu inkâr edilemez bir durumdur. Bugünkü ruh çağırma seansları düzenleyenleri (ispritizmacılar) bu cincilerden sayabiliriz. Bu üç grup sihrin en meşhurlarıdır.

d) Hayal gösterme yani göz yanıltmak (illüzyon) ve el çabukluğu denilen sihirlerdir ki buna hokkabazlık ve şa'beze de denir. Bunun aslı duyuları aldatmaktır.

e) Teknik hilelerle yapılan, aletlerden istifade ederek acayip şeyler göstermek sureti ile ortaya konan sihirdir ki Firavun'un sihirbazları böyle yapmışlardır. Rivayete göre onlar, ipleri, değnekleri cıva ile doldururlarmış altlarından da ısı verince veya güneşin etkisiyle ısınınca ipler ve değnekler hemen hareke geçip kaymaya ve yürümeye başlarmış.

Günümüzdeki ileri teknik ürünü filmler küçülen veya büyüyen çocuklar dev hayvanlar, uçan kahramanlar… bu açıdan değerlendirilebilir.

f) Bazı cisimler veya birtakım kimyasal madde ve ilaçların kimyevi özelliklerinden yararlanılarak yapılan sihirdir (havas). Büyü yapılacak kişinin yedirilen veya içirilen esrar eroin gibi maddelerle aklı çelinir, yine bu sihir çeşidinde dinin necis sayılan insan ve hayvan dışkı ve idrarları, kan kadavra veya büyü yapılacak şahsın vücuduna değmiş ona ait bir eşya, ondan alınan bir diş, tırnak, saç teli gibi maddelerde malzeme olarak kullanılır.

g) Dinleyicileri yaldızlı sözlerle kandırarak, onların gönüllerini çelmek suretiyle yapılan sihirdir. Sihirbaz şarlatanlık ve çeşitli övünmelerle kendini satarak muhatabını celbeder, muhataba ümit ve korku vererek onun kalbini çelerek kendine bağlar, duygu ve düşüncülerini etkileyerek onu telkin altına alır ve yapacağını yapar. İsm-i Azam duasını bilirim der, cin çağırırım der, hünerden sanattan, paradan, kudretten, kerametten, menfaatten bahsederek karşısındakini dolandırır.

ğ) Söz taşıyarak, kovuculuk, gammazlık yaparak (nemime) el altından yürütülen gizli fitne, akla hayale gelmez bozgunculuk, tahrik ve aldatmalarla yapılan sihirdir ki halk arasında en yaygın olan sihir budur.

Bu sayılanlar iki esasta toplanabilir: Birincisi sırf yalan dolan ve saçmalama ve iğfal olan söz veya fiil ile etki yapan sihir. İkincisi de az çok bir gerçeğin sui istimalinden ortaya konulan sihirdir.110

Bunlardan başka birde sihrin yapılış amacı bakımından ak ve kara diye ikiye ayrıldığını görüyoruz. Ak büyü; genel olarak fert ya da toplumun menfaati için yapılanı, kara büyü ise; birine kötülük yapmak, zarar vermek maksadıyla yapılanıdır.111

İslam âlimleri insan ruhunda tesir oluşturarak istek, arzu ve düşünceleri yönlendiren bütün işlemlerin sihir kapsamına dâhil olabileceğini belirtir. Buna göre günümüzde geliştirilen ve beyin yıkama olarak ifade edilen çeşitli propaganda, reklâm ve telkin metot ve vasıtaları da sihir olarak değerlendirilebilir.



Yüklə 280,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin