Hem Küçük Amerika, hem Küçük Rusya
Baskın Oran
1950-60 arasının cumhurbaşkanı C. Bayar “Küçük Amerika olacağız” demişti. Gelişmişlik açısından değil ama, saldırganlık ve neoliberalizm açısından olduk.
Diğer yandan, hiç kimseler “Küçük Rusya olacağız” dememişti. Çünkü Çarlık Rusyası Osmanlı’nın, SSCB de TC’nin kabusuydu. Ama onu da olduk. Demokrasi açısından.
***
ABD’nin dünyanın her yerinde askerî üsleri var. Ama biz de fena gitmiyoruz.
Yandaş medyanın “Türkiye, Osmanlı topraklarına geri dönüyor” diye iftiharla yazdığına göre, devletimizin 10 ülkede askerî üssü var: KKTC, Suriye, Irak, Afganistan, Kosova, Katar, Somali, Lübnan, Azerbaycan, Arnavutluk. Jenositçi El Beşir’in Sevakin adasında (Sudan) bir deniz üssümüz de inşa halinde inşallah.
Bush Doktrini sonucu ABD, Irak’ı işgal etmişti. Buna, meşru müdafaa yapıyoruz açısından, “önleyici” (preventive) değil, “önalıcı saldırı” (preemptive) demişti. Yani, ‘şu anda saldırmıyor ama, belli mi olur, bakarsın bi gün bize de saldırır’ gerekçesi.
Biz de, K. Suriye Kürtlerini ve nasipse Irak’takileri, aynı gerekçeyle engellemek için harekete geçtik. Allah kısmet eder, ABD izin verir, Rusya da destek olursa, Irak-İran sınırındaki Kandil’e kadar gideceğiz. Ama arada arızalar olabiliyor; partnerimiz ÖSO’nun ganimet yağmalarken birbirini öldürmesi gibi.
Başkan Trump neoliberal ekonomi uyguluyor. Obama’nın tersine büyük şirketleri daha da semirtiyor, sağlık sigortasını kaldırmaya çalışıyor. Silah şirketlerini halka karşı koruyor.
Biz de inşaat şirketlerini ihya ediyoruz. Sağlık konusunda hastalarımız mı daha zor durumda yoksa nöbetçi doktorlarımız mı, tartışılıyor. Cumhurbaşkanımızın dünürü silahlı İHA üretiyor. Savunma bakanımız, 15 Temmuz gecesi TSK’nin silahlarını kayıp ettiğini söylüyor ve kümülatif sayı 106.740 olarak açıklanıyor. Sivillere tanınan yıllık 200 mermi satın alma hakkı artık 1.000’e çıkarıldı ama bunun kadınlarla mı ilgisi var yoksa Halk Özel Harekat (HÖH) denilen “sivil” girişimlerle mi, belli değil.
Yine de her şeye yetişemiyoruz. Mesela, Çiftlik Bank mavrasında seneler boyu 132.000 kişiden 1 milyar 139 milyon TL ütüp sonunda Uruguay’a tüyen tosuncuğun ancak 3 milyonuna el koyabildik.
Döviz fiyatları aldı başını gidiyor. İnsanlar asgari ücretin altında emekli ikramiyesi alıyor. Bu arada, KHK’yle atılmış olanların emekli ikramiyelerine “haklı fesih” gerekçesiyle el konuyor. Uzattık, öbür tarafa geçelim.
***
Dedik ya, Küçük Rusya olacağımızı kimse öngörmemişti, ama onu da olduk.
Putin’e karşı çıkmak intiharla eş anlamda. Başkanlığı rakipsiz. Bütün memurlar ağzına bakıyor. Muhalefet namevcut. Rusya İngiltere’de ajan zehirliyor ve tüm Batı’yla fena halde tokuşuyor. Tokuşunca, Ruble ve borsa düşüyor. Ama Putin Suriye’de savaş beyliği yaptıkça oyları yükseliyor.
Bizde de Erdoğan rakipsiz. Suriye sayesinde daha da rakipsiz. Bizde de ana muhalefet partisi CHP Afrin’e büyük destek veriyor. Bizim de tokuşmadığımız Batı ülkesi kalmadı ve kriz çıktıkça döviz rekor tazeliyor.
Şükür Allah’a öyle zehirleme falan yok ama, İsviçre’de diplomatlarımız Fethullahçı bir işadamını kaçırmaya kalktı diye bi dedikodu çıktıydı, konuyu Astana’da soran Kazak gazeteciyi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tersledi: “Biraz sorduğunuz soruda Fetöcü gibi gördüm sizi”. “Bir bahar akşamı rastladım size” vardı bizim çocukluğumuzda…
Rusya üniversiteleri Putin karşısında susta duruyor. Bizde Erdoğan Boğaziçi Üniversitesine sesleniyor: “Milletin değerlerine yaslanamadığı için beklediği yere gelemedi”. Boğaziçi öğrencilerine hitap ediyor: “Bu terörist öğrencileri kamera görüntülerinden çıkarıp gereğini yapacağız”. Ve ardından: “Bu vatan haini, terörist gençlere bu üniversitelerde okuma hakkını vermeyeceğiz”. Ve ardından polis baskını.
Artık bürokrasi hükümete arıza çıkartamayacak çünkü gn. md. yrd.’a varıncaya kadar hepsini Cumhurbaşkanı Erdoğan atayacak.
Atılan binlerce hocanın yerini doldurmak için, doktorayı veren doğrudan doçentliğe başvurabilecek. Sözlüye girmeden, dosya üstünden bir incelemeyle doçent olacak. 55’le geçilen yabancı dil sınavını her üniversite kendisi yapacak. Dikkat: Bu üniversitelerin önemli bir kısmında yüzlerce mezun ALES’e giriyor ve sıfır çekiyor. Örneğin Iğdır ve Ardahan üniversiteleri. Şimdi bu üniversiteler yapacak kendi doçent adaylarının sınavlarını.
Ayy içime baygınlıklar geldi, daha fazla yazamayacağım, bırakıyorum.
Dostları ilə paylaş: |