Kültürel Etkileşim Projesi



Yüklə 2,45 Mb.
səhifə16/21
tarix11.08.2018
ölçüsü2,45 Mb.
#69405
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21

3 SONUÇ VE ÖNERİLER


Türk Dünyasında farklı ülkeler arasındaki yakınlık ve kültürel etkileşimin belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmada ortak anlayışlar ve kültürel değerler ortaya konmaya çalışılmıştır. Bunun için örnek olarak Kırgızistan ve Türkiye toplumları seçilmiştir. Öncelikli amaç, kültürel etkileşimi ortaya çıkarmak olduğundan Kırgızistan’da her iki toplumdan insanların bir arada yaşadığı, çalıştığı kurumlara bakılmıştır. Birlikte çalışılan kurumlar insanların hayatının önemli bir kısmını geçirdiği mekânlardır. Bu mekânlarda yapılan ortak işler aracılığıyla fonksiyonlar gerçekleştirilir ve bu fonksiyonlar da kişilerin etkileşimini sağlar. Etkileşim uzun vadede özellikle değerler üstünde bir farklılaşma yaratabilir.

Burada model olarak, bütünleşme veya entegrasyon çerçevesinde geliştirilen “kültürel entegrasyon”dan hareketle etkileşime bakılmıştır. Bir bütün içinde, tek bir parçada birleşme anlamında anlaşılabilecek “bütünleşme” veya “entegrasyon” yerine, parçaların birbirini karşılıklı olarak etkilemesi göz önünde bulundurularak, “etkileşim” kavramı tercih edilmiştir. Kırgızistan içindeki Türkiye ve Kırgızistan’dan gelen kişilerden oluşan araştırma evreni açısından söz konusu durum, bir bütün içinde birleşmekten ziyade, etkileşim ile yakınlaşma olarak ifade edilebilir. Bu nedenle, bu farklı durum göz önünde bulundurularak, araştırmada bütünleşme (entegrasyon) çalışmalarının yöntemi esas alınmış ve modele eklemeler yapılmıştır.

Kırgızistan ve Türkiye’nin Türk dilli nüfusu birbirine benzer, akraba dilleri konuşan ve ortak bir konargöçerlik geçmişi olan topluluklardır. Ancak fiziki olarak yaklaşık 4.000 kilometrelik bir mesafe ve yaklaşık 500 yıllık bir aralıkla tarihi olarak birbirlerinden uzak düşmüş ve farklı tarihsel süreçlerden geçmişlerdir. Özellikle son iki yüzyılda dünyada yaşanan ve hızı gittikçe artan baş döndürücü değişim iki toplumun birbirinden ayrışması için daha güçlü itkiler yaratmıştır. Bu süre zarfından her iki toplumun farklı etkiler altında modernleşme süreci içine girmesi, sadece bir değişim değil dönüşüm de yaratmıştır. Türkiye’nin Batı ile ilişkisi, Kırgızistan’ın ise Rusya ve SSCB ile ilişkisi dahilinde bu dönüşüm sürecini yaşaması; bununla birlikte farklı konjonktürlerde gelişen bağımsızlık süreçleri elbette ki derin kültürel etkiler ve farklı dönüşümler yaratabilecek olgulardır.

Bu çerçevede bakıldığında, araştırmanın hedefi 4000 kilometrelik ve 500 yıllık ayrılık içinde yaşanan farklı süreçlerin ardından tekrar bir araya gelen iki toplumun 24 yıllık bir süre zarfından ne kadar yakınlaştığına bakılması olarak ifade edilebilir. Fakat araştırma içinde benzerlik veya yakınlığın ne düzeyde olduğu da ortaya konulmuştur.

Benzerlik, yakınlık ve etkileşim en açık şekilde değerlere bakılarak saptanabileceğinden soru formunda da öncelikle değerlere dayalı sorular hazırlanmıştır. Ancak tek başına değerleri saptamak yeterli olmayacağından aradaki iletişimi ortaya koymak ve etkileşimin durumunu belirleyebilmek için karşılıklı tanıma hakkında da bilgi soruları soru formuna eklenmiştir.

Tüm Kırgızistan’ı temsil edecek bir nüfus yapısı sunan Bişkek’te, Türkiye ve Kırgızistan vatandaşlarını birlikte çalıştığı kurumlar ve işletmelerde yapılan anket çalışması için Kırgızca, Türkçe ve Rusça 500 anket formu basılmış ve 474 anket toplanarak analize tabi tutulmuştur.

Çalışmanın güvenilirliğini belirlemek için Cronbach Alpha katsayısı hesaplanmış ve güvenilirlik katsayısı 0,86 olarak çıkmıştır. Bu, “1”e yakın bir değer olduğundan elde edinilen sonuç anketin yüksek derecede güvenilir olduğunu göstermektedir.

Bu güvenilirlik oranının yüksekliği, evren ile örneklemin neredeyse birbirine denk olması, yani Kırgızistan’da aynı kurumda birlikte çalışan iki ülke vatandaşlarının tamamına ulaşılabilmiş olması ile de bağlantılıdır. Çalışma, küçük işletmeler dışında Bişkek’teki tüm ortak kurum ve işletmelerdeki çalışanları kapsamaktadır. Görüşülen kişilerin 261’ini Kırgızistan, 213’ünü Türkiye vatandaşları oluşturduğundan yaklaşık olarak denk bir dağılım ortaya çıkmıştır. Ankete katılan Kırgızistan vatandaşlarının % 60,9’u kadın, % 39,1’i erkek, Türkiye vatandaşlarının ise % 10,8’i kadın, % 89,2’si erkektir. Gerek Kırgızistan (43,7) gerekse Türkiye vatandaşlarından (42,3) ankete katılanlar ağırlıklı olarak 30-39 yaş aralığındadır. Ağırlıklı olarak aynı yaş aralığında olunması aradaki iletişimi kolaylaştırıcı bir etken olarak değerlendirilebilir. Medeni durum açısından da bir örtüşme olduğu görülmektedir. Türkiye vatandaşlarının % 67’si, Kırgızistan vatandaşlarının % 75,6’sı evlidir. Eğitim durumu açısından da bir benzerlik vardır. Her iki ülke vatandaşlarının da eğitim durumu ağırlıklı olarak lisans ve lisans üstüdür. Kırgızistan vatandaşlarının % 60,5’i lisans, % 26,8’i lisans üstü, Türkiye vatandaşlarının % 22,1’i lisans, % 69,5’i lisans üstü mezunudur. Aradaki farklılık, Kırgızistan ve Türkiye’deki üniversite sisteminde lisans üstü eğitiminin statüsünden kaynaklanmaktadır. Genel olarak bakıldığında sos-demografik özelliklerde bir örtüşme görülmektedir. Bu da etkileşimi arttırıcı bir etkendir.

Çalışmadaki kültürel değerler “Aile Hayatı”, “Çalışma Hayatı”, “Ülke Yönetimi”, “Gelenek, Görenek ve Dini İnançlar” ve “Sosyal Hayat” olarak beş kategoriye ayrılarak ölçülmüştür.

Her iki ülke vatandaşlarının aile hayatına ilişkin sorgulamalara katılımına bakıldığında, Kırgızistan vatandaşları % 74,8, Türkiye vatandaşlarının katılımı ise, % 68,8 olarak görülmektedir. Bu durum her iki ülke vatandaşlarının aile hayatına ilişkin değişkenlere yapmış oldukları katılımda % 94 benzerlik olduğu şeklinde okunabilir.

Çalışma hayatına ilişkin sorgulamalara katılımlar incelendiğinde, Kırgızistan vatandaşlarının katılımı % 85, Türkiye vatandaşlarınınki ise % 81,4 olarak görülmektedir. Bu durum her iki ülke vatandaşlarının çalışma hayatına ilişkin değişkenlere yapmış oldukları katılımda % 94 benzerliğin olduğu şeklinde okunabilir.

Ülke yönetimine ilişkin sorgulamalara katılımlarda ise, Kırgızistan vatandaşlarının % 66 ortalama, Türkiye vatandaşlarının ise % 70 ortalama ile katılımda bulundukları görülmektedir. Bu durum her iki ülke vatandaşlarının ülke yönetimine ilişkin değişkenlere yapmış oldukları katılımda % 97 benzerliğin olduğu şeklinde bir sonuç doğurmaktadır.

Gelenek, görenek ve dini inançlara ilişkin sorgulamalara katılıma bakıldığında, Kırgızistan vatandaşları % 72,6 ortalama ile, Türkiye vatandaşları ise % 76,6 ortalama ile katılımda bulunmuştur. Bu durum her iki ülke vatandaşlarının gelenek, görenek ve dini inançlara ilişkin değişkenlere yapmış oldukları katılımda % 96 benzerliğin olduğu şeklinde okunabilir.

Sosyal hayata ilişkin sorgulamalarda ise, Kırgızistan vatandaşları % 80, Türkiye vatandaşları ise % 87,4 ortalama ile katılım göstermektedirler. Bu durum her iki ülke vatandaşlarının sosyal hayata ilişkin değişkenlere yapmış oldukları katılımda % 93 benzerliğin olduğu şeklinde okunabilir.

Kırgızistan ve Türkiye vatandaşlarının bu kategorilerdeki yakınlığının % 93 ila % 97 gibi yüksek bir benzerlik oranına sahip olduğu görülmektedir. Bu yüksek oran her iki toplumun değerlerinin birbirine ne kadar yakın olduğunu açıkça göstermektedir. Aradaki coğrafi ve tarihi mesafe ne kadar fazla olsa da, hatta farklı modernleşme kanallarından dönüşümler yaşasalar da benzerliklerin azalmaması ilginçtir. Buradan görülen her iki toplumun da gerçekten benzer bir kültürel temelden başladığı ve benzer bir dönüşüm süreci geçirdiğidir.

Bununla birlikte iki ülke vatandaşlarına yöneltilen karşılıklı tanıma ilgili sorulara verilen yanıtlarda ise aynı ortamı paylaşan çalışanlar arasında dahi etkileşimin az olduğu göze çarpmaktadır. Örneğin, her bir ülke vatandaşının diğer ülke edebiyatçıları, bilim insanları, sanatçıları, siyasetçileri, şarkıcıları, kitle iletişim araçları ve dizileri arasından bildikleri ortalama 2’den düşüktür. Yemekler ve turistik yerler en tanınırlık oranının en yüksek olduğu kategorilerdir, ancak bunlarda da ortalama 2 ila 3 arasındadır.

Bu da iletişimin fazla olmadığı, ortak iş yapmak dışında paylaşımın az olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte her iki toplumun birbirlerinin kültürüne ilgilerinin de az olduğu göze çarpmaktadır. Diyalog içine girilmese dahi toplumlar birbirlerinin kültürlerine ilgi duyabilir ve merak edip araştırarak o kültür hakkında bilgi edinebilir. Fakat popüler kültürle ilgili şarkıcıları tanımaktan, biraz daha ilgi gerektiren edebiyatçıları, bilim insanlarını, siyasetçileri tanımaya kadarki sorulara veya resmi bayramlar gibi birlikte yaşayıp kutlanarak öğrenilen özel günler, ilgi duyanların değerlendirmelerinde görülecek tarih, turistik yerlerle, yemekler, filmlerin adı hakkındaki sorulara verilen yanıtların azlığı gerek bilginin gerekse ilginin düşüklüğünü göstermektedir.

Burada daha yüksek tanıma oranına ulaşılan ve ortalamayı yükselten, hipotezlerimiz arasında da yer alan iki sosyo-demografik niteliğin olumlu etkisi göze çarpmaktadır. Diğer ülkede bir yıldan uzun süre kalmış olanlar veya diğer dili bilenlerin karşılıklı tanıma ile ilgili sorularda daha yüksek yanıt oranına ulaştıkları görülmektedir. Birlikte çalışma ile dolaylı olarak doğacak etkileşimden ziyade bu iki faktörün etkili olması, yani iş ortamı değil dil öğrenme, ziyaretler, değişim programları, eğitim faaliyetleri, çalışma, staj, turistik gezi gibi vesilelerle diğer ülkedeki hayat ve kültür ile aracısız bağ kurmanın tanımayı arttırdığı söylenebilir.

Değerlerde görüldüğü gibi aslında benzerliğin çok yüksek olduğu bir kültürel temel üstüne ilişkileri geliştirmek mümkünken, ilgi ve bilginin zayıf olması farklı bir tablo çıkarmaktadır. Sonuçta, araştırmanın tespit etmeyi amaçladığı benzerlik açısından durumun çok olumlu olduğu, etkileşim açısından ise çok olumsuz olduğu görülmektedir.

Bunu gidermek için öneriler derlenerek, bu öneriler çerçevesinde harekete geçilmesi, verilerin derlenmesinin ötesine geçilerek, yapılan çalışmadan somut sonuçlar alınması için gereklidir. Böylelikle çözüm önerilerinin uygulamaya konması ve sonuçlarının periyodik olarak tekrarlanacak anket çalışmaları aracılığıyla saptanması ile, bu çalışmanın “eylem araştırması”na dönüştürülerek, çalışmadan daha somut ve etkin sonuçlar alınması sağlanabilir.




Yüklə 2,45 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin